filmin konusu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
filmin konusu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Haziran 2011 Çarşamba

KIRMIZI (RED) 2010



   Eski bir CIA ajanı olan Frank Moses (Bruce Willis) yalnız ve sessiz bir hayat sürmektedir. Ta ki, yüksek teknoloji sahibi bir ekip onu öldürmeye kalkışıncaya kadar. Kimliğinin ortaya çıkması ve çok önem verdiği bir kadın olan Sarah (Mary-Louise Parker)’nın hayatının tehlikeye girmesi üzerine Frank eski takımını toparlar ve son bir yaşam savaşı vermeye başlarlar.

Dövüşçü( The Fighter ) 2010



     Dicky Ecklund efsanevi eski boksördür. Ancak yeteneğini boşa harcamış ve başarı imkanını hiç etmiştir. Micky Ward , Dicky'nin üvey kardeşidir. Mickey iyi bir boksör olarak adını duyurmadan Dicky onun ustalığını yapmaktaydı. Bu gerçek hikaye iki kardeşin her şeye rağmen tekrardan bir araya gelip parçalanan ailelerini bir araya getirme çabalarını anlatıyor.
The Fighter - The Fighter

Pers Prensi: Zamanın Kumları( Prince of Persia: The Sands of Time ) 2010



   Haylaz bir prens olan Prens Dastan, istemeden de olsa gizemli bir prensesle güç birliği yapar. Birlikte, zamanı tersine çevirebilen Zamanın Kumları 'nı açığa çıkarabilecek ve sahibinin dünyaya hükmetmesini sağlayabilecek olan eski bir hançeri korumak üzere karanlık güçlere karşı bir yarış içine girerler.
Köstebek, Dört Nikah Bir Cenaze ve Harry Potter ve Ateş Kadehi'nden tanıdığımız Mike Newell'ın yönettiği Pers Prensi: Zamanın Kumları, Mayıs 2010'da sinemaseverlerle buluşacak.
    Marakeş, Ouarzazate ve Erfoud, Fas'ta ve İngiltere'deki Pinewood Studios'daki büyük ölçekli bir platoda çekilen filmin yapımcısı olan Jerry Bruckheimer Films yapımları pek çok ödülün ve ödül adaylığının yanısıra, 41 kez Oscar ödülüne aday gösterilmiş ve 6 Oscar kazanmıştır. Ayrıca 23 kez Altın Küre'ye aday gösterilmiş ve dört kez ödül almışlardır.

AVATAR 2009



     Titanik, Yaratıklar (Aliens), Terminator filmlerinin efsanevi yönetmeni James Cameron Sinema tarihinde çığır açacak filmi AVATAR ile bir kez daha seyircileri büyülemeye hazırlanıyor.
    Üç boyutlu (3D) Sinema tekniklerinde son teknoloji ile üretilen ve en yüksek bütçeli film olarak akıllara kazınacak AVATAR, 18 Aralık'ta tüm dünya ile aynı zamanda sinemalarda!
    Bizleri hayal gücümüzün ötesinde muhteşem bir dünyaya taşıyacak olan film Na'vi adlı yok olmak üzere olan bir halkın yaşadığı Pandora adlı gezegende geçiyor.
     Yarı-felçli bir savaş gazisi olan Jake Sully, kendilerine özgü dilleri ve kültürü olan, barış ve doğa ile örtülü bir çevrede yaşayan Na'vi halkının arasına gönderilir.
     Askeri bir şirket uzaktaki bu gezegeni ve barındırdığı kaynaklaro incelemek üzere AVATAR adlı bir program oluşturmuştur. Bu program ile insanlar genetic mühendislik sonucu yarı insan yarı Na'vi haline getirilir ve misyoner olarak Pandora'ya gönderilirler.
      Botanist Dr. Grace Augustine (Sigourney Weaver) ile programa gönüllü olarak katılmış Jake'in bedenlerinin Avatar'I yaratılacak ve böylece Jake'e de felç olmuş bedenini başka bir formda kullanma şansı verilmiş olacaktır. Na'vi halkından Prenses Neytiri ile tanışan Jake, kendisini Pandora'ya gönderen tehlikeden bu halkı savunurken bulur. Avatar - Avatar

Essential Killing 2010



    Afganistan’da Amerikalı askerler tarafından yakalanan Mohammed (Vincent Gallo), Avrupa’da bilinmeyen bir yerdeki bir cezaevine gönderilir. Bindirildiği araç kaza yapınca özgürlüğüne kavuşur ve evi olarak bildiği çölden kilometrelerce uzakta, kar altındaki ormanda kaçmaya başlar.Resmen var olmayan bir ordu tarafından acımasızca izlenen Mohammed, hayatta kalmak için öldürmekten başka çaresi kalmadığını görür. Film boyunca tek bir söz bile etmeden fiziksel olarak oldukça güç bir rolün altından kalkan Vincent Gallo, bu rolüyle geçen seneki Venedik Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülüne uzanmıştı..."

40 2009


  Diyelim önünüze pat diye bir çanta dolusu para düştü. Talih kuşu mu? Dualarınız kabul mu oldu? Bir çeşit yazgı mı? Yoksa hepsi birden mi?

İstanbul’un dolambaçlı sokaklarında geçen 40 işte bu soruların yanıtlarını arıyor. 12 milyon nüfuslu kentte birbirini tanımayan üç kişi kendilerine bir yol bulmaya çalışırken bir çantanın peşine düşerler.

İstanbul’da çekilmiş olan 40, sürükleyici bir öyküyü belgesel tadı veren bir sinema diliyle anlatıyor. Çok şey var bu öyküde: İnanç, aşk, talih, kader, insan kaçakçılığı..

Sinemada en yüksek dijital görüntüyü alabilen ve Hollywood'da birçok filmde kullanılmaya başlanan RED Kamera ile çekilen ilk Türk filmi olan filmin Hollywood'da yaşayan genç yönetmeni Emre Şahin, ABD`de History Channel’in en yüksek reytingli showunu yapıyor.

Çekimleri İstanbul’da 1 ay, Hollywood’da 1 hafta sürmesi planlanan filmin, 2009’da Ekim ayında gösterime girmesi planlanıyor. 40, aynı zamanda 46. Antalya Altın Portakal Film Festivali 'nde Ulusal Uzun Metraj Film Bölümü'nde yarışacak.

Filmin başrollerinden birini oynayan Uganda asıllı oyuncusu Ntare Mwine , Heroes dizisinde oynuyor.

Larry Crowne 2011



  İşini kaybeden orta yaşlı bir adam tekrar üniversiteye dönerek hayatı keşfediyor.

Jane Eyre



     On yaşında öksüz kalan, babasını da öldü bilen Jane Eyre, kendisine köle gibi davranan halası tarafından yoksul kızların gittiği katı disiplinli bir yatılı okula gönderilir. On yıl kadar kaldığı bu okula sonunda öğretmen olur. Bir süre sonra da Edward Rochester’ın malikânesinde mürebbiyelik yapmaya başlar. Jane, giderek hayal bile edemeyeceği zorluklar ve acılar yaşayacak, beş parasız ve evsiz barksız kalacak, erkeklerin egemenliğindeki bir dünyada bir kadının tek başına ayakta kalabileceğini kanıtlamak için savaşacaktır...

Chatroom



      William arkadaşça, yardımsever yaklaşımıyla saf gençleri kandırır. Kendi felaketine doğru ilerlerken, gerçek dünyadaki insanlara tahammülü yoktur William'ın. Yeni kurbanları Jim, Eva, Emily ve Mo, sanaldan gelen gerçek bir tehditle karşı karşıyadır.

Drei 2010



      Ünlü Alman yönetmen Tom Tykwer'in son filmi ''Drei'' yolları hastalıktan geçen bir çiftin arasına sızan üçüncü kişi ile yakınlaşması anlatılıyor.İlişkinin hem kadın hem de erkek tarafıyla yakınlaşan bu adamı,neyin bu kadar karşı konulmaz yaptığını ise filmde göreceğiz.

Zwart Water 2010



    Dokuz yaşındaki Lisa yeni tanıştığı arkadaşının aslında annesinin daha önce ölen ikiz kızkardeşinin hayaleti  olduğunu keşfeder.

Julia'nın Gözleri (Julia´s Eyes ) 2010



       Julia'nın (Belén Rueda) sonunda onu kör bırakacak olan bir göz hastalığı vardır.Julia'nın ikiz kız kardeşide aynı hastalığa yakalanmış ve kendini bodrum katında asarak intihar etmiştir.Herkes onun intihar ettiğini düşünsede Julia aynı fikirde değildir,kardeşini kimin öldürdüğünü bu işin gerçek nedenini öğrenmek amacı ile kendini bu göreve adar ve araştırmaya girer.İpuçlarını tek tek toplamaya başladığı andan itibaren izlenildiğinin farkına varır.Bu arada gözündeki hastalık ilerlediğinden dolayı Julia cerrahi bir operasyon geçirir ve iki hafta boyunca gözünde bir sargı ile yaşamak zorunda kalır.Kardeşini öldüren katilin geceleri evine girip kendisini izlediğini hisseder ve onun için gerilimli saatler başlamıştır. Onun kusuru görme yeteneğinin sade bir çarpıtmasımıdır,veya hayal etme gücünün yeteneğimidir?Onu izleyen adam görünmez olabilirmiydi?Bu sorular içeriisnde Julia gizemli ve karabasana dönen bu bu karanlık dünyadan kurtulabilecekmiydi.

      El laberinto del fauno, El orfanato, Splice gibi filmlerin yapımcılığını üstlenen Guillermo del Toro'nun yeni projesinde El orfanato'daki Lauro rolüyle başarılı bir oyunculuk sergileyen Belen Rueda başrolde. Rueda'ya Broken Embraces'den hatırlayacağımız Lluis Homar eşlik ediyor. Yönetmenlik koltuğunda ise El habitante incierto gibi kaliteli ve farklı bir gizem-gerilime imza atmış Guillem Morales var. Morales yaklaşık 5 senelik bir aranın ardından bu filmle yeniden yönetmenlik koltuğuna dönüyor. Filmdeki isimler, konu ve trailer'e bakılırsa son dönemde korku-gerilim dalında iyi işler çıkartan İspanyol sinemasından yine kaliteli bir gizem-gerilim filmi izleyeceğiz gibi.

Dokuzuncu Kartal (The Eagle ) 2010-2011



         M.S. 140 yılında, efsanevi Ninth savaşçılarının İskoçya'da kayıplara karışmasından yirmi yıl sonra, genç bir komutan olan Marcus Aquila, babasının onurunu kurtarmak için yola çıkar. Roma'dan ayrılan Marcus Aquila, Ninth lejyonunun nerede ve neden kaybolduğunu bulmak amacındadır, ama aynı zamanda emrindeki askerlerin hayatlarından da sorumludur. Bu gizemi çözmesinde ona esir Esca yardım edecektir.

öfkeli çılgınlık Karamsar çile 2010



      Çukurova 1960.. Toros Dağlarının uzak bir köşesinde,kara kıl çadırının içinde Zeynep hamileliğinin son gününe uyanır.Uzaklardaki sarp kayalıklarda 3 gündür aç olan Çoban, çoktan uyanmış ve sürüsünün peşindedir.Eşek hapishanesinin sorumlusu Bekçi,öfkeli ve nefret dolu bir adamdır.Dağlara doğru bir eşek sırtında getirilen Gani Efendi,aslında son derece gönülsüz çıktığı bir yolculuktadır,çünkü artık yaşlı,yorgun ve hastadır.Memet,Haso ve Hamo buraya getirdikleri Gani efendinin yardımıyla define bulacaklarına yürekten inanmaktadırlar. Üzerlerinden geçen ve dağlarda alçak uçuş yapan bir jet bu bir avuç insanın sonsuz korkularıdır..

Happy Few 2010



     Bir takı dükkanında tanışan Rachel (Marina Fois) ile Vincent (Nicolas Duvauchelle) eşleriyle birlikte bir akşam yemeği düzenlerler. Çiftler kuralları belirlenmemiş bir eş değiştirme programı uygularlar. Nevarki kıskançlık ve acımasızlık hemen devreye girecektir

St. Trinian's 2: The Legend Of Fritton's Gold ( kayıp hazine ) 2010-2011



   Konusu: Müdüreleri Miss Fritton’ın ünlü bir korsanla bağı oldugunu keşfetmeleri üzerine St Trinian kızları gömülü hazinenin peşine düşerler..

Limit Yok (Limitless ) 2011



    Ya bir hap sizi daha zengin ve daha güçlü kılabilseydi? Eddie (Bradley Cooper) perişan halde yaşayan New York lu bir yazardır. Ancak günün birinde beyninin tüm kapasitesini kullanabileceği bir ilaçla tanışır. Bu sayede paraya, akla, çekiciliğe sahip olur. Fakat Eddie kısa bir süre sonra sonsuz güce bedelsiz sahip olunamayacağını anlar.

Dört Aslan (Four Lions ) 2010



     Hepsi kendi çapında orjinal ve birbiriyle alakasız dört arkadaşın İngiltere'de kalkıştıkları cihad mücadelesi sırasında gerçekleşen trajikomik durumlarını anlatan film Christopher Morris'in ilk uzun metrajlı film olmasıyla beraber Sundance Film Festivalinde Jüri Özel Ödülünü kazanmıştır

14 Haziran 2011 Salı

Kaybedenler Kulübü 2010



       Alternatif kitaplar basan bir yayınevinin sahibi olan Kaan (Nejat İşler) ile Kadıköy’de bar işleten, çok sıkı bir plak ve efemera koleksiyoneri olan Mete (Yiğit Özşener), 90’lı yılların ikinci yarısında, sanki bir yerde oturmuş konuşuyorlarmış ve kimsenin bundan haberi yokmuş gibi bir radyo programı yapmaya başlarlar. Yaptıkları program zaman içinde hem onların hem de dinleyenlerin hayatını değiştirecektir. Programın şöhreti hızla yayılırken Kaan ve Mete eski hayatlarına aynen devam ederler. Hergün başka kadınlarla yalnızlığını gidermeye çalışan Kaan, aradığı aşkı Zeynep’de (Ahu Türkpençe) bulur ve bu aşkı tutkuyla yaşamaya çalışır; aralarındaki hayat görüşü farklılığına rağmen... Bu arada herkesin ‘kendi kaybını’ bulduğu ‘Kaybedenler Kulübü’, toplumun farklı kesiminden insanları biraraya getirerek adeta bir ‘ortak mahalle’ de buluşturur. Kendi yalnızlıklarıyla bile dalga geçen, sisteme her gün başkaldıran,  hayatın kıyısında yaşayan Kaan ve Mete’nin renkli hayatlarını yansıtan programın tutkunları, ‘Kaybedenler Kulübü’nün üyeleridir artık.

Her Şey Güzel Olacak (Alting bliver godt igen ) 2010



    Christoffer Boe'nin son filminin umutsuz kahramanı Falk, yazmayı sürdürdüğü savaş filminin senaryosunu bir türlü bitiremeyen, kendi işiyle takıntılı bir senarist ve yönetmendir. Bir gün arabasıyla Arap asıllı genç bir adama çarpar. Suçludur, ama yardım etmeden kaza yerinden kaçar. Oysa çarptığı adamın elinde Irak'la ilgili, Danimarka hükümetini sarsacak sırlar vardır. Falk, adamın başından geçenleri halka açıklamak için her şeyi göze alacaktır. Falk'ın hayatı siyasal bir gerilim olarak yola çıkan ve Boe'nin alıştığımız tarzını sürdüren film, çizgisel olmayan bir anlatı izleyerek Falk'ın paranoyaya kapılıp ailesini ve kendisini de tehlikeye atarak hayatını mahvedişini anlatıyor.