fransa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fransa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Mart 2014 Cumartesi

Fransa’da Cesar sinema ödülleri verildi

Hollywood Reporter’in bildirdiğine göre bu yıl Fransız Cesar sinema ödülünü Guillaume Gallienne’in ‘Les garçons et Guillaume, à table!’ filmi kazandı.

 ‘En iyi film’ ve ‘en iyi adapte edilen senaryo’ dahil 6 alanda ödül kazanan komedi filminde Gallienne başrolde oynamıştı.

Roman Polanski ise ‘Venus im Pelz’ isimli filmiyle ‘en iyi yönetmen’ ödülünü kazandı.

Aktris Scarlett Johansson da Cesar ödülü kazandı. Quentin Tarantino’nun elinden ödülünü alan Johansson ‘Ödül daha iyi olmayı sağlıyor’ dedi.

‘En iyi senaryo’ dalında ise ödülü Albert Dupontel’in ‘9 mois ferme’ isimli filmi kazandı. Filmde başrolü oynayan Sandrine Kiberlain en iyi kadın oyuncu ödülünü aldı.

‘En iyi başlangıç yapan kadın oyuncu’ ödülünü ise Adele Exarchopoulos ‘Adale’nin hayatı’ filmindeki rolüyle kazandı. Cannes Film Festivalinde Altın Palmiye ödülü kazanan bu film Cesar’dan başka bir ödül alamadı. Festivalde ‘En iyi yabancı film’ dalında yarışan Quentin Tarantino’nun ‘Django Unchained’ filmi ise ödül alamadı. En iyi yabancı film ödülünü Felix Van Groeningen’in ‘The Broken Circle Breakdown’ filmi kazandı.
Cesar Baldaccini anısına isimlendirilen Cesar ödülleri Fransa Sanat ve Sinema Teknolojileri Akademisi tarafından 1976 yılından beridir Paris’teki Châtelet Tiyatrosunda veriliyor.

kaynak: Rusyanın sesi

3 Eylül 2013 Salı

Amerikan Filmleri Dauville’de yarışıyor

Yaz mevsiminin sonuna yaklaştığımız şu günlerde, Fransa Normandiya kıyılarının güzel şehri Deauville’de Amerikan Film Festivali 30 Ağustos Cuma günü başladı, festival 8 Eylül’e kadar devam edecek. “Yarışmaya katılmak için Deauville’e sinemanın çok önemli isimleri geldi. Bu yıl 39.‘uncusu düzenlenen festival sinema severler için çekici olmaya devam ediyor.”

Aktör Michael Douglas ve yönetmen Steven Soderbergh festivale katılan yıldızlar arasındaydı. Douglas ünlü piyano virtüözü Valentino Liberace’i canlandırdığı ‘Şamdanın Arkasında’ isimli filmin Avrupa Prömiyer’i için festivaldeydi. “Çok vaktim vardı, biliyorsunuz kanserle savaşırken filmi bir yıl ertelemek zorunda kaldık ama bu sayede prova için çok zamanım oldu. Henüz hayatta olan bir kişiyi canlandırmanın sorumluluğu üzerinizde ve bu ilk kez oluyor, bunu başardım.” Bu ayrıca Soderbergh’in son sinema filmi çalışması, yönetmen yeni bir hayata başlamak üzere: “Geleceğim televizyonda. Bir ay sonra 10 saaatlik bir dizinin çekimlerine başlıyorum. 1900 yılında New York’ta bır hastanede geçen ‘The Nick’ isimli bu dizi çok eğlenceli olacak.” Şamdanın Arkasında piyanist Valentino Librace ve Matt Damon’un canlandırdığı genç Scott Thorson arasındaki ilişkiyi anlatıyor.

Oskar ödüllü ve iki kez de Altın Küre ödüllerine layık görülmüş ünlü Avustralyalı aktris Cate Blanchett’te festivale katılanlar arasındaydı. Festivalde verilen dört ödülden biri, Hayat Boyu Başarı Ödülü Cate Blanchette’e verildi. Son altı yıldır Avustralya’da tiyatrolarda sahne alan başarılı oyuncu sinema ekranlarını da önemli filmlerle doldurdu. Euronews olarak en sevdiği karakterin hangisi olduğunu kendisine sorduk: “Karakterlerin herhangi bir tanesine aşık olmamaya çalışıyorum. Galiba film yapmak daha çok tecrübeye dayanır. Santa Fe’de ‘The Missing’ için Ron Howard’la çalışmaya bayıldım. Kesinlikle Woody ve ekibiyle San Fransisco’da olmak ta harikaydı. Eğer herşeyi bırakıp gitmeseydiSteven Soderbergh ile heyecanlı işler yapmak isterdim.” Deauville’de Cate Blanchette’in başrolü oynadığı Woody Allen’ın son filmi ‘Blue Jasmine’ Avrupa Prömiyeri’ni gerçekleştirdi.

Festival’e katılan filmler arasında Lee Daniels’in Uşak’ı (The Butler) en ilgi çeken filmler arasında. Filmde yedi Amerikan Başkanı’na uşaklık yapmış Cecil Gaines’i Forest Whitaker canlandırıyor. “Bu karakteri geliştirmeye çalışırken çok büyük zorluklar vardı. Bazı özel durumlar. Çünkü Lee bu yolculuğu yaşlanma süreci gibi uzun bir zaman sürecine yayarak yaptı. Bu süreç esnasında, içinde mutluluk barındıran çok sıkı bir çalışma buldum.”

Başlangıçta insan ve aile öyküsü anlatan Uşak, Amerikan tarihinde siyahların hak mücadelesine bakışa dönüşür. Birleşik Devletlerde gösterime girdiği günden beri gişe rekorları kıran Uşak, yakında Avrupa sinemalarında…

kaynak: tr.euronews.com

19 Nisan 2013 Cuma

Cannes'ın filmleri belli oldu


Dünyanın en prestijli festivali Cannes'da yarışacak filmler açıklandı. Roman Polanski, Steven Soderbergh, Asghar Farhadi, Coen Brothers, François Ozon gibi ustaların son filmleri yarışmada. Festivalin Açılış ve Kapanış Töreni NTV'den canlı olarak yayınlanacak.

 Cannes film Festivali'nde yarışacak filmler belli oldu.

Baz Luhrmann imzalı The Great Gatsby'nin açılışı yapacağı festivalin Jüri Başkanı Amerikalı yönetmen Steven Spielberg.

Cannes Film Festival açılış ve kapanış törenleri ve gün gün özel yayınlarla NTV'den canlı olarak yayınlanacak.

Festivalde yarışacak filmler şöyle;

Only God Forgives, Nicolas Winding Refn
Borgam, Alex Van Warmerdam
La Grande Bellezza, Paolo Sorrentino
Behind the Candelabra, Steven Soderbergh
The Immigrant, James Gray
Le Passe, Asghar Farhadi
La Venua a la Fourrure, Roman Polanski
Nebraska, Alexander Payne
Jeune & Jolie, François Ozon
Wara No Tate, Takashi Miike
La Vie D’Adele, Abdellatif Kechiche
Soshite Chichi Ni Naru, Kore-eda Hirokazu
Tian Zhu Ding, Jia Zhangke
Grisgris, Mahamat-Saleh Haroun
Heli, Amat Escalante
Jimmy P., Arnaud Desplechin
Michael Kohlhaas, Arnaud Despallieres
Inside Llewyn Davis, Coen Brothers
Un Chateau en Italie, Valeria Bruni-Tedeschi

Festivalin Belirli Bir Bakış (Un Certain Regard) bölümünde ise şu filmler yer alacak:

The Bling Ring, Sofia Coppola
Anonymous, Mohammad Rasoulof
The Bastards, Claire Denis
Bends, Flora Lau
Death March, Adolfo Alix Jr.
Fruitvale, Ryan Coogler
Grand Central, Rebecca Zlotowski
La Jaula de Oro, Diego Quemada-Diez
L’image manquante, Rithy Panh
L’inconnu du lac, Alain Guiraudie
Miele, Valeria Golino
Norte, hangganan ng kasaysayan, Lav Diaz
Omar, Hany Abu-Assad
Sarah prefere la course, Chloe Robichaud

Öte yandan, Semih Kaplanoğlu, Jane Campion’un başkanlık ettiği Cinefondation jürisinde yer alacak.

66. Cannes Film Festivali, 15-26 Mayıs'ta yapılacak.

kaynak: ntvmsnbc.com

11 Nisan 2013 Perşembe

Fransız sineması yeniden doğuş hazırlığında


4 -7 Nisan tarihleri arasında Londra’da 4. kez düzenlenen “Fransız Sinemasıyla Randevu” günleri, Fransız yönetmen ve oyuncuların katılımıyla yeni yapımların tanıtımına yer verdi. Son dönemde eski cazibesini bulamayan Fransız sinemasının yurt dışında tanıtımını hedefleyen UniFrance Films’in düzenlediği buluşmada dikkat çeken filmlerden biri, 2012 yapımı romantik komedi “Popüler” oldu.

Popüler’in 50’li yılların sonunda geçen öyküsü, son dönem Fransız sinemasının yükselişe geçen genç isimleri Deborah François ve Romain Duris’in oyunculuklarından besleniyor. Filmin yönetmeni, Regis Roinsard, bu ilk uzun metraj çalışmasında karşılaştığı güçlükten söz ediyor: “Uzun metraj, bir maratona benziyor. Hazırlık aşaması altı ay sürdü. Senaryonun yazılması da ayrı bir enerji gerektiriyor. Adeta çekimler gibi fiziksel bir egzersize benziyor. Bu da başlı başına bir film öyküsü olur. Bu film benim için büyük bir sınav niteliğinde oldu, çünkü ilk filmim ve bu devasa bir proje. Çekimler adeta bir spor müsabakası gibiydi.”

UniFrance Films’in başkanı Jean Paul Salome, Fransız sinemasının günümüzdeki duruşundan söz ederken, Hollywood yapımlarıyla rekabet etmenin zorluğunun altını çiziyor: “Fransız sineması, saf Hollywood modeline karşı direnen bir sinema. Buna Amerikan sineması demek doğru olmaz. Amerikan sinemasının salt eğlence ağırlıklı olan kısmını, gişe rekorları kıran yapımlarını ayrı tutarak konuşuyorum. Günümüzde Amerikan bağımsız sineması da aynı şekilde büyük zorluk içinde. Biraz düşünce üzerine kurulu filmler önerdiğimizde, video oyunundan ibaret olmayan bir şeyler önerdiğimizde ana akımdan uzaklaşmış oluyoruz ve her açıdan işler iyice karışıyor.”

Yakın dönem Fransız sinemasının önde gelen yönetmenlerinden François Ozon’un yeni yapımı “Dans la Maison/ Başka Bir Hayat”, Londra’da tanıtımı yapılan filmler arasındaydı. Başrolde Oscarlı İngiliz oyuncu Kristin Scott Thomas’a yer veren yapım, sinemada Fransız- İngiliz ortaklığını göstermesi açısından manidardı.

Amelie Poulain karakteriyle hafızalarda yer edinen oyuncu Audrey Tautou da, yeniden beyaz perdeye uyarlanan “Therese Desqueyroux” yapımının tanıtımı için Londra’daki buluşmaya katıldı. François Mauriac’ın aynı adlı romanından uyarlanan, zengin bir kadının mutsuz evlilik yaşamında kurtulma çabasını konu alan filmde, Audrey Tautou’ya son dönem Fransız yapımlarının en popüler oyuncularından Gilles Lellouche eşlik ediyor.

2011 ‘deki yurt dışı başarısını geçtiğimiz yıl ikiye katlayarak, uluslararası arenada 140 milyonluk satışa imza atan Fransız sineması, yeniden uluslararası popülaritesini yakalayacağının sinyallerini veriyor.

kaynak: tr.euronews.com

28 Kasım 2011 Pazartesi

Avrupa Film Festivali Haftası Sudan'da Başladı


Sudan'da yeni düzenlenmeye başlanan 'Avrupa Film Festivali' İngiltere Kültür Merkezinde "I am Slave" (Ben köleyim) filmiyle açılışını yaptı.

  Sudan'da yeni düzenlenmeye başlanan 'Avrupa Film Festivali' İngiltere Kültür Merkezinde "I am Slave" (Ben köleyim) filmiyle açılışını yaptı.

Sudan'daki kısıtlı imkanlar nedeniyle gelenekselleştirilemeyen Avrupa Film Festivali dün İngiltere, Almanya, Fransa ve Yunan Kültür Merkezlerinde yapılan ayrı ayrı film gösterimiyle izleyiciyle buluştu. Sudan'da imkanlar nedeniyle her yıl yapılamayan festival en son 2 yıl önce yapılmıştı. Dün başlayan festival kapsamında açılış filmi İngiltere Kültür Merkezinde yapılan "I am Slave" (Ben Köleyim) filmi ile açılışını yaptı. Afrika'dan, İngiltere'ye giden bir mültecinin Londra'da da devam eden kölelik

hayatını ve bunun mücadelesini anlatan film izleyiciler tarafından beğeniyle karşılandı.

Avrupa Film Festivali'nin gelenekselleşmesini isteyen halk, bu sayede bir çok kültürü tanıma fırsatı bulacaklarını belirtti. İHA'ya açıklamalarda bulunan yönetmen Sayid Ebu İsa, "Avrupa Filmleri Festivali, Sudan'daki halkın sinemayı daha iyi tanımaları ve sinema yönetmenlerinin diğer filmleri tanımaları için büyük bir fırsat oluşturuyor. Diğer bir önemli konu da kültürler arası farklılığın tanınması ve insanların birbirlerini tanıması için bir fırsat doğuruyor" dedi.

Sudanlı bir sinema izleyicisi Ahmed Salih Şahab de yaptığı açıklamada, "Bu gerek izleyicilerin gerek yönetmenlerin sinema farklılıkları açısından güzel bir deneyim olacak. İnsanlar genellikle Mısır ve Hint sinemasını izliyorlar. Fakat burada diğer filmleri de izleme şansı bulacağız" diye konuştu.

Festivalle ilgili açıklama yapan İngiltere Kültür Merkezi Basın Sözcüsü Talal Salih, "Bu yapılan festivalde 3 önemli noktanın olmasına önem verdik. Bunlar; İslam ve Avrupa, Sanat ve Hayat ile Avrupa'ya Göç konulu filmlere festivalde ağırlık vermeye çalıştık" dedi.

Başkent Hartum'da 27 Kasım- 4 Aralık tarihleri arasında İngiliz, Fransız, Alman ve Yunan kültür merkezlerinde sahneye girecek olan filmlerde ağırlıklı olarak Avrupa yapımı filmler gösterime sunulacak.

Haber1.com
                                                                                                                                           Alıntıdır....

15 Haziran 2011 Çarşamba

Tehlikeli Yol


Happy Few 2010



     Bir takı dükkanında tanışan Rachel (Marina Fois) ile Vincent (Nicolas Duvauchelle) eşleriyle birlikte bir akşam yemeği düzenlerler. Çiftler kuralları belirlenmemiş bir eş değiştirme programı uygularlar. Nevarki kıskançlık ve acımasızlık hemen devreye girecektir

14 Haziran 2011 Salı

Her Şey Güzel Olacak (Alting bliver godt igen ) 2010



    Christoffer Boe'nin son filminin umutsuz kahramanı Falk, yazmayı sürdürdüğü savaş filminin senaryosunu bir türlü bitiremeyen, kendi işiyle takıntılı bir senarist ve yönetmendir. Bir gün arabasıyla Arap asıllı genç bir adama çarpar. Suçludur, ama yardım etmeden kaza yerinden kaçar. Oysa çarptığı adamın elinde Irak'la ilgili, Danimarka hükümetini sarsacak sırlar vardır. Falk, adamın başından geçenleri halka açıklamak için her şeyi göze alacaktır. Falk'ın hayatı siyasal bir gerilim olarak yola çıkan ve Boe'nin alıştığımız tarzını sürdüren film, çizgisel olmayan bir anlatı izleyerek Falk'ın paranoyaya kapılıp ailesini ve kendisini de tehlikeye atarak hayatını mahvedişini anlatıyor.

Düğün Hediyesi (Copacabana ) 2010



     Babou hiçbir şeyi önemsememeyi başarabilenlerdendir. Adam gibi işler, kocalar, sorumluluklar… Bunlara kimin ihtiyacı var ki? Ancak kızının kendisini düğününe çağırmaya utandığını öğrenince, bazı değişiklikler yapmaya karar verir. Ölü sezonda Belçika kıyılarında devre mülk satışı işine girer ve kendisini de şaşırtacak şekilde örnek çalışan seçilir. Babou bir kez daha kendi başarısına gölge düşürmeyi becerir ve şimdi kızına layık bir düğün hediyesi bulması gerekmektedir, tabii kendi nevi şahsına münhasır kişiliğini yansıtan bir hediye…

Küçük Beyaz Yalanlar (Les Petits Mouchoirs ) 2010



    Talihsiz bir kazaya rağmen yıllık tatillerini deniz kıyısında geçirmeye karar veren Parisli burjuva bir arkadaş grubunun etrafında şekilleniyor bu film.Bu insanların hepsi sırlarla ve güvensizliklerle örselenmiştir.Mutlu bir evliliği olan Vincent, Max'e aşık olur;Marie Ludo'nun eski sevgilisidir;Eric Lea'yı aldatmaktadır; Antoine eski kız arkadaşına kafayı takmış durumdadır.Günler geçtikçe ilişkileri,sadakatleri ve dostluk bağları sınanacaktır..

İhanet (Leaving ) -2009



      Suzanne kırklı yaşlarında, iki genç çocuk annesi bir doktor eşidir. Çocuklarını yetiştirmek için bırakmak zorunda kaldığı eski mesleği fizyoterapistliğe tekrar başlamaya karar verir. Kocası arka bahçelerine bir muayenehane yaptırmasına izin verir. İnşaat işinin başındaki kişi ise zor işlerin adamı Ivan’dır. Suzanne her şeyden vazgeçip tutkularını doya doya yaşamaya karar verir.

Zor Hedef (À Bout Portant ) -2010



    Samuel ve Nadia için hayat güzel sürüyordur. İlk bebeklerinin doğmasına çok az kalmıştır. Sağlık görevlisi belgesini almak için çalışan Samuel’in hayatı bir gün tamamen değişir... Nadia, Samuel’e saldıran adamlar tarafından kaçırılır. Samuel kendine geldiğinde telefonu çalmaktadır. Polis gözetiminde hastanede yatan adamı oradan çıkarmak için sadece üç saati vardır. Samuel’in kaderi, polisin hırsızlık suçundan peşinde olduğu Sartet’e bağlıdır. Eğer karısını bir daha görmek istiyorsa çok hızlı davranmak zorundadır.

Gönül Avcısı (L'arnacoeur ) -2010



    Alex ve kız kardeşi ve eşi mutsuz olan çiftlerin ilişkilerini bozan bir şirket yaratmışlardır. Zengin bir çiçekçi adam kendilerini kızının evlenmesine engel olmaları için kiralar.Sorun Alex ' in bunu sadece 10 gün içinde yapması gerekmektedir.çünkü görevi çok karmaşık çift kesinlikle birbirlerine mükemmel ve aşık gibi görünür...

Dehşet Evi (Secuestrados ) -2010



   Üç maskeli adam bir eve girip bir aileyi rehin alırlar ve korku dolu anlar başlar..