ingiltere etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ingiltere etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Nisan 2014 Cuma

İngiliz sinemasının başyapıtı bulundu!

Sessiz sinemanın başyapıtlarından sayılan kayıp 'Love Life and Laugter' filmi bulundu

İngiliz sessiz sinemasının başyapıtlarından kabul edilen 'Love Life and Laugter (Aşk, Hayat ve Kahkaha)' Hollanda'da gün ışığına çıkarıldı. İngiliz Fim Enstitüsü, 1923 yılında George Pearson tarafından yönetilen filmin Hollanda'daki küçük bir sinemada bulunduğunu açıkladı. Açıklamada; "Sinemanın bulunduğu binanın tadilata girmesinin ardından teneke kutular içinde saklanan bazı filmlerin, Hollanda Sinema Müzesi'ne taşındığı, Pearson'ın filminin de bu sırada bulunduğu" belirtildi.

'Love Life and Laugter', İngiliz Fim Enstitüsü'nün en çok aranan 75 film listesinde yer alıyor. Filmde İngiltere'nin en başarılı sessiz sinema oyuncusu Betty Balfour başrolde oynuyor. İngiliz Film Enstitüsü'nün Sessiz Film Küratörü Bryony Dixon filmin bulunması ile ilgili bir açıklama yaptı. Dixon yaptığı açıklamada: "Sessiz sinema döneminin en tanınan, en yetenekli İngiliz yönetmenlerinden George Pearson'un günümüze kadar ulaşabilmiş sadece bir filmi vardı. Şimdi 'Love Life and Laugter' bulduk. Pearson'un 1. Dünya Savaşı'nı konu alan 'Reveille' filmi de en çok arananlar listemizde bulunuyor" şeklinde konuştu.

90 dakika süren filmin yıl içinde gösteriminin yapılması için çalışmalar başladı.

kaynak: haberturk.com

28 Kasım 2011 Pazartesi

Avrupa Film Festivali Haftası Sudan'da Başladı


Sudan'da yeni düzenlenmeye başlanan 'Avrupa Film Festivali' İngiltere Kültür Merkezinde "I am Slave" (Ben köleyim) filmiyle açılışını yaptı.

  Sudan'da yeni düzenlenmeye başlanan 'Avrupa Film Festivali' İngiltere Kültür Merkezinde "I am Slave" (Ben köleyim) filmiyle açılışını yaptı.

Sudan'daki kısıtlı imkanlar nedeniyle gelenekselleştirilemeyen Avrupa Film Festivali dün İngiltere, Almanya, Fransa ve Yunan Kültür Merkezlerinde yapılan ayrı ayrı film gösterimiyle izleyiciyle buluştu. Sudan'da imkanlar nedeniyle her yıl yapılamayan festival en son 2 yıl önce yapılmıştı. Dün başlayan festival kapsamında açılış filmi İngiltere Kültür Merkezinde yapılan "I am Slave" (Ben Köleyim) filmi ile açılışını yaptı. Afrika'dan, İngiltere'ye giden bir mültecinin Londra'da da devam eden kölelik

hayatını ve bunun mücadelesini anlatan film izleyiciler tarafından beğeniyle karşılandı.

Avrupa Film Festivali'nin gelenekselleşmesini isteyen halk, bu sayede bir çok kültürü tanıma fırsatı bulacaklarını belirtti. İHA'ya açıklamalarda bulunan yönetmen Sayid Ebu İsa, "Avrupa Filmleri Festivali, Sudan'daki halkın sinemayı daha iyi tanımaları ve sinema yönetmenlerinin diğer filmleri tanımaları için büyük bir fırsat oluşturuyor. Diğer bir önemli konu da kültürler arası farklılığın tanınması ve insanların birbirlerini tanıması için bir fırsat doğuruyor" dedi.

Sudanlı bir sinema izleyicisi Ahmed Salih Şahab de yaptığı açıklamada, "Bu gerek izleyicilerin gerek yönetmenlerin sinema farklılıkları açısından güzel bir deneyim olacak. İnsanlar genellikle Mısır ve Hint sinemasını izliyorlar. Fakat burada diğer filmleri de izleme şansı bulacağız" diye konuştu.

Festivalle ilgili açıklama yapan İngiltere Kültür Merkezi Basın Sözcüsü Talal Salih, "Bu yapılan festivalde 3 önemli noktanın olmasına önem verdik. Bunlar; İslam ve Avrupa, Sanat ve Hayat ile Avrupa'ya Göç konulu filmlere festivalde ağırlık vermeye çalıştık" dedi.

Başkent Hartum'da 27 Kasım- 4 Aralık tarihleri arasında İngiliz, Fransız, Alman ve Yunan kültür merkezlerinde sahneye girecek olan filmlerde ağırlıklı olarak Avrupa yapımı filmler gösterime sunulacak.

Haber1.com
                                                                                                                                           Alıntıdır....

15 Haziran 2011 Çarşamba

AVATAR 2009



     Titanik, Yaratıklar (Aliens), Terminator filmlerinin efsanevi yönetmeni James Cameron Sinema tarihinde çığır açacak filmi AVATAR ile bir kez daha seyircileri büyülemeye hazırlanıyor.
    Üç boyutlu (3D) Sinema tekniklerinde son teknoloji ile üretilen ve en yüksek bütçeli film olarak akıllara kazınacak AVATAR, 18 Aralık'ta tüm dünya ile aynı zamanda sinemalarda!
    Bizleri hayal gücümüzün ötesinde muhteşem bir dünyaya taşıyacak olan film Na'vi adlı yok olmak üzere olan bir halkın yaşadığı Pandora adlı gezegende geçiyor.
     Yarı-felçli bir savaş gazisi olan Jake Sully, kendilerine özgü dilleri ve kültürü olan, barış ve doğa ile örtülü bir çevrede yaşayan Na'vi halkının arasına gönderilir.
     Askeri bir şirket uzaktaki bu gezegeni ve barındırdığı kaynaklaro incelemek üzere AVATAR adlı bir program oluşturmuştur. Bu program ile insanlar genetic mühendislik sonucu yarı insan yarı Na'vi haline getirilir ve misyoner olarak Pandora'ya gönderilirler.
      Botanist Dr. Grace Augustine (Sigourney Weaver) ile programa gönüllü olarak katılmış Jake'in bedenlerinin Avatar'I yaratılacak ve böylece Jake'e de felç olmuş bedenini başka bir formda kullanma şansı verilmiş olacaktır. Na'vi halkından Prenses Neytiri ile tanışan Jake, kendisini Pandora'ya gönderen tehlikeden bu halkı savunurken bulur. Avatar - Avatar

The Resident 2010-2011



   Genç doktor yeni taşındığı Brooklyn dairesinde yanlız olmadığını düşünmeye başladığında, ev sahibinin kendisi konusunda korkurtucu saplantıları olduğunu da öğrenir.

Jane Eyre



     On yaşında öksüz kalan, babasını da öldü bilen Jane Eyre, kendisine köle gibi davranan halası tarafından yoksul kızların gittiği katı disiplinli bir yatılı okula gönderilir. On yıl kadar kaldığı bu okula sonunda öğretmen olur. Bir süre sonra da Edward Rochester’ın malikânesinde mürebbiyelik yapmaya başlar. Jane, giderek hayal bile edemeyeceği zorluklar ve acılar yaşayacak, beş parasız ve evsiz barksız kalacak, erkeklerin egemenliğindeki bir dünyada bir kadının tek başına ayakta kalabileceğini kanıtlamak için savaşacaktır...

Chatroom



      William arkadaşça, yardımsever yaklaşımıyla saf gençleri kandırır. Kendi felaketine doğru ilerlerken, gerçek dünyadaki insanlara tahammülü yoktur William'ın. Yeni kurbanları Jim, Eva, Emily ve Mo, sanaldan gelen gerçek bir tehditle karşı karşıyadır.

Freakdog 2008-2009



         Genç bir doktor adayı olan Catherine sınıf arkadaşlarıyla birlikte parti düzenler. Bu partiye davetsiz olarak okulun spastik çocuğu Kenneth'te gelir. Kenneth arkadaş çevresinde sevilmeyen ve her zaman alay konusu olan biridir. Catrine'in arkadaşları onu partiden kovarlar fakat Kenneth'in elinde onların hastaneden gizlice aldıkları hapların olduğu video görüntüsü vardır. Onun bu görüntüleri kendilerine karşı kullanmasını engellemek için bir plan yaparlar fakat yaptıkları bu plan onların tek-tek hedef haline gelip esrarengiz bir şekilde ölmelerine neden olur.

Made In Dagenham 2010



      Sosyal adaleti ele alan neşeli ve dokunaklı İngiliz komedisi Kadının Fendi gerçek hayattan esinlenip feminist bir ittifakı anlatırken izleyicileri kahkaha tufanına sürüklüyor. 1968 yılında, İngiltere’deki bir Ford fabrikasında geçen filmde cesur bir grup kadın güç birliği yapıp adalet için ayaklanıyor. Mücadelenin gayesi, cinsel ayrımcılığın önünü keserek erkeklerle eşit kazanç ve haklar elde etmek. Hayatları mutfakla fabrika arasında geçen, işçi sınıfına mensup sıradan kadınlar patronlarına, kocalarına ve devlete karşı durmak zorunda kalıyor, ama sonunda amaçlarına ulaşıyorlar. Calendar Girls / Takvim Kızları’nın yönetmeni Nigel Cole’un bu yeni filmi akla, ruha ve kalbe hitap eden tam bir seyirlik.

Tehlikeli Yol


Dört Aslan (Four Lions ) 2010



     Hepsi kendi çapında orjinal ve birbiriyle alakasız dört arkadaşın İngiltere'de kalkıştıkları cihad mücadelesi sırasında gerçekleşen trajikomik durumlarını anlatan film Christopher Morris'in ilk uzun metrajlı film olmasıyla beraber Sundance Film Festivalinde Jüri Özel Ödülünü kazanmıştır

14 Haziran 2011 Salı

LONDRA BULVARI (LONDON BOULEVARD) 2010



     Hapisten yeni çıkmış olan Mitchel acımasız bir adam olmakla beraber hayatını bir düzene sokmak istemekte, doğru kadınla tanışıp evlenmek gibi hayaller de kurmakta olan garip bir adamdır. Hapisten çıkar çıkmaz kendisine usûlsüz  teklifler gelmeye başlar fakat o bu teklifleri reddeder. Tüm bu tekliflerin yerine ünlü bir oyuncunun çanta taşıyıcısı olmaya karar verir. Derken hayatının kadınıyla da tanışır Mitchel ama “geçmişi onun peşini bırakmaz”. O da hayatını geri kazanmak için içindeki canavarı uyandırmakta hiçbir beis görmez.

İstila (Monsters ) 2010



    6 yıl önce güneş sistemimizde yeni bir yaşam kaynağı keşfeden NASA, bu yeni kaynaktan örnekler toplamıştır. Fakat bu örnekler Orta Amerika'da bir kazada dağılır. Kazanın ardından, olayın gerçekleştiği yerde yeni yaşam formu büyümeye ve gelişmeye başlar. Çok geçmez Meksika'nın tamamı yasak bölge ilan edilmiştir bile... Hikaye de bundan sonra başlar, Amerikalı bir gazeteci, patronunun kızını işte bu yasak bölgeden kurtarmaya çalışır ve macera başlar..

Tehlikeli Tutkular (Cherrybomb ) 2009



    Sınavları biten Malachy( Rupert Grint) ve Luke (Robert Michael Sheehan) berbat bir yaz geçirmektedir. Ta ki Michelle’in( Kimberly Nixon) gelişiyle her şey değişir, bu yeni kız iki erkeğin arkadaşlığını sınayacak ve ölümcül sonuçlar doğuracak olaylara sebebiyet verecektir.

Beni Asla Bırakma (Never Let Me Go ) 2010



      Çocukluklarından itibaren aynı yatılı okula giden, birbirlerine çok bağlı üç dost olan Ruth, Tommy ve Kathy'nin yaşamı huzurlu ve mutlu geçmiştir. Ancak korkunç gerçek onları yakalayacaktır. Üçü de diğer insanlara organ sağlamak için üretilmiş klonlardır.

ÖMRÜMÜZDEN BİR SENE



    Bir jeolog olan Tom ve tıbbi danışmanlık yapan Gerri, hayatlarının ikinci baharına gelmiş mutlu bir çifttir. Kariyerlerinde amaçladıklarına ulaşmış, evliliklerinde huzura kavuşmuş bu yaşlı çiftin çevresi ise onların tam tersi duygusal olarak yıpranmış, mutluluğu bir türü yakalayamayan kişilerle sarılmıştır. 30 yaşındaki oğulları Joe, tüm arkadaşları evlenirken kendisi henüz ciddi bir ilişki yaşayamamış bir avukattır. Mary, sürekli olarak iniş çıkışlar yaşayan, alkol sorunu olan bir depresyon hastasıdır. Tom ve Gerri yalnızlıktan bir türlü kurtulamayan Ken, Katie, Carl ve diğer kaybedenleri bir mıknatıs gibi çekmektedir.