film çekimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
film çekimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Mart 2014 Cuma

‘Kafkas’ filmi Nisan’da vizyonda

Başrollerde Erhan Güleryüz ve Tuğçe Kazaz var.
 
Uzun zamandır sesi soluğu çıkmayan Ayna Grubu’nun Solisti Erhan Güleryüz bu kez beyaz perdede. Üstelik iddialı bir filmle seyirciyle buluşacak. Çekimlerinin bir bölümü Azerbaycan’da gerçekleşen filmde, Erhan Güleryüz Azerbaycanlı bir savaş gazisini canlandırıyor.

Gerçek bir hikayeden esinlenerek yazılmış olan filmin senaryosu ve yönetmenliği de Erhan Güleryüz’e ait. Güleryüz, “Kafkas” filminde başrolleri Tuğçe Kazaz, Hasan Kaçan ve Koray Mincinözlü ile paylaşıyor.

Nisan ayında vizyona girmesi planlanan film, Azerbaycan’daki Karabağ Savaşı sırasında alığı kurşun yarasının kendisini ölüme götürdüğünü öğrenen müzisyen “Hazar Kafkas”ın hikayesini anlatıyor. Adım adım sona yaklaşırken karşısına çıkan ve Hazar’ın aşık olduğu ilkokul öğretmeni “Nehir” karakterinde ise Tuğçe Kazaz’ı izleyeceğiz.

Erhan Güleryüz’ün ilk sinema deneyiminde sponsorluğu, Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen düşünce kuruluşlarından biri olan Hazar Strateji Enstitüsü üstleniyor. Film Londra, Bakü, İstanbul ve Ankara’da izleyiciyle buluşacak.

Nisan ayında vizyona girmesi planlanan “Kafkas”, Erhan Güleryüz’ün yeni parçalarından oluşan filmin soundtrack albüm müjdesini de veriyor. Son albümünü 2011 yılında yayınlayan Erhan Güleryüz, ilk defa güneş gözlüklerinı çıkarmış olarak izleyici karşısına çıkacak.

kaynak: mynet.com

10 Mart 2014 Pazartesi

Russell Crowe'dan Sonra Tom Hanks de İstanbul'da Film Çekecek

Dünyaca ünlü oyuncu Tom Hanks yapımcılığını üstlendiği 'Kayıp Sembol' filminin çekimleri için İstanbul'a gelecek. Tom Hanks hatta gladyatör Russell Crowe'un tecrübelerinden de yararlanmak istiyor.

 Russell Crowe'dan Sonra Tom Hanks de İstanbul'da Film Çekecek
Dünyaca ünlü oyuncu Tom Hanks yapımcılığını üstlendiği 'Kayıp Sembol' filminin çekimleri için İstanbul'a gelecek. Tom Hanks hatta gladyatör Russell Crowe'un tecrübelerinden de yararlanmak istiyor.

Yapımcılığını Tom Hanks'in üstlendiği ve Dan Brown'ın 'Kayıp Sembol' adlı son kitabından sinemaya uyarlanan filmin bir bölümü Türkiye'de çekilecek. Dünyada 'best seller' olan serinin son kitabının hikayesi, başta Ayasofya olmak üzere İstanbul'un pek çok tarihi mekanlarında geçiyor. Filmin yönetmenliğini Mark Romanek yapacak.

Tom Hanks, Russell Crowe'u arayarak destek de istedi

kaynak: mansettv.com

5 Mart 2014 Çarşamba

Peker Açıkalın film çekimi sırasında kalp krizi geçirdi

Oyuncu Peker Açıkalın, 'Gülcemal' filminin çekimleri sırasında kalp krizi geçirdi. Açıkalın'ın hayati tehlikeyi atlattığı öğrenildi

Ünlü oyuncu Peker Açıkalın'ın, Nisan ayında vizyona girecek olan yeni filmi 'Gülcemal'in çekimleri sonrasında kalp krizi geçirdiği öğrenildi.

Yeni filmi Gülcemal için yeniden kameraların karşısına geçen oyuncu Peker Açıkalın'ın çekimler sırasında kalp krizi geçirdiği öğrenildi.

Bugün 'ün haberine göre, bir haftadır Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yoğun bakım servisinde tedavi gören ünlü oyuncunun, hayati tehlikeyi atlattığı belirtildi.

Önceki gün yoğun bakım servisinden normal odaya alınan Açıkalın'ın kalbine 2001 yılında pil takılmıştı. Milyonların sevgilisi komedyenin 2011 yılında da kalbi durmuş, elektroşokla hayata döndürülmüştü.

kaynak: t24.com.tr

31 Temmuz 2013 Çarşamba

Russell Crowe Kapadokya'da

Oscar ödüllü aktör Russell Crowe, yönetmenliğini yapacağını ve başrolünü oynayacağı, Çanakkale Savaşı'nda kaybolan 2 oğlunu arayan Avustralyalı babanın 1919'da Türkiye'ye gelişinin anlatılacağı The Water Diviner filmine mekan bakmak için İstanbul ve Edirne'den sonra Kapadokya'ya geldi.

 Sekiz kişilik ekibiyle bu sabah özel uçağıyla Tuzköy Havalimanı'na gelen Russell Crowe, önce tarihi kiliseleri ve konakları ile ünlü Ürgüp ilçesine bağlı Mustafapaşa Beldesi'ne gitti. Buradaki tarihi mekanları gezen Crowe, sonrasında yine Ürgüp'e bağlı Ortahisar Vadisi'nden sonra Üç Güzeller mevkisini gezdi. Burada vadiyi panoramik gören bir noktadan inceleyen Russell Crowe, elindeki cep telefonuyla da görüntüledi.

Gezisi sırasında gazetecilerin görüntü almasını istemediğini rehber aracılığı ile ileten Crowe, incelemesinin ardından Ürgüp İlçesi'nin Kayakapı Mahallesi'nde bulunan butik tarzındaki Kayakapı Premium Cave Hotel'de öğle yemeği yedi. Ünlü aktöre, otelin özel müşterileri için hazırlanan ana yemek Kayakapı Beğendi ikram edildi.

Yerli ve yabancı bir çok sinema filminin çekildiği Kapadokya'da 21 yıl içerisinde, 7 kıtada 60 farklı ülkeden 655 devlet ve özel televizyon ekibi belgesel ve konulu film çekimi yapmıştı.

kaynak: mansettv.com

26 Temmuz 2013 Cuma

Google Glass ile porno film çektiler

ABD porno sektörü, Google’ın ‘hayatımızı değiştirecek’ gözlükleri Glass ile ilk porno film çekimini yaptı. Google, gelişmeden hiç memnun değil.

Tüketici dünyası, teknoloji şirketlerinin hayatımızı kolaylaştırmak için sunduğu yenilikleri farklı amaçlar için kullanmayı düşünebiliyor. Bu durumun belki de en iyi örneği ABD porno endüstrisi. Google Glass için porno uygulaması geliştiren MiKandi şirketinin yardımı alan porno yapımcıları, artırılmış gerçeklik gözlükleriyle ilk porno filmini çekti.

MiKandi, porno filmine ait fragmanı Salı günü yayımladı. ‘Son derece açık saçık olduğu’ belirtilen fragmanda yer alan aktörler, Glass gözlüklerini pornoya alet etmekle kalmıyor, gözlük hakkında şakalar yapıyorlar.

Videoda asansörde karşılaşan bir erkek ve bir kadın, Glass’ın yüz tanıma özelliğiyle birbirleri hakkındaki bilgileri gözden gözden geçiriyor, vücut ölçülerini inceliyorlar. Filmin devamında gözlüğün arama motoru kullanma özelliğini kullanarak espriler yapıyorlar.

GOOGLE ÖFKELİ
Google’ın bir yılı aşkın süredir promosyonunu yaptığı projesi Glass’ın porno yapımcılarının eline düşmesi, teknoloji devini kızdırdı.

MiKandi şirketi, Google’ın videonun ortaya çıkmasının ardından Glass’ın ‘hizmet kullanım şartlarını değiştirdiğini ve bu kapsamda çıplaklık, cinsel materyal ve cinsel ilişkinin yasaklandığını’ belirtti. Ancak bu yasak gözlüğün porno amaçlı kullanılmasını engellemek için yeterli değil.

Mashable sitesinin haberine göre, Glass’ın başına gelenler, cihazın belli faktörler nedeniyle hiçbir zaman piyasaya sunulamayacağı düşüncesini güçlendirdi. Analistler geçmişte mahremiyet konuları başta olmak üzere, 1500 dolardan satılması planlanan gözlüğün satışa çıkamayabileceğini savunuyordu.

En son gelişmenin ardından, kullanıcılara her an her yerde fotoğraf ve video çekim şansı veren gözlüklerin geleceği ne olacak yeniden tartışma konusu.

kaynak: ntvmsnbc.com

2 Temmuz 2013 Salı

BU FİLM KONYA’DA ÇEKİLİYOR

Senaryo-yönetmenliğini Şenol Çöm’ün üstlendiği ‘Çaput’ filminin set görüntüleri yayımlandı.

Senaryo-yönetmenliğini ödüllü yönetmen Şenol Çöm üstlendiği ve Kültür Bakanlığı tarafından desteklenen kısa film projesi “Çaput”un çekimlerine Konya’da başlandı. Senaryoda yer alan düğün planlarının çekildiği filmde damat rolünü Ahmet Kural gelini ise Büşra Ertürk canlandırdı. Filme ait set görüntüleri Çöm’ün internet sitesinde yayımlandı.


ŞENOL ÇÖM KİMDİR?

Şenol Çöm, 12.08.1977 yılında Konya'da doğdu. İlkokulu Konya Alaaddin İlkokulunda, ortaokulu Selçuklu Lisesi'nde, liseyi Meram E.M.L. elektrik bölümünde okudu. Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü'nü bitirdi. ( 2001 ) Selçuk Üniversitesi S.B.E. Yönetim ve Organizasyon A.B.D. İnsan Kaynakları Programını bitirdi. Halen Selçuk Üniversitesi Televizyonu Üntv'de yayın şefi olarak görev yapmaktadır.



Ödüller ve Katıldığı Bazı Festivaller :

S.Ü. 1. Kısa-ca Film Festivali 3.'lük ödülü (Karar) S.Ü. 2. Kısa-ca Jüri Özel Ödülü (Damla) S.Ü. 4. Kısa-ca Alim Şerif Onaran Özel Ödülü (Sıradan) Maltepe Üniversitesi 1. Film Festivali 3.lük ödülü (Damla) İ.K.F.D ve Kuşadası Belediyesi Çevre Filmleri Festivali 3. lük ödülü Balkan Film Festivali (Gösterim) 8. Altın Portakal Kısa Film-Videa Yarışması Gösterim (Damla) 9. Altın Portakal Kısa Film-Video Yarışması Gösterim (Halk İçin) 2. 3. 4. Paso Film Festivali Gösterim İzmir Kısa Film Festivali Gösterim Eskişehir Film Festivali Gösterim O.D.T.Ü Görsel ve İşitsel Sanatlar Sergisi Gösterim 1. ve 2 Yıldız Teknik Üniversitesi Film Festivali Gösterim.

kaynak: memleket.com.tr

4 Kasım 2011 Cuma

Kolay ve Bedava Film Nasıl Çekilir?


“KOLAY & BEDAVA” Film Nasıl Çekilir?

Başlangıç | Senaryo | Ekipman | Işık ve Ses | Çekim | Dijital Montaj | Film Görünümü | Film Müziği

Başlamak için Neler Gerekli???!

BİR HİKAYE

Film çekme olayına giriyoruz. Belki bu yüzüncü kez kafamızdan geçirdiğimiz ve hatta bazen durup dururken aklımıza gelip heyecanlandığımız bir olay bizim için. Bir çok kez bunun geyiğini yaptık arkadaşlarımızla.. Bir sürü kısa kısa fikirler oluşturduk. Sonra hepsini ertesi gün unuttuk ya da hikayeyi ilerletmeye çalışıp tıkandık. Onu bunu bilmem ama filme başlamadan önce kesinlikle ve kesinlikle bir hikayen olmak zorunda!!!

Nerden nasıl bulacağın konusunda fikrin yoksa. Film çekmek için bir senaryo nasıl yazacağını bilmiyorsan endişelenme. Bu bölümde seni bir takım şeyler yapmaya başlatacak kadar bilgi ve motivasyon var!

Hikaye lazım..

BİR TELEFON

Ne alaka mı? Ne demek ne alaka? Filmini kendi kendine tek başına çekmeyi düşünmüyorsan büyük ihtimalle bir telefona ihtiyacın olacak.

Film çekme işine girerken her zaman düşündüğünden daha çok insana ihtiyacın olacak. Tamam belki sen sadece yakın çevrendeki arkadaşlarınla olayı bitirmek istiyorsun. Belki gözün yükseklerde değil. Ama film çekme olayının nerden baksan bir kaç gününü alacak bir olay olduğunu unutma (bu da en kötü ihtimalle). Bir kaç gün boyunca bir grup olarak buluşmak ve bir proje gerçekleştirmek uzun uzun telefon görüşmeleri gerektirir. Bir çok buluşma gerektirir ” Abi nerde kaldınız hadi başlayamadı sizin yüzünüzden” demeyi gerektirir.

Telefon lazım size..

BİR BİLGİSAYAR

İyi de biz bu yazıyı kolay yoldan film çekmeyi anlatıyor diye okuyorduk sen şimdi bize alakasız bilgisayar falan demeye başladın diyorsanız haklısınız. Ama ilerde bir senaryo yazmak gerekecek değil mi? O senaryoyu elimizle mi yazacağız? Bir bilgisayarımız olsun…

Hem filmimizi çekip bitirdikten sonra o bilgisayara zaten muhtacız. Niye mi? Montaj yapacağız da ondan.

Nasıl bir bilgisayar lazım bize? Senaryoyu yazmak için herhangi bir bilgisayar yeter  Ama montaj yapmak için biraz iyi birşeylerimiz olsa iyi olur elimizde. Onu daha sonra montajla ilgili kısımda detaylı anlatırım.

İKNA KABİLİYETİ VE YÜZSÜZLÜK

Bu iki şey olmak zorunda kesinlikle! Bir film çekmek demek, yine dediğim gibi bir çok kişi ile kontak kurmak ve belki de daha önce tanışmadığınız kişilerden yardım istemek demek. Mesela filminin bir sahnesini bir süper markette çekiyorsun. Süper market sahibini ikna etmek gerek. Ona projeni çok güzel bir dille anlatabilmek gerek! Metroda çekim yapmak için özel izin gerek. Telefonunu kullanıp gerekli yerlere ulaşmak ve ikna kabiliyetini kullanarak da izin alman gerek. Unutmayın istemezseniz kimse size birşey vermez.

İyi de yüzsüzlük niye gerek. Aslında iki şey için. Birincisi eğer ikna etmeye çalıştığınız kişi kolayca ikna oluyorsa belki ondan bir ikinci şey daha istemenizi kolaylaştırır. Mesela markette çekim yapmaya izin aldıysanız belki bir de sponsorluk isteyebilirsiniz. Ya da bir miktar yiyecek birşeyler. İkinci olarak da eğer ikna etmek istediğiniz kişi asla ikna olmuyorsa ve kabul etmiyorsa yine yüzsüzlüğümüzü kullanıp her şeye rağmen mekana gidip çekim yapabilmek için!!!

Sadece mekan çekimlerini aranje etmek için değil. İlerde bahsedeceğim bir takım teknik ekipmanı da temin edebilmek için ikna kabiliyetiniz olmalı. İnsanlara yaratmak üzere olduğunuz projenin ne kadar harika olacağını ne kadar çok insanın izleyeceğini bir baş yapıt olacağını anlatabilmelisiniz Sizin herkesten farklı olduğunuzu ve neden bu projeye bu kadar çok inandığınızı ispatlamalısınız karşınızdaki kişiye. O zaman bir çok kapı açılacaktır. İnsanlar sana yardim etmek isteyecektir . Projene katkıda bulunmak isteyeceklerdir. Çünkü film çekme olayı nerden bakarsan bak herkesin içinde bir ukdedir. Bir yanından bu olaya dahil olduğunu hissetmek ister herkes. İnsanlara projenin içinde olduklarını hissetirmelisin!!

MOTİVASYON VE KARARLILIK

Motivasyon olmazsa bu işin içinden çıkamazsınız. Bu motivasyon sırf kendinize değil çevrenizdekilere de etkili olmalı. Çünkü film çekimi sırasında karşınıza inanılmaz sorunlar çıkacak. Ekibinizde belki kavgalar olacak. Belki aşırı yorgun düşeceksiniz. Motivasyonunuz sizi bu işin içinden çıkaracak tek şey! Herkesi peşinizden sürüklemek istiyorsanız ne kadar motive olduğunuzu göstermelisiniz! Kararlı olun!

Film projesinin başlangıç kısımları hep çok eğlencelidir. Çekimlere başlamadan önce çevrendeki herkes en iyi insanlardır.Herkes yardim edeceğini söyler ama çekimlere kadar bekle! İnsanlar zaman ayıramamaya başlarlar. “Abi bu iş bu kadar uzun sürer mi? Hava çok sıcakmış be bu havada çekim mi yapılır” demeye başladıklarında motivasyonunuzu onlara aşılamalısınız! Kararlılık tek silahınız!!

KENDİNE GÜVEN

Özgüvene sahip biri misin? Yani ilk defa yaptığın işte bile “ulan millet şimdi ne der, bu işin içinden çıkamazsam ne olur” diye düşünceler motivasyonunu düşürür mü? Kendine güvenmelisin! Karşında ikilemler olduğunda ikisinden birini seçip başın dik bir şekilde yolunda durmadan ilerlemelisin! Çevreden gelecek reaksiyonlara yine kendine güvenin sayesinde karşı koyabilirsin!

Ama kendine güvenin miktarı ve cinsi çok önemli! Kendine güven yavaş yavaş kendini beğenmişliğe dönüşürse ve çevrendekilere afra tafra yapmaya başlarsan filmin orda bitmiş demektir! En yakın arkadaşlar bile buna katlanamaz! Yönetmen olabilirsin ama oradaki kimse babanın oğlu değil! (Belki kardeşlerin de projededir onlara lafın geçebilir  )

ORGANİZASYON

Organizasyon o kadar önemli ki!!! Ben pick-nick filmimi bu özelliğimizin eksikliği yüzünden bitiremedim. Organizasyon belki bir şeylere başlamanda birinci etken olmaz ama birşeyleri bitirebilmek için organizasyon şart!!

Neler girer organizasyonun içine? Hangi sahneyi ne zaman nerde çekeceğinden tut da kim nerde kaçta buluşacak! Çekimlerde yanımızda neler olmalı! Kameraların pilleri şarj oldu mu? Parasal olarak bugün ne kadar benzin yaktık! Kimin ne kadar parası gitti!!!

Organizasyonsuz film çöker! Kimse nereye gittiğini bilmek zorunda değil ama sen zorundasın! Sen bu işin başındaki adam olarak yönetmenliğin gereğini yapmalısın ve organizasyonu elinde tutmalısın!

Takviyelerin olmalı. Üşenmeden herşeyin notunu tutmalısın! “Allah abi 3lu priz evde kalmış! Uzatma kablomuz yok! Kameranın pili bitiyor ya! Kaset kalmadı! Abi, Ahmet niye gelmedi siz söylemediniz mi ona saat 3 te gelmesini!!!” Bunları yaşamak istemiyorsanız organizasyon!!!

BOL BOL BOŞ ZAMAN

Film çekme işi boş adam işi!! O kadar çok zaman alıyor ki o süreç içinde hiçbir önemli işin olmamalı! Film çekme olayını mümkünse tatil dönemlerine getirmelisin! Ama film çekim sürecinin öncesi de var. Yani senaryonun yazıldığı o dönem.. Senaryo yazmakta ne var ki..Bir varmış bir yokmuş diye başlıyorsun gerisi geliyor altı üstü bir kaç günlük iş diyorsan sana kötü haberlerim var…

Gerçekten seni mutlu eden bir senaryo ortaya çıkarmak için hele hele uzun metraj bir film düşünüyorsan aylarını vermelisin bu ise.

Her gün düzenli olarak yazmalısın. O gün birşey gelmese bile aklına yazma alışkanlığını korumalısın. Sırf bilgisayar başında geçirdiğin zaman değil. Arabada, otobüste, yolda, okulda evde her zaman aklının bir kısmında yeni film fikirlerini düşünmelisin! Zaman!! Bol zamana ihtiyacın var! Zamanın yoksa film işini ortaya çıkarman çok zora girer ya da filminin kalitesi çok düşük olur!

Unutma 3 şeyi aynı anda asla yakalayamazsın! Hız, Kalite ve Ucuzluk. Bu üçünün aynı anda sadece 2 sini elde edebilirsin ve 3. sünden fedakarlık etmek zorundasın..

YARATICILIK

Çoğu kişi bu konuyu unutuyor.. Film çekebilmek için yaratıcı olmak zorundasın. Bu güne kadar çekilmiş filmler ne kadar iyi ya da kötü olurlarsa olsunlar yaratıcı insanlar tarafından çekildiler!!! Sen yaratıcı mısın? Elbette öylesin! Bu yazıyı okuyorsun ya! Günümüzde film aleminde yaratıcılık maalesef kurallar ve kitaplarla kısıtlanmış durumda. İnsanlar yaratıcılıklarını kullanıp insanları etkilemektense kurallara bağlı kalıp hata payını en aza indirmeyi tercih ediyorlar! Sen öyle yapma! Yaratıcılığını sonuna kadar kullan ve ona güven! Bu seni diğerlerinden farklı yapacak! Kuralları bil ama yaratıcılığınla onları esnet ve genişlet! Kendi kurallarını yarat! Kendi tarzını yarat!

Yaratıcı ol!!! Ve bunu göstermekten çekinme! Belki yaratıcılığın sayesinde para bile kazanabilirsin hatta bu işi meslek haline bile getirebilirsin! Diğerleri böyle yapıyor…

FARK ETTİN Mİ?

Yukarıdaki listede kesinlikle ve kesinlikle bir akademik eğitim ya da daha önceden almış olman gereken bir bilgiye gerek olmadığını fark ettin mi? Film yapmak için bunun okuluna gitmen şart değil. Yukarıdaki özellikler sende yoksa film okulunun yapabileceği birşey de yok zaten. Teorik bilgileri kitaplardan okumak da hiçbir zaman işe yaramaz. Onları öğrenmek için yapman gereken kameranı alıp çekimlere başlamaktır. Hatalarınla öğren doğruları ve “eğitimim yok film olayını bilmiyorum” diye kendini durdurma! Olaya göbekten gir! Cesur ve kararlı ol! Gerisi kendiliğinden gelecektir!

                                                                                                                                    Alıntıdır...

SENARYO NASIL YAZILIR?


İLLA BIR SENARYO SART MI?


Bir hikaye bulmakla başlayalım..

Tamam biliyorum belki de direk kameranızı birşeylere doğrultup çekim yapmak istiyorsunuz ama neye? O öyle birşey olmalı ki sırf siz değil, izleteceğiniz diğer insanlar da onda birşeyler bulmalı..

Bir olay olmak zorunda mı? Hayır.. Belki sadece güzel görüntüler olabilir..

Neden pencereden dışarıyı çekmeyi denemiyoruz başlangıç olarak? Ya da çöpün yanında kendini yalayan kediyi.. Yolda yürüyen alışverişten dönen Teyze’yi. ya da kameranızı içeri çevirin..

Mutfakta yemek yapmakta olan annenizi kameraya alın.. Ya da ders çalışmakta olan kardeşinizi.

Yani demek istediğim İLLA DA BİR HİKAYEYE SAHİP OLMAK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ BİRŞEYLERE BAŞLAMAK İÇİN!!! SADECE KAMERANIZI ALIN VE ÇEKMEYE BAŞLAYIN. DAHA ÖĞRENİYORUZ.. ACELE YOK…

Çekimlerinizde varlığınızı gizlemeye çalışın. Çektiğiniz kişilerin kameraya bakmamasını sağlayın. Sizle de konuşmasınlar.. Unutmayın artık film çekiyoruz  Bu alıştırmayı istediğiniz kadar yapın ve artık hikaye zamanı geldiğini düşündüğünüzde aşağıdaki yazıdan devam edin…

SENARYO YAZMAK İÇİN FİKİRLER


Bir hikaye oluşturmak..

Bu o kadar çok şeye bağlı ki.. Maalesef bir formülü yok.. Bir geyik muhabbetinden çıkabileceği gibi gördüğünüz bir rüyadan da esinlenebilirsiniz.. Ne bileYim okuduğunuz bir haberle dÜN duyduğunuz espriyi birleştirip onu da geçmişe uyarlayabilirsiniz. Birçok ufak parçayı birleştirerek oluşturabileceğiniz gibi bir anda hepsi birden de gelebilir aklınıza (bu biraz ender olur gerçi).

Ama önemli olan tıpkı çekim yapmakta olduğu gibi aklınızı açık tutmanız. O fikir geldiğinde ve kapınızı çaldığında uyanık olmalı ve onu görmelisiniz..

Ya da oturup bir hikaye yazmaya karar verdiğinizde “şimdiii.. hmm… bir hikayeye..” diye kalmak yerine “Ya ben en çok hangi yemeği severim? Peki en çok hangi hikayeyi severim? En son güldüğüm espri nasıl birşeydi?” diye herşeyi kurcalayarak oralardan malzeme çıkarmaya çalışmak en iyisidir..

Bir arkadaşınızın ya da kendinizin kişisel bir deneyiminden de yola çıkabilirsiniz. Başınıza gelen alakasız olayları düşünün.. Ya da tanıştığınız bir kişi.. O kişinin hepsi birden değil belki ama en azından bazı karakteristik özellikleri.. Bunlardan bir hikaye oluşturabilirsiniz!!

Mesela yanınızda bir not defteri bulundurarak herhangi bir yerde duyduğunuz ilginç bir diyaloğu not edebilirsiniz.. O diyaloğu devam ettirip farklı bir hikayeye ulaşmak da mümkün!

Ya da benim favorim başka bir taktik! Aile albümünüzden tesadüfi olarak 10 adet resim çıkarın. Tesadüfi olarak onları yan yana dizin ve şimdi karsınızdaki 10 resmi bir fotoroman olarak duşunun.. Bir resimden diğer resime nasıl geçti? Olaylar ne idi? Resimdeki kişilere yeni karakterler, isimler verin. Onlara diyaloglar verin. Konuşturun onları. diğer resime doğru uyacak bir hikaye uydurun!! Bakın nasıl işe yarayacağını göreceksiniz!

Ya da aklınızda ana bir fikir var.. Mesela bir konu biliyorsunuz ve o konu ile ilgili bir film çekmek istiyorsunuz.. Ama tam hikayeyi olusturamıyorsunuz.. Ana konu ne ise onu kağıdın ortasına yazın. Sonra onu yuvarlak içine alın ve o konu ile ilgili aklınıza gelen alakalı kelimeleri de etrafına yazın. onları da yuvarlak içine alın ve o kelimelerle de alakalı kelimeleri onların etraflarına yazın.. Bunu istediğiniz kadar devam ettirin.. En sonunda bir örümcek ağına benzer bir şemanız olacak. İçinde de istemediğiniz kadar fikir sizi bekliyor olacak. Onlardan sevdiklerinizi seçerek hikayenizi yönlendirebilirsiniz!!

Başka fikir mi istersiniz?

“Ya!” taktiğini öneririm.. “Ya yarın sabah kalktığımda kör olsaydım? Ve 8 tane kolum olduğunu fark etseydim.. Ve dünyanın son günü olsaydı!” yani uydurun. güzel ya da çirkin olmasına aldırmadan bunları arka arkaya yazın.. Beklenmedik kritik noktalar yaratmak için çok iyi bir taktik.

Ya da son olarak gidin kopya çekin… önceden izlediğiniz bir filmin konusunu işleyin ama bunu çok bariz yapmayın

YAZDIĞIN SENARYOYU TEST ET.

Artık hikaye çıkarmak size kalmış.. Yaratıcılığınızı istediğiniz kadar zorlayın ve insanların izlemekten keyif alacağı hikayeler geliştirin.. Sınırsız olun!

Ama şimdi oluşturduğunuz hikayeleri filtre etme zamanı…öyle ya.. Bir uzay istasyonunda geçen bir hikaye oluşturduysanız bunu inandırıcı bir şekilde çekme sansınız çok kısıtlı olabilir..

Yardımcı olması için size birkaç başlık altında yazayım filtre tekniklerini..

Hikayenize sorular sorun ve ondan sorduğunuz her soruya bir cevap isteyin?

Bu hikaye kim ile ilgili? Ne zaman? Nerde? Niye Neden??? nasıl?

Hikayenizin dalları budakları var mı? Hikaye bir yere gidiyor mu? Ekranda anlatılabilir mi? Yani bu hikayeyi sahnelere bölerek, mekanlara koyarak ve diyaloglarla birleştirerek en kolay ve kısa şekilde izleyenlere anlatmak mümkün mü?

Hikayede beklenmedik şeyler var mı? Süprizler? Yani izleyiciye “anaa.. bunu harbi beklemiyodum.. Şimdi ne olacak?” dedirtebilen bir hikaye mi? Ve bu süprizlerden çok var mı? (varsa harika!)

Hikayeniz çok mu kişisel? Yani o kadar kişisel ki aslında sizden başkasının anlaması zor.. ya da sizin hissedeceklerinizi hissetmemesi gibi bir durum söz konusu mu? Kimi toplumlara yada gruplara dokunan elementler var mı? Tabulara çok mu yüklenmiş bir hikaye? Aslında benim için sorun yok! Kafanıza göre takılın ama unutmayın Türkiye’de yaşıyoruz.. Filminizi izletmek istiyorsanız izleyecek insanların akıllarından geçenleri biraz tahmin edebilmelisiniz!!

Ve en önemli kısım…

Kendi kendinizi eleştirin.. nasıl mı? Hikayenizde zayıf noktalar bulun.. Hani omzunuzdaki kötü melek olun.. Hikaye’nin neden işe yaramayacağını, neden kimsenin hoşuna gitmeyeceğini açıklamaya çalışın kendinize.. (bunu yapması biliyorum çok zordur. Ama bunu kendiniz yapın.. Sakın bir arkadaşınızdan istemeyin. Çünkü arkadasınız ya bunu yapmayacaktır ya da yapınca size dokunacak ve arkadaşınızla aranız açılacaktır..  eğer bütün bu eleştirilere karşı gelebiliyorsanız bravo. Hikayeniz filtre işlemini geçmiştir. Bu hikayeden iyi film olur!!

Çok komplike gitmiyorum değil mi? Film çekme konusunda henüz zorlu terimler ve sıkıcıi kurallar vermış değilim umarım..

Yukarıdaki hikaye bulma ile ilgili fikirleri okuduğum bir çok yabancı senaryo yazımı ile ilgili kitaptan ve kendi deneyimlerimden derleyerek çıkardım. Bu iyiliğimi de unutmayın  tamam kitapları çok sevmem ve size de tavsiye etmedim ama bu kısımı kullanmam gerektiğini düşündüm..

ÇEKEBİLECEĞİN SENARYOYU YAZ!!


Uçulmaması gereken Noktalar!!

Hikaye kısmını bitirirken artık son noktaya da değinmek istiyorum.. Belki arkadaş çevreniz çok geniş olabilir, belki maddi olarak çok varlıklı olabilirsiniz ama yazacağınız senaryoda bir takım noktaları atlarsanız o hikayeyi filme almak imkansız olabilir.. Hikayede çok karakter kullanmayın.. çok demekle ne kastediyorum? 4-5 kişi idealdir.. çekim yapılan mekanlarda çok uçmayın  Mesela havaalanı, TBMM, falan gibi.. özel izin almadan çekim yapamayacağınız yerlere çok yaklaşmayın.. Parklar bahçeler, sokaklar ne güne duruyor?

Zaman olarak da dikkat edin.. Akşam çekimleri çok koymamaya çalışın niye mi? Çünkü akşamları karanlıktır.. Bu da ışıksız çekim demek.. eğer ışık konusunda kendinize güveniyorsanız amenna ama ışık konusunda ürkekseniz gündüz çekimlerini tavsiye ederim.. Ama güneş altında da durmayın aman!!

Sonracıma.. çekim takviminizi çok uzun tutmayın! Madem olaya çok amatör giriyoruz. Muhtemelen çekim ekibi bütünü ile arkadaşlardan olacak demektir. yani sınıf arkadasın ışıkçı olur, komşunun oğlu sesçi olur.. bütün bu insanların senin kadar filmle ilgilenmeleri ve bundan haz almalarını bekleme.. Senden daha çabuk bıkabilirler ve eve gitmek isteyebilirler. Hele onları 20 gün boyunca bir arada tutabileceğini de düşünme.. İnan bana takvimini ne kadar kısa tutarsan o kadar iyi! Tavsiyem Max 10 gündür.. Çünkü inan bana 10 günden sonra ne kadar istekli olursan ol insanin film deyince midesi bulanmaya başlıyor

Bir de mekanlara yine.. eğer Ankara’da oturuyorsan deniz kenarı sahnesi koyma filmine.. Ya da ” çok soğuktu kar yağıyordu” falan yazarsan hikayene kar yağmayabilir.. “fırtına yağmur” gibi şeylerden de uzak dur.. Filmini hava şartlarına bağlama..

Hah!! Bir de sakın filminde öyle sayfa sayfa diyalog kullanma.. Yani arkadaşlarına o kadar ezber yapma mecburiyeti verme.. Hem uzun diyaloglar etkili olmaktan ziyade filmlerde hep bunaltıcı olmuşlardır.. Git istediğin filme bak. 10 saniyeden uzun diyalog çok ender görürsün. Bir de diyalog ne kadar uzunsa ona yüklenen oyunculuk ve duygu daha çok olur o yüzden arkadaşların mükemmel oyuncular değillerse bundan kaçınmanı şiddetle tavsiye ederim.

Hele ne bileyim “kız ağlamaya başlar kamera gözden akan damlaya yaklaşır” gibi şeylerden uzak dur.. Çünkü bunlar gerçekten iyi oyunculuk isteyen şeylerdir. Yani mükemmel yapılmadıkları sürece izleyicide istediğin etkiyi bırakmayabilirler. Zaten arkadaş arasında çekilen bir filmde nasıl ağlatacaksınız birbirinizi? O sahneyi çekmek imkansız hocam  Göze portakal kabuğu SIKIN! Bu bütün seti ağlatmaya yeter

Sonracıma.. Valla şu anda bu kadar aklıma geldi.. İlerde yazmaya devam ederim aklıma geldikçe bu konu ile ilgili..

Ama bunların hepsi zaten düz mantık. Yani dahi olmaya gerçekten gerek yok ama yine de buraya yazıyorum çünkü ben bu hataların hepsini daha önce yaptım… Siz yapmayın..

GERÇEKTEN OTURUP YAZMAYI NASIL BAŞARACAĞIZ

Bu kısım herkese göre değişir. Benim yaptığım şey kulağıma bir müzik takmak ve müzikle beraber kendimle konuşur tarzda aklıma o anda ne gelirse yazmak. Kim? Nerde? Niye? Şimdi ne olacak? Neden? Bu karakter bunu neden yapıyor? Hangi kameradan bunu en iyi gösterebilirim? Devamlı aklımda binlerce soru ile o anda parmaklarımdan ne dökülürse onları yazarım. Ve çoğu zaman o yazılara dönüp bakmam bile. Çünkü yazarken bütün o bilgiler aklıma işlenir ve ayrıca yazarken insan, düşüncelerinin hızını da kontrol altına almış olduğu için daha kontrollü bir yapı oluşturursun aklında.

Otur bilgisayarını aç ve durmadan yaz!!! Yaz!!

Ne tarz bir film yazıyorsan o tarz bir müzik tak!! Bırak o müzik seni o yönde istediği gibi yönlendirsin! Haydaa demeyin. Deneyin! Müzik eşliğinde yazdıkların çok daha anlam kazanacak herşey daha etkili olacak. Filmi izlediğinizi hissedeceksiniz. Müzikteki değişimler birden mod değiştirtecek belki de bir dönüm noktası bulacaksınız filmde. Karakterlere derinlik kazandıracaksınız. Bunu denemeden film yazma konusunda herşeyi denemiş sayılmazsınız!!!

Şimdilik bu kadar… İnanın! Kendinize güvenin. Beyninizi rahat bırakın. Bırakın o sizi istediği gibi sürüklesin. İnanın beyniniz sizden çok daha akıllı!

HANGİ PROGRAM EN İYİSİ?

Bu yazılarda film çekimi konusu bütünü ile bu işin acemilerine hatta konu ile hiçbir ilgisi olmayan kişilere yönelik yazılmıştır. O yüzden esasında çok önemli olan bir noktaya burada hiç değinilmedi. Senaryo şekli…

Senaryo yazımında standart bir format vardır. Karakterler ortaya yazılır. Diyalogları hemen altlarına yazılır ve genişlik az tutulur. Aksiyonlar ve diğer hareketler bütün satır boyunca yazılır. Tamam ne demek istediğimi anlamak zorunda değilsiniz elbette. Size eğer illa da profesyoneller gibi senaryo yazmak istiyorsanız çok büyük bir taktik vereyim. Sanırım oldukça az bilinen bir program bu “SOPHOCLES”. Bu programın trial versiyonunu www.kkymn.com’dan indirebilirsiniz. Böylece çok kısa yoldan hızlı ve kaliteli bir formatta senaryo yazmayı başaracaksınız. Örnek olarak pick-nick filminin senaryosunun sekline bakmanızı tavsiye ediyorum.

Herkese kolay gelsin. Yaratıcılığız umarım sizi yüz üstü bırakmaz

Diğer bir senaryo yazma programı celtx ücetsiz ve Türkçe dil desteğide bulunuyor link: http://celtx.com/

                                                                                                                                          Alıntıdır...