Film yapım şirketleri ve eleştirmenler ne diyor?
Ayhan Çolak (Pinema Film Dağıtım Sorumlusu): Çeviri yaparken en çok dikkat ettiğimiz nokta, filmin isminin film ile örtüşüp örtüşmemesi. Şu an vizyonda olan 'İntikam Peşinde' filminin ismine de bu şekilde karar verdik. Dağıtım bölümü öncelikle filmi izledi. Çevirisi 'Karanlığın Kıyısında' şeklinde de yapılabilirdi, bunu da düşündük fakat bu ismin filmin konusu ile örtüşmediğine karar verdik. Yani bize göre 'Edge Of Darkness' filmine 'İntikam Peşinde' ismi daha güzel uydu. Bu nedenle bu isimle gösterime girmesi kararlaştırıldı.
Tuğçe Taçkın (Tiglon Film Pazarlama Sorumlusu): Kelimeleri olduğu gibi çeviremiyoruz çünkü her kelime her dilde aynı anlama gelmiyor. Biz aşk filmiyse mutlaka içinde aşk kelimesinin geçmesine ya da korku filmiyse içinde ölüm kelimesinin olmasına dikkat ediyoruz. 'An Education' filminde de buna özen gösterdik ve 'Aşk Dersi' ismini uygun gördük. Eğitim şeklinde çevirseydik belki tam karşılığı olurdu ama seyircinin dikkatini çekmezdi. O yüzden seyircinin dikkatini çekebilecek isimler tercih ediyoruz. Bazen de tam çeviri yaptığınızda Türk izleyicisi anlayamayabiliyor. Örneğin Wall Street diye bir filmimiz var. Bu isimle Amerika'da herkes filmin neyi anlattığını anlar fakat burada aynı durum söz konusu değil. Bu nedenle 'Borsa' diye çevirdik. Filmin yapımcısı da isim konusunda özgür bırakıyor. Yurt dışında farklı ülkelerde nasıl gösterimegirdiğini söylüyor, öneri sunuyor. Fakat son kararı biz veriyoruz.
Hakan Sonok (UİP Film Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu): 'The Lovely Bones' filmini 'Cennetimden Bakarken' şeklinde çevirdik çünkü filmin romanı Cennetimden Bakarken şeklinde Türkçeleştirilmişti. Filmin romanı varsa, o romanın ismini filme uygun bulduğumuzda onu kullanmayı tercih ediyoruz. 23 Nisan'da gösterime girecek olan 'Ejderhanı Nasıl Eğitirsin' adlı filmimizin adını da filmin dayandığı romanın Türkiye'deki adı belirledi. Bir başka örnek, 'Kanatsız Kuşlar' romanı filme uyarlandığında, filmin Türkiye'de gösterileceği ismi de aynı olacaktır.
Ahmet Varol (Türkiye Çevirmenler Derneği Başkanı): Filmler isimlerine göre insanların dikkatini çeker. Dolayısıyla film şirketleri çarpıcı bir isim bulmayı tercih ediyor. Bazen karşılığı olmayan tercümelere film izlenerek karar veriliyor. Bazı film şirketleri de tecrübesiz çevirmenlere yaptırıyor. Onlar da yanlış çevirebiliyor. Ama tamamen farklıysa o kesinlikle çevirmenle ilgili değildir. Kısacası bu konu film sahibi ile şirket arasındaki bir anlaşmadır. Film şirketi nasıl daha fazla kâr sağlayabilirim diye düşünüyor ve film isimlerini rant aracı haline getiriyor. Ben orijinal isme en yakın çeviriyi tercih ederim.
Burçin S. Yalçın (Film Eleştirmeni): Bu, uzun zamandır kafa yorduğum bir konu. Film şirketlerinin daha ticari isimler düşünmesinden kaynaklanıyor. Gösterime giren An Education filmi normalde 'eğitim' anlamına gelir. Ticari anlamda da bir şey ifade etmez. Bunu fırsat bilen film şirketleri, bu filmin ismini hemen 'Aşk Dersi' şeklinde çeviriyor. Bazen de film şirketleri onurlu davranış sergiliyor. Örneğin 'Oceans 11', nasıl Türkçeleştirelim diye düşünüldü. İşin içinden çıkılamayınca orijinal ismiyle vizyona girdi. Maddi gerekçelerle anlamını değiştirebilirlerdi ama yapmadılar. Bu da saygı duyulası bir davranış. Bazen ticari isimler kullanılabilir ama düzgün bir çeviri yapılabiliyorsa ben gerçek karşılığının kullanılmasını tercih ederim. Ama Eternal Sunshine Of The Spotless Mind örneğindeki gibi işin içinden çıkılamıyorsa en azından filmin ismine yakın çeviriler yapılmalı.
Sevin Okyay (Film Eleştirmeni): Film adlarının farklı şekilde çevrilmesinin en baskın nedeni, bu farklı Türkçe adların filme daha fazla seyirci çekeceği düşüncesi elbette. Heyecanlı, romantik, korkutucu, hatta erotik adlar koymak dağıtımcıya cazip geliyor. Filmi yapan kişilerden daha akıllı olduklarını da düşünüyor olabilirler. Yani, seyirci çekme açısından. Bunun dışında, ahlâkî mülahazalar söz konusu olabiliyor ya da filmin adını çeviren kişilerin romantik ya da idealist eğilimleri devreye giriyor. Bazen, kültür farklılıkları göz önüne alınarak, daha iyi anlaşılabilecek ya da tepki uyandırmayacak bir isim seçiliyor. Bazen de düpedüz saçmalıyorlar. Ben, film adlarına müdahale edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Ama istisnai durumlarda, çevirinin mümkün olmadığı hallerde mazur görülebilir. Bu durumlarda, filmin konusunu anlatacak bir ad tercih edilebilir. Ama bunun için de o adı koyan kişinin filmi görmesi, filmi yaratanların niyetini anlamış olması gerekir ki, endüstrinin şartları dahilinde, biraz zor. Demek ki en iyisi, filmin kelime anlamına en yakın çeviriyi tercih etmek.
BÖYLE Bİ SAÇMALIK OLABİLİRMİ işte bu ülkede böyle şeyler oldukça ülke sinema sektöründe bi halt edemez.Adamlar daha film Türkiyeye gelirken kendi yorumlarıyla ilgili filme isim veriyorlar.Bırakında biz izleyip karar verelim orjinal ismi olmuşmu olmamışmı.Yani sözüm Türk sinemasına 50 yılda geçse bu kafa değişmedikçe hoollywood un şuanki haline bile gelemeyiz.
level.com.tr
Alıntıdır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Düşüncelerinizi bizimle paylaşın