Ege Üniversitesi öğrencisi Tezel, YÖK’ün üniversitelere gönderdiği “başörtü yasağı yok” yazısının ardından yaşadıklarını sinema filmi yaptı. Belgesel filmde, ses kayıt cihazıyla kaydettiği gerçek konuşmaları da kullandı.
‘KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ ORMANA GİRMEK İSTERSE’ IF İSTANBUL FİLM FESTİVALİ’NDE
EGE Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü öğrencisi Tülin Tezel başörtüsüyle derslere girebilmek için verdiği mücadeleyi sinema filmi yaptı. Üniversiteden arkadaşı Arzu Şenses ile çektiği ‘Kırmızı Başlıklı Kız Ormana Girmek İsterse’ filmi IF İstanbul Film Festivali’nde gösterim için gün sayıyor. Filmin yönetmeni ve ana karakterini canlandıran Tezel “Bizim bir derdimiz vardı ve biz bunu en güzel sinemayla anlatabilirdik’ diyerek yola çıktıklarını söyledi.
14 Şubat’ta Fitaş’ta gösterimde
14 Şubat’ta saat 13.00’de Cinemaximum Fitaş Salonu’nda gösterime girecek filmde, Tülin, her gün derse girerken başını açmak zorunda kalır ve bunu bir türlü kabullenemez. Hakların verilmeyeceğini alınacağını bilen Tülin, beklemekten sıkılmıştır, harekete geçer. YÖK’ün İstanbul Üniversitesi’ne gönderdiği başörtüsü kararından sonra derslere başörtülü girmeye karar veren Tezel mücadelesini özetledi:
- Başörtülü olarak derse girmeye başladığımda ben bile tuhaf hissettim. İlk derslerde problem olmadı. Daha sonra bir hocam beni bu şekilde kabul etmeyeceğini, girersem dersi işlemeyeceğini söyledi. Samimi olduğum hocaydı, Özgürlüklerden bahsederdi. Çok şaşırmıştım. Hocalarıma tutanak tutabileceğini, çıkarmaya hakkı olmadıklarını söyledim. Cevap olarak ‘tutanak tutarsam sen değil ben fişlenirim, YÖK’ün bize komplosu bu’ dediler.
- Ben mücadeleme devam ettim. ‘Bu okula başörtülü kadınlara zulmedilmektedir’ diye afiş hazırladım. Başörtülü arkadaşlardan destek görmedim. Beni kahraman olmaya çalışmakla suçladılar. Beni ‘Ak Partili misin’ diye sorgulayanlar, suçlayanlar oldu. Değilim, Sadece özgür bir biçimde üniversitesini okumak isteyen bir öğrenciydim. Birkaç sosyalist grup destek verdi.
Siyasi rüzgara göre girebildik
- Sesimi duyurmak istedim. TKP’liler bize karşı çıkınca sadece rektörlüğe-öğretim görevlilerine karşı mücadele vermediğimizi öğrendim. Diğer öğrenci gruplarına karşı da savaşıyordum. Tek isteğim onlar gibi derse girmekti. İmza topladık, rektörlüğe götürdük ama ben başörtülü olduğum için giremedik. Daha sonra kampüste kampanya başlattık. Başbakan açıklama yaptı. Rektörlüğe başörtülü girebildik. Daha sonra cumhurbaşkanı açıklama yaptı. Tamamen siyasi rüzgara göre şekillenen bir süreç yaşadık.
- Herkes beni odasına çağırıp hakaret ediyordu. Ben de ses kayıt cihazıyla gezmeye başladım. Kimse bana inanmıyordu. Daha sonra bunu bir belgesele dönüştürelim dedik. Çünkü biz sinemayı söylemek istediğimiz bir şeyler var diye seçmiştik. Bu mücadeleyi insanlara anlatalım istedik. Benimle empati kurmaya çalışsınlar istedim.
Meğer herkes yasağı kanıksamış
YÖNETMEN Arzu Şenses “Filmi çekerken anladık ki herkes yasağı kanıksamış” diyerek şunları anlattı: “Kimse duvarları yıkmaya çabalamıyor. Tülin zorladı. Birlikte yaşıyoruz ama birimize önyargılıyız. Kadınlar başı açık-kapalı diye bölündü. Hani birdik. 8 Mart’ta başörtülüler olarak pankart açamadık. Film festivalerden döndü. Başörtü belgeseli diye şüpheleniyoruz.”
Seda Çakmak
kaynak: stargazete.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Düşüncelerinizi bizimle paylaşın