25 Ocak 2012 Çarşamba

Sinemanın tarihini yeniden yazıyorlar!


Bilim ve Sanat Vakfı'nda sinema alanında yapılanları Murat Pay'la konuştuk. Çok önemli bir projenin son hâlini de öğrendik böylece.

Birçok alanda pratik ve kaliteli işlere imza atan Bilim ve Sanat Vakfı'nda sinema üzerine yapılanları Murat Pay'la konuştuk. Hayal Perdesi dergisine, Kısa Film Atölyesi'ne, Türk sineması araştırmalarına uzandı söyleşi.

Uzun yıllardır çeşitli seminerlerin verildiği Bilim ve Sanat Vakfı’nda sinemayla ilgili de bazı çalışmalara yer veriliyor. BSV’nin sinema alanında yaptığı çalışmalardan bahsedebilir misiniz?

BSV’de sinema faaliyetleri teorik ve pratik (eleştiri yazımı, film yapımı, senaryo yazımı) olmak üzere iki alanda seyrediyor. Teorik çalışmalar daha çok Hayal Perdesi atölyesi uhdesinde gerçekleştiriliyor. Sinemanın Türkiye coğrafyasındaki ne’liği meselesinin gündemde olduğu bu tartışmalarda güncel sinemanın pratik sorunları yerine sinemanın varlık alanındaki değişmeyen ve süreklilik arzeden konuları ele alınıyor. Pratik çalışmalar ise senaryo yazımı, kısa film çekimi şeklinde ilerliyor. Mevcut sinema çalışmalarının bir ürünü olarak iki ayda bir çıkan Hayal Perdesi sinema dergisini de bu serüvene ekleyebiliriz.  

Düzenlenen atölyelerin amacından ve içeriğinden bahsedebilir misiniz?

Kısaca amaç, sahici meselesi olan bir sinema ortamı için çaba sarfetmek. Atölyelerin içeriği atölye yürütücülerinin müstakil programlarına göre değişiyor. Mesela Hayal Perdesi atölyesinde bir yıl boyunca büyük oranda teorik çalışmalar devam ederken yıl sonunda pratik film çalışmalarına ağırlık veriliyor. Kısa Film Atölyesi’nde daha çok pratik çalışmalar önceleniyor, senaryo atölyesinde ise uzun metraj sinopsis çalışmaları gerçekleştiriliyor. Film Okumaları'nda ise değişik türde filmlerin analizi gerçekleştiriliyor.

Bu seminerleri kimler veriyor?

İhsan Kabil, Ali Pulcu, Murat Pay, Faysal Soysal, Gökhan Yorgancıgil, Mustafa Emin Büyükcoşkun…

Atölyelere ilgi ne düzeyde?

Oldukça yoğun. Katılımcıları sınav ve mülakatlar neticesi belirliyoruz.

Bu sürecin sonunda ne oluyor? Herhangi bir çalışma yapılıyor mu?

Katılımcılar kısa film ya da senaryo ortaya koymuş oluyor. Bunun yanında film eleştirisi yazımı hususunda bir tecrübe de kazanılıyor.

Önümüzdeki dönemde sinemayla ilgili ne gibi yeni çalışmalar olacak?

Atölyeler her dönem yahut yıl yineleniyor. Halihazırda sinemayla ilgili aylık program dizileri planlayarak mevcut akışı çeşitlendirmek gibi düşüncelerimiz var. Bunun yanında Küre Yayınları'nda Hayal Perdesi kitaplığını genişleten telif ve çeviri kitap çalışmaları da devam ediyor.

BSV’deki mevcut sinema çalışmalarının bir ürünü olan Hayal Perdesi dergisinden bahsettiniz. İki ayda bir çıkan dergi, 23. sayısına ulaştı. Bize biraz derginin serüveninden bahsedebilir misiniz? Hayal Perdesi nasıl bir yayın anlayışı benimsiyor?

Türkiye’de sinema düşüncesinde ciddi problemler var. Bu dergicilik anlayışına da yansıyor. Bu noktada Hayal Perdesi, “doğru sorular”ı sormaya çalışan ve bir yüzleşme çabasında olan bir yayın anlayışını benimsiyor. Sinema sanatını anlamaya çalışan, sinema sanatının Türkiye’deki yorumuna bir bakış geliştirmeye çalışan bir anlayış… Tamamen samimi bir zeminde…

Derginin içeriğinden bahsedebilirsiniz?

Hayal Perdesi dergisi vizyon eleştirileri, festival günlüğü, kısa-ca, kamera arkası, belgesel odası, kitaplık, sinefil, neden film seyrediyoruz gibi bölümlerden oluşuyor. Bu bölümlerin dışında, daha serbest yazı ve makalelerin yer aldığı beyaz ayarı bölümü ve her sayıda esas yoğunluğu oluşturan dosya yer alıyor.
Dergide güncele yer verdiğimiz kadar, bir literatür oluşturmaya yönelik derinlikli yazılara da yer vermeye çalışıyoruz. Cihat Arınç’ın uzun süredir yazmaya devam ettiği ülke sinemaları üzerine makaleler, hazırlanan dosyalar ve bu sayıdaki Türk sinemasıyla ilgili yayınlanmış bütün sinema kitaplarını içeren bibliyografya bu çabaya örnek teşkil ediyor.

Hayal Perdesi’nin son sayısındaki dosyada Türk Sineması Araştırmalarının Dünü ve Bugünü mercek altına aldınız. Dosya neyi amaçlıyor?

Türk sineması, Yeşilçam’dan sonra hızlı bir değişim süreci yaşıyor. Bu değişimin sinemamızdaki etkisini daha iyi anlayarak bugünü değerlendirmek, geçmişe nostaljiyle bakmak yerine; işlemeyen, üstü kapatılan, görmezden gelinen sorunları daha da görünür kılmak ve Türkiye’de sinema üretiminin dışında, sinema literatürünün geldiği noktayı tartışmak amacıyla böyle bir dosya hazırladık.

Bu dosya kapsamında, Türk sinemasının geçmişten günümüze süregelen sorunlarını yeniden hatırlatmak, sinema ve eleştiri alanındaki kopukluğun nedenlerini sorgulamak ve yaşanan kaynak sıkıntısına karşılık buna bir çözüm önerisi sunabilmek istedik.

Dosyaya kimler katkıda bulundu?

Başta sinema tarihçileri Burçak Evren ve Giovanni Scognamillo olmak üzere, akademisyenler Ahmet Gürata ve Esra Biryıldız, sinema yazarı İhsan Kabil, Altyazı dergisinin genel yayın yönetmeni Fırat Yücel, Tersninja.com sitesinin editörlüğünü yapan Ege Görgün, Otekisinema.com bloğunun kurucusu Murat Tolga Şen, Filmarası dergisinin genel yayın yönetmeni Suat Köçer hazırlanan dosyaya katkıda bulundular. Bunların haricinde Bilim ve Sanat Vakfı’nda Sanat Araştırmaları Merkezi’ne bağlı olan Türk Sineması Araştırmaları projesinde çalışan Esra Tice ve derginin yayın yönetmeni yardımcısı Sema Karaca da dosyanın ve bibliyografyanın oluşturulmasında önemli katkılarda bulundu.

Bilim ve Sanat Vakfı’nda bu konuyla ilgili ayrı bir çalışma yapılıyor mu?

Bilim ve Sanat Vakfı, Sanat Araştırmaları Merkezi bünyesinde yaklaşık bir buçuk senedir dört kişilik bir ekiple Türk Sineması Araştırmaları projesi devam ediyor.

Projeyi detaylandırabilir misiniz?

Projede, Türk sinemasıyla ilgili her türlü yazılı, görsel ve işitsel materyalin gözden geçirilmesi, bütün bilgi ve belgelerin arşivlenerek dijital ortama aktarılması, dijital ortamdakilerin de tasnif edilmesi hedefleniyor. Özellikle Türk sinemasının ilk zamanlarını tespit edebilmek adına Osmanlıca, İngilizce, Fransızca kaynaklara başvurulması ve bu belgelerin çevrilerek dijital ortama geçirilmesi planlanıyor. Daha sonra elde edilecek veriler film, kitap, dergi, tez, makale, röportaj ve şahıs başlıkları altında tasnife tabi tutularak, son olarak bütün bu bilgilerle internet üzerinde herkesin erişebileceği geniş bir veri tabanı oluşturulması düşünülüyor. Bu sayede Türk sinemasıyla ilgili araştırma yapmak isteyenlerin rahatlıkla yararlanabilecekleri, aradıkları bilgi ve belgeleri kolayca edinebilecekleri bir veri tabanı, daha sonrasında ise insanların gelip araştırma yapabilecekleri bir film merkezi mümkün olacak.

Bu çerçevede Türk sinemasıyla ilgili yayınlanmış kitapların tamamına yakını vakıf tarafından temin edilmiş durumda. Vakıf kütüphanesinde yer alan konuyla ilgili 400’ün üzerinde kitapla Türkiye’deki en önemli arşivlerden birisi oluşturuldu. Ayrıca geçmişten günümüze kadar yayınlanmış dergiler (Osmanlıca, Fransızca, İngilizce dergiler de dâhil), DVD’si çıkan Türk filmleri ve Türk sinemasıyla ilgili orijinal afiş ve lobiler de kademeli olarak temin ediliyor.

Bu projenin Türk Sineması için önemi sizce nedir?

Türk sinemasıyla ilgili yazılan neredeyse bütün kitaplarda belli başlı sinema tarihçilerine referans verilir, onların kaynakları olduğu gibi kullanılır ve geçmişe yönelik yeni bir araştırma yapılmaz, yapılamaz. Yeni bir araştırma yapmak isteyenler sıfırdan başlamak zorundadır; çünkü kaynakları kontrol etmeleri için önlerinde araştırma yapabilecekleri düzenli bir arşiv yoktur. Her şey bölük pörçüktür; 50 öncesinde “sinema” diyebileceğimiz bir üretimin olmadığına inanıldığı için sinemamız 50 sonrasından başlar, sinema tarihimiz yazarların kişisel tarihleri üzerinden gider, dönemlendirme tektir ve sorgulanmaz, yeni bir perspektifle geçmişin değerlendirilmesi yapılmaz. Çekilen filmlerin, açılan ve kapanan şirketlerin, yüzlerce filmde figüranlık yapan oyuncuların bilgilerine ulaşılamaz.

Üretilen filmlerin niteliğiyle ilgili yapılacak tartışmaların önüne geçen bu yapısal sıkıntılar bugün de devam ediyor. Bu yüzden, Türk sinemasının yaklaşık yüz yıldır ortaya koyduğu birikimin tespit edilebilmesi, düzenlenmesi ve yeni kuşaklara aktarılması oldukça önemli. Ancak Türkiye’de şimdiye kadar bu konuda kurumsal anlamda herhangi bir çalışma yapılmamış. Bu da günümüzde Türk sinemasıyla ilgili araştırma yapmak isteyenlerin önündeki en büyük engellerden birini teşkil ediyor. Türk Sineması Araştırmaları projesiyle söz konusu eksik kapatılmak isteniyor, Türk sinemasına dair oldukça geniş kapsamlı bir tespit ve tasnif çalışması düşünülüyor.

Çok teşekkür ederiz.

Biz teşekkür ederiz.

Volkan Yahşi konuştu

dunyabizim.com
                                                                                                                                        Alıntıdır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın