26 Aralık 2011 Pazartesi

Senarist ve yazar Gülşah Nezaket Maraşlı: Din adamları artık Yeşilçam'daki gibi kötü imaj kurbanı değil


Geçen ay raflarda yerini alan 'Günahıyla Sevabıyla Yeşilçam' adlı kitabıyla Türk sinemasının dine bakışını ele alan Gülşah Nezaket Maraşlı, Yeşilçam döneminde din adamlarının kötü yansıtıldığı kanaatinde. Ancak ona göre, son yıllarda sinema sektöründe bu algı değişiyor.

Yeşilçam filmlerinde din adamları denilince akla üçkâğıtçı, muska yazan üfürükçü, kadına ve paraya düşkün karakterler gelir hep. Bu roller uzun yıllar boyunca Türk sinemasında devamlı işlense de yazar, senarist ve yönetmen Gülşah Nezaket Maraşlı'ya göre, son yıllarda bu bakış açısına karşı bir değişim söz konusu. Geçen ay çıkardığı 'Günahıyla Sevabıyla Yeşilçam' adlı kitabıyla Türk sinemasının dine ve din adamına bakışını irdeleyen Maraşlı, bu değişimin sebebi olarak Anadolu'dan gelen genç yönetmen ve yapımcıların Türk sinemasına taze kan getirmesini gösteriyor. Milletin nabzına daha yakın insanların sinema sektörüne girdiğini ve böylelikle sıcak Anadolu filmlerinin beyazperdede gösterildiğini kaydeden Maraşlı, "En güzeli de bu filmlerde din adamlarını günlük hayatta gördük. Kimi mahalleli ile dertleşirken kimi de camide Kur'an dersi verirken çocuklarla gülüşüp şakalaşıyor. Bunlar önemli bir aşamadır bence." şeklinde konuşuyor.

Maraşlı, Muhsin Ertuğrul'un Nur Baba filminde tekkesini güzel ve zengin kadınları tuzağa düşürmek için kullanan bir Bektaşi şeyhini anlatmasıyla Türk sinemasının ilk fireyi verdiğini belirtiyor. 1980'lerde devam eden üçkağıtçı, kadın, para düşkünü rollere bir özellik daha ekleniyor: Din adamı tiplemelerinin sinema tarafından alaya alınması. Ramazan, Bayram ve Şaban gibi isimlerin İslam'da önemli isimler olduğuna dikkat çeken Maraşlı, "Ama o zamanlarda mahallenin sevilmeyen adamına, delisine ya da kabadayısına bu isimler verildi. Örneğin, Şaban ismini çocuğuna koyan artık yok; çünkü Şaban denildiğinde insanların aklına 'İnek Şaban' geliyor." diye konuşuyor. Günümüzde de bu tavırların devam ettiğini söyleyen Maraşlı buna örnek olarak bir dizide yer alan Gaffur'u gösteriyor.

Maraşlı'ya göre Dondurmam Gaymak, Eşrefpaşalılar ve Ademin Trenleri gibi filmler din adamlarını seyirciye yaklaştıran filmlerden birkaçı. Her meslekten insanların olumsuz örneklerinin olabileceğine değinen Maraşlı, "İnsanları rahatsız eden asıl mevzu şu: Yüz filmin doksan dokuzunda da dindar insan modelinin kötü işlenmesi. Sürekli kötü örnekler yerine biraz da iyi örnekler yansıtılsaydı, bu mevzu din adamlarını, Diyanet mensuplarını ve insanları bu kadar rahatsız etmezdi." diyor.

BÜŞRA KIRKPINAR
zaman.com.tr
                                                                                                                                      Alıntıdır....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın