gerçek hayattan uyarlanmış film etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gerçek hayattan uyarlanmış film etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Kasım 2011 Salı

Bu Filmde Mafyanın Parmağı Var


Hollanda'nın en tanıınmış mafya lideri, Freddy Heinekken'in kaçırılmasını konu alan ve kendisini olumsuz bir şekilde gösteren filmin piyasaya çıkmasına engel olmaya çalışıyor.

 "Hollanda'nın Babası" olarak tanınan Willhem Hollaader, önümüzdeki hafta gösterime girecek bir filmi engellemek amacıyla bugün hâkim karşısına çıkacak.

Söz konusu olacak film, 1983'de gerçekleşen bir adam kaçırma olayına dayanıyor.

"Heineken'in Kaçırılması" isimli film, Hollandalı dünyaca ünlü bira üreticisi Heineken ailesinin lideri Freddy Heineken'in, mafya babası Hollaader tarafından kaçırılması olayını beyaz perdeye taşıyor.

1983 Kasım'ında yaşanan olay, Hieneken'in 10 milyon dolarlık fidye karşılığında serbest bırakılmasıyla sonuçlanmıştı. Heineken firmasının bir uluslararası isim halibne gelmesinde rol oynayan Alfred Henry Heineken 2002 yılında, 78 yaşında ölmüştü.

Filmde Hollaader'in ismi doğrudan anılmamış olsa da, ülkenin en ürkülen isimleri arasında bulunan Hollaader, filmde olumsuz bir şekilde yansıtıldığını düşünüyor ve filmin gösterime girmesine engel olmaya çalışıyor.

Duruşma  Amsterdam'da, çok sıkı güvenlik önlemleri altındaki bir mahkemede yapılacak ve halen hapiste olan Mafya babası Hollaader de duruşmaya girecek.

Bu arada filmin yapımcıları, Heineken'in kaçırılma olayını yorumlama biçimlerinin tartışılmayacağını ve davayı kazanacaklarına kesin gözüyle baktıklarını belirtti.

The Heineken Kidnapping (Heineken'in Kaçırılması) adlı filmin gelecek hafta Hollanda sinemalarında gösterilmesi planlanıyor.

           İHLAS HABER AJANSI
                                                                                                                               Alıntıdır...

7 Kasım 2011 Pazartesi

Allah'ın Sadık Kulu: Barla


Bediüzzaman Said Nursi'nin 'Barla'da geçen hayatından kısa bir özet yukarıda anlatılanlar. Yakın dönemin en büyük âlimlerinden Bediüzzaman Said Nursi'nin 'Barla'da geçen hayatı begesel, çizgi, sinema filmi derken bu kez animasyon filmiyle beyazperdeye taşınıyor.

4 Kasım 2011 Cuma

127 Saat


127 Saat filmini izle
22 Ekim 2011

Konusu : Dağcı Aron Ralston’un başından geçenlerin gerilim dolu gerçek hikayesi… Genç bir dağcı olan Aron, Utah yakınlarında büyük bir kaya parçasının arasına sıkışır. Hayatı için bir çeşit tuzağa dönüşen bu olayda Aron, soğukkanlı olması gereken şoke edici bir çözüm yolu bulur.
127 Saat ~ 127 Hours filmi oyuncuları : James Franco, Kate Mara, Amber Tamblyn, Lizzy Caplan, Clémence Poésy, Kate Burton, Pieter Jan Brugge, Brad Johnson, Sean Bott, Treat Williams, Norman Lehnert, Aron Ralston, Kyle Paul, Luke Drake, Christopher K. Hagadone, Spencer Walsh, Priscilla Poland, Marks Spencer, Koleman Stinger, Peter Joshua Hull, Bailee Michelle Johnson, Jessica Ralston, John Lawrence ı, Lonzo Liggins, Rebecca C. Olson, John Lawrence, Robert Bear, Elizabeth Hales, Parker Hadley, Tye Nelson, Patrick Gibbs, Darin Southam, Fenton Quinn
Türü : Belgesel, Biyografi, Dram, Gerilim, Macera
Yönetmeni : Danny Boyle
Filmin Adı & Dili : 127 Saat ~ 127 Hours macera filmini türkçe izle
Yapım Yılı & Ülkesi : 2010 – ABD
Senaryosu : Danny Boyle, Simon Beaufoy, Aron Ralston
Yapımcısı : Danny Boyle, John Smithson,, Tom Heller, John J. Kelly, Diarmuid Mckeown, John Smithson, Tessa Ross, Bernard Bellew, Christian Colson, Cameron Mccracken, Lisa Maria Falcone, Gareth Smith
Görüntü Yönetmeni : Enrique Chediak, Anthony Dod Mantle
Müzikleri : *
Süresi : 94 dakika


Titanic


Titanik Filminin Konusu

Yüzyılımızın başları… Ademoğlunun doğa üzerindeki egemenliğinin göstergesi, insan elinden çıkmış en büyük ve en gösterişli yüzen araç olan Titanic yola koyuldu. Batmaz, sarsılmaz denilen bu büyük lüks yolcu gemisinde yolculuk yapmak, 20. Yüzyılın muhteşem bir rüyasıydı. Ancak bu büyük rüya sadece 4.5 gün serecek ve anısını bir sonraki yüzyıla bile taşıyacak büyüklükte bir kabusa dönüşecekti. İşte bugün bile heyecan uyandıran bu acı ancak bir o kadar da sinematografik felaket hikayesini bu kez James Cameron'un yönetiminde ve sinema tarihinin gördüğü en büyük bütçeyle gerçekleştirilmiş son versiyonuyla izliyoruz. Geminin ilk ve son yolculuğuyla örtüşen, kısa soluklu ama ölümsüz bir aşk öyküsüne yer veren Cameron, Titanic kadar büyük bir aşk öyküsü merkez alarak, bu bildik felaketi farklı bir tarzda anlatmak istemiş. Aşıklar ise son dönemde yükselen yetenekli genç oyuncular kuşağının öne çıkan isimlerinden Kate Winslet ve Leonardo Di Caprio. 1998'de 14 dalda Oscar adayı olan Titanic, 11 dalda heykelcik kazandı.


                                                                                                                                            Alıntıdır

The Pursuit of Happyness





The Pursuit of Happyness – 2006: Biraz süslenmişse de gerçek olaylardan esinlenen bu film, evsiz bir babanın, çocuğuyla tren istasyonlarında ve sığınaklarında verdiği hayat mücadelesini anlatıyor. Bütün bunlara rağmen filmi yüzümüzde gülümsemeyle izliyoruz. Şu Will Smith ne şeytan tüylü bir adam böyle.


                                                                                                                                                                                                 
                             
                                                                                                 Alıntıdır

The Serpent and the Rainbow (1988)



Filmin Hikayesi: Bilim adamı olan Dennis Allan, kullanan kişiyi bilincini yitirmeden felç eden bir ilacın söylentisinin peşinde, devrim rüzgarlarıyla kasıp kavrulan Haiti’ye gider. Latin Amerika halklarında etkin bir gücü olan batıl inanışlar, kara büyüler, bedenlerini değil ruhlarını kaybeden zombiler arasında Dannis, neyin bilim, neyin batıl inanış, neyin gerçek, neyin gerçeküstü olduğuna karar vermek zorunda kalacaktır.

Gerçek Hikaye: Film, Kanadalı bilim adamı Wade Davis’in 1985 yılında Haiti’deki zombilerle alakalı deneyimlerini paylaştığı özgün romanının abartılı bir versiyonudur. Doğal bir zehir tozunun kurbanlarını ölüye benzer bir hâle getirdiğini, bir efendinin kontrolündeki hipnoz halinde ölü durumuna soktuğunu söylemiştir. Buna en dikkat çekici örnek, 1960 yılında, iki sene boyunca zombi olarak yaşadığını söyleyen Clairvius Narcisse’dir. Geriye Davis’in iddialarının gerçek olup olmadığının tartışması kaldı.

                                                                                                                                     Alıntıdır

Open Water (2004)



Filmin Hikayesi: Genç bir çift, dalış yapmak için Reef Explorer adlı bir tekneyle denize açılırlar. Teknede 25 dalgıç ve 3 mürettebat vardır. Ryan ve Travis açık denizde dalışa uygun bröveleri olduğu için gruptan ayrı dalmaya karar verirler.

Keyifli bir dalış sonrası yüzeye çıktıklarında tekneyi bulamazlar. Dalgınlık ve kalabalık grup yüzünden mürettebat sayım yaparken hata yapmış ve genç çifti denizde unutmuşlardır.

Ryan ve Travis’in kayboldukları 24 saat sonra farkedilir ve aramalar başlar. Genç çiftin köpekbalıklarıyla dolu denizde hayatta kalmak için zorlu bir mücadeleye girmeleri gerekecektir.

Gerçek Hikaye: Ocak 1998'de, evli bir çift olan Tom ve Eileen Lonergan Büyük Avustralya Resif’inde dalış ekibiyle birlikte dalış yaptıkları esnada kazara geride kalırlar. Teknede bıraktıkları çanta ve pasaportları ancak 2 gün sonra bulunur. Ancak bu şekilde teknedeki ekip arkalarında 2 kişiyi bıraktıklarını fark eder. Sonrasında aramalar yapılır ancak cesetlerine hiçbir zaman ulaşılamaz. Haftalar sonra bulunan kişisel eşyalarında ise filmdeki gibi herhangi bir köpek balığı saldırısına rastlanmamıştır.

                                                                                                                                                 Alıntıdır

3 Kasım 2011 Perşembe

Dead Ringers (1988)



Mantle kardeşler birlikte çalışan iki jinekolog. Her ikiz kardeş gibi aynı yüze sahip olmalarına rağmen karakter anlamında küçük farklarla ayrılıyorlar.

Biri kadınlarla ilişkilerinde son derece rahat bir tavır sergilerken diğeri daha utangaç. Fakat etki ağlarına takılan kadınları paylaşma konusunda da son derece istikrarlılar. Fakat birinin aşık olmasıyla bu denge bozulmaya başlar.

Farklı bedene ve zihne sahip ama aynı ruhu paylaşan iki kardeşin sürüklediği bir Cronenberg deneyimi.

Gerçek Hikaye: 19 Temmuz 1975'te Stewart ve Cyril Marcus adındaki 45 yaşındaki ikiz kardeşlerin dairelerinde bir demi bir kemik hâline gelmiş cesetleri bulunur. Ölüm sebepleri, aşırı derecede barbitürat bağımlılığıdır. Şoka girmelerinin nedeni, hâlâ aydınlatılamamıştır.

                                                                                                                                              Alıntıdır

The Exorcism of Emily Rose (2005)



Filmin Hikayesi: Emily Rose adındaki genç kız içine şeytan girdiğini düşünerek kiliseden yardım almaya karar verir. Tıbbi müdahaleler yaşadığı korkunç krizleri ve kabusları gidermeyince Peder Moore ile beraber, dini inançlarına sığınarak bir ayine başlarlar. Ayin sırasında kızın hayatını kaybetmesi ile Peder Moore aleyhinde dava açılır. Davayı yürüten avukat Erin Bruner mantık ve dini inançlar arasındaki ince çizgiyle karşı karşıya kalacaktır.

Gerçek Hikaye: Film, 1968 yılında içine şeytan girdiği düşünülen 16 yaşındaki Alman Anneliese Michel’den esinlenerek yapılmıştır. Yıllarca felç, suistimal, açlık ve şeytan görüntüleri devam edince, 1975 yılında 2 rahip 10 ay boyunca şeytan çıkarma ayinleri düzenlemiş. Bu süre zarfında Anneliese zar zor yemek yiyebilmiş ve 1976 yılının Temmuz ayında açlıktan ölmüş. Ailesi ve rahipler yargılanarak, insan katletmekten suçlu bulunmuşlar ve 6 ay hapse mahkûm olmuşlar.

                                                                                                                                               Alıntıdır

The Entity (1981)



Filmin Hikayesi: Carla Moran, görünmeyen bir varlık tarafından önce dövülüp, sonra tecavüz edilmiş bir şekilde bir gece uyanır. Arkadaşları ve ailesi önce onun aklını yitirdiğini düşünür, ama daha sonra ona parapsikoloji yöntemiyle yardım etmek isterler. Bir müddet sonra araştırmacılar, kötü bir ruhsal gücün ona musallat olduğunu anlayacaklardır. Şimdi tek yapmak istedikleri şey, bu görünmeyen iblisi nasıl durduracaklarıdır. Filmin gerçek bir olaydan esinlendiği rivayet edilmektedir..

Gerçek Hikaye: 1974 yılında, paranormal olayları araştıran Kerry Gaynor ve Barry Taff, kendini Doris Bither olarak gören bir kadını bulurlar. Bither Culver City, California’da yaşayan ve bazı varlıklar tarafından fiziksel ve cinsel saldırıya maruz kalmış biridir. Gaynor ve Taff, kadının evindeyken objelerin hareket ettiğine, havada süzülen ışıklara ve hayaletlere tanık olurlar, ancak hiçbir zaman bunların kadına saldırdığına ya da esir aldığını göremezler. Gaynor bu saldırıların, Moran oradan taşındıktan sonra sona azaldığını da belirtmiş.

                                                                                                                                              Alıntıdır

The Haunting in Connecticut (2009)



Filmin Hikayesi: İddiaya göre gerçek bir hikayeden yola çıkılan filmde, Amerika’nın Connecticut eyaletinde bir ailenin başına gelen paranormal olaylar anlatılır.

Campbell ailesi, kanser olan oğullarının tedavi gördüğü kliniğinin yakınlarında bir eve taşınırlar. Fakat Viktorya tarzı bu güzel evde, açıklanamayan doğaüstü güçlerin saldırısına uğrarlar.

Gerçek Hikaye: Film, 1986 yılında, kanserle mücadele eden 14 yaşındaki oğulları Paul’un doktoruna daha yakın olabilmek için Connecticut’a taşınan Parker ailesinin hikayesine dayanmaktadır. Paul’ün uyuduğu bodrum katında, evin daha önceden bir cenaze evi olduğunu gösteren techizatlar bulurlar. Kanlı zeminler, gaipten gelen sesler ve gölgeler gibi tanımlayamadıkları anormal olayları rapor ederler. Paul ailesine saldırmasına sebep olacak güçler tarafından esir alınır. En son olarak da evi bunlardan arındırabilmek için şeytan çıkarma ayini düzenlenir.

                                                                                                                                          Alıntıdır

The Exorcist (1973)



Filmin Hikayesi: Merrin, Irak’ta kazılar yapmakta olan bir rahiptir. Orada Şeytan Pazuzu ile ilgili bir şeyler bulur. Bir tarafta ABD’de ise ünlü bir sinema oyunucusun kızı Regen MacNeil psikolojik rahatsızlıklar gösteremeye başlamıştır. Peder Damian ise annesinin rahatsızlığı ile birlikte inancını sorgulamaktadır. MacNeil’in rahatsızlığı artarken doktorlar bunun tıptaki karşılığını bulamazlar ve bir efsane olan şeytan çıkarmayı anne Chris McNeill’e önerirler. Anne ise Peder Damian’dan yardım diler.

Gerçek Hikaye: The Exorcist romanının ve aynı zamanda filmin senaryosunun yazarı olan William Peter Blatty, Georgetown Üniversitesindeyken, 1949 yılında Maryland, Mount Rainier’da 13 yaşında bir erkek çocuğunun yaşadığı Şeytan Çıkarma ile ilgili okuduğu makaleden etkilenmiştir. Hikaye yıllar yılı belki de aileyi koruma amacıyla çarpıtılmıştır. Bununla birlikte çocuğun gerçek evi Cottage City, Maryland’de, şeytan çıkarma ise St. Louis’dedir.


                                                                                                                                     Alıntıdır

The Amityville Horror (1979)



Filmin Hikayesi: George ve Kathy Lutz, 3 çocuklarıyla birlikte Long Island’daki müstakil bir eve taşınırlar. Bir kaç sene önce korkunç cinayetlerin yaşanmış olduğu eve yeni sahiplerinin gelişiyle birlikte doğaüstü ve korkutucu şeyler olmaya başlar. Lutzlar dostları olan Peder Delaney’in yardımını isterler. Ama Delaney’in evde bulunduğuna inandığı kötü ruha karşı düzenlediği şeytan çıkarma ayini sonucu olaylar iyice kontrolden çıkar. Evdeki dehşeyi bitirmenin tek yolu geçmişte yaşanan olaylarla yüzleşmektir sanki…

Gerçek Hikaye: Gerçek bir hikayeden uyarlanan filmler arasında belki de The Amityville Horror, en kötü şöhretli olanıdır. Kurgusal olmayan bu kitap George ve Kathy Lutz’un evlerinde geçirdikleri dört hafta boyunca işittikleri ruhani sesleri, soğuk alanları, şeytansı simgeleri, ters çevrilmiş haçları ve duvarlardan akan yeşil çamurları anlatır. Film ve kitapta portrelenen olaylar dedektifler tarafından incelense de, tüm bu olayların bir aldatmacadan ibaret olduğu sonucuna varıldı.

                                                                                                                                                Alıntıdır

Gothic



Filmin Hikayesi: mary shelley,sonradan kocası olacak percy shelley ve marynin üvey kızkardeşi claire, lord byron’un isviçredeki şatosunda konuk olurlar.gece yaklaştıkça içki ve afyonun da etkisiyle birbirlerine korku hikayeleri anlatmaya başlarlar ve kişisel korkular,zaaflar ve halüsinasyonlar aracılığıyla kendilerini deliliğin sınırlarına sürükleyecek bitmek bilmez bir gecenin çöküşüne de zemin hazırlamış olurlar.

Gerçek Hikaye: 16 Haziran 1816’da şair Lord Byron’ın İsviçre’deki villasında bir araya gelen ve içlerinde edebiyatçıların da bulunduğu seçkin bir grubun üyeleri uyuşturucu maddelerin de etkisiyle birbirlerine korku öyküleri anlatmaya başlarlar. Yaratıcı zekayla delilik arasındaki karanlık koridorlar aşırılıklarıyla ünlü Lord Byron’ın tekinsiz malikanesinin kuytulukları kadar çekici ve tehlikelidir. O gece şair Percy Shelley ve eşi Mary Shelley de vardır. Orada Frankenstein’ın öyküsü yaratılacaktır.

                                                                                                                           Alıntıdır