17 Mayıs 2015 Pazar

Bağımsız Film Teknikleri; Rick Casteñeda’dan On Tavsiye

Yalanlar doğrulara kıyasla daha inandırıcıdır, doğru söylediğinizde başınız ağrıyabilir.

John Steinbeck

Yalan söyleme yeteneğiniz varsa, insanlar sizi daha çok sever ve saygı duyar. Daha az açıklamaya ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden ben de, Cement Suitcase filmini Red ve Alexa gibi havalı kameralarla çektim diyorum. İşin doğrusu, film yapmanın teknik maliyeti çok hızlı bir şekilde düştü. Yakında neredeyse kağıt-kalem gibi olacak.

Filmi 7D ile çektiğimi söylediğimde, beni küçümsüyorlar. “Oh, demek sen de…” Halbu ki bu kamera ve muadilleri, Oscar alan Black Swan gibi birçok filmde kullanıldı. İnsanların bilmesi gereken şey görüntü yönetmeni tercihiniz, ekipman tercihinizden çok daha önemlidir. Bizim görüntü yönetmenine üstünde delik olan ne verirsen ver, ondan da iyi bir görüntü çıkarır. (Bağımsız Film Ödülleri, En İyi Görüntü Yönetmeni Adayı)

Bunlar, tabi ki o pahalı ve gösterişli oyuncakları sevmediğim anlamına gelmez. Hepsini seviyorum. Sadece pahalı ekipman olmadan da iyi bir şeylerin yapılabileceğini söylüyorum.

Bir: Herşeyi Bilin

Bir yönetmenin film yapmayla ilgili herşeyi bilmesine gerek yoktur, ama bildiklerinin de faydasını görür. Kurgucu, fotoğrafçı, yönetmen, yazar, yapımcı, görsel efekt sanatçısı ve kurgu danışmanı gibi bir çok pozisyonda çalıştım. Ses hakkında daha çok şey öğrenmek adına, bir radyoda staj bile yaptım.

Herşeyi bilmek imkansızdır. Ayrıca, filmdeki tüm yükü üzerinize almanız filmin yararına olmaz. Ancak, en azından işi yapanlarla iletişim kurabilecek düzeyde bir bilgi birikimine sahip olmalısınız.

İki: Çekime Başlamadan Önce Plan Yapın

Bizim harika bir çekim planımız vardı. Yaptığımız çekimi Prorese çevirip, daha sonra da Plural Eyes ile ses ile senkronluyorduk.

Hem çekim hem de kurgu bilgisi olan insanlarla beraber çalışmak çok yararlı. Filmin kurgucusu olarak çalıştığımda, hangi sahneleri keseceğimi çekim aşamasındayken görebiliyorum. Hafıza kartlarını boşaltan arkadaşımız bile kurguya hakim biri. Ayrıca, miksajı da sesleri kaydeden arkadaşımız yapacak.

Bunlar ne anlama geliyor? Çekimden kurguya kadar atıl durumda hiçbir şeyin olmadığı anlamına geliyor. Herşey belli bir düzenin içinde işliyor. Sesçimiz, kurguda ihtiyaç duyabileceğini önceden bildiği için, çevredeki doğal sesleri kayıt etmek için fazladan bir gün harcadı.

Üç: Çekim Planınızı Test Edin

Harika bir çekim planımız olduğunu düşünüyordum. Her çekim için 6 kanal ses kayıt ettik: biri boom kaydı, diğeri kameranın stereo kaydı, diğerleri de oyuncuların konuşma kayıtları. Kameranın kaydettiği sesin işe yaramaz olduğunu düşünmeme rağmen, herhangi bir şeyin ters gitmesi ihtimaline karşı tüm çekim boyunca kullanıldı.

Kurguyu kolaylaştırmak için görüntü ve sesin birleştirilmesini istedim. Sonunda zaten sıkıştırma yapacağımız için, kurguya oturmadan önce ham videoları sesle birleştirerek Quicktime Prores çıktılar aldık. Epey bir zamanımızı aldı, ama kurgu kısmı daha kolay oldu.

Çekimlere başlamadan önce bu teknikle hazırlanmış bir videoyu kurguda işlerken, sesçi için de omf uzantılı çıktı aldık. Quicktime video çıktılarına eklediğimiz seslerde hiçbir sorun yoktu, ancak referanslar gözükmüyordu. Görüntü dosyası ve ses dosyasının isimleri aynıydı.

Örneğin, sesçi sesin orijinaline ulaşmak istediği zaman, bulmakta baya zorlanacaktı. Herşeyi kaydettiğimiz bir excel dosyamız var. Ona bakarak bulmaya çalışacaktı. Şükürler olsun ki, çekim planımızı önceden test ettik ve bu açığı ses dosyalarına referans ekleyerek kapattık. Bu da sesçimizi fazladan harcayacağı olası birkaç haftadan kurtarmış oldu.

Rick’in fotoğraf yorumu: "Yönetmen Rick, yönetmen gibi gösteriyor."
Rick’in fotoğraf yorumu: “Yönetmen Rick, yönetmen gibi gösteriyor.”

Dört: Final Cut Pro Proje Dosyası 100MB’ı Geçmesin!

Bu filme kadar yaptığım en uzun film 30 dakika uzunluğundaydı ve Final Cut Pro proje dosyası ile şişme problemi yaşamamıştım. Kurguya oturduktan bir süre sonra, dosyanın açılması 10 dakikayı geçmeye başladı ve sürekli crash almaya başladım. Proje dosyası 200mb ı geçmişti. Görünüşe göre bu olmaması gereken bir şey. İşlenmiş sekansları başka bir proje dosyasına taşıdım. Böylece, sorun çözüldü ve gerek duyduğumda eski sekanslara ulaşabilecektim.

Beş: Kurgu Dosyalarınızı After Effects’e Taşımanın Bir Yolunu Bulun

Dijital dünyada, başlıklara, görsel efektlere veya grafiklere her zaman ihtiyacınız olabilir. Görüntülerinizi kurgu programından, grafik programına nasıl taşıyacağınıza karar verin. Çıktı alarak bu işlemi gerçekleştirebilirsiniz. Ancak, bunun beceriksizlere göre olduğunu düşünüyorum. Ayrıca videonun başına veya sonuna bir şey eklemeniz gerekirse tüm işlemleri baştan yapmanız gerekir.

Çalıştığınız sekansı bir şekilde programa tanıtmanız gerekir. Premiere’de çalışanlar için bu çok kolaydır. Premiere proje dosyasını After Effects’te açabilir veya dinamik bağlantıyla After Effects’e aktarabilirsiniz. Ancak her program birbirini bu şekilde desteklemez.

Bu durumda XML çıktısı alarak, FCP dosyalarını After Effects’e aktarabilirsiniz. Bu durumda, After Effects değişiklikleri, proje dosyasına değil videoya referans vererek yapar. Böylece, görüntü kaybı yaşamazsınız.

Altı: Filmin Dosya Formatı Ne Olacak? Niçin?

Bu sorunun cevabını, çekimlere başlamadan öne vermelisiniz. Dijital teknoloji çok hızlı ilerlediğinden, siz filmi bitirene kadar format da değişebilir. Ancak, olası bir değişime hazırlıklı olursunuz. Bizi ProRes 422HQ QuickTime formatını tercih ettik.

ProRes bildiğim akdarıyla, arşivler ve bağımsız yapımlar için en çok tercih edilen format. Bunun asıl sebebinin Apple’dan kaynaklandığını düşünüyorum. Ancak, ProRes formatının çok sağlam, geçerli ve saygın bir format olduğu da kesin. ProRes 422HQ dağıtımı firmasının, iTunes, Amazon ve Netflix gibi platformlarda kullanmak için bizden istediği formattı.

İşin doğrusu, bizim film ProRes 422 olarak kurgulandı. HQ su yoktu. Sıkıştırma yapmadan önce yaptığım okumalardan, Canon 7D’nin h.264 kullanmasından dolayı video dosyalarında 422HQ için gerekli bilginin olmadığını öğrendim. Bu yüzden, ProRes 422 formatına sıkıştırarak RAM’den ve harddiskten tasarruf ettim.

Cement Suitcase filminden bir sahne
Cement Suitcase filminden bir sahne

Yedi: Kendi DCP’nizi Yapın

Cement Suitcase filmini çekerken-aslında kurgudan sonra- DCP’nin ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Dijital Sinema Paketi anlamına geliyor. Filminizi, günümüz filmlerinin çoğunun gösterildiği dijital server üzerinden yayınlamak için gerekli olan 6 dosyadan

Önceleri, dijital ortamda çektiğiniz bir filmi salonda yayınlatmak için ya makaraya çektirmeniz(çok pahalı bir seçenek) ya da DVD’ye çevirmeniz(yaklaşık %75lik bir kalite kaybı) gerekiyordu.

Cement Suitcase filminin gösterildiği on film festivalinden yola çıkarak söyleyebilirim ki, festivaller filmleri DCP veya Blu-ray formatlarında istiyorlar. Blu-ray iyi bir alternatif, ama filmin sıkıştırılmasını önlemiyor.

Filminizi DCP olarak yayınlamanız, büyük bir kolaylık. Iron Man 3 gibi büyük bütçeli filmler nasıl yayınlanıyorsa sizin filminiz de aynı şekilde yayınlanıyor. Bir makiniste DCP’nin hata verdiğine şahit olup olmadığını sordum. O da, “Duydum ama benim başıma gelmedi. Hata durumunda, hızlı bir şekilde uyarı veriyor. Sistem kontrolünü geçtikten sonra hata verme ihtimali çok düşük zaten.” dedi.

En iyisi de böyle bir şeyi kendi başınıza da yapabilirsiniz:

phttp://nofilmschool.com/2012/07/project-in-digital-theater-make-digital-cinema-package-for-cheap-with-opendcp

Bu işler size karmaşık geliyorsa, 1.000 ila 2500 dolara başkasına da yaptırabilirsiniz. Bu noktada dikkat etmeniz gereken bir şey var. Jeneriğe ekleme yapmak istediğinizde veya filmden bir parça almak istediğinizde, birkaç binlik daha harcayarak bu işlemi tekrar yaptırmak zorunda kalabilirsiniz. Bizim başımıza geldi, oradan biliyorum.

DCP’nizi test edebileceğiniz bir sinema salonu ile arkadaşlık kurun. Aşağı mahalledeki Film Independent’ta çalışan makinist ile aram çok iyidir. Böylece, gösterimdeki filmlerden sonra götürdüğüm DCP’yi test ettirme imkanım var.

Ayrıca, birçok film festivali de bu işi sizin için yapıyor. Gerçekten önemli. Çünkü ilk DCP’yi yaptıktan sonra, sekanslardaki dosya isimlerinin aynı sayıda karaktere sahip olması gerektiğini bilmiyordum(Uzun hikaye). Sonuç olarak, film ortadan başladı, sonra bir ara başa döndü. Seyirci önünde böyle bir şey olmasına izin veremezsiniz. Uzun iş olduğu için DCP yapmak için en azından bir veya iki hafta ayırın.

Rick Castañeda (Psychic Bunny T-şörtü olan)
Rick Castañeda (Psychic Bunny T-şörtlü)


Sekiz: Filmler, Gerçekten Ama Gerçekten Çok Uzun

Aptalca gelebilir ama inanın çekimler başlayana kadar bunu fark etmemiştim. Bu ilk uzun metrajıma başlayana kadar, herşeyi kafamın içinde oluşturup tıkır tıkır gerçekleştiriyordum. Başından sonuna kadar tüm film kafamın içinde oynuyordu. Herşeyi avucumun içine alıp, tüm yönleri görebiliyordum. Uzun metrajda bunların hiçbirini yapamadım.

Bunların hepsi de, aptal gibi, kostümcü ve senaryo danışmanına ihtiyaç olmadığını düşünmemden kaynaklandı. Henüz çekimlerin ilk günüydü ki, yanıldığım ortaya çıktı.

Ana karakterimiz Franklin’in evin dışında çekimini yapıyorduk. Akıcı olması için, iç mekanda başlayan çekimler ile dış mekan çekimleri arasında, Franklin’in evden çıkması, eve girmesi gibi sahneleri de eklememiz gerekiyordu.

Saat 10.00 civarında, performansı, bütçeyi, “Çekim güzel oldu mu?, Bahçe yeterince temiz miydi? Zaman çizelgesine uygun hareket ediyor muyuz? Aşağı sokaktan neden Mariachi sesleri geliyor? Filmin sesine girdi mi?” gibi sorunları düşünürken aktörüm bana döndü ve “Bu sahnede hangi t-şörtü giymeliyim?” diye sordu.

Hmm…Franklin 62 nci sahnede hangi t-şörtü giymeli? Nereye gidiyor? Günlerden ne? O gün başka neler yapacak? Üzerindekiler tüm bir gün için uygun mu? Sıkışık bir çizelgede, hem senaryo ile uğraş, hem kıyafetlere karar ver, hem de çekimlere yoğunlaş… Bunların hepsinin böyle bir filmde bir arada olması gerçekten imkansız olurdu. Çalışanlardan birini senaryo danışmanlığına diğerini de gardıroba verdik. Çok büyük bir fark yarattı.

Plan yaparken bu iki görevin bir işe yaramadığını düşünüyordum, pratikte ise onlarsız kafayı yerdim.

Dokuz: Film Çekerken Her Aşama Daha İyi Bir Film Yazmak İçin Bir Fırsattır

Çekim günümüzü belirlediğimizde senaryoyu çok beğenmiştim. Yine de, geri besleme alabilmek için senaryoyu sağa sola gönderiyordum. İster sevin ister sevmeyin film hakkındaki eleştirileri ne kadar erken alırsanız o kadar iyidir. Eleştirilerin bir kısmı kafama yattı. Ben de senaryoyu yeniden düzenlemeye karar verdim. Ertesi gün çekime başlayacaktık ve saat gecenin 2 siydi.

Bazı sahnelerdeki hataları çekmeye başlayana kadar göremedik. Provalarda oyuncuları izlerken, bazı sahnelerin sıkıcı olduğunu farkettim. Bu sahneyi nasıl canlandırabiliriz? Aktörlerin bu konuda yetenekli olduğunu söyleyebilirim. Kulak vermenizde fayda var.

Kurgu aşamasında sorun yaşadığım sahneler de var. Birini çok düz buldum. Herkes sahne hakkında ne düşündüğünü söyledi. Ben de kurguda, iki karakterin sözlerini üstüste bindirerek tartışma efekti verdim. Sonuç çok iyiydi.

Bazı sahneler de ses olmadan akmıyordu. Franklin’in bilincini kaybettiği sahnede, sesçi sesleri bükerek, diyaloğu merkezden(geleneksel yöntem) uzaklaştırarak, arka hoparlörlere verdi. Franklin’in tekrar bilincinin gelmesiyle birlikte sesler de eski haline döndü. İzleyen hiç kimse ne yaptığımızı bilmiyordu, ama hissediyorlardı.

Demek istediğim şu ki, çekimden kurguya kadar filmin her aşaması, filmin daha iyi hale getirmek için bir fırsattır. Hepsini kullandığınıza emin olun!


On: Film Yapımında Yayılma Etkisi Vardır

Yönetmenlikte, siz mutluysanız ve enerjiniz yüksekse diğer herkes de böyledir. Eğer stresli ve sağa sola bağırıyorsanız ekibiniz de böyle davranır. Kendinizi adadığınızı gösterdiğinizde ekibiniz de kendini adar. Bir çöpü dışarı çıkarmak sizin gibi önemli birinin işi olmadığını düşünüyorsanız diğerleri de böyle davranır ve o çöp orada kalır.

Yönetmen olarak setin ruh halini siz belirlersiniz. İyi bir ruh hali belirlediğinizden emin olun. Nihayetinde, deveye hendek atlatmayacaksınız. Düşük ücret, uzun çalışma saatleri, inanılmaz bir stres olmasına rağmen bu dünyanın en güzel işi ve bu yüzden eğlenceli olmalı, dostum.

Rick Casteñeda kimdir?

Los Angeles’ta bulunan yapım şirketi Psychic Bunny’nin kurucularından Rick Casteñeda uzun metraj, animasyon, kısa metraj filmlerde senarist, yönetmen ve yapımcılık yapmaktadır. Çalışmaları, A.B.D., Kanada, Japonya ve Romanya gibi Dünyanın dört bir yanındaki festivallerde yer aldı. Ekibi Six Finger Fist ile yaptığı otuzdan fazla kısa film internet üzerinde başarı elde etti. Komadan çıkamayan birini anlatan on bölümlük internet dizisi bir milyondan fazla izleyici tarafından izlenerek New York Times’tan övgü dolu bir eleştiri aldı. Ayrıca Disney ve MSN için web kısaları da çekti.


Yazar : Fahrettin Ünlü
Kaynak: creativecow.net, sinezof.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın