32. İstanbul Film Festivali’nde Türk sineması adına çok iyi filmler izledik. Son beş yılın en iyi seçkisiydi. Ancak Festival, Emek Sineması protestolarının gölgesinde kaldı.
Bundan 10 yıl öncesine kadar İstanbul Film Festivali daha çok yurt dışı bağlantıları ve yabancı filmler seçkisiyle ağırlığını gösterirdi. Fakat 2000’lerin başından beri Türk sinemasında festivalin ağırlığı hissedilmeye başlandı. İşte bu gözle baktığımızda festivalin Ulusal Yarışması daha da önem kazanıyor. Kısaca şunu söyleyebilirim. Yarışmaya katılan filmlerin neredeyse hepsi bir çizginin üstündeydi. İyi diyebileceğimiz filmlerin sayısı hiç az değildi. Son beş yılın en iyi seçkisi diyebilirim bu yılki yarışma filmleri için. En İyi Film, En İyi Senaryo ve En İyi Kurgu ödülünü alan Onur Ünlü’nün ‘Sen Aydınlatırsın Geceyi’ filmini seyrettiğimde bir yönetmenin tarzının nasıl yavaş yavaş yerine oturduğunu ve kendi başyapıtını vücuda getirdiğini seyretmenin heyecanını yaşadım.
Çok sıkı filmler bunlar
En İyi Yönetmen ödülünü alan Aslı Özge’yi de tebrik ediyorum. ‘Hayatboyu’ filminin yönetmenliği kadar senaryosunun da değerinden bahsetmek lazım. Türk sinemasında kentli insan öyküsünün azlığı ortadayken, gerçek kentli bir ailenin hayatını odağına alan Hayatboyu, kadın oyunculuğu adına cesaretli bir film. Filmin başrolünde oynayan Defne Halman iyi bir performans icra etmenin dışında istemese de bir misyonu üstlenmiştir. Her kadın oyuncunun, sanata dair sahip olması gereken duruşu hayata geçirirken Hayatboyu filmini seyretmesi gerekir artık. Burada festival ödüllerinde itirazım olan tek dal da kadın oyuncu performansı zaten. ‘Özür Dilerim’ filmindeki rolüyle ödüle sahip olan Sema Poyraz’ın performansını küçümsemiyorum ama Defne Halman’ın performansı bir rolden daha başka şeyleri ifade ediyordu. Jürinin bunu görmemiş olması benim için üzücü. İlk Film Ödülünü alan ‘Köksüz’ otoritelerin beğendiği bir yapımdı. Aynı Hayatboyu gibi bir şehir hikayesiydi. Yönetmen Deniz Akçay Katıksız’ın yeni filmlerini merakla bekliyoruz. En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü alan Ercan Kesal zaten performanslarını büyük zevkle seyrettiğimiz muhteşem bir oyuncu. Yozgat Blues’da canlandırdığı karakterin tek başınalığı insanın yüreğine dokunuyor. Jüri Özel Ödülü’nü alan Derviş Zaim için de çok sevindim. Devir filmi belgesel türü için çok önemli bir yapım. Ödül alamayan ama bu ülkenin kırılma noktalarından biri olan Ermeni olaylarına hümanist bakışıyla etki etmesini beklediğim Saroyan Ülkesi filmini de bu yazıda anmalıyım. Son dönemin en iyi seçkisiydi Ulusal Yarışma filmleri. Ama Emek eylemleri arasında biraz güme gittiler diyebilirim.
Onur Ünlü’nün yönettiği “Sen Aydınlatırsın Geceyi” En İyi Film Ödülü’nün sahibi oldu.
Serdar Akbıyık
kaynak: stargazete.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Düşüncelerinizi bizimle paylaşın