14 Ekim 2012 Pazar

Biz dededen böyle gördük!


Dedesi döneminin ünlü yönetmenlerinden olan Joseph Gordon-Levitt, ‘(500) Days of Summer-Aşkın (500) Günü’nün ardından yakaladığı çıkışla üç yıl içinde 11 filmde oyunculuğunu sergiledi. Bu hafta ‘Looper-Tetikçiler’ ile karşımıza çıkan oyuncunun hayatına göz attık.


Doğma büyüme Hollywood’lu olsa da şöhreti sevmiyor. Politik yorumlarını esirgemiyor. Yeri geldi mi Nirvana şarkısı cover’lıyor, yeri geldi mi Bob Dylan…

Gordon-Levitt 1981 doğumlu. Jane Gordon ve Dennis Levitt’in oğlu.

Jane Gordon ünlü yönetmen Michael Gordon’un kızı olarak Hollywood’da büyümüştü. Rock Hudson, Alain Delon, Dean Martin, Doris Day gibi ünlü isimlerle çalışan dede Gordon’ın 50’lerin ‘komünist avı’ sırasında sosyalist olduğu gerekçesiyle ‘kara liste’ye alınması mesleki hayatını zora sokmuştu. Jane Gordon ise baba Dennis Levitt ile Barış ve Özgürlük Partisi’nin seçim kampanyası sırasında tanışmıştı.

Gordon-Levitt ailesi oğullarını oyuncu yapmakta hiç sakınca görmemişti. Joseph genç yaşta kameraların önüne geçti. 6 yaşından itibaren çeşitli reklamlarda, dizi ve filmlerde küçük roller aldı.

Figüranları arasında yer aldığı ilk sinema filmi ‘Beethoven’ın ardından, ilk ciddi filmi Robert Redford’un yönettiği ‘A River Runs Through It-Bizi Ayıran Nehir’ oldu. Komedi dizisi ‘3rd Rock from the Sun-Uzaylı Aile Aramızda’ ile ergenlik döneminde ilk ününü yaptı. Ama sevemedi şöhreti, dizinin ardından oyunculuğu bırakıp Columbia Üniversitesi’nde tarih, edebiyat ve Fransız şiiri dersleri aldı.

Ünlü olmak hakkında şöyle diyor; “Ünlülük konsepti beni kızdırıyor. Biz orada olmadığımızda toplumun arkamızdan sallaması demek. Bence astronotlar ve öğretmenler bir aktörden çok daha değerlidir. Durum sağlıklı değil. Bunu yaratan da biziz, bizim ülkemiz. Bencilliği, açgözlülüğü, basamak olarak görmeyi körüklüyoruz. Daha fazla paranız varsa daha iyi insan sayılıyorsunuz. Ünlülüğün oyunculukla hiçbir alakası yok.”

2000’ler gelip çattığında komedi filmlerindeki yan rollerde yer almaktan vazgeçti ve dramayla döndü sinemaya. ‘Mysterious Skin-Tenin Gizemi’nin (2004) başrolünde iyi bir performans sergiledi, eleştirmenlerden alkış aldı.

O sırada, ABD’nin Irak işgali sürmekteydi. Bush’un muhalifleri ötekileştirme politikasına sert sözlerle karşı çıkıp ‘çiftliğine dönmesi gerektiğini’ söyledi.

2009 yılında ‘(500) Days of Summer-Aşkın (500) Günü’yle büyük bir çıkış yakaladı ve Altın Küre’ye aday oldu. Levitt film hakkında; “Hollywood’un aşk yapımları dandiktir, bu bilinir. Piyasadaki eskiler ‘Seyirci aptaldır’ derdi, ‘gençler işe yaramaz.’ Artık böyle değil” diyordu.

2010’ların başında Christopher Nolan’ın iki filmi ‘Inception-Başlangıç’ ve ‘The Dark Knight Rises-Kara Şövalye Yükseliyor’da önemli rollerde oynadı. Bateri ve gitar çalan, zaman zaman cover’ladığı parçaları Youtube’a koyan oyuncu hitRECord adlı online bir proje şirketine de sahip.

kaynak: aksam.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın