27 Ekim 2012 Cumartesi

ABD'de gösterilmeyen filmin Oscar şansı yok


AKŞAM'ın Hollywood ambalajlı bayram şekerlerinin ilki Scott Elrod... 'Hellhounds' filmindeki performansıyla aktörler dünyasının 'A takımına' giren ünlü oyuncu, Demet Öger'e aşk hayatından kariyerine kadar çarpıcı açıklamalar yaptı. En 'keskin' çıkış ise Oscar için geldi: Bir film Amerika'da gösterilmediyse Oscar şansı olmaz

Son olarak bazı sahneleri Türkiye'de çekilen Argo filminde Ben Affleck'le birlikte rol alan Scott Elrod (37), AKŞAM okurlarına özel açıklamalarda bulundu. TV dünyasının ve Hollywood'un aranan isimlerinden olan Elrod, New York'ta Demet Öger'in sorularını yanıtladı. Jeniffer Aniston'la 'The Switch' filminde birlikte rol alan ve 'Hellhounds' filmindeki başarılı performansıyla 'sınıf atlayan' ünlü aktör, C.S.I New York, C.S.I Miami, Man in Trees ve Castle gibi birçok dizinin de aranan yüzü.

TOP GUN HAYATINI DEĞİŞTİRDİ
Asker bir aileden gelen ve babası F-16 pilotu olan Elrod, oyunculuk yapmaya da özel bir birlikteki pilotların konu edildiği 'Top Gun' filmini izledikten sonra karar vermiş. Sık sık aksiyon filmlerinde boy gösterse de gerçek hayatında oldukça duygusal biri. İşte bir Hollywood yıldızının dünyası...

- Oyunculuğa başlamanız nasıl oldu? 
ABD Colorado'da yaşıyordum. Oyunculuk hiç aklımda yoktu aslında. Hayalim babam gibi pilot olmaktı ve havacılık okulunu bitirmiştim. Halen uçuşa ve spor arabalara düşkünlüğüm devam ediyor tabii. `Top Gun'ı izlediğimde oyunculuk yapmak istediğimi fark ettim, 'bu konuda kendimi denemek istiyorum' dedim...

- Bu kararın ardından neler yaptınız?
Oyunculuk dersleri almaya başladım, Sonra da bir ajansa kaydoldum. İlk olarak dizilerde oynamaya başladım, ardından sinema filmlerinden teklif gelmeye başladı. Son olarak geçen günlerde Mark Wahlberg ile oynadığımız 'Lone Survivor'ın çekimleri bitti.

'TAKEN 2 ELEŞTİRİLMELİ'
- Sizin de rol aldığınız 'Argo' filmi yakında gösterime girecek. Filmin bazı İran sahnelerinin Türkiye'de çekilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sanırım Ben Affleck filmin İran sahnelerini İran'a gidip çekemeyeceği için Türkiye`yi seçti. Ama Türkiye'nin İran'a benzemediği konusunda hemfikirim. Sonuçta çekim izinlerini alırken bu konu belirtilmiştir. İran seti kurmak için izin alınabilmişse bunda Türkleri çok rahatsız edecek bir durum olmadığını düşünülebilir. Örneğin Kanada'da çekilecek bir filmi gidip Alaska'da çektik. Yani tamamen Hollywood... Her şey set ve kurgu. Tabii ki her ülkenin turistik açıdan dünya platformunda görünmesini istemeyeceği az gelişmiş bölgeleri vardır. Acaba öyle bir bölge de mi çekim yapıldı yoksa tamamen set mi kuruldu, filmi izleyince göreceğiz. Benim oynadığım karakterin Türkiye'de çekilen sahnelerde bölümü yoktu o nedenle bu kadar yorum yapabilirim. Öte yandan 'Taken 2'de de Türkiye'de çekilen sahneler var. Ancak o filmde başka bir ülke seti kurulmamış. Türkiye'de çekilen sahneler Türkiye olarak filmde. Biraz arka sokaklar görüntülenmiş mesela. Teken'2 yi daha çok eleştirebiliriz bu anlamda...

- Favori oyuncularınız kimler?
Paul Newman ve George Clooney, her ikisi de hem prodüktör hem yönetmen hem de aktör. Sanırım ben de bu yolu izlemek istediğim için onlara karşı özel bir ilgim var.

Kazandığı kadar dağıtan sektör
- Vakıf isleriyle de çok meşgulsünüz. Bu konudan bahseder misiniz biraz?
Evet, belki oyuncu olmamdaki başlıca nedenlerden biri de bu. Yardım edebilmek benim için çok önemli. Hollywood film sektörü kazandığı kadar yardım dağıtan bir sektör. Oyuncuların, yönetmenlerin, yapımcıların dahil olduğu sayısız vakıf var. Ciddi paralar bağışlanıyor. Mesela iki hafta önce düzenlediğimiz bir vakıf organizasyonunda 25 milyon dolar toplandı.

- Toplanan paraların nerelere aktarıldığından da bahseder misiniz? 
Bu paraların nerelere gittiği, nasıl bir yardım yapıldığı da gayet net. Çünkü 'Celebrity' bağış yaptığı gibi zamanını da bağışlayabiliyor. Mesela Los Angeles'tan Afrika'ya uçuyor ve bağışladığı para nerelerde hangi yaraları sarmış görebiliyor, manevi olarak da bunu yaşamak istiyor.

'Aksiyonu daha çok seviyorum'
- Canlandırdığınız karakterler arasında hangilerini kendinize daha yakın buluyorsunuz? 
Aksiyonu daha çok seviyorum elbette, yapı olarak da bana daha çok uyuyor. Dram oynamayı da seviyorum. İçe kapanık, hayatın zorluklarıyla mücadele eden, çocuğuna tek başına bakmak zorunda kalan bir babayı oynadığımda hiç zorlanmadım. Dram insana başka şeyler de katıyor. Oynadığın karakteri sanki daha çok anlamaya çalışıyorsun.

- Yabancı filmlerin Oscar kazanma şansı çok düşük gibi, sizce bunun sebebi nedir?
Çünkü Oscar Amerika film sektörünün verdiği bir ödül.  Hollywood kendi kendini besleyen bir sektör. Ayrıca Amerika'da gösterimde değilse bir film nasıl Oscar şansı olabilir ki? Kaç tane yabancı film Amerika'da gösterime girebiliyor buna bakmak lazım. Yabancı sinemacıların tutumu Hollywood'a alternatif yaratmak ama hayalleri hep Hollywood'da olmak. Buraya gelmek, tanıtımını, gösterimini, çevreni kurmak zorundasın ve ciddi anlamda başarılı filmler yapmalısın ki sektör tarafından kabul görebilesin. Bunun için çok emek vermek şart.

Hollywood kolay olsaydı da Hollywood olamazdı zaten.
- Mutluluk sizin için ne ifade ediyor?
Sevdiğim bir şeyi yapmak, sevdiğim ortamlarda olmak, hayallerimi gerçekleştirmek, çalışmak. İnsanın kendisiyle barışık olması da mutluluktur.

- Arkadaşlık ve ilişkilerde sizin için önemli olan nedir?
İletişim ve güven... Arkadaşlık iyi ve kötü günde yanında olabilmektir, destektir. İlişkilerde benim için önemli olan beraber olduğum kişinin kendine güvenin tam olması. Yanımdan geçen güzel bir kadına bakmışsam bu o kadına ilgi duyduğum anlamına gelmez. Güzelliğe doğa gereği herkes bakar ama en güzel bulduğumuz kadın yanımızdakidir. Bu her erkek için değişmez bir gerçektir. Oyuncu olduğum için rol gereği bir kadınla yakınlaşma yaşamamı da sorun etmemeli. Ayrıca duygusal olmalı, ruhen beni kendisine yakın hissettirmeli. Güvenmeliyim ona...

İstanbul bağımlılık yapıyormuş
- Türkiye hakkında neler biliyorsunuz?
İstanbul'u görmeden biliyorum artık sayende... Bir sürü oyuncu arkadaşımı İstanbul'a götürdün bir ben kaldım gibi... (gülüyor.) Çok merak uyandırıyor bende İstanbul... Herkes, büyülü olduğunu oradan ayrılmak istemeyeceğimi ve bağımlılık yaptığını söylüyor. Tarihi ve doğal güzelliklerinden bahsediyorlar. Türklerin espri anlayışı ve zekası çok yüksek diye düşünüyorum. Aralıkta İstanbul'a yeni bir oyuncu ekibi götüreceğini duydum, ben de size takılabilir miyim? (gülüyor)

Her şey normal gitseydi Brad aşık olmazdı
Kişinin kendine güveni tam olmalı ama Angelina Jolie&Brad Pitt aşkı da sette başladı...
Onların her şey yolunda olsaydı Brad, Angelina'ya aşık olmazdı sanırım! Mutlaka o ilişkide bazı çatlaklar oluşmuştu ve zaten kopmak üzereydi. Ben birini seviyorsam bir başkası beni ele geçiremez, buna imkan yok. Yani ilişki iki kişi arasında olan güçlü bağla yürür, o bağ incelmişse bir başkası sadece sebep olur.

kaynak: aksam.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın