'Utanç' filminin yönetmeni konuştu!..
Steve McQueen: "Herkesin kendine göre bir ahlak anlayışı vardır, benimki biraz daha farklı. Filmim ahlaki bir boyut taşıyor ama ben ahlaklı biri değilim"
ZEVK DEĞİL HASTALIK
'Utanç'ı çekmeden bir şeye bağımlı olmak hakkında ne biliyordunuz?
Hiçbir şey! Fakat konuyu araştırdıkça aslında hiç de komik olmadığını fark ettim. Hayatı bu nedenle mahvolan insanlar var. Filmde geçen seks bağımlılığı da zevkle ilgili bir durum değil. Ben ve senaryoyu beraber yazdığım Abi Morgan, konunun uzmanlarıyla görüştüğümüzde bize şöyle bir karşılaştırma yaptılar; "Alkolizm susuzlukla ne kadar bağlantılıysa, seks bağımlılığı da cinsellikle o kadar ilişkilidir."
'Utanç' kavramı biraz da burada devreye giriyor, değil mi?
Evet, insanlar yaşadıkları bağımlılığın ardından eve döndüklerinde, kendilerinden nefret etmeye veya utanç duymaya başlıyorlar. Ve bu utanma duygusundan kurtulmak için her şeye baştan başlıyorlar ve kendilerini yine benzer ilişkiler içerisinde buluyorlar, tıpkı diğer bağımlılıklarda olduğu gibi. Onlar bunları anlatırken, ben de filmin adının 'Utanç' olması gerektiğine karar verdim.
Filmin ismi ahlaki bir boyut da taşıyor. Kendinizi ahlakçı birisi olarak görüyor musunuz?
Filmin ahlaki bir boyutu var, evet... Ama ben ahlaklı birisi değilim. Herkesin kendine göre bir ahlak anlayışı vardır. Ancak ahlak biraz sosyalizme benziyor; müthiş bir fikir ama ne yazık ki işlemiyor. Çocukken bize anlatılan bütün masallar bile iyi-kötü, doğru-yanlış kavramlarını kafamıza çakar. Dinlerin tümü de öyle... Neredeyse DNA'larımıza işlemesi gereken bir kavram ahlak. Fakat ahlaklı bireyler miyiz? Hayır! Tek bildiğimiz şey zarara neden olup, sonra düzeltmeye çalışmak.
SİNEMA BİR AYNADIR
Oysa tartışma yaratmak için böyle bir film çektiğinizi iddia edenler de var.
Niyetim kesinlikle bu değildi. Ben sinemayı bir ayna olarak görüyorum, bir filmi izlerken perdede kendi yansımamızı görmemiz gerekiyor. Bazen yansıttığı görüntü pek cazip olmadığı için insanlar bu aynaya bakmamayı tercih edebilir. Fakat hayatta ilerlemek için bu görüntülerle yüzleşmemiz, o aynaya bakmamız lazım. Kendimizle ve bulunduğumuz yerle daha fazla iletişim kurabilmek, belki olabilecek kötü şeyleri değiştirmek için... Bence 'Utanç'ın tartışma yaratabilecek tek yönü, insanları şaşırtmış olması.
MÜTHİŞ BİR BİRLİKTELİK
Michael Fassbender ile beraber çalışmanız kimilerince Scorsese ve De Niro'nun ortaklığına benzetiliyor. Bu konuda siz ne dersiniz?
İlk olarak aklımdaki oyuncu Michael değildi belki ama yakaladığımız gerçekten müthiş bir birliktelik. Onunla paylaştığımız, hayatımdaki en önemli ilişkilerden biri; annem, kız kardeşim, karım, ikiz kızlarım, bazı dostlarım ve Michael... Dostluğumuz böyle bir derinliğe sahip, bu konuda samimiyim. Beraber çalışırken ikimiz de elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz ama dostluğumuzun sonsuza kadar birlikte film yapacağımız anlamına gelmediğini de biliyoruz.
HOLLYWOOD FİLMLERİ ÇEKMEM
Bir önceki filminiz 'Açlık'tan sonra Hollywood'dan teklif aldınız mı?
Evet, ama alışıldık anlamda Amerikan filmleri çekebileceğimi sanmıyorum. Onlar mutlu sonları tercih ediyorlar. 'Utanç'ı Amerika'da çektim ama bu elbette bir Hollywood filmi değil. Kariyerimin başından beri insanlara ve varsayımlarına meydan okumayı tercih ettim...
MASUMİYETLE İLGİLİ
İnsanların beklediği kişi olmamanız bu meydan okuma isteği yüzünden mi? Neden sadece kendi istediğiniz tarzda filmler çekiyorsunuz...
Belki de... Çoğu kişinin düşündüğü gibi bir insan olmadığım kesin. Sadece yapmak istediğim filmleri çekiyorum ve işlerimin tümü benim için son derece kişisel. 'Açlık'; benim gençliğimle ve ülkemin yaptıklarını fark ettiğimde masumiyetimi kaybetmemle ilgiliydi. 'Utanç'taki Brandon ise; benim için 'kaybolmayı' temsil ediyor.
kaynak: sacitaslan.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Düşüncelerinizi bizimle paylaşın