17 Aralık 2011 Cumartesi

Ben kafamdaki fotoğrafı ararım


Ben kafamdaki fotoğrafı ararım
Usta foto muhabiri Ara Güler, klasikleşmiş İstanbul ve Türkiye fotoğrafları, dünyanın farklı yerlerinde çektiği kareler ve portreleriyle, Eczacıbaşı'nın yayınladığı kitaba konu edildi.

Söyleyecek ne kaldı ki? Ne soracaksın? Eski röportajlara bak, her şeyi söyledim, oradan yaz, zaten sen bilirsin çoğunu, beni uğraştırma... Ya da başka şeyler konuşalım, diğer kitaplarımda olmayan bazı şeyler mesela.'

Umut Sülün, editörlüğünü üstlendiği 'Eczacıbaşı Fotoğraf Sanatçıları'nın ikinci kitabı 'Ara Güler'in girişinde yer alacak bir söyleşi için, foto muhabirinin yanına gittiğinde biraz huysuzca bulabileceğiniz bu karşılığı almış. Fakat tabii fotoğraf üzerine bir söyleşinin de yapılması gerekiyor. Artık kaçıncı kez röportaj vermiş olmanın sıkıntısıyla başlayan söyleşinin ilerleyen satırlarında, güzel muhabbetinden mahrum bırakmamış Sülün'ü.
Tasarımını Bülent Erkmen'in yaptığı Türkçe ve İngilizce hazırlanmış kitap, Ara Güler'in klasikleşmiş İstanbul ve Türkiye fotoğraflarına, dünyanın farklı yerlerinde çektiği karelere ve portrelerine yer veren bir retrospektif çalışması. Kitaba Ara Güler'in imzasıyla sahip olmak isteyenler 24 Aralık Cumartesi 13:00'te, Kanyon'daki D&R kitapçısında düzenlenecek imza gününe katılabilir. Burada kitabın girişinde yer alan hoş söyleşiden birkaç alıntı aktaralım.

Aradığınız fotoğrafı bulduğunuzu nasıl anlarsınız? 
Kafamdaki fotoğrafı ararım. Benim fotoğraflarımın hikayesi önceden başlar yani.
(...) Şimdi mesela sana anlatayım bir fotoğrafı; hani atlı araba ve tramvay fotoğrafım var, arabacı tramvayın önünden geçiyor... Şimdi gazetede oturuyoruz, kar yağıyor İstanbul'da, yazı işleri dedi ki 'Ara, bir karlı İstanbul fotoğrafı çek de kapak yapalım.' Tamam dedim, aldım makineleri çıktım. Şimdi yürüyorum abi valilikten aşağı doğru, aklımda var fotoğraf, Sirkeci taraflarındaki keşmekeş içinde bir fotoğraf çıkartacağım. Biraz yürüdüm, sonra bir tramvay geliyordu, atladım tramvaya. Ben çok binerim tramvaya, oradaki hayat çok iyidir; işe gidenler, işten dönenler. Adam başını yaslamış cama düşünüyor; kira, fatura, iş, güç falan filan. Anladın mı? İnsan halleri yani. Neyse tramvayın arkasına geçtim bakıyorum dışarıya, arkamızdan da bir tramvay geliyor, derken bizim tramvay bir atlı arabanın yanından geçti, tamam dedim, şimdi bu arabacı arkadaki tramvayı beklemeden arabayı yola çıkaracak. Abi aynısı oldu; adam tramvayın önüne geçti ve at ile arabasını çekiyor. Ben tabii ki başladım çekmeye, arka arkaya çekiyorum. Çünkü atın duruşu, adamın duruşu, arabanın açısı falan lazım kompozisyon için. Çekiyorum çekiyorum falan, sonra tamam dedim yakaladım fotoğrafı. Kapak oldu sonra o fotoğraf Hayat mecmuasına. Şimdi benim en sevdiğim fotoğraflarımdan biridir.

Günümüzde 'İyi bir projeymiş' dediğiniz işler geliyor mu?
Geçenlerde gördüm bir sosyete güzeli mi, manken mi bilmiyorum birinin röportajını yapmış büyük fotoğrafçılardan biri. Yani büyük dediğime bakma, kendilerine büyük diyorlar. Sen eğer büyük bir fotoğrafçı isen, zaten o röportajı yapmazsın. Yaparsın ama nasıl yaparsın, bir mankenin kendi hayatını anlatırsın falan bir hikaye olur. Alır karşına çekersen o reklam fotoğrafı olur. O zaman sen de reklam fotoğrafçısı olursun. Kendine başka isim vermezsin. Hadi bu yapmış, editörler de bunu sayfa sayfa yayınlıyor. Şimdiki editörler çok bilgisiz. Ama var tabii gördüğüm iyi fotoğraflar, bazen bir dergide görüyorum, bazen biri getiriyor. Güzel fotoğraflar var. Artık gazete falan filan onlar röportaj yayınlamıyor. O kadar konu oluyor Türkiye'de kimse çekmiyor, çeken de tek fotoğraf, ne çektiğinin de farkında değil. İş olarak bakıyor çektiği şeye. Kimdir, nedir, o olayın önemi nedir? Bilmiyor.

KIŞ günlerinin en çekici festivali Eskişehir'de
Bir şehrin sosyal yaşamında öğrencilerin payı, herhalde hiçbir yerde Eskişehir'de olduğu kadar büyük değildir. Anadolu Üniversitesi öğrencilerinin 1990'ların sonlarında düzenlemeye başladığı film festivali, kısa zamanda iddialı bir festivale dönüşmüş, Eskişehir Film Festivali adıyla kentin en önemli etkinliği haline gelmişti. Öğrencilere ve şehre yetmemiş olacak ki, her yıl mayıs ayında yapılan bu festivalin yanına, aralık ayında düzenledikleri yeni bir festival eklemişler.

Bu yıl 19-25 Aralık tarihlerinde beşincisi düzenlenecek Palto Film Festivali dikkat çekici bir programa sahip. 'Çölde Kutup Ayısı', 'Yeryüzündeki Son Aşk', 'Paris'te Gece Yarısı', 'Şeytanı Gördüm', 'Yağmuru Bile', 'Elena', 'Tehlikeli İlişki' gibi dünya festivallerinin ödüllü filmlerinin yanında, 'Behzat Ç.:Seni Kalbime Gömdüm', 'Gelecek Uzun Sürer', 'Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi', 'Bir Zamanlar Anadolu'da' gibi yerli filmler gösterilecek. Yerli filmlerin yönetmen ve oyuncu kadrosu da söyleşiler için festivalde bulunacaklar. Detaylı bilgiyi www.paltofilmgunleri.com adresinden bulabilirsiniz.


Eyüp Tatlıpınar
etatlipinar@gmail.com

aksam.com.tr
                                                                                                                                  Alıntıdır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın