14 Kasım 2011 Pazartesi

Yönetmen Hannu Salonen ile “Vasha” isimli Film üzerine Bir Röportaj



Hannu Salonen Kimdir?

1972 yılında Finlandiya’nın Pori kentinde dünyaya geldi. 16 yaşındayken amatör filmlerini finanse etmek için bir dernek kurdu. Seksenlerin sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde bir yıl geçirdikten sonra, Helsinki’deki Kallio Sanat Lisesi’nden mezun oldu ve Berlin Film Akademisi’ne kabul edildi. Gençliğini Çin savaş sanatını öğrenerek geçirdi ve bu konuda çeşitli filmler çekti. Çok sayıda filme imza atan Hannu Salonen’in yönettiği bir dizi halen Almanya’nın ARD kanalında gösteriliyor. Vasha yönetmenin uzun oluklu ikinci filmi ve ilk İngilizce filmi. İki kız çocuğu babası olmakla gurur duyan Hannu Salonen, Almanya’da yaşıyor.


“Vasha” (Kardeş) isimli filmin Finlandiyalı yönetmeni Hannu Salonen ile yaptığımız çok özel röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

WaYNaKH Online: Ülkesinden uzaktaki birkaç Çeçen’i konu edinen bir filmi yapmaya nasıl karar verdiniz? Filmi izlediğinizde bu hikayenin Çeçenler olmadan da kurgulanabileceğini görüyorsunuz, neden Çeçenler filmin ana karakterleri?

Hannu Salonen: Hikayenin doğuşu 15 yıl öncesine dayanıyor. Bundan 15 yıl kadar önce Tallin şehir merkezinde bir araçta bomba patlamış ve Çeçenlerin bu patlamayla ilgisi olduğundan şüphelenilmişti. Senaryonun yazarlarından olan Mart Kivastik bu olayı orijinal bir fikir olarak baz aldı ki film aslında bugünkü halinden biraz farklıydı. Çünkü ben hikayeyi yıllar önce aldım ve örneğin ihanetler nedeniyle Vashaların filmin sonunda birbirini öldürdüğü yazıyordu. Şu anki haliyle film tamamen evrensel bir hale bürünmüş durumda, bu anlamda hikayeyi savaş ve müsamahasızlıklar karşılaşmış herhangi bir halktan bahsederek anlatabilirsiniz. Ancak Çeçenler beni pek çok yönden kendilerine çekti: Ben Finlandiyalıyım ve bizde bağımsızlığımız için savaştık; bu bağlamda Çeçenlerin bağımsızlık özlemlerini çok iyi anlıyorum. Çeçen savaşının bu dünyada yaşanmış savaşların en trajiklerinden bir tanesi olduğunu düşünüyorum, çünkü Çeçen halkına karşı soykırım yapılmasına rağmen batı toplumundan hiçbir yüksek ses çıkmadı. Tüm bunlardan ötürü filminin ana karakterlerinin arka planlarında Çeçen olmaları gerektiğini düşündüm.

WaYNaKH Online: Hikayeyi yazarken Estonya’daki bir patlamadan esinlenildi dediniz, peki arda kalan hikaye gerçek mi?

Hannu Salonen: Başlangıç noktası olan Estonya’da bir aracın bombayla patlaması dışında, hikayenin tamamı kurgusal. Benim için konunun özü dünyada savaşların nasıl doğduğunu, ölümün ve ölüm halkasının nasıl büyüdüğünü basit bir soruyla keşfedilmesinden ibaret. Benim için bu sorunun cevabı intikam halkasının sadece hislerinin esiri olmayan birileri tarafından durdurulabileceği şeklinde. Bu basit ilke filmde aslında birbirlerine destek olması gereken üç kardeşi aldı. Sonunda hepsi öldü. Neden? Bence bu merak uyandıran bir soru.

WaYNaKH Online: “Vasha” Çeçence bir kelime, niçin filminizin ismi olarak bu kelimeyi seçtiniz?

Hannu Salonen: Film hak ettiği ismi bize fısıldayana kadar, bu konuda uzun süre düşündük. “Vasha” senaryoda birkaç kez geçiyordu ve son olarak filmin ana fikri de kardeşlik üzerine kuruluydu. Sonuç olarak filmin ismi bir süre sonra bariz bir şekilde ortaya çıktı.

WaYNaKH Online: Dünya medyasında Çeçenlerin imajı terörist, katil vb şekilde lanse ediliyor. Sizin filminizdeki karakterlerden birisi de kadın ticareti yapan, uyuşturucu satan ve insanları öldüren bir tür mafya. Siz neden bu karakteri filminizde kullandınız?

Hannu Salonen: Hikayenin işlevini yerine getirebilmesi için farklı türde karakterlere ihtiyaç duyarız. Hikayedeki karakterlerimizden birisi her şeyini yitirmiş ve bir işbirlikçiyi arayan yalnız kurt benzeri bir adam; diğeri sıradan bir kişi, batı toplumu içinde yaşayan ve kendini bu topluma kabul ettirmiş bir adam. Hikayemizdeki kardeşlerin üçüncüsü ise bir kara melek. O yitirilmiş bir erkek, hikayede asla bir mafya olarak adlandırmasak ta kötü iş ilişkileri olan birisi. Hikayedeki Çeçenlerin kendine has özellikleri olduğunu, klasik bir Çeçen tipini yansıtmadığını düşünüyorum. Filmde bir düşmana ihtiyaç duyuyordum, sanırım bu tipte ahlaki açıdan bozuk insanları her ülkede bulabilirsiniz.

WaYNaKH Online: Filmde vermek istediğiniz mesaj ne tam olarak?

Hannu Salonen: Filmin kendisi başlı başına bir mesaj. Bu soruyu izleyicilere sormak lazım aldıkları mesaj nedir.

WaYNaKH Online: Neden Türk aktörler oynadı, niçin Çeçen aktörleri tercih etmediniz?

Hannu Salonen: Çeçen aktörleri bulmak neredeyse imkansızdı. Bulduklarımız ise senaryo için gerekli olan İngilizceyi bilmiyordu. Öte yandan çeşitli ülkelerden finansman bulabilmek için de tanınmış aktörlere rol vermeniz gerekiyor: Almanya’da bu isim Mehmet Kurtuluş’tu. Onun filmde olması finansmanı olanaklı kıldı. İsmi duyulmamış bir Çeçen’i başrolde oynattığınızda hiçbir finansman kaynağı bulamazsınız,  bu acı bir gerçek ama film dünyasının gösterili yanı böyle olması gerektiğini söylüyor.

WaYNaKH Online: Filminiz hangi ülkelerde yayınlandı? Filminizin Türkiye’deki sinemaseverlerle buluşmasını istiyor musunuz?

Hannu Salonen: Film şu ana kadar sadece Estonya’da gösterime girdi. Yakında büyük bir festivalde yapacağımız dünya galasından sonra, filmin gösterime gireceği ülkeler birbirini takip edecektir. Filmin Türkiye’de gösterime girmesi kesinlikle muhteşem olur, özellikle üç Türk aktörün rol aldığını düşünürsek. Aslında dört Türk aktör demeliyim ama dördüncüsü filmin hemen başındaki patlamada filme veda ediyor.

WaYNaKH Online: Şu ana kadar herhangi bir film yarışmasına katıldınız mı ya da festivallerden davet aldınız mı?

Hannu Salonen: Halen A sınıfı festivallere katılmak için başvurularda bulunuyoruz. Antalya’daki festival ise bizim açımızdan büyüleyici olabilir, çünkü Türk aktörlerimi de alıp oraya gelebilirim ve bu bizim için tamamen farklı bir duygu olur.

WaYNaKH Online: Meşru Çeçen Cumhuriyeti İçkerya hükümetinin Estonya temsilcisi Imran Ahaev’in filmin danışmanıydı, onun film hakkındaki yorumları ne oldu?

Hannu Salonen: İmran filmin çekimlerinin önemli bir bölümünde dil ve kültürle ilgili tavsiyelerde bulunmak için bize katıldı. Estonya’daki galada filmi izleyenler içinde İmran ve ailesi de vardı ve filmden en çok etkilenenler onlardı. İmran eşinin ailesinde benzer bir olayın yaşandığını anlattı. Açıkçası filmi çok beğendiler ve bu beni oldukça mutlu etti, çünkü Finlandiyalı bir yönetmen ve Türk aktörlerle böylesine özgün bir çalışma ortaya çıkardığımızı görmek benim için çok önemli.

WaYNaKH Online: Çeçen halkının film hakkındaki düşünceleri neler oldu?

Hannu Salonen: Ne yazık ki, İmran Ahaev ve ailesi dışındaki Çeçenlere filmi izlettirme şansımız olmadı. Ama onlarında izlediklerinde benzer şekilde etkileneceğini tüm kalbimle ümit ediyorum.

WaYNaKH Online: Çeçenya’daki kirli savaş hakkında ne düşünüyorsunuz?

Hannu Salonen: Savaşlar her zaman trajiktir ama özellikle Çeçenya’daki savaş hayal edilemez bir boyut aldı. Çeçenya batıdan çok uzakta ve bugün gerçekten batının Çeçenya’da bugün için ekonomik ve siyasi çıkarları yok, bu nedenle orada işlenen gerçek suçları batı dikkate almıyor. Bu yüzden “Unutulmuş Bir Savaş” olarak adlandırıyorum.

WaYNaKH Online: Okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Hannu Salonen: Filmi izlesinler! Bu filmi izlemeniz için çeşitli yollar üzerinde çalışıyoruz: yakında sinemada, dvd’de ve belki de televizyonda izleyebilecekler. Bu filmi hayata geçirmek ömrümün sekiz yılını aldı, lütfen filmi izlesinler ve film hakkındaki düşüncelerini de benimle paylaşsınlar.

WaYNaKH Online: Hannu, yeni film projenle meşgul olmana rağmen bize zaman ayırıp sorularımızı cevaplandırdığın için teşekkür ederiz. Filmi izleyen bir grup olarak, sizi tekrar tebrik ediyoruz.

Not. Filmi bize ulaştıran ve Hannu Salonen ile röportaj yapmamızı sağlayan All Film Şirketi’nden Piret Tibbo Hudgins’e özellikle bir kez daha teşekkür ediyoruz.

waynakh.com
                                                                                                                                          Alıntıdır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın