4 Kasım 2011 Cuma

Sinemada Işık

Sinemasal anlatımda en önemli unsurlardan biri de ışık kullanımıdır. Yaratmak istediğiniz atmosferi ışık yardımıyla çok daha kolay yakalayabilirsiniz.

Temel ışık kaynağı güneşin kameradaki değeri ortalama 5600 (daylight) kelvindir. Bu orandan daha düşük ışık değerleri soğuk ışık olarak tabir edilen ışıklardır. Bu ışıklara beyaz ışıklar da denir. Kamerada ne kadar soğuk ışık kullanılırsa o kadar mavi bir görüntü elde edilir. Bu genel olarak hastane, hapishane gibi mekanların aydınlatılmasında kullanılır. Duygusuzluk ve nötr olma anlamında da kullanılır.

Gün ışığı ve daha yüksek değerdeki ışıklar ise sıcak ışık olarak tabiredilir. Genel olarak mum ışığı da dahil olmak üzere yumuşak ve gölgeli bir etki yarattığından daha duygusal anlarda ve olumlu duyguları anlatmak için kullanılır. Sıcak ışıklar soğuk ışıklar gibi her tarafı aynı oranda aydınlatmadığı için daha derinlikli bir görüntü elde etmiş olursunuz.

Işık kullanımında en önemli unsur, nasıl bir etki yaratmak istediğinizle doğru orantılı bir ışık kullanmaktır. Kamerada diyafram denilen objektiften içeri giren ışık oranının değerini veren ve bizi oluşturduğumuz ışık oranı ile orantılı olarak değiştirebildiğimiz özelliği de uygun bir şekilde kullanmamız gerekmektedir. Yani kameramızın ışık oranlarını algılama sınırı diyaframla ayarlanabilir.

Işık konusunda belki de çok kabaca vermeye çalıştığımız bilgiler amatör sinemacılar için altın değerinde olduğundan temel kuralları belirttik. İlerleyen süreçlerde var olan ışığın kullanımı ve yapay ışık konusunda da bu sayfalardan bilgi vericeğimizin de mücdesini verelim. Teorik olarak verdiğimiz bilgiler kullanımda sizin de kendinize özgü bir anlatım kazanarak deneme yanılma yöntemiyle bulamayacağınız bilgiler değil belki de, ancak genel kabul gören ışık seçenekleri de yukarıda anlattığımız gibidir.

SiNEMADA IsIK ve AYDINLATMA

Bir görüntünün elde edilmesinde insan gözünün veya görüntü kaydedici araçların görüntü oluşturabilmesi için isik gereklidir. Doğayı incelediğimizde ışığın etkilerini gözümüzle daha iyi analiz edebiliriz. Fakat ışığın teknik niteliklerini bilmek şartıyla.
Bu bölümde profesyonel ışık bilgileri verilmektedir.
Amaç ışığın niceliği ve nitelikleri, ışık yapımında kullanılan malzemeler, filtreler ve projektörler hakkında bilgiler verip, Işık hakkında bilgi edinmek isteyen ve özellikle bu konuda eğitim gören öğrencilere yardım etmektir.
Işık hakkında yazılan Türkçe kitap veya kaynak bulunmamaktadır. Bu bilgiler bütün İnternet, firma katalogları ve ışık kurslarından elde edilen bilgilerle derlenmiştir.
Işık yıllar önce bilim adamları tarafından incelenerek günümüzde kullanılan bilgilerin ve teorilerin temelleri atılmış. Modern fizik, ışığı açıklarken Optik ve Işık olarak ayrı bir bölümde ele alıyor.Fizik kitaplarında ve eğitim alanında ışık büyük bir yer kaplıyor. Işığın fiziksel özellikleri günümüzde farkında bile olmadığımız birçok alanda kullanılıyor.

Isik ve Sanat : Sinema, televizyon, fotograf, kamera teknolojilerinde ve iç mekanlarda aydinlanmak için kullandigimiz isik; Resim, fotograf, ve benzeri plastik sanatlarda belki de sanat eserine anlam kazandiran en önemli faktör olarak karsimiza çikiyor.
Isigin üç temel özelligi vardir ve bu özellikleri sanat demektir.
Action ( Hareket ) Isik düz çizgiler halinde hareket eder.
Reflection ( Yansima ) Bir cisme çarptiginda o cismin özelligine oranla yansir.
Transition ( Geçme ) Bir ortamin içine girince kirilir.

Isigin fiziksel nicelik ve nitelikleri

Isik fizik biliminde incelenirken etkileri terminolojik olarak formüllere oturtulmustur. Isikla ilgili bütün malzeme, cihaz ve aksesuar üreticileri bu terimleri kullanarak ortak bir dil konusmaktadirlar. Alman DIN 5035 normlari genelde baz alinarak bu terimler açiklanmis ve bir standarda oturtulmustur.
Isigin bütün özellikleri fizikçiler tarafindan formüllere oturtulmus ve kitaplara bilimsel olarak geçmistir. Bütün bu terimler ve formüllerden bahsederken açiklamalar da yaparak bu bilgileri pratik olarak da pekistirmek gerekebilir.
Bu bilgileri yazarken birçok yerli yabanci kitap, Internet yoluyla aldigim üretici firma bilgileri ve gerek TRT, gerekse BBC, NHK gibi yayin kuruluslarindan aldigim kurs notlarini ve fizik kitaplarini kullandim.
Fakat birçok yerde anlatilmadan geçilen önemli bir bilgiye dikkatinizi çekmek isterim.
Isik, isin veya elektromanyetik radyasyonlar gözle görülemezler... Ancak bir cisme çarpip gözümüze veya objektife yansidiginda o cismi görebiliriz. Bütün bu formüller fizikte direk isiga göre düsünülmüstür.

Projektörler : Projektörler isigi kontrol edebilmemiz amaciyla üretilen suni isik kaynaklaridir. Profesyonel olarak film, video, fotograf çalismalarinda ve diger tiyatro, opera, konser gibi görsel sanatlarda uygun atmosferler yaratarak psikolojik etkiler eklemek amaciyla çesitli projektörler üretilmektedir.

Projektör Çesitleri : Profesyonel bir projektörün görüntü elde ederken isigi düzenleyen kisiye bazi özellikleriyle yardimci olmasi gerekir. Günümüzde çok modern, her türlü ortamda çalisabilecek çesitli projektörler üretilmektedir. Bu projektörlerin hareket, denge, agirlik ve güvenlik özellikleri artirilmakta elektronik devreler ile degisen voltajlarda sabit renk isilarinda isik vermeleri saglanmaktadir.

Gün Işığı projektörleri ( Daylight ), Camlı projektrler ( Fresnel ), Camsz projektrler ( Quartz )

Par Projektrler , Kanal Projektrler Takip Spotlar, Akülü Setler, Efekt Spotlar, Fon Spotlar, Balon Işık

Diger Isik Kaynaklari

Isik kaynagi olarak kullanilan profesyonel cihazlarin haricinde, çekimler sirasinda karsimiza çikan veya senaryo geregi kullanilan aksesuarlarin da teknik açidan bilinmesi gerekir.

Güneş, Ay, Mum, Gaz Lambası, Şömine, Kamp Ateşi, Akkor Lambalar, Floresan Lambalar, Sokak Lambaları, El Feneri, Kask Feneri, Şimşek, Akvaryum, Araba Farı, Sinema Perdesi, Projeksiyon, Monitr Tv

Diger Isik Kaynaklari :Isik kaynagi olarak kullanilan profesyonel cihazlarin haricinde, çekimler sirasinda karsimiza çikan veya senaryo geregi kullanilan aksesuarlarin da teknik açidan bilinmesi gerekir.

Günes Isigi : Günes içindeki atom parçalanmalari enerjiye dönüstügünde, bu enerjinin bir kismi da isik olarak yayilir. Dünyamiz için günesten direk olarak gelen veya atmosferden, Ay'dan, dünya üzerinden yansiyan isik, dogal isik kaynagi olarak kabul edilir.

Günes isigini prizmadan geçirdigimizde alti renkten olustugunu görürüz. Günesin merkezi 6000ºK olarak ölçülmüstür fakat dünyadan günesin merkezi 5100ºK olarak ölçülür. Bunun nedeni atmosferdir.
Günesten gelen elektromanyetik radyasyon çesitli dalga uzunluklarindadir. Günesten gelen elektromanyetik radyasyonun % 50 si uzun dalga boyu, % 10 u ise kisa dalga boyundadir. Bunlardan bir kismi atmosferden geçerken gaz molekülleri tarafindan yansitilir.
Atmosferin üst kismina çarpan ve dalga boyu 300 anstrom olan isinlar burada yutulur.

Diger elektromanyetik radyasyon ise ;

X isinlari 100 nm.
Mor ötesi ( ultraviolet ) isik 100 - 400 nm.
Görülebilir isik 380 - 720 nm.
Kizil ötesi ( infrared ) isik 7000 - 10.000.000 mikron.
Mikro Dalgalar 1000 - 1.000.000 mikron veya 0.1 - 100 cm.
Orta ve Kisa Dalga Radyo sinyali 100 cm.

Günes isiginin 380 - 720 nanometre arasindaki bölümü insan gözü tarafindan görülebilir. Insan gözü üç ana renge karsi daha çok duyarlidir. Yesil, mavi ve kirmizi. Yesil renk gözün en duyarli oldugu ve en iyi gördügü renktir.
Görüntü alirken en çok kullanilan ucuz, zahmetsiz isik siddeti ve renk isisi çekim yapmaya en elverisli dogal isik kaynagidir. Dünyanin dönüsü ile dogudan batiya dogru hareket eden bir isik kaynagidir. Dünyanin degisik bölgelerine degisik açilarla isigi geldiginden her bölgede degisik etkileri olusmaktadir.
Güney ve Kuzey kutup bölgelerine çok yatik bir açiyla veya atmosferden yansimalarla isigi ulastigindan isi etkisini kaybeder. Ekvator bölgesine ise isigi en dik ve siddetli sekilde etki eder. Dünya üzerindeki konumuna göre ülkemize güney cephesinden dik bir açiyla isigi gelir. Bu nedenle daglarin, binalarin veya cisimlerin güney cepheleri aydinlik, kuzey cepheleri ise gölgede kalir. Güney Afrika'da ise bu durumun tersi görülür.
Direk olarak çekimi yapilacak cisimlere isigin temasinda ve dogadan yansimalarla temasinda degisik etkileri vardir. Bu nedenle çekimi yapilacak bölgeler önceden incelenip günes isiginin en uygun oldugu mevsimlerde ve saatlerde çekim yapilmalidir.
Atmosferin bulutlarla kapli oldugu zamanlarda günes isigi direk olarak yüzeye ulasamaz, bulutlar bir diffision etkisi yaratir ve günes isigi dagilarak ve siddeti azalarak yeryüzüne ulasir. Bu sirada isik isisi yükselir, kirmizi renk azalir ve mavi renk hakim olur.
Günes isiginin gölgesi tek meydana geldigi halde bulutlu havalarda isik her yönden esit geldiginden gölge olusmaz veya birçok gölge olusarak birbirinin etkisini azaltir.
Günesin dogusu sirasinda daha çok mavi renk, batisinda ise kirmizi renk hakim olur. Kelvin derecesi ve isik siddeti çildirmis gibi çok kisa sürelerde degisir. Bu nedenden günes dogus ve batislarinda çekim yapmak için çok kisa zaman vardir.
Günes dogduktan sonra ortalama 5700ºK - 6500ºK civarinda, parçali bulutlu havalarda 6500ºK - 7500ºK, Bulutlu havalarda ise 10000ºK - 20000ºK renk isisina sahiptir. Günes batarken kelvin derecesi 5000ºK civarindan çok kisa bir sürede 3000ºK renk isisina düser. Günes battiktan sonra sadece atmosfer üzerinden yansimasi ile isigi ulasir ama bu yansiyan isigin kelvin derecesi çok yüksektir ve atmosfer mavi hatta lacivert gibi görünür.
Gündüz iç mekan çekimlerinde, pencere veya kapidan içeri giren günes isigi ana isik kaynagi olarak degerlendirilmelidir. Çok koyu veya gölgede kalan bölgelere gün isigi projektörleri ile dolgu yapilarak çekim yapilir.

Ay : Aslinda bir isik kaynagi olmayan, sadece günesin isigini yansitan ay bir reflektör gibidir. Ancak izleyiciye psikolojik olarak bir çok vurguyu anlatmaya yarar. Zaman kavrami , gece, mekanlar ay ile anlatilir. Gece geçen çalismalarda görüntünün alinabilmesi için gereken isik olarak ay isigi mantigi kullanilir. Ay isigi karakter olarak siddeti çok düsük ama renk isisi çok yüksek, mavinin hakim oldugu bir isiktir. Bu nedenle çok genis alanlarda ve dogada çalisirken, kelvin derecesi ve isik siddeti yüksek gün isigi projektörleri ile isik yapilir. Ay isiginin da gölgesi tektir. Isik yaparken bu mantigi göz ardi etmemek gerekir.

Mum : Isik siddetinin degerini bulmada kullanilan mum için çikarilan formülü bir kez daha gözden geçirerek siddeti hakkindaki bilgiyi hatirlarsak, normal bir mumun 1m mesafedeki bir noktaya etki ettigi isiga bir lümen, 1m mesafedeki 1m² yüzeye etkisi ise 1 lüks degerindedir. Yani bir mumun bulundugu ortamda çekim yapmamiz gerekirse, kameraya uzakligi çok yakin oldugu durumlar haricinde diyaframa etkisi yok denecek kadar azdir. Isik isisi yaklasik 2300ºK civarinda oldugundan sicak bir renk içerir. Sadece elinde bir mum olan bir kisiyi çekecegimizi düsünürsek, mum yüzde titrek bir aydinlatma etkisi yaratir. Fakat bu isigin çekim için az oldugunu düsünerek mutlaka bir projektör ile takviye ederek isik siddeti arttirilma ihtiyaci duyulacaktir.
Türklerin pratik zekasi ile daha önce uygulanan bir yöntem var. Mumun içine bir fener lambasi monte edip, oyuncunun yüzüne dogru yönelterek bir çekim gerçeklestirilmistir.

Gaz Lambasi, Gemici feneri :Gaz lambasi veya içinde mum olan gemici fenerleri mumdan biraz daha fazla isik verirler. Özellikle genel planlarda bir kisinin karanlikta yürürken elinde hareketi ile güzel bir efekt alinabilir. Oda içinde yakilan bir kibrit ile ateslenen fener içindeki mum fitili önce parlak büyük bir isik verir, sonra bu isik yavasça sabit hale gelir. Bu efekti çekebilmek için dimmerli bir projektörden yararlanmak gerekir. Genel çekimlerde fener içine bir fener lambasi monte ederek isik siddeti arttirilabilir.

Basar SABUNCU'nun yönettigi, Yolcu isimli filmde tren yolunda hareket eden bir drezin üzerinde asili gaz lambasina araba lambasi ve aküsü yardimi ile isik siddetini arttirmistim.

Sömine : Sömine atesi ile aydinlanan bir odayi incelersek, isik titremeler ile ve siddeti yükselip - azalarak etrafa yayilir. Sömine yerde oldugundan yayilan isigin gölgeleri fonda o cisimden daha büyük ve yukarida olusur. Atesin büyüklügü ile isigin siddeti ve rengi dogru orantilidir. Evlerde kullanilan ortalama büyüklükteki bir sömineden 2800ºK isik etrafa yayilir. Isigin siddeti ise bu isiktan yaralanan cismin sömineye uzakligi ile anlatilabilir. Sömineden gelen isigin çekim yapmak için yetersiz olacagini varsayarak ayni açi mantigi ile bir veya birkaç projektörü çekimi yapilacak bölgelere vererek, isigin siddetini arttirip çalisabiliriz.
Karanlik bir odada sömine isiginin altinda çekim yapilacaksa, oda içindeki diger aydinlatma cihazlarina nazaran sömineden gelen isigi biraz daha abartarak ve renk isisinin düsük oldugunu varsayarak daha sicak renk tonlari uygulariz. Insan ten rengini ve ortamdaki diger renkleri biraz daha kizartarak sicak renklerde çalisabiliriz. Sömine atesinin özelliginden ve titremesinden yola çikarak bir projektör önüne koyulan flicker veya fan yardimi ile titreyen bir gobo isigi titreterek uygulamamiza olanak verir.

Ates veya Kamp Atesi . Yakilan bir kamp atesinin büyüklügü ile dogru orantili isik siddeti vardir. Odun atesinin renk sicakligi 2700 - 3000ºK civarindadir. Odunlarin yanip bitmesiyle atesin renk isisi ve isik siddeti düser. Odun atesinden kivilcimlar çikar ve bu kivilcimlari çekebilmek için ortamdaki genel isigin siddetini düsük tutmamiz daha iyi sonuç verir. Atesin bulundugu ortamdaki kisiler titrek ve degisen siddetteki isik ile aydinlanirlar. Çekim için gereken isik siddeti elde edilemezse projektörler ile takviye edilmelidir. Isik siddetini arttirmak için kullanilan projektör eger alevin arkasindan uygulanirsa, azalip artan alevler isigin kesilmesine ve gölgelere neden olacagindan dogal bir efekt gerçeklesecektir.

Akkor Flamanli Lambalar: 5w - 20000w arasi degisik amaçlar ile ve degisik modellerde akkor flamanli lambalar üretilmektedir. Hemen her ortamda rastlanabilen ve çalisacagimiz ortamlarin dogal olarak aydinlatmasinin yapildigi lambalardir. Flamanin harcadigi enerji gücüne göre isik siddetleri degisir. Evlerde genelde 40w - 60w - 75w - 100w lambalar kullanilmaktadir. Bu ortamda çekim yaparken normalde kullanilan lambalar daha güçlü lambalarla degistirilerek ortamdaki isik siddeti arttirilir. Akkor flamanli lambalarin camlarini boyayarak renklerini degistirebiliriz. Bu camlar seffaf veya buzlu üretilir. Seffaf cam isigi direk olarak yayarken buzlu cam isigi dagitir ve gölgelere neden olmaz.

Florasan Lambalar : Genelde sikça kullanilan florasan lambalarin 20w - 40w güçleri vardir. Renk isisi 4400 - 4800ºK civarindadir ancak 3800ºk florasan lambalarda üretilmistir. Günes isigini desteklemek amaciyla bürolar için üretilmekte ve kullanilmaktadirlar. Mavi ve yesil rengin hakim olmasi nedeniyle sicak renkleri iyi yansitmazlar ve soguk bir etki verirler. Lambalarin camlari genelde buzlu cam seklindedir ve isigi dagitarak yayarlar. Isik siddetleri düsük oldugu için gün isigi projektörleri ile takviye edilerek kullanilabilir.

Florasan isik içinde yesil renk orani çok oldugu için filmlerde yesil olarak pozlanir. Bu durumu düzeltmek amaciyla mutlaka floresan filtreler kullanilmalidir.
Film çekimlerinde kullanilmak üzere özel olarak florasan lambalar üretilmistir. Bu lambalarda yesil renk problemi çözülmüstür.

Sokak Lambaları : Sokaklarda kullanilan lambalarin renk sicakliklari çok farklidir ve bu lambalar altinda geçen çekimlerde mutlaka kelvinmetre ile ölçüm yapilmalidir. Genelde köylerde ve sokaklarda 2500w, caddelerde 5000w, meydanlarda ise 10000w gücünde sokak lambalari vardir. Bu isik gücünün yüksekte olusu ve tozlu - kirli olmasi siddetini ciddi ölçülerde etkiler. Mümkünse sokak lambasi yerine ayni mantikta profesyonel projektörler kullanilmalidir. Ancak sokagin tamamini kamera görüyorsa renk degerleri hesaplanarak ve filtre ile düzeltilerek çalisabiliriz.

El Feneri: Normalde kullanilan el fenerleri hem isik isisi hem de siddeti bakimindan düsüktür ve çekimlerde kullanilmazlar. Çekimlerde kullanmak için daha siddetli isik veren el fenerleri üretilmistir. El feneri isiginin aydinlatacagi bir yeri çekiyorsak el feneri görünmeyen durumlarda bir projektör kullanilmalidir. Biraz sis veya toz yardimi ile daha etkili olurlar. El fenerini kullanarak hareket edecek kisiye önceden yöneltecegi yerleri söyleyerek bilgi vermek gerekir.

Kask Feneri :Magara, maden, tunel gibi çekim yapilacak mekanlarda kask fenerleri kullanilmaktadir. Kask feneri isigi güçsüz ve renk sicakligi düsüktür ancak çekimler için özel isiklar üretilmistir. Normalde kullanilan fener isiklari akü veya karpit ile çalisir ve kisa süre sonra güçlerini yitirirler. Bu tip fener isiklari genelde ayarlanamaz ve hüzme seklinde isik verirler. Çevreyi pek aydinlatmaz sadece ileriyi aydinlatirlar.


Şimşek : Simsek, çok kuvvetli ve parlak beyaz isik veren bir elektrik atlamasidir. Yeryüzünden gökyüzüne dogru meydana gelir. Bulutlu havalarda, bulutlarin elektrik yüklenmesi ve yeryüzündeki negatif elektrigin pozitif yüklü bulutlara bosalmasiyla meydana gelir. Biliyorsunuz elektrik akimi negatiften pozitife dogru hareket etmektedir. Bu doga olayina Simsek Çakmasi denir.
Simsek çakmasi sirasinda bu büyük güç isik yaydigi gibi ayni zamanda büyük bir ses de meydana getirir. Isik, sesten daha hizli oldugundan, simsegin önce görüntüsünü veya yansimasini görür, sesini daha sonra duyariz. Doga olaylari hem de bu kadar güçlüsü insan üzerinde psikolojik etkiler yaratmaktadir.

Sinemada, bu psikolojik etkiyi kullanarak özellikle gece çekimlerinde seyirciye o ani yasatmak ister.
Simsek Suni Olarak Nasil Yapilabilir ?
Kaynak Makinesi : Kaynak makinesinin ark yaptigi sirada çikan ve maddenin erimesi sirasinda meydana gelen kuvvetli isiktan yararlanan pratik sinemacilar, bu olayi bir simsek isigi gibi kullanmaktadir.
Gün Isigi Projektörü : Gün isigi projektörünün yaydigi kuvvetli isik siddetinden yararlanilarak simsek efekti yapilabilir. Genellikle dahili mekanlara, pencere disindan veya harici küçük alanlara uygulanabilir.
Strop: Strop, müzik ritmine uygun olarak yanip sönen ve senkronu ayarlanabilen flas seklinde bir efekt spotudur. Bu spot isigi gün isigi projektörleri veya bir flas kadar kuvvetlidir. Stroptan yararlanilarak simsek efekti yapilabilir.
Suni Olarak Yapilan Simsek Isigi Nasil Yönlendirilebilir ?
Ayna : Gün isigi projektörü veya kaynak makinesinden yayilan isik bir ayna yardimiyla konuya yönlendirilebilir. Ayna isik kaynagina yakin tutulursa daha büyük alana etki eder. Aynayi bir mekanizma veya el ile sallayarak simsek efekti yönlendirilebilir.
Reflektör : Gün isigi projektörü veya kaynak makinesinden yayilan isik reflektör ile ayna gibi yönlendirilebilir. Reflektörün yüzey özelligine göre bu isik yumusatilabilir veya parçalanabilir.

Akvaryum : Özellikle gece dahili mekan çekimlerinde oda içinde bulunan akvaryum çekimlerde kullanildigi görülür. Akvaryumu ve baliklari daha çok ön plana çikarmak için lambasini güçlendirebiliriz. Dikkat etmemiz gereken ise isigin kelvin derecesidir. Genelde oda içinde çalistigimiz renk sicakligina esit bir kelvin derecesinde lamba takarak veya lamba önüne filtre takarak bunu saglayabiliriz. Akvaryum arkasina bir projektör koyarak oda fonuna, baliklarin hareketini yansitabilir ve bir efekt yapabiliriz.

Araba Farı : Araba fari kelvin derecesi düsük bir isik kaynagidir. Mercek yapisina göre degissede 2500 - 2800 ºK civarindadir. Çekimlerde isik kaynagi olarak kullanilmaz ancak gece çekimlerinde arabayi direk olarak göreceksek araba farinin etkilerini göz ardi edemeyiz. Sadece arabayi göreceksek objektife isik girebilir ve filmi yakabilir, istenmeyen etkilere neden olabilir. Bu durumda araba farinin önüne bir filtre koyarak yada lamba gücünü düsürerek diyaframa etkisini azaltabiliriz. Araba yaklasirken far isigindan aydinlanan bölgeleri de çekeceksek, genel isigin siddeti zaten araba farinin siddetinden yüksek olacagindan sorun olmaz. Araba fari bir çok yönetmen tarafindan sis ile birlikte kullanilmistir ve normalden daha etkili bir efekt verir.Araba içinden yapilan çekimlerde araba fari yerine bir projektör kullanilarak isik siddetini güçlendirilebiliriz.

Sinema veya Projeksiyon perdesi : Ayni monitör, televizyon gibi bulundugu ortama degisen renklerde ve siddetlerde isik etkileri vardir. Fakat sinema salonlarinin genis ve izleyicinin fazla olmasi ciddi bir isik planlamasi gerektirir. Normalde perdeye bakan izleyicilerin yüzlerindeki isik siddeti ve renkler degisir, sirtlari ise karanliktir. Isik yaparken ayni mantikta isik siddetini arttirmaliyiz. Sinema veya projeksiyon makinesinden çikan ve perdeye dogru giden isigi çekerken, biraz sis kullanilmasi daha etkili sonuç verir.

Televizyon veya Monitör : Karanlik bir odada televizyon veya monitör isigi altinda çekim yapilamasa bile, senaryo geregi bu sekilde bir çekim gerekebilir. Televizyon veya monitör, o anda görüntülerin devamli degistigi varsayilarak planlanir. Bu durumda oda içindeki renkler ve isik siddeti degisir. Tabii ki çok yakin planlarda monitörün kontrastligini açarak monitörden gelen isik siddetini artirsak da, genis planlarda bir projektörün kullanilmasi sarttir. Projektörün önüne koyacagimiz bir filtre takimi veya flicker ile veya fan yardimi ile uçusan tüyler yardimi ile bu sekilde bir efekt yapilabilir. Televizyon ve monitör amorsundan yapilan çekimlerde sikça uygulanan yöntemdir. Genel çekimlerde televizyon ve monitör ile birlikte oda içindeki diger cisimleri de görüyorsak, genel isigin siddetini düsük tutup televizyon ekranindaki görüntüyü ortaya çikarabiliriz.

Işık ve Sanat
Sinema, televizyon, fotoğraf, kamera teknolojilerinde ve iç mekanlarda aydınlanmak için kullandığımız ışık; Resim, fotoğraf, ve benzeri plastik sanatlarda belki de sanat eserine anlam kazandıran en önemli faktör olarak karşımıza çıkıyor.
Işığın üç temel özelliği vardır ve bu özellikleri sanat demektir.


A ction ( Hareket ) Işık düz çizgiler halinde hareket eder.
R eflection ( Yansıma ) Bir cisme çarptığında o cismin özelliğine oranla yansır.
T ransition ( Geçme ) Bir ortamın içine girince kırılır.
Işığın fiziksel nicelik ve nitelikleri
Işık fizik biliminde incelenirken etkileri terminolojik olarak formüllere oturtulmuştur. Işıkla ilgili bütün malzeme, cihaz ve aksesuar üreticileri bu terimleri kullanarak ortak bir dil konuşmaktadırlar. Alman DIN 5035 normları genelde baz alınarak bu terimler açıklanmış ve bir standarda oturtulmuştur.
Işığın bütün özellikleri fizikçiler tarafından formüllere oturtulmuş ve kitaplara bilimsel olarak geçmiştir. Bütün bu terimler ve formüllerden bahsederken açıklamalar da yaparak bu bilgileri pratik olarak da pekiştirmek gerekebilir.

Bu bilgileri yazarken birçok yerli yabancı kitap, İnternet yoluyla aldığım üretici firma bilgileri ve gerek TRT, gerekse BBC, NHK gibi yayın kuruluşlarından aldığım kurs notlarını ve fizik kitaplarını kullandım.
Fakat birçok yerde anlatılmadan geçilen önemli bir bilgiye dikkatinizi çekmek isterim.
Işık, ışın veya elektromanyetik radyasyonlar gözle görülemezler...
Ancak bir cisme çarpıp gözümüze veya objektife yansıdığında o cismi görebiliriz. Bütün bu formüller fizikte direk ışığa göre düşünülmüştür.
Işık Hızı: Işığın boşlukta bir saniyede aldığı yola ışık hızı denir. Işık hızı 299793 km/saniyedir. Işık yoğun bir ortama girdiğinde hızı ortam yoğunluğuna göre azalır.

Işığın Dalga Boyu 1803 yılında Young ışığın dalgalar halinde yol aldığını, Young'dan yüz yıl sonra da Einstein ışığın aynı zamanda parçacık paketleri halinde ilerlediğini deneyle ispat ettiler ve ışıkla ilgili bu garip gerçek 1905 tarihinde anlaşılmış oldu. Einstein'a göre ışık iki karektere sahipti. Işık kaynağından hem dalgalar halinde hem de parçacıklar halinde yayıldığını ispat ederek Planck'ın teorisini doğruladı.
Dalga boyu, dalganın yayılma hızı ile titreşim periyodunun yani frekansının çarpımına eşittir.
Işık Basitçe bir elektromanyetik radyasyondur. Işığın üç önemli fiziksel özelliği bulunmaktadır.
Işık düz çizgiler halinde hareket eder.Bir cisme çarptığında o cismin özelliğine oranla yansır.
Bir ortamın içine girince kırılır.

Görülebilir Işık ; İnsan gözünün görebildiği 380nm - 760nm arasındaki elektromanyetik radyasyona görülebilir ışık denir.

Bir elektromanyetik dalga olan ışığı meydana getiren neden elektrik yüklerinin hızlanması veya nükleer reaksiyonlardır. Bir cisim ısıtılınca cismi oluşturan atomların elektronları yörüngesinden çıkarak daha yüksek enerji seviyelerindeki yörüngelere fırlar ve tekrar bir önceki seviyelerine inerler. Bu sırada atomdan dışarı bir foton çıkar. Yüklü elektronların harekete geçmesi ve hızlanmaları ile dışarı çıkan foton parçacıkları ışığı meydana getirir.

Doğadaki bütün cisimler ışın yayarlar. Soğuk cisimlerin çıkardığı cisimlerin dalga boyları çok uzun olduğundan bu ışınlar gözle görülmez. Cisim ısıtılınca dalga boyu kısalır ve çıkardığı ışın görülebilir hale gelir. Evrendeki her cismin mutlak sıfır derecesinin üzerinde belli bir sıcaklığı vardır ve her cisim farklı dalga boylarında elektromanyetik radyasyon ışık yani yayarlar.

Oda sıcaklığında cismin çıkardığı radyasyon spektrumun kızıl ötesi tarafındadır. Bunların dalga boyları uzun olup, gözle görülemez haldedir. 800ºC dereceye kadar ısıtılmış bir cisim kızıl haldedir ve yaydığı radyasyon kızıl ötesi bölgesindedir. Cisim bu durumda ancak karanlıkta görülebilir. 3000ºC derecede ise cisim beyaz renk alır. Bu durumda çıkan enerjinin %10'u ışık şeklindedir ve diğer enerji ısı durumda kalır. Ancak sıcaklıkla ışık enerjisi arasında paralel bir oran olmayıp, ışık enerjinin artışı sıcaklığın yükselmesine göre çok daha hızlı gerçekleşir. Bu fiziksel kanundan yararlanılarak lambalar üretilmektedir.

Işık yapımında koordinasyon
Herhangi bir görüntünün kaydedilmesi sırasında, profesyonel meslek gruplarının ortak çalışması gerekmektedir. Bir reji toplantısı şeklinde geçecek bu çalışmanın aslında kaydedilecek görüntü veya görüntü bütününün sanatsal değerinin kalitesi ile doğrudan ilişkilidir. Konular profesyonel anlamda yönetmenden, ışık asistanlarına kadar çalışanlar hakkında da bilgi vermektedir.
Yönetmen
Görüntü yönetmeni
Sanat yönetmeni
Makyaj
Işık yönetmeni
Işık yapımında çalışan diğer görevliler

Yönetmen
Herhangi bir görüntünün kaydedilmesi sırasında, meslek gruplarına senaryonun genel ve o sahnedeki durumuna göre kendi yorumunu katarak bir reji toplantısı ile yaratmak istediği atmosferi tam olarak anlatması gerekmektedir.

Görüntü yönetmeni ve Işık yönetmeni bu bilgileri aldıktan sonra teknik hazırlıkları tamamlar, yönetmen isteği olan atmosferi yakalamadan kayda girmez.

Yönetmenin bu isteklerini görüntü ve ışık yönetmenine anlatabilmesi için Işık ile ilgili teknik bilgisinin olması gerekir. Projektör ve diğer malzemelerin kapasitesine göre isteklerde bulunması doğru olur.
Yönetmenin ışık bilgisi iki şekilde önem kazanır. Bazı çalışmalarda ışık ön plana çıkar. Özellikle, senaryo gece veya karanlık ortamlarda gerçekleşmek zorunda ise, korku filmleri gibi ışığa dayalı çalışmalarda iyi bir ışık bilgisi ve tecrübeli bir ışık ekibi gerekmektedir. Yönetmenin bu tip filmlerde çalışmış tecrübeli ışık ekibini seçmesi gerekir.

Çalışma başlamadan önce ışık malzemelerinin tespit edilerek yapımcı ve ışık şefinin bunları sağlaması için senaryonun büyük ve önemli sahne veya planları hakkında bilgi vermesi gerekmektedir. Kameranın göreceği büyük alanları veya gereken ışık efektlerini önceden belirlemesi ve bunları ışık şefiyle görüşmesi gerekir. Çalışma başladıktan sonra ise yönetmenin sahne ve plan koordinasyonlarını önceden belirlemesi, mekanları önceden planlayıp ışık şefine önceden bu çalışma planını vermesi gerekmektedir. Yani kısaca dersine çalışması gerekir. Önce A mekanında sonra B mekanında tekrar A mekanında ve takiben B mekanında çalışmayı istemek veya sahne ve planları sıralı çekmeye çalışmak yönetmenlik değildir. Bu şekildeki çekimler, maliyeti arttırdığı gibi özellikle çok çalışan ışık grubunu çileden çıkarır. Işık şefi, ışık devamlılığını tutturmak için çok büyük efor sarf eder. Bana göre aynı ışığı tutturmak olanaksızdır. Yönetmenin ışık ekibiyle diyaloglarının doğru olması ve ışık terminolojisini kullanması zaman problemini ortadan kaldırır; yoksa o çalışma süresi uzar.

Filiz Doğan

                                                                                                                                           Alıntıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın