4 Kasım 2011 Cuma

Işık Kullanımı


Sanat yönetmeni, kaydedilecek görüntünün içindeki bütün yardımcı cisimlerin, senaryoda bulunan unsurlara uymasını sağlar. Bu unsurlar duvardaki tablodan masaya, aksesuarlara ve senaryoda geçen bir kol saatine kadar büyük bir çalışmayı gerektirir. Ancak bu aksesuarların senaryoya uyması kadar teknik şartlara da uyması gerekmektedir. Bir tablonun üzerindeki parlama, masa örtüsünün rengi, yakın planlarda gözlük camının yansımaları, kostüm renklerinin uyumu sanat yönetmeni tarafından denetlenmelidir. Önceden yapılacak bu çalışma çekim sırasında kolaylık sağlayacağı gibi görüntü kalitesine ve kontrastlık oranına doğrudan etki edecektir.Sanat yönetmeninin, görüntü ve ışık yönetmeni ile ortak çalışması gerekir. Çalışmaya başlamadan önce kamera açılarını ve ışık malzemelerinin yerini bilmesi doğru olur.

Görüntü yönetmeni
Görüntü yönetmeni, kaydedilen görüntü her yönü ile inceleyen, teknik olarak senaryoya uymasını ve hataların minimum seviyede olmasını sağlayan, yönetmenin senaryoya dair isteklerini teknik olarak yorumlayan görevlidir ve ışıktan doğrudan sorumludur. Tecrübesi diğer meslek gruplarının çalışmalarını bilmesi, kullanılan malzemelerin teknik özelliklerini bilmesi ve bu bilgilerini uygulama fırsatı bulması ile ilgilidir.
Diyafram, ışık şiddetleri, kontrastlık oranları, renk ısıları ve diğer kaydedilecek görüntüye etki edebilecek makyaj, set malzemeleri kostüm renkleri gibi unsurları ışığa göre yorumlayarak; Işık şefine gerekli bilgileri verir.

Işık yapımı sırasında bizzat bulunarak, fikirlerini söyler sonuca etki edecek unsurları denetler. Görüntünün üç boyutlu gibi görünmesi ışık ile saklanacak hatalar, izleyenin görmesi veya görmemesi gereken unsurlar,görüntünün kalitesini oluşturacak her unsur kendisinin ve Işık yönetmeninin sorumluluğundadır. Türkiye'de görüntü yönetmenliği ayrı bir meslek olarak kabul edilmeyerek bu görev kameramanlara yükletilmiştir.

Işığın Kırılması ( Refraction )
Bir saydam ortamdan başka bir saydam ortama geçen ışık demetinin bir kısmı bu iki ortamı ayıran yüzey üzerinde yansırken, ışık demeti doğrultusunu değiştirerek diğer ortama geçer. Işığın bir saydam ortamdan diğerine geçerken doğrultusunu değiştirmesine ışığın kırılması denir.

Kırılma Kanunları
Gelen ışın, kırılan ışın ve normal aynı düzlemde bulunur.
Belirli ortamlar için geliş açısının sinüsünün kırılma açısının sinüsüne oranının sabit olur. ( sin i / sin r = a ) Snell kanunu.
Işık Yoğunluğu az ortamdan, yoğunluğu fazla olan ortama girdiğinde hem daha fazla açıyla kırılır, hem de hızı azalır.

Gelen ışığın, geliş açısı büyüdükçe kırılma açısı da büyür.
Kırıcı ortamın yoğunluğu arttıkça kırılma da daha büyük olur.
Kırılan ışın doğru boyunca yayılır.

Terk edilen hat, kırılan hat ve normal tek bir düzlemde yani görüntü yüzeyinde yer alır.
Dik ışın kırılmaz.

Kırılma saydam ortamın yoğunluğuna bağlıdır. Yukarıdaki örnekte hava içinden 45º ile gelen ışın, su içine girerken 32º açı ile kırılmaktayken, Titanyum beyazı içine girince 16º açı ile kırılmaktadır. Işık yoğunluğu az ortamdan yoğunluğu çok ortama girdiğinde hızı azalır. Yani belirli bir dalga uzunluğu ile gelen ışın, ortam değiştirdiğinde eğer bu ortam daha yoğunsa dalga uzunluğu kısalır.

Aynı zamanda gelen ışığın belirli bir kısmı saydam cismin yüzeyinden geri yansımakta ve bir kısmı sadece cisim içine girebilmektedir. Vakumlu bir ortamda yapılan deneyler çeşitli saydam cisimlerden geçen ışınların geçiş yüzdeleri aşağıda görülmektedir

Işığın Yansıması ( Reflection ) Saydam olmayan cisimlerin yüzeyi üzerine çarpan ışınların büyük kısmı aynı açıda geri dönerler. Bu olaya yansıma denir. Bir cisim ne kadar pürüzsüz ve parlak olursa üzerine düşen ışınları o kadar iyi yansıtır.

                                                                                                                                    Alıntıdır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın