18 Ekim 2011 Salı

Senaryo Kıtlığı Gerçekten Yaşanıyor mu?


   Bir sinema filmini izlettiren nedir? Yani şöyle soralım filmi geniş kitlelere izleten nedir? İyi bir yönetmen mi? İyi bir oyuncu mu? geniş kitleler demiştik… Filmi teknik olarak değerlendirmeden izleyen sıradan izleyicilerinde bulunduğu; bizzat sinemanın içinde bulunan izleyicilerde dahil izleten öğe nedir? Tabiiki sinemanın hikayesidir. Bir teknik izleyici dahi eğer izlerken konuyu beğenmiş ve konu onu etkilemiş ise filmin detaylarına takılmayacaktır. Filmin ışığı  kötü olmuş, çerçeveler olmamış, rengi bozuk, kurguyu sağlayamamış gibi teknik değerlendirmeleri filmi izlerken unutacaktır. Teknikci olmayan seyircide; zaten doğrudan filmin konusunu eleştirecek yada tepkisini bu yönde verecektir. Buda bize gösteriyor ki; sinema için en önemli araçlardan biri onun hikayesidir yani iyi yazılmış yada konusu güzel olan bir senaryodur son zamanlarda sinema sektörü bunu tartışmaya başladı.  Bunun yanında güzel senaryolar yazılıyor… 

   Benim eleştirdiğim durum ise; yapımcıların yeni senaryoların yapımını gerçekleştirmekten korkmaları yeni senaryoları çekmektense; hazır tutmuş film senaryoları çektirmeleri hatırlarsınız senaristler yönetmenler katıldıkları çeşitli ortamlarda senaryo sıkıntısı çektiklerini söylüyorlar şahsen senaryo kıtlığı olduğunu düşünmüyorum. Onlarca festival düzenleniyor, senaryo yarışmaları düzenleniyor, binlerce roman ve hikaye kitabı bulunuyor ve daha sayamadığım onca kaynak… Bu öğeler kullanılarak yeni senaryo üretim yolları oluşturulabilir hatta bazı yapımcı firmalar internet sayfalarına artık senaryo göndermemelerini dikkate alınmayacağını not düşmüşler yani buda bize yakınıldığı gibi senaryo sıkıntısı olmadığını gösteriyor eğer bir sıkıntı varsa oda yeni senaryoların izlenme garantisi getirmediği için filmi çekmeye cesaret edilememesi oluyor.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın