15 Ekim 2011 Cumartesi

Altın Portakal


   Oscar ödül töreni sadece amerikanın değil; dünyanında merakla beklediği ilgiyle takip ettiği, büyük bir gösteriş ile sinema sektöründeki oyuncu, yönetmen, senarist gibi oyuncularını ödüllendirdiği büyük bir tören bu törenin nasıl gerçekleştirildiğini televizyon izleyen hemen hemen herkes bilir. Filmler oyuncular teknik açıdan değerlendirilir, davetiye ile törene davet edilir, tören günü kırmızı halı ile başlar burdan yürüyen ünlüler geçerken filmleri hakkında kısa bilgi verilir. Kısa röportajlar yapılıp, izleyenler bilgilendirilir ayrıca; giydikleri elbiselere kadar değerlendirilirler buda; moda sekterönün reklam yapmasına fırsat tanır.  İçerideki törene geçildiğinde ise küçük skeçlerle başlar sonrasında filmler tanıtılıp kazanan çağrılıp ödülü teslim edilir. Ardından kazanan duygu ve düşüncelerini paylaşır ve yerine geçer. Birçok yabancı film festivalleri formatı bunun gibidir.

Ülkemize gelince;  sinema yapım sayısının artması oyunculuğun gelişmesi ile paralel olarak film festivallerinin sayısıda artıyor örneğin; bu sene 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali düzenlendi bizde heyacanla izledik formatı takip ettiğimiz yabancı törenleri aratmıyor, özentiyle benzetilmeye çalışılmış bu kötü bir şey değil fakat bahsetmek istediğim festivallerde derece alan filmleri izleyemiyorsun bunlar seçilirken değerlendirme kriterleri neler çok merak ediyorum örneğin; oscar da ödül almış bir filmi izlediğimizde ‘vay be adamlar boşuna seçmemiş’ gibi yorum yapıyoruz. Türkiyede derece almış filmler içinde bunu söylemek istiyoruz. Bahsetmek istediğim diğer bir konu ise; aslında eleştirmek istediğim bir konu kazanana ödül veriliyor ardından duygu ve düşüncelerini paylaşma konuşmasına sıra geldiğinde kendimizi seçim meydanında hissediyoruz evet birçok kazanan politik söylemler gerçekleştiriyor televizyon programlarında izlediğimiz içeriklerin film festivaline katılan filmler ve sanatçılar ile ilgili olmasını beklerken kazananların politik ideolojik söylemleri ile kendimizi seçim döneminde hissettiriyor. Unutmayalım seçimlerde bügün muhalefet yarın iktidar olabilir bu böyle sürüp gidecek bizde kaliteli prodüksiyonlardan mahrum kalacağız sinemada geçmişte siyasetin gölgesinde kaldı ve hep türk sinemasının gelişememesinden bahsettik bugunkü festivalde politikaya davet ediyor gelecekte artık Türk sinemasının yabancılara özendiğimiz kaliteyi yakalamasını politikadan arındırılmasını umuyoruz. Biz yeterince siyaset izliyoruz zaten istediğimiz türkiyenin dünya sineması arasında hakkettiği yeri alması…  
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın