Kazakistan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kazakistan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Mayıs 2013 Salı

New York Avrasya Film Festivali başladı


2. New York Avrasya Film Festivali başladı; 8 ülkeden 25 film gösterimine ev sahipliği yapacak olan festival ziyaretçilerini bekliyor
 
2. New York Avrasya Film Festivali, Brooklyn St. Francis College'da düzenlenen resepsiyonla başladı.
Festivalin kurucusu ve yönetmeni Hakkı Subentekin, Festivalin açılışında gazetecilere yaptığı açıklamada, film gösterimleriyle Türkiye ve Türki cumhuriyetlerini ABD'de daha iyi tanıtmayı amaçladıklarını söyledi.
Festivalin ilkini 2010'da düzenlediklerini kaydeden Subentekin, Festivalin sponsorluğunu St. Francis College'ın üstlendiğini belirtti.

Festivalde Kazakistan, Özbekistan, Tacikistan, Kırgızistan, Bulgaristan, Rusya ve Polonya'dan 25 filmin gösterileceğini anlatan Subentekin, Türkiye'den "Zerre", "Elveda Katya" ve oyuncu kadrosunun tamamı köylü kadınlardan oluşan "Yün Bebek" filmlerinin izleyiciyle buluşacağını ifade etti.

Filmlerin ödüllü olmasına ve ABD'de daha önce gösterilmemiş olmasına önem verdiklerini ifade eden Subentekin, filmlerin ücretsiz izlenebileceğini vurguladı.

Festivalin ilk gününde Kazakistan yapımı "Awakening" ve "AK KYZ" adlı filmler gösterildi.

kaynak: bloomberght.com

2 Aralık 2011 Cuma

KAZAKİSTAN SİNEMAYLA DÜNYAYA AÇILIYOR


Festivalin geçmişi aslında i. Avrasya Film Şenliği ile ıgg8 yılında başlıyor. Sovyetler Birliği döneminde ülkede on bir bin civarında sinema salonu mevcutken ve yılda yaklaşık elli film üretilirken, bu sayılar doksanlı yıllarda salonlar için iki yüze, sinematografik üretim için ise beş filme kadar düşmüş. Ülkenin sinemadan sorumlu devlet kuruluşu Ka-zakhfilm ve Kazak Kültür Bakanlığının ortaklaşa düzenledikleri birinci buluşmadan sonra temelde iç siyasetten kaynaklanan sorunlar nedeniyle ikinci festival 2005'e kadar gerçekleşememiş. Aynı yıl kaleme aldığı bir makalede NETPAC jüri üyesi ve sinema tarihçisi Baurzhan No-gerberk, "2005 yılında festivalin yedi yıl sonra yeniden canlandırılmasının olası nedenlerinden biri aynı yıl yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri olduğundan, sanırız festivalden ziyade siyasi bir şov olarak algılanabilir" diyordu.

İkinci festivalden itibaren yeni yönetimle farklı bir ivme yakalamak isteyen Avrasya Şenliği, üç yıldır dünya çapında yıldızları da ağırlamayı eksik etmiyor. 2005'de Catherine Deneuve ve Jean-Claude Van Damme (O'dan, 2006'da Steven SeagaI'dan sonra bu sene yıldızların sayısı bir hayli kabarıktı: Kente gelişi neredeyse deprem yaratan Gerard Depardieu'nün yanı sıra, Sophie Marceau ve Christophe Lambert açılışın konuklarıyken, Jacqueline Bisset ve Em-manuelle Beart kapanış gecesinin yıldızlarıydı.

Açılış töreninde "Yaşasın Kazakistan!", "Burada olmaktan çok mutluyum", "Kazakistan'ı çok seviyorum" gibi sözlerle özetlenebilecek bir "konuşma" yapan Depardieu'nün ardından, Sophie Marceau da benzer sözlere "Filmimi burada göstermekten çok mutluyum"u ekliyordu. Oysa açılış gecesi ve filminin öyküsü bir hayli karmaşık. İlk programda Festivali bu yılkı uluslararası jüride yer alan Rus yönetmen Sergei Bodrov'un süper prodüksiyonu "Mongol" açacakmış. Ardından 2006'da onur konuğu olan ve altı filmden oluşan retrospektifi gösterilen Alman yönetmen Volker Schlöndorff'un Kazakistan'da çektiği "Ulzhan"ın festivali açması öngörülmüş. Ancak Sophie Marceau Kazakistan'a gelme şartı olarak kendi filminin gösterilmesini talep edince, program yeniden değişmiş. Mütevazı davranışlarının yanı sıra, yaptığı konuşmalardan anlaşıldığı kadarıyla davetliler arasında "ev ödevini" yerine getiren, yani örneğin, Kazak sineması tarihini okuyup, önemli filmleri ve yönetmenlerin adını sayan tek sanatçı Emmanuelle Beart'dı. Yeni filminin konusunu Almatı'da açıklayan sanatçı, Güney Doğu Asya'yı yerle bir eden Tsunami felaketinde çocuğunu kaybeden, ancak cesedi bulunamadığından ölümüne inanmadığı yavrusunu arayan bir anneyi canlandıracak.

Davedilerin hemen hepsine neredeyse 24 saat boyu görev yapan birer rehber-çevirmen eşlik ediyordu. Çoğunluğu genç öğrencilerden oluşan bu görevliler festivalin belkemiğini oluşturuyor ve iletişimin büyük bir bölümü bu gençlerin aracılığıyla yapılıyordu. Öyle ki, jüri görüşmeleri zaman zaman aynı anda üç, dört, hatta beş dilde gerçekleşiyordu. Ancak ne yazık ki aynı özen filmlerin altyazı ve çevirilerine gösterilmemişti. Özellikle Orta Asya yarışmasında -ki bizce en ilginç seçkiyi bunlar oluşturuyordu-fil-mi takip etmemizin tek yolu üç aşamalı bir çeviriydi: ekranda filmin özgün dili (örneğin Kırgızca, Özbekçe, Azerice vs.) kısılıyor, salonda bulunan ve dümdüz bir tonla senaryoyu Kuşça mikrofonla okuyan bir görevlinin sesi ise çevirmenlerimiz tarafından kulağımıza kendi dilimizde aktarılıyordu!

Her gece özel bir program sunan Kazak ev sahiplerimizin düzenlediği folklor gösterileri, revü dansları, oryantal danslar, disko-tekno danslar ve müziklerden oluşan yemekli davetlerin en ilginç "sanatçısı" ise Kültür ve Enformasyon Bakanı Yermukhamet Yertysbayev'di. Bakan iki gece bizlere "crooner" hünerini sergileyerek, İngilizce şarkılar sundu! Bakanın 'performansının' doğrusu biz davediler için şaşırtıcı olduğu kadar hoş bir sürpriz olduğuna konusunda hepimiz hemfikirdik.

ANGELOPOULOS
Festivalin bizce en önemli ve saygın konuğu Yunanlı yönetmen Theo Angelopoulos'du. Açılış töreninde sahneye davet edilmemesi şaşkınlık yaratan ustanın festivalde üç filmi gösterildi: "Sisli Manzara" (ıg88), "Leyleğin Geciken Adımı" (ıggı) ve "Sonsuzluk ve Bir Gün" (ıgg8). Angelopoulos, "Eleni-Ağlayan Çayır"dan sonra 20. Yüzyılın şiirsel özetini içerecek üçlemenin

ikinci filminin hazırlıkları için geldiği Alma-tı'daydı. Üçleme, zamana kafa tutan bir aşk hikayesi aracılığıyla 20 ve 21. yüzyılların arasındaki önsezili ilişkisini içerecek ve ıgıg'da Kızıl Ordu'nun Odessa'ya girmesiyle başlayıp (Ele-ni), 21. yüzyılda New York'ta son bulacak. Angelopoulos ikinci film "Üçüncü Kanat"ı şöyle özetliyor: "Üçlemenin ikinci filmi Kazakistan'ın bir köyünde ıg53'de Stalin'in ölümüyle başlayacak, sırasıyla Roma'ya ıgöo'lı yılların Cinecitta'sına, ardından Berlin'e duvarın yıkılışına oradan da n Eylül 2001'de New York'a yol alacak. Ana teması Yunanlıların sürgünü, yerleşim eksikliği, tarihin akışına uymak zorunda kalan insanların zoraki göçü olan üçleme aslında yakın tarihin temel olaylarını kat ediyor."

Avrasya Film Festivali yeni yola çıkan tüm büyük sanat buluşmalarının sıkça karşılaştığı sorunları yaşıyor. Ne var ki, Kazakistan'daki bu buluşma sadece ülke sineması için değil, daha da önemlisi tüm Orta Asya sineması için elzem bir vitrin. Tacikistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Azerbaycan'ın maddi koşulları

Kazak komşularınınkine ulaşamıyor. Petrol zengini bu ülkenin bölgenin sinemasını tanıtmak için çaba göstermesi bile, tek başına bu festivalin desteklenmesini gerektiren nedenlerden biri olarak ortaya çıkıyor. Öte yandan, ülkede ortalama memur maaşı 20 000 Tenge (yaklaşık 200 YTL)'yken Almatı'da modern bir binada tek odalı bir daire için 120 000 Tenge (1120 YTL) ve bir sinema biletine yaklaşık 1000 Tenge (10 YTL) ödemek gerekiyor. Bu bağlamda festival yöneticilerinin neredeyse sadece Amerikan yapımlarını vizyona alan sinema salonlarına kafa tutarcasına kent halkına tüm filmleri ve gösterimleri ücretsiz sunmasını takdir etmemek mümkün değil. Antalya'daki adaşının gölgesinde kalmadan ülkeyi, sinemasını ve yaratıcılığını eşsiz bir misafirperverlikle dünyaya tanıtan Avrasya Uluslararası Film Festivalini izlemeye devam edeceğiz...

Defne Gürsoy Almatı/Parisf)
Defne Gursoy, Paris'te yasayan gazeteci-yazar, 4. Avrasya Uluslararası Film Festivalinde NETPAC (Network for the Promotion of Asian Cinema-Asya Si-nemasini Teşvik Agi) Jürisi Baskani.

Birgün.net
                                                                                                                                        Alıntıdır....

17 Kasım 2011 Perşembe

Türk ülkelerinin sinema görüşmesi


TÜRKSOY’A ÜYE ÜLKELER SİNEMA YÖNETİCİLERİ VE SEKTÖR TEMSİLCİLERİ TOPLANTISI SOMUT ÖNERİLERLE SONA ERDİ

Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY); TÜRKSOY Üyesi Ülkelerin Sinema Yöneticileri ve Sektör temsilcilerini 17-18 Mart 2011 tarihlerinde Ankara’da bir araya getirdi. Ankara’daki TÜRKSOY Genel Sekreterliği’nde gerçekleşen “TÜRKSOY’a Üye Ülkeler Sinema Yöneticileri ve Sektör Temsilcileri Toplantısı”nda TÜRKSOY üyesi 11 ülkelerden toplam 25 katılımcı yer aldı.


Toplantıya Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye, Türkmenistan, Gagauz Yeri (Moldova), Başkurdistan Cumhuriyeti (R.F.) Hakas Cumhuriyeti (R.F.), Tataristan Cumhuriyeti( R.F.) ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden sinema yöneticileri ve sektör temsilcileri katıldı.
Toplantının açılışında Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı Başkanı İnci Demirkol, TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Fırat Purtaş ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Kemal Fahir Genç birer konuşma yaptılar.

İki gün boyunca süren toplantının gündeminde üye ülkelerdeki sinema sektörünün durumu, yılda üretilen film sayısı ve kalitesi, ülkedeki sinema salonu sayısı, sinema sektörüne devletin sağladığı katkı, sinema eğitimi, film dağıtımı gibi konular ele alındı. Ayrıca, TÜRKSOY’a üye ülkeler arasında sinema ve TV prodüksiyonları konusunda işbirliği koşullarının yaratılması, ortak prodüksiyonlara girişilmesi konusunda gerekli adımların atılması, filmlerin tanıtımı için ortak bir sinema televizyon filmleri marketinin oluşturulması, film ve TV prodüksiyonlarının tanıtım ve satışının yapılması için ortak bir dağıtım ağı oluşturulması, ortak film festivalleri düzenlenmesi ve sinema yoluyla bu ülkelerin kültürlerinin tanıtılması gibi konularda da görüş alışverişi yapıldı.



Toplantılarda somut öneriler ve teklifler sunan sektör temsilcileri, bu toplantıları gelecekteki işbirliğinin ilk adımı olarak gördüklerini dile getirdiler. Hakas Ulusal Sinema Şirketi Baş Yönetmeni Elena Galetskaya, kaybolmakta olan Türk halklarının sorunlarının dile getirildiği bir belgesel çalışması yapılmasını önerdi. Azerbaycan Ulusal Sinema Şirketi Müdürü Khamis Muradov; 1926’da yapılan Türk halkları kurultayının tarihi ile ilgili bir belgeselin yapılmasını teklif etti. KKTC’den katılan yönetmen Fevzi Tanpınar’ın Bellek havuzu yaratılması önerisi ise, TÜRKSOY Enformasyon Merkezi’nin kurulması ve böylece Türk halklarının sinema sektörlerinin iletişiminin güçlendirilmesi yönünde alınan kararla somutlaştırıldı. Kazakistan Kazakistan Şaken Yıldızları Film Festivali Başkan Yardımcısı Cholpan Nigmatulina ise, üye ülkelerdeki festivaller arasında karşılıklı film gösterimini önerdi. Bu önerilerin yanı sıra üye ülkelerde okuyan sinema öğrencilerinin değişiminin sağlanması teklifi de kabul gördü. Önerileri memnuniyetle kabul eden katılımcılar, bu toplantıyla atılan adımların takipçisi olacaklarını kaydettiler.
TÜRKSOY Hakas Ülke Temsilcisi Timur Davletov’un koordinatör olarak seçilmesini uygun gören katılımcılar, toplantının sonunda TÜRKSOY’un ev sahipliğinden duydukları memnuniyeti dile getirdiler.

TÜRKSOY.org
                                                                                                                                               Alıntıdır...

Muhteşem Yüzyıl 22 ülkede gösterilecek


6 aydır pek çok fuara katılan Show TV’nin iddialı dizisi Muhteşem Yüzyıl, 22 ülkeye satıldı.

Cannes'da dünya film ve televizyon endüstrisi ile buluşan Türk dizileri, başta Ortadoğu ve Balkanlar olmak üzere, Kuzey Afrika, Vietnam, Malezya, Endonezya ve Singapur'a kadar pek çok dünya ülkesiyle satış için ön görüşme yaptı.


MUHTEŞEM YÜZYIL VE KURTLAR VADİSİ İLGİ ODAĞI OLDU

Türk yapımcıları ve televizyonları MIPCOM'a ilk kez İTO çatısı altında düzenlenen bir organizasyonla katıldı. 25 Türk dizi ve sinema yapımcısı şirketin dünya film ve televizyon endüstrisi ile buluştuğu fuarda Muhteşem Yüzyıl ve Kurtlar Vadisi dizisi yabancı televizyonların ilgi odağı oldu.


MUHTEŞEM YÜZYIL 22 ÜLKEYE SATILDI

6 aydır pek çok fuara katılan Show TV'nin iddialı dizisi Muhteşem Yüzyıl dizisi 22 ülkeye satıldı. Dizi başta Ortadoğu olmak üzere Azerbaycan, Slovenya, Slovakya, Karadağ, Çek Cumhuriyeti, Ukrayna, Bosna, Kosova,Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan, Romanya, Hırvatistan, Macaristan, Makedonya, Kazakistan, Afganistan, Rusya, Arnavutluk, Japonya'da 22 Aralık'tan itibaren gösterilmeye başlanacak.


YENİ HEDEF AB ÜLKELERİ

Ortadoğu, Balkanlar, Rusya ve Uzakdoğu pazarına giren dizinin yeni hedefi AB ülkeleri.

Haber1.com
                                                                                                                                           Alıntıdır...