16 Nisan 2012 Pazartesi

TV dizileri ve filmlerimiz


Bizim TV yapımcıları ile dizi ve filmlerde rol alanlar, adına sanatçı! denilenler,  yabancı  dizi ve filmleri izlemezler mi acaba?

Yazılan senaryoyu  oynayanlar, bu  yapıtları izleyenlerle yani bizlerle  sanıyorum alay ediyorlardır. Çünkü rol olarak yaptıklarını kendileri de beğenmiyorlardır. Öyle ya, yapılan nedir? Karşılıklı konuşmalar, yerine göre bazen gözyaşı bazen sevinç ve kahkaha,  senaryonun akışına göre, yüksek seslerle tartışma daha ilerisinde  bir tokat. Darılma, arkasını dönme, olabilecek bir sürprizle tekrar barışma vs.

Halkımız da sanatçı diyor bu oyunculara. Sanat adına yapılan bir şey yok. Sanat  genel anlamda, başkalarının kolay kolay yapamadığını yapabilmek  ve büyük emek ve özveri ister bu kimlik. Soyun, dökün, biraz makyaj. Filmin veya dizinin bir kaç karesinde görün. Karşınızda sanatçı!!!

Örnekleme olarak,  kaliteli yabancı  filmler seyredin de sonra kıyaslayın kendinizi, sorun kendi kendinize siz ne olabilirsiniz? Sanatçı mısınız yoksa sanatçının ellerine su döken misiniz?

Senaryo konularına gelince;

Kesinlikle aşk işlenir. Aşkın dışında başka herhangi bir konu  kalmamış  gibi,  İlle de AŞK.

Duygusallığı işlemede bazen bir hastalık veya ölüm  konu edilir, seyirci konunun içinde hisseder kendini ve  gerçekmiş gibi nemli gözlerle izler.

Bazen  yasak  ilişkiden olan bir bebek malzeme edilir.

Yasak ilişki ve bebeği  ülkemiz halkı önceleri kabullenemiyordu. Ama  günden güne çoğalan  düşük ahlaklı dizi enflasyonu  başarıya ulaşmış olmalı  ki, halkımız bu gibi davranış ve ilişkileri normal kabul etmeye başladı. Dikkat edilirse son yıllarda  kadın/erkek ilişkilerindeki ahlak dibe vurdu.  Birlikteliğe resmiyet ve statü kazandıran nikah önemsenmez oldu.

Toplumsal ahlakın her türlüsünün yozlaşması, çürümesi ve dibe vurması, dış kaynaklarca çok seneler evvel yapılmış füturist çalışmaların ve  stratejinin başarılarındandır. Onlara göre ve tamamen gerçek olan şudur: Türk birlik ve beraberliğini sağlayan ve ayakta tutan ahlaki güzelliklerdir ve temeli sağlam aile yapılarıdır. Bu çözeldiği zaman Türk birlik ve beraberliği de çökertilecektir.

Nitekim bugünkü gençliğimiz çalışmayı sevmeyen  günlük yaşayan zevke  esir  sev-genç bir topluluktur.

Halkımız gelinen bu  durumun ve  gelecekteki  vahim tablonun henüz farkında değil.

Blog özü:Ülkemiz başbakanı ve cumhurbaşkanı maaşlarının ortalama  beş katı  aylık kazanç sahibi TV oyuncularının  saadet zinciri  biz  izledikçe daha güçlenecektir. Halkımız vurdulu/kırdılı ve silahların ölüm saçtığı bu dizileri seyrede seyrede, normal hayatın bu olduğu  kanısına varmakta bu yüzden de kavgalar ve cinayetler artmaktadır.

Son söz: Ulusal birliğimiz ve kişisel mutluluğumuz için yerli yapım dizileri seyretmiyelim. Dünyada en çok televizyon izlemede ülkemiz birinci sırada.

Dizileri izleye izleye, ömrümüz geçiyor, uyuduğumuzun ve uyutulduğumuzun farkında mıyız?

kaynak: blog.milliyet.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın