İstanbul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İstanbul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Mart 2014 Cumartesi

Andrew Lesnie İpek Üniversitesi İstanbul Sinema Akademisi’ndeydi

Bugüne kadar dünyanın bir çok saygın eğitim kurumunda sinematografi atölyeleri gerçekleştiren Andrew Lesnie, İstanbul Sinema Akademisi’nde gerçekleştirdiği atölye çalışmasında filmlerinden sahne analizleri yaptı; uygulamalı dijital sinematografi çalışması gerçekleştirdi.
Andrew Lesnie İpek Üniversitesi İstanbul Sinema Akademisi’ndeydi
İngilizce olarak yapılan atölye çalışması, yaklaşık 4 saat sürdü ve sinema sektörünün profesyonellerinin yanında öğrencilerin de faydalanabildiği bir ortamda gerçekleşti.

Andrew Lesnie, atölye  konuşmasına Doing Time for Patsy Cline filminden sahneler göstererek başladı. Filmde yer alan gece çekiminin gündüz nasıl yapıldığını detaylı olarak anlattı. Devamında en sevdiği filmlerinden biri olan Babe’den seçtiği sahnelerin analizlerini yaparak  çekim tekniklerini katılımcılara aktardı.

Ardından, Yüzüklerin Efendisi  üçlemesinden  Yüzük Kardeşliği filminin önemli sahnelerin açıklamalı ön izlenimleri ile birlikte  çekim tekniklerini, örnekler vererek ve uygulamalı olarak  katılımcılarla paylaştı. Filmin analizini yaparken, büyük bütçeli filmlerin çekim sürecinin nasıl yapıldığını ve karşılaşılan problemlerle nasıl baş edildiğini  atölye katılımcılarına aktardı.

Birçok büyük film projesinin OSCAR’lı görüntü yönetmeni,  filmlerinin çekimleriyle ilgili öykülerini anlatırken dikkatle izlendi. Lesnie,  tüm katılımcılarla  birebir ilgilenerek, samimi tavırlarıyla ilgi çekti.

Atölyede Lesnie;  ışığın filmde, hikaye anlatımının bir parçası olduğunu ve ışık hazırlanırken sahne, motivasyon ve  anlatılmak istenen hikayenin temel alınması gerektiğini söyledi.

İyi bir görüntü yönetmeninin çekeceği filmin senaryosunu çok iyi bilmesi gerektiğini, ışık ve gölge teknikleriyle hikayeyi yeni baştan yaratarak zenginleştirmesi, tüm duyguları, gizemi ve derinliği filme katabilmesi gerektiğini söyledi.

Andrew Lesnie daha sonra  ışığın, çeşitli  tekniklerle hikayeye katkılarını,  ifadelerde,  duygularda ve filmin derinliğinde yapabileceği etkileri,  atölye sırasında kurulan  üç ayrı set ortamında tatbikî  olarak anlattı.

İstanbul Sinema Akademisi Direktörü Ferhat Şen’in hazırladığı "Uncovering Hollywood Productions: The Work of Andrew Lesnie" adlı sergiyi öğrencilerle birlikte gezen Lesnie, sergideki fotoğraflar üzerinden çekimlerdeki anılarını ve tecrübelerini öğrencilerle paylaştı.

Atölye sonrasında sorularımızı yanıtlayan İpek Üniversitesi İstanbul Sürekli Eğitim Merkezi Yöneticisi Volkan Binici, Andrew Lesnie gibi deneyimli bir ismi öğrenciler ile buluşturmanın önemine değinerek Sinema sektörünü üniversite ile buluşturmayı hedefleyen bu tür etkinliklerin devam edeceğini dile getirdi. İstanbul Sinema Akademisi’nin akademisyenlerin, profesyonellerin, öğrencilerin ve meraklıların eğitim, etkinlik ve buluşma noktası olmasını hedeflediğini belirtti.

1956 doğumlu Avustralyalı Görüntü Yönetmeni, Yüzüklerin Efendisi Üçlemesi, Hobbit, King Kong, Babe gibi bir çok filmin  görüntü yönetmenliğini üstlenmiş ve  2002 yapımı “Yüzüklerin Efendisi: Yüzük Kardeşliği” filmi ile OSCAR ödülünü kazanmıştır. 20’den fazla filmde görüntü yönetmenliği yapan Lesnie, son yıllarda Peter Jackson imzalı birçok projede yer almıştır. 1979 yılında Australian Film, Television and Radio School’dan (AFTRS) mezun olan Lesnie, aynı zamanda ACS (Australian  Cinematographers Society) ve  ASC(American Society of Cinematographers) üyesidir.

kaynak: bugun.com.tr

6 Ağustos 2013 Salı

Yabancı

Yabancı, çok konuşulacak Yapımcılığını Eylem Akın ve Ali Alpgezmen'in yaptığı, Paris'ten İstanbul'a babasını gömmeye gelen genç bir kadının hikayesinin anlatıldığı Yabancı'nın başrollerini Sezin Akbaşoğulları ve Caner Cindoruk paylaşıyor. Serkan Keskin, Selen Uçer, Xavier Clion, Enginay Gültekin ve Güzide Balcı gibi önemli oyuncuların da yer aldığı filmde, Sezin Akbaşoğulları'nın Fransız kültürü ve dili üzerine birlikte çalıştığı Ülkü Duru da sürpriz bir rolde görev alıyor.

8 Kasım 2011 Salı

Tam 50 Ülkede 70 Türk Dizisi


İSTANBUL – Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürü Abdurrahman Çelik, ”Yurt dışında 2004'den önce bir ya da iki dizimiz gösterilirken, bu sayı şu an 50 ülkede yayınlanan ortalama 70 diziye yükseldi” dedi.


Film Yapımcıları Meslek Birliği (FİYAB) tarafından düzenlenen, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen ”Telif Hakkı Kimde? Görsel-İşitsel Sektörde Telif Haklarının Hayata Geçirilmesi Destek Projesi”nin 1. Çalıştayı başladı.
İTO’da yapılan çalıştayın açılışında konuşan Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürü Çelik, Türkiye’de film ve dizi sektörünün Avrupa ortalamasının üstünde bir büyüme içinde olduğunu vurguladı.

Abdurrahman Çelik, şunları söyledi:
”Yurt dışında 2004'den önce bir ya da iki dizimiz gösterilirken, bu sayı şu an 50 ülkede yayınlanan ortalama 70 diziye yükseldi. Avrupa’da film üretme sektörü geriye doğru giderken, bu sayı bizde yılda yüzde 15 ve yüzde 25 arasında artıyor. Sinema sektörü, sadece ekonomi anlamında değil, ülke tanıtımı açısından da çok etkili bir sektör, tanıtıma çok ciddi katkıları var. Film endüstrisi diyemesek bile, film sektörü yavaş yavaş oluşuyor. Son 3 yılda 56 ülkede, 220 farklı etkinlikte, 750 film gösterimi yaptık. Ortalama 225 bin seyirciye ulaştık.”

Telif hakları alanının karmaşık bir konu olduğunu bildiren Çelik, ”Çünkü standardı yok. Her ülke kendine göre bir model geliştiriyor. Sizlerden ricamız, Avrupa’da önde gelen 8 ülkede bir araştırma yapmanızdır. Telif hakları nerede başlıyor, nerede bitiyor, eser sahibi hakları nelerdir gibi konuların yurt dışı uygulamalarını toparlamanız gerekli. Biz de Türkiye şartlarına uygun bir format hazırlamalıyız” dedi.
FİYAB Yönetim Kurulu Başkanı Galip Gültekin de sinema sektöründe pek çok ana sorun olduğunu, bunların en başında telif sistemi ile ilgili yaşanan zorlukların geldiğini belirtti.

Çalışmanın, sinema alanındaki meslek birliklerinin birlikte çalıştığı ilk somut ve uzun soluklu proje olduğunu kaydeden Gültekin, ”Bu projenin başarısı, bir yandan güç birliğinin başarısı anlamına gelmektedir. Bu çalıştayda hedefimiz, sinema sektöründeki hukuki sorunları sadece konuşup geçmek değil, akademik destekçimiz olan Bilgi Üniversitesinin katkılarıyla kayıt altına alıp, sistematize ederek, projemizi şekillendirmek. Toplanamayan telifler, verilemeyen yetki belgeleri, geri besleme yaşayamayan bir sektör. Bu problemler, doğrudan biz meslek birliklerinin alanıdır. Sinema dünyasında herkesi bağlayan sorunlar. İşte bu proje, kendi sorunlarımızı çözmemiz için bir fırsat sunuyor” ifadelerini kullandı.

AA
                                                                                                                                      Alıntıdır...

21 Ekim 2011 Cuma

İstanbul


   Başarılı bir profesör olan Janos 30 yıllık evliliğinin ardından orta yaşlı karısını genç öğrencisi için terk eder. Bu durum Katalin’i derin bir  bunalıma sürükler. Çevresi, O’nu akıl hastası olarak düşünür ve Katalin, sakinleşmesi için bir hastaneye yatırılır. Kocası ve kızı, Katalin’in bu geçici çılgınlık durumunun sahte olduğunu düşünürler. Katalin hastaneden kaçar ve İstanbul’a gitmek gibi ani bir karar alır. İstanbul’da Katalin’in kaderi kendisi gibi bir yalnız bir adamla ile kesişir. “Halil”… Yeni bulunan aşk, kadının duygularını özgürleştirir ve kısa ömürlü de olsa hayatının baharını yaşar.