10 Eylül 2013 Salı

Mandela ve JFK Toronto Film Festivali’ne damga vurdu

Uluslararası Toronto Film Festivali merakla beklenen ‘Mandela: Long Walk to Freedom’ isimli filmin galasına ev sahipliği yaptı.

Yönetmenliğini Justin Chadwick’in yaptığı film, Nelson Mandela’nın köy hayatından başlayıp Güney Afrika’da demokratik yolla seçilen ilk cumhurbaşkanı olarak göreve başladığı ana kadar olan özgürlük yürüyüşünü konu ediniyor.

Galaya katılan filmin başrol oyuncusu İngliz aktör Idris Elba, Nelson Madela’yı canlandırmanın hayatının en önemli rolü olduğunu belirtti: “Çok büyük zorluklar vardı.Performans açısından zaten Mandela gibi görünmüyorum, birde neredeyse herkesi etkilemiş yaşayan bir efsane adamı oynamanın ağırlığı üzerimdeydi.”

Actris Naomi Harris ise Mandela’nın önceki karısı Winnie Mandela rolüne hazırlanırken kendisiyle birebir görüşmüş. “Winnie ile tanışmak harikaydı, kendisi mükemmel olduğu kadar çok iyi niyetli bir kadın. Bana ‘bak sen gereken çalışmanı yaptın, sana güveniyorum, rolün hakkını vereceğinden eminim’ dedi. Yani bana rol için gerçekten büyük bir özgürlük sağladı.”

29 Kasım’da Amerikalı sinema severlerle buluşacak film, 18 Aralık’ta Fransa, 3 Ocak 2014’te de İngiltere’de gösterime girecek. Filmin Türkiye’ye geliş tarihi ise henüz belli değil.

Toronto Film Festivali’nde galası yapılan bir diğer film ise Amerikan Başkanı John F. Kennedy’nin Dallas’ta cinayete kurban gidişini tekrardan beyaz perdeye aktaran ‘Parkland’ isimli film oldu.

Zac Efron filmde JFK’ye ilk acil müdahaleyi yapan Doktor Charles Carrico rolünde. “O gün gerçekte ne olduğu hakkında 20 tane komplo teorisi duymadan bir fikir edinmek, benim yaşımda birsi için çok zor. Bu film bu tür şeylere dalmıyor, o yüzden zevkini çıkarın. Biz sadece basit, o gün ne olduğunu bildiğimiz gerçekleri gösterdik bu film ile.”

Eski bir gazeteci olan filmin yönetmeni Peter Landesman, suikastten sonra doktorlar, hemşireler, gizli servis ajanları arasında yaşananların filmde gösterildiğini, yoksa suikast sonrası yayılan komplo teorilerine ‘Parkland’ da yer verilmediğini özellikle belirtiyor. “Seyircilerin suikastı ilk kez bu filmle yaşayacaklarını ve buradan alacakları tek şeyin de bu olacağını hissediyorum.”

24 saatten kısa bir zaman dilimini kapsayan film, Kennedy ve katilinin garip bir tesadüfle, Parkland Memorial hastanesinde ölümlerini dokunaklı ve çarpıcı bir biçimde anlatıyor.

‘Parkland’ 11 gün sürecek Toronto Film Festivali’ne katılan 366 ve yine festivalde dünya prömiyeri yapılan 146 filmden biri olarak seyircilerin ilgisini çekti.

kaynak: euronews.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın