Ejderha Dövmeli Kız'ı yeniden uyarlayan David Fincher, kitapları filmi izledikten sonra okuduğunu belirtti ve "Sıkıcı bir film yapmak, ya da aynı filmi tekrar çekip anlamsız bir iş yapmış olmak istemiyorduk" diye konuştu.
Stieg Larsson'un, Ejderha Dövmeli Kız kitabı 2005 yılında yayınlandığında çok satanlar listesinde hızla yükselip zirveye varmıştı.
Cinayet, yolsuzluk, aile sırları gibi temaları harmanlayan roman serisi dünya çapında 65 milyon kopya sattı.
Bu başarının ardından İsveç sineması Larsson'un Milenyum Üçlemesi serisini filme çekmeye yöneldi.
Filmler kendi ülkelerinde büyük ilgi topladı ve yapımcılarına 16 milyon dolar getirdi. Dünya çapında ise beklenen ilgiyi görmedi.
Ardından kitabı filmleştirmeye Hollywood da talip oldu. Film için 100 bin dolar bütçe ayrıldı ve kameranın başına Oscar ödüllü yönetmen David Fincher geçti. Öykünün beyaz perdeye uyarlamasında ise Steve Zaillian görev aldı.
Bond'dan gazeteciye
Fincher, serinin İsveç yapımı filmlerini görmüş olduğunu fakat kendi filmi boyunca onları aklına getirmemeye çalıştığını söylüyor.
"Sıkıcı bir film yapmak, ya da aynı filmi tekrar çekip anlamsız bir iş yapmış olmak istemiyorduk." diyen Fincher, kitapları filmi izledikten sonra okuduğunu belirtiyor.
Başta filmleri beğenirken, kitapları okuduğunda kafasında başka bir film belirmiş. James Bond serisinin son filminin yıldızı Daniel Craig'e gazeteci Mikael Blomkvist rolü verilmiş.
Profesyonel hayatında büyük bir sarsıntı yaşayan Blomkvist, bir teklif üzerine kendi işine ara verip bir yılını 40 yıllık bir sırrı, genç bir kızken kaybolan Harriet'in gizemini çözmeye ayıran bir karakter.
Salander için 'fazla seksi' oyuncu adayları
Blomkvist rolünün dağıtılmasının ardından sıra kadın kahraman Lisbeth Salander'in bulunmasına gelmiş.
Fincher, Harry Potter filminin kadın yıldızı Emma Watson, Carey Mulligan ve Scarlett Johanson gibi oyuncuların bu rol için "fazla seksi" olduklarını söylüyor.
Sonunda, Sosyal Ağ (The Social Network) filminde küçük bir rol oynamış olan Rooney Mara'da karar kılınmış.
Oyuncu Mara, kitaplar ve film üzerinden oldukça tanınmış bir karakteri canlandıracak olmanın, üzerinde büyük bir stres yarattığını kabul ediyor.
Mara, "Birçok insan, bu karakteri kafalarında canlandırmış durumdayken, benim bu fikri bir tarafa bırakıp, karakteri kendi gördüğüm gibi canlandırmaya çalışmam gerekiyordu" diyor.
Kaybolan Harriet'in ağabeyi Martin Vanger rolünü canlandıran Stellan Skarsgard ise kendine daha güvenli. "Ben Hamlet rolünü oynayabilmiş bir oyuncuyum. Dolayısıyla bu rol benim için sorun değildi" diyor.
Oyuncuların yönetmen Fincher'a sağlam bir güvenleri ve onunla çalışma istekleri var.
Mara, "David için yapamayacağım pek az şey var herhalde" diyor. Skarsgard'ın düşüncesi de pek farklı değil: "Senaryo diye tuvalet kağıdı ile bile gelse evet derdim."
Hayatınız size daha güzel görünecek
Mara, film için yüzünde, saçında birçok değişiklik yapmak zorunda kalmış.
Craig'in de film için kilo alması gerekmiş. Yönetmen, Craig'in Bond filminden sonraki vücudunun bir gazeteci için çok da uygun olmadığını söylüyor.
Fincher'ın filmi, izleyenlere kendilerini iyi hissettirecek bir film olarak düşünülmemiş. Ancak oyucu Skarsgard, insanların filmi yine de izlemeleri gerektiğini söylüyor.
"Filmi izleyince Noel'iniz size daha da güzel görünecek." diye konuşan Skarsgard, "Çok kötü bir Noel geçiriyor olsanız dahi, filmi izleyip de orada olanlarla kıyasladığınızda, hayatınız size daha güzel görünecek." diyor.
- BBC Türkçe -
stargazete.com
Alıntıdır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Düşüncelerinizi bizimle paylaşın