31 Ekim 2011 Pazartesi

Tiyatro mu Sinema mı?


   Elbette kategoriyi "tiyatro" olarak seçtiğim için hangisini tercih ettiğimi anladınız. Ama neden tiyatro? Tabi kişisel düşüncelerim olacak bunlar, herkes bana katılmayabilir ve sinema severler lütfen alınıp da bana kızmasınlar. Sinemayı ben de seviyorum, sadece tiyatroyu sinemadan daha çok seviyorum o kadar...
Öncelikle; tiyatro daha canlı, karşımızda canı kanı olan insanların varolduğu bir ortam. Sinema ise, daha bir kurgulu ve yapay geliyor bana. Televizyondan tek farkı ise dev ekran ve daha gürültülü ses efektleri...
Sinema neden yapay? Öncelikle, aktör ve aktrislerin mükemmel bir oyunculuk sergilemesi çok da önemli değil; çünkü hatalar, ışık veya ses oyunlarıyla kamufle edilebiliyor. Ayrıca, farklı zaman ve mekanlarda çekilmiş sahneler birleştirildiği için, tiyatroya nazaran daha kopuk olaylar zinciriyle karşı karşıya geliyoruz. Ve karşımızda iki boyutlu, düz bir ekran; ne kadar gerçekçi olabilir ki? Oyuncularla göz teması kurulamıyor, oynayanlar sizin farkınızda bile değil çünkü sizi görmüyorlar.

Tiyatroya gelince; hata kabul etmediği için oyuncuların çok iyi hazırlanmış olmasını ve mükemmelliği gerektiriyor. Ses tonları, mimikleri, vücut hareketleri tam karşınızda; her şey olduğu gibi, yalın bir şekilde size yansıtılıyor. Bunlardan başka, üç boyutlu insanlar, gidip dokunabileceğiniz kadar yakın bir şekilde rollerini en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyorlar. O gün sağlık problemleri de yaşasalar, bir yakınlarını da kaybetseler bunu size hissettirmeyecek kadar profesyonel olmaları gerekiyor. Ve sizin farkınızdalar. Göz teması kuruyorlar, yeri geldiğinde izleyicilere yönelik bir şeyler söylüyorlar... Daha güzel ne olabilir ki?

Bir de, sinema oyuncularının işi tiyatrodakilere nazaran daha kolay. Konsantrasyon bozulduğunda aynı sahneyi tekrar tekrar çekebiliyorlar, prensiplerine ters gelen bir sahnede dublör kullanabiliyorlar. Tiyatrocularda ise hataya yer yok. Hata olursa da kıvırma potansiyeline sahip olmalılar.
Yazdıklarımdan dolayı sinemada emeği geçen kişilerin emeklerine saygı duymadığım düşünülmesin. Yapımcısından ışıkçısına, kameramandan montajcıya hepsinin emeğini küçümsemek yanlış olur. Ama yine de şanslılar, işlerini ellerinden geldiğince en iyi şekilde yapıp bir kenara çekilmek gibi bir şansları var. Geri kalan bütün iş bunu halka sunan teknolojiye düşüyor. Oysa tiyatro öyle mi? Uzun süren provaların ardından tüm kadro, her seferinde aynı oyunu farklı izleyicilere sunmak zorunda. Salonun yarısı boş da olsa iyi bir oyun çıkarmak için ellerinden geleni yapıyorlar her seferinde.

Sinemaya düşman olduğumu düşünmeyin sakın. Ben de sinemaya gitmeyi çok seviyorum hatta beğendiğim bir film olunca günlerce öve öve bitiremediğim oluyor. Tiyatroyla kıyaslamak yanlış mı bilmiyorum ama, tiyatroyu sinemaya tercih (ve tavsiye) etmişimdir her zaman... Keşke fırsatım olsa da, çok daha sık gidebilsem
Milliyetblog
                                                                                                                                      Alıntı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın