Tamer Karadağlı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tamer Karadağlı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Kasım 2013 Perşembe

Türk izleyici ekranda film izlemeyi seviyor

Ünlü oyuncu Tamer Karadağlı İzmir Üniversitesi'nde verdiği ilk derste, "Türkiye'de sinema izleyicisi yok ne yazık ki. Üstelik kimse sinemaya gitmeyi sevmiyor, ekranda bedava izlemeyi tercih ediyor" dedi

Güzel Sanatlar Fakültesi'nin kurulması ile birlikte öğrencilerine farklı bir kültürün de kapılarını açan İzmir Üniversitesi, bu kez de oyuncu Volkan Severcan tarafından verilen oyunculuk dersinde sevilen dizi Çocuklar Duymasın'ın yönetmeni Bora Tekay ve başrol oyuncusu, Taş Fırın Erkeği Tamer Karadağlı'yı ağırladı. Söyleşi öncesi Tekay'ın önümüzdeki günlerde vizyona girecek filmi Böcek'i izleyen öğrenciler, Tekay'a film hakkındaki eleştirilerini aktardı.

Söyleşi sonrası konuklar, Rektör Prof. Dr. Kayhan Erciyeş ve Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Selim Doğanata ile bir araya geldi. İzmir Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon ve Görsel İletişim Tasarımı bölümlerinin öğrencileri ilk stajlarını önümüzdeki aylarda Çocuklar Duymasın setinde yapacak.

SİNEMA ANLAYIŞI
Gelecekte sinema sektörü içinde yer almak isteyen öğrencilere sektörün sorunları ile ilgili görüşlerini ileten Tekay, Türkiye'de sinemanın devlet tarafından yeteri kadar desteklenmediğini söyledi. İlk kez bir üniversitede öğrencilerle söyleşi gerçekleştiren Tekay'ın görüşüne destek veren Tamer Karadağlı önemli saptamalarda bulundu: "Türkiye'de sinema izleyicisi yok ne yazık ki. 70 milyonluk bir ülkede rekor izleyici sayısı 6.5 milyon, yani toplam nüfusun ancak onda biri. Oysa televizyonda bir diziyi, bir günde 12 milyon kişi izliyor. Türk izleyicisi ne yazık ki sinemaya gitmeyi sevmiyor, bedava izlemeyi tercih ediyor. Yunanistan'da yıllar önce Bir Tutam Baharat diye bir film çekmiştim hatta Yunanistan adına Oscar aday adayı olmuştu. 11 milyonluk Yunanistan'da 5 milyon insan seyretti o filmi. Ülkenin yarısı. Bizim ülkemizde iyi bir filmi bu hesaba göre 35 milyon kişinin seyretmesi gerekiyor."Karadağlı, Hollywood filmlerinde Türkiye'ye yer verilmemesi noktasında da bu durumun etkili olduğunu savundu ve "Slumdag Millionaire'i çeken Hollywood, Hintli oyuncular oynadığı ve Hindistan'daki yaşama yer verdiği için filmi 1.3 milyar Hintlinin izlemesini garanti altına alarak çekti ama Türkiye için bu durum söz konusu olamaz bile" diye konuştu.

TEKNOLOJİYE DUYARLI
Sinemanın, son teknolojiyi en yoğun olarak kullanan sanat dalı olduğuna dikkat çeken, aynı zamanda Çocuklar Duymasın dizisi oyuncularından biri olan Volkan Severcan, "Teknolojiyi kullanabilmeniz için paranızın olması gerekiyor. Amerika'da film yapımı için bankalar krediler kullandırıyor ancak Türkiye'de bu söz konusu değil. Türkiye'de bir oyuncunun sadece tiyatrodan kazandığı parayla istediği sinema filmini hayata geçirmesi mümkün değil. Mutlaka, seslendirme, sunuculuk, dizi oyunculuğu gibi yan dallar devreye girmek zorunda" dedi. yönetmen Tekay, Sinema Televizyon eğitiminde çok film izlemenin ve o filmleri yapanlar ile bir araya gelmenin öğrenciye büyük katkısı olduğuna dikkat çekti ve İzmir Üniversitesi öğrencilerinin sektörde iyi yerlere geleceğine inandığını söyledi. Oyuncu Karadağlı ise "meşhur olma"nın başarılı olmak anlamına gelmediğini söyledi ve gelecekte kamera önü ve arkasında yer alacak öğrencilerin çok iyi birer gözlemci, iyi bir izleyici ve donanımlı bir birey olmaları gerektiğini vurguladı.

kaynak: yeniasir.com.tr

17 Ekim 2013 Perşembe

Altın Portakal güdük o jüriye film yapmam

Tamer Karadağlı, Altın Portakal’ı bombaladı: Saygınlığı tartışmalı, güdük bir organizasyon. Ben jüri için değil, halk için film yaparım.


- ‘Çocuklar Duymasın’ dizisinde altıncı sezonu geride bıraktınız. Geçen yıl çektiğiniz ‘Süpertürk’ adlı film ise çok eleştirildi. 
BENİ eleştirenler gidip bir ‘Kara Şövalye’ filmi çeksinler önce! ‘Süpertürk’ absürt bir komediydi, küfür yoktu.

- Altın Portakal’da son yıllarda ateşli tartışmalar yaşanıyor. Festivale nasıl bakıyorsunuz? 
SON yıllarda ulusal saygınlığı da ciddi anlamda tartışılır hale geldi. Güdük bir organizasyon oldu. Jüri için film yapmam; halk için, seyirci için film yaparım.

- Sizi genellikle sert karakterlerde izledik. Bir zenne ya da eşcinseli canlandırır mısınız? 
ŞÖYLE bir yanılgı var; oyuncu her rolü oynar. Hayır, öyle değil efendim.
Clint Eastwood’u bugüne kadar hiç eşcinsel rolünde gördünüz mü? Göremezsiniz, peki o zaman Eastwood oyuncu değil mi? Tiyatroda belki ama televizyonda kesinlikle böyle bir rolü kabul etmem.

HOLLYWOOD TATMADIĞIM YEMEK DEĞİL
- ‘Living & Dying’ adlı filmde oynadınız.  Yeni Hollywood projesi var mı?

AÇIKÇASI böyle hırsım da hevesim de kalmadı. Hollywood tatmadığım yemek değil. Ama zaman ne gösterir bilinmez.

KIZIM DOĞUNCA HER ŞEYİ İKİNCİ PLANA ATTIM
- Kariyerinizde en zorlandığınız dönem hangisiydi? 

HAYAT başlı başına zorlu bir sınav. Birçok kişinin büyük yıkıma uğrayabileceği hadiselerden sapasağlam çıkabilirim. Ancak yine de en çok zorlandığım dönem boşandığım dönemdir. Tamer Karadağlı olarak değil, bir baba olarak çok zorlandım. Arzu Hanım’la (Balkan) ayrıldığımızda Zeyno henüz 9 aylıktı. Ondan ayrı kalmaya dayanamıyordum.

- PEKİ hayatınızın en önemli dönüm noktası neydi? 
Zeyno’nun aramıza katılışı. Çünkü baba olmak çok özel bir duygu. O doğduktan sonra bütün önceliklerim değişti. Şan, şöhret, para… Her şeyi ikinci plana attım.

SAMET ADAY- MAGAZİN
kaynak: aksam.com.tr

20 Kasım 2011 Pazar

Süpertürk aile albümü gibi bir film!


'Süpertürk' filminin yönetmeni ve oyuncusu Tamer Karadağlı "Zeyno'ya anlattığım masal kahramanlarının filmini çektim. Aile albümü gibi bir iş oldu" dedi ve ekledi: Türk sinemasında çığır açacak ya da Oscar alacak bir film değil. Amacımız eğlendirmek!

Ünlü oyuncu Tamer Karadağlı'nın; hem yönettiği, hem de başrol oynadığı 'Süpertürk' adlı komedi filmi 17 Şubat'ta vizyona girecek. Bir kahramanın öyküsünü anlatan filmde; Karadağlı'nın eski eşi Arzu Balkan ile kızları Zeyno da rol alıyor. Balkan; filmde Karadağlı'nın oynadığı 'Ekber'in sevgilisi 'Zeynep'i canlandırıyor. Beş yaşındaki Zeyno ise, 'Zeynep' karakterinin çocukluğunu oynuyor. Boşanmalarına rağmen dost olarak kalmayı başaran Karadağlı ve Balkan'la; yeni projeleri 'Süpertürk'ü ve ilişkilerini konuştuk.

 'Süpertürk'ün hikayesini biraz anlatır mısınız?
TAMER KARADAĞLI: "Bir süper kahraman Türkiye'de nasıl yaşar?" sorusundan yola çıkarak yapılmış bir film bu! Canlandırdığım 'Ekber' karakteri; başka bir gezegende doğuyor ama sonra ailesi tarafından Türkiye'ye gönderiliyor. Hikaye de böyle başlıyor. Ailecek izlenebilecek bir film oldu. Neticede Türk sinemasında çığır açacak ya da Oscar beklediğimiz bir iş değil. Amacımız; insanları güldürmek.
torpil filan yok

 Arzu Hanım 'Zeynep' karakteri size nasıl teklif edildi?
ARZU BALKAN: Yapım şirketi önce Tamer'le konuşmuş ama o, ben istemem diye çok sıcak bakmamış. Sonra benden bir deneme çekimi istediler; ben de kabul ettim. Torpil falan yok, benden önce de 15 kişiyle görüşmüşler.

 Tamer Bey'in yönetmenliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
A.B.: Bu projede en çok bu durumdan çekinmiştim. Çünkü hem yönetmenlik yapacak, hem oynayacak. Ama tahminlerimden daha iyi oldu. Tamer'in setteki herkesle ilişkisi nasılsa, benimle de öyleydi. Sert çıkması gerekiyorsa, çıkıyordu. Ama Tamer; düşündüğümden daha sabırlı çıktı. Ben zaten onun gözüne çok inanıyorum, kendimi de ona teslim ettim. Bu arada çekimler sırasında babamı kaybettim. "İçim kan ağlayarak nasıl çekim yapacağım?" diyordum ama ekip bana çok destek oldu.

ONU GÖRÜNCE GÖZÜM DOLDU
 Filmde kızınız da rol alıyor. Zeyno'yu kamera karşısında görünce ne hissettiniz?
T.K.:Yönetmen koltuğundan ona bakarken gözlerim doldu. Üstelik çok da iyi iş çıkardı. Sete geldiğinde "Kameraya hiç bakma, kulağın bende olsun, ne söylersem yap" dedim. Bir-iki şey ezberlettim ve sorunsuz yaptı.

 'Süpertürk' Karadağlı ailesinin aile albümü gibi oldu sanırım...
T.K.: Aynen, aile albümü gibi oldu. Ben Zeyno'ya anlattığım masal kahramanlarının filmini çektim. Bundan daha mutlu edici ne olabilir ki? Zaten Zeyno'nun gözünde de ben de bir kahramanım.

 Boşanmış bir çift olarak dengeleri nasıl kuruyorsunuz? Hayatınızda başka birileri olursa, sorun olmaz mı?
T.K.: Arzu'nun bu dengeleri kurmadaki payı büyük! O ayrılığımızı silah olarak kullanmadı. Zeyno; anne ve babasının ayrı evlerde yaşadıklarını düşünüyor. İleride ne olacağını bilemem ama şimdilik böyle mutluyuz.
A.B.: Tamer'in hayatında biri olsa da sorun olmaz. Bu Tamer'in bileceği bir şey.

ÇOK BİLİYORSAN GEL SEN YÖNET!
 Tamer Bey ilk kez yönetmenlik yaptınız, nasıldı?
T.K.: Tüm ekibin sorumluluğunu üzerinize alıyorsunuz ama çok istediğim bir şeydi. Boyumuzun ölçüsünü alalım!
 Gelecek eleştirilere hazır mısınız?
T.K.: İsteyen,
istediğini söyleyebilir. Fantastik bir film bu; adam uçuyor zaten, ne kadar saçma olabilir ki? Benim gözümden böyle çıktı! Yönetmenliğime laf edenlere, "Çok biliyorsanız, gelin; siz çekin" diyeceğim.

ARZU AKILLI
 Mustafa Sandal 'sanat için sevişmeye' karşı olduğunu söylüyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
A.B.: Çok gerekli olmadığı sürece bu tarz sahnelerin olmasından yana değilim.

 Arzu Hanım size böyle bir teklif gelse kabul eder misiniz?
A.B.: Beni ikna etmeleri gerekiyor. Çünkü bu kolay bir karar değil.
T.K.: Benim bir şey söylemem söz konusu değil. Arzu çok akıllı, ne yapması gerektiğini bilen birisi...

 Tamer Bey'in gözünde aklı başında bir kadın imajınız var. İçinizden hiç çılgınlık yapmak geçmez mi? A.B.: Ben yanlışlar da, çılgınlıklar da yaparım. Ama Tamer beni iyi tanıdığı için böyle söylüyor. Kendisi de iyi bir baba ve en güvendiğim insandır.

 Tamer Bey'in sevmediğiniz yanı yok mu?
A.B.: Sevmediğim şeylerini sildim kafamdan sanırım.

 Arzu Hanım'ın sevmediğiniz bir tarafı var mı?
T.K.: Çok söylenir, sürekli mırıldanır.

KADINLARA ARTIK DAHA SAYGILIYIM!
 Kızınız doğduktan sonra hayatınızda neler değişti?
A.B.: Açıkcası benim her şeyim değişti; çok daha sabırlı, çok daha koruyucu oldum. Etik değerlere; geleneklere ve göreneklere daha çok önem vermeye başladım. Kızımın zarar görmemesi için algılarım açıldı. Bambaşka biri oldum yani.
T.K.: Kızım olduktan sonra kadınlara bakış açım çok değişti. Daha anlayışlı ve daha saygılı olmayı öğrendim. Ben nasıl kızıma o kadar dikkatle yaklaşıyorsam, her kadın da, babasının Zeyno'su. Bu zamana kadar yaşadıklarımdan çok ders aldım, kızım için bir daha aynı tuzağa düşmem!

BENİ KİM SE YIKAMAZ
 Kızınız Zeyno geçmişte yaşanan olayları öğrenirse ve sizinle konuşmak isterse, ona ne söylersiniz?
A.B.: Çocuklar interaktif bir ortamda büyüyorlar. Google'a girdiği zaman, her şey ortaya çıkıyor. Soruları olursa, elbette açıklama yaparım. Ona hayatın inişlerden ve çıkışlardan ibaret olduğunu anlatırım. Ben o dönem, kızımın üzerinden söylenen cümlelere kırıldım. Ama bugünkü bakış açımı da o günlerde yaşadıklarımla kazandım.

 Yaşanan her şeyde bir hayır vardır yani?
Aynen öyle; o dönem yaşanan olaylar beni o kadar olgunlaştırdı ki... Şu anda kimseye kırgınlığım yok, hırsım yok. Yaşandı ve bitti! Artık önüme bakmak istiyorum. Bu saatten sonra da kimse beni yıkamaz...

TAMER ÇOK ÇABA GÖSTERDİ!
 Geçmişte sıkıntılı günler yaşadınız, nasıl atlattınız?
A.B.: Çocuğum sağlıklı olduğu için, dostlarım olduğu için şükrettim. Kış varsa, yaz da var. Zamanla insan her şeyin üstesinden geliyor.

 Tamer Bey'i nasıl affettiniz peki?
A.B.: Tek taraflı değil bu! Tamer'den bu çabayı görmeseydim, üstesinden gelemezdik. Boşandıktan sonra kızından elini, eteğini çekmedi. Biz birlikte sinemaya gidiyoruz, yemek yiyoruz, dertleşiyoruz

BAŞAK ÇOKAN
sabah.com
                                                                                                                                           Alıntıdır....