21 Aralık 2012 Cuma

Film setlerinden ayakkabı boyacılığına


Yeşilçam'ın unutulmaz isimlerinden Cüneyt Arkın, Kadir İnanır, Türkan Şoray, Kemal Sunal gibi çok sayıda ünlüyle 104 filmde rol alan ve 152 filmde görevli olarak çalışan “Sındırgılı Nuri” lakaplı Nuri Balaban, yaklaşık 25 yıldır geçimini ayakkabı boyacılığıyla sağlıyor.

Çocuk yaşlarda “sinema” özlemiyle  İstanbul'a giden Nuri Balaban (65), uzun yıllar farklı film şirketlerinde  çalıştı, filmlerde oynadı. Birçok ünlü isimle kamera karşısına geçen,  Sındırgı'daki lakabı çocukluğundan kalma “Bali Nuri” olan Balaban, zaman zaman  da kamera arkasında hizmet verdi.

Yıllarını film platolarında geçiren, gençliğini sinemaya adayan  Yeşilçam'ın emektarı, “Sındırgılı Nuri”si yaklaşık 25 yıldır, memleketi  Sındıgır'da yaşıyor. “Bali Nuri” lakabının çocuk arkadaşları tarafından  soyadıyla ilişkilendirilerek takıldığını ifade eden Balaban, Yeşilçam'da ise  “Sındırgılı Nuri” olarak bilindiğini söyledi.

İlk sinema filminin, 1962'de çekilen Hazreti Süleyman ve Saba Melikesi  olduğunu anlatan Balaban, “Atilla Gürses'in oynadığı bu filmde set görevlisi  olarak çalıştım. O dönemlerde günlük yevmiye ile para kazanıyordum. Sonraları  figüran olarak filmlerde oynamaya başladım” dedi.

Bugüne kadar 256 sinema filminde emeğinin bulunduğunu ifade eden Balaban,  şunları kaydetti:

“Bunların 104'ünde rol aldım, diğerlerinde set görevlisi ya da amiri  olarak çalıştım. 23 yılda görev aldığım filmlerde, Hulusi Kentmen, Münir Özkul,  Yılmaz Güney, Ayhan Işık, Kadir İnanır, Türkan Şoray, Tarık Akan, Kemal Sunal,  Adile Naşit, Kemal Sunal, Cüneyt Arkın, Zeki Müren, Bülent Ersoy gibi adını  sayamadığım birçok ünlüyle çalıştım. Bunların çoğuyla aynı filmde kamera  karşısına geçtim. Tarkan, Malkoçoğlu, Battal Gazi, Kara Murat gibi filmlerde  'dazlak kafa' olarak kötü adam rollerinde çok dayak yedim. Halen filmlerimiz TV  kanallarında gösteriliyor. Özlemle, güzel anılarla filmlerimizi halen  seyrediyorum.”
       
"18 metreden atladım, kaburgalarım kırıldı”      
       
Filmlerde bazen gerçekten dayak da yediğini anlatan Balaban, “Cüneyt  Arkın ve Kadir İnanır, bazen gerçekten tokat ve yumruk atıyordu. Biz de  nasibimizi aldık. Battal Gazi filmini çekerken 18 metreden atladım, kaburgalarım  kırıldı. 35 gün hastanede yattım yine Yeşilçam'a koşarak gidip, figüran olarak  dayak yemeye, yükseklerden atlamaya devam ettim” dedi.

Bir filmde dublör olarak oynadığını ifade eden Balaban, “Filmde otomobil  4 takla attı. Direksiyonda ben vardım. O günden sonra direksiyon koltuğuna  oturmuş değilim. Çok etkilendim ve korktum” diye konuştu.
       
İtalya'da 4 filmde çalıştı
       
Balaban, 1980'lerin ilk yıllarında İtalya'ya gittiğini ve Roma film  piyasasında çalıştığını belirterek, İtalya'da çekilen 4 filmde set görevlisi  olarak görev yaptığını, bazı sirklerde çalıştığını, 8 aylık bir tecrübenin  ardından tekrar İstanbul'a döndüğünü anlattı.

Bir süre daha Yeşilçam'ın tozunu yuttuktan sonra memleketi Sındırgı'ya  döndüğünü vurgulayan Balaban, yaklaşık 25 yıldır ayakkabı boyacılığı yaparak  geçimini sağladığını söyledi.

İlçede boya, badana işleriyle de uğraştığını dile getiren Balaban,  “Kimseden şikayetçi değilim. Kimseye zararım dokunmaz. Eşimle kendi halimizde  yaşamımızı sürdürüyoruz. Kimseye muhtaç olmuyoruz. Ünlülere de kızmıyorum.  Onlarla çok çalıştım, bir kötülüklerini görmedim” dedi.

Balaban, bazı dizi film çekimleri için Sındırgı'ya gelindiğini, ekibe  yardım etmeye çalıştığını vurgulayarak, “Artık Türk filmlerinde kavga sahneleri  iyi çekilmiyor. Yeşilçam filmlerinde, bizim zamanımızda bir yumruk vursalar  camdan fırlardık. Kavgalarda camdan dışarı fırlamamızın yanında sandalye, masa  kırılıyordu. Şimdilerde kavga sahneleri biraz sahte. Daha gerçekçi çekilebilir  ancak yine de iyi film yapılıyor. Fazla eleştirmek bize göre değil” diye  konuştu.

Zafer Akpınar BALIKESİR (AA)
kaynak: hurriyet.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın