Bilinenin aksine kısa film ucuz olduğu için değil, derdini çok daha kısa sürede anlatabilmek için çekilir. Ve şunu çok iyi bilir sinemayla profesyonel olarak uğraşanlar, derdini kısa sürede anlatabilenler, uzun metrajda çok daha rahat anlatabilirler. Bu nedenledir ki, önemli birçok yönetmen mesleğe kısa film ile başlarlar. Ve hatta uzun metraj çektikten sonra dahi, dönem dönem tekrar kısa film çeken yönetmenler vardır.
Kısalık elbette göreceli bir kavram, 120 dakikanın uzun metraj için ortalama kabul edildiği bir sektörde kısa film süresi çok değişken olabiliyor. Ancak kısalığı tematik olarak kullanan müsabakalar ve festivaller de mevcut. Misal, 100 saniye gibi çok kısa sürede derdini anlatan filmlerin yarıştığı bir festival var. Ve bu sene birincisi bir Türk genci oldu. Sinema okulunda öğrenci olan genç sinemacı Miraç Tunç'un çektiği Nasip isimli film 120 rakip filmin arasından birinci seçildi.
100 saniye... Neredeyse bir buçuk dakika. Bu kadar kısa bir sürede anlatılabilen bir öykü, verilen bir mesaj...
Böyle, kestirmeden mevzua girmemin nedeni, son günlerde kısa filmler ile yatıp kalkmam. Fatih Üniversitesi'nin bu yıl beşincisini düzenlediği Kristal Klaket yarışmasında jüri üyesiyim. Yarışmaya 400'e yakın film başvurmuş ve bunlardan 37 film finale kalmış durumda.
Türk sineması için bu tür yarışmaların önemi büyük, zira hem genç kuşağı teşvik ediyor hem de, çok ciddi bir jenerasyon yetişmesine alan açıyor. Eğer bir ülke sinemasından bahsetmek istiyorsak ve bu sinemanın köklü ve üst düzey olmasını istiyorsak, kısa filmlere gereken önem verilmeli.
Bu anlamda çok umutlu olduğumu söyleyebilirim. Gerek devletin çeşitli kurumları, gerek üniversiteler, gerekse özel sektör kısa filmciliğe verdiği önemi her geçen gün daha da artırıyor. Şundan emin olabilirsiniz, yakın geleceğin büyük sinemacıları bu kısa filmci gençlerden çıkacaktır.
Başka ülke sinemalarına baktığımızda böyle olduğunu görüyoruz zira. Dünün ve bugünün önemli yönetmenlerinin hepsi bu yoldan geçerek şu an bulundukları noktaya ulaştılar.
Üstelik bugünkü genç sinemacıların çok önemli avantajları var. Sinema artık neredeyse tamamen dijital teknolojiye dönmüş durumda. Eskisi gibi negatif filmlerle çekim yapılmıyor artık. Eskiden bu iş zor ve masraflı bir işti. Film hammaddesini bulmak, çekmek, yıkamak, kurgu yapmak, pozitife basmak, gösterim cihazı temin etmek, ciddi ve para isteyen işlerdi.
Şimdi ise artık cep telefonlarıyla bile çekiliyor kısa filmler. Belki de cep telefonlarının en büyük yararı bu alana oldu. Nokia, iPhone, Samsung gibi markalar kendi yarışmalarını düzenliyorlar. Son dönemlerde bu kervana fotoğraf makinesi üreticileri de katıldı. Zira artık sadece fotoğraf çekilmiyor bu cihazlar ile son derece başarılı film çekimi de yapılabiliyor.
Yani, gençlerin artık, 'tesis yok, imkân yok' bahanesine sığınmaları mümkün değil. Elbette, bu kolaylık her şeyin çözüldüğü anlamına gelmiyor, şüphesiz iyi bir film yapabilmek için daha sağlıklı bir sektör oluşması şart. Lakin seleflerinin çektiği sıkıntıların hiçbirini çekmiyor genç kuşak sinemacılar.
Fatih Üniversitesi'nin yarışması Kristal Klaket'e dönecek olursak. Benim jürisi olduğum tür 'kurmaca'. 20 tane finalist film izledim. Elbette her kişinin sanata bakışı, dramayı algılayışı farklıdır, benim açımdan çok başarılı çalışmaları görmek sevindirici oldu. Kötü örneklerin, taklitlerin olması da doğal elbette. Ancak bu tür yarışmalarda bir tek yeteneğin bile keşfi, teşvik edilmesi, cesaretlendirilmesi bile yeterli benim için. Yarışma amacına ulaşmış olacaktır.
Kristal Klaket'in sonuçları 9 Nisan'da açıklanacak. Yurtdışında sinema eğitiminden para ödülüne kadar değişik mükâfatlandırma sistemi var bu yarışmanın. Bu tür yarışmaların sayısının artması, genç sinemacı sayısının artışını da beraberinde getirecektir. Ve göreceksiniz, kısa zaman sonra ülke sinemasında gözle görülür bir kalite yükselmesi yaşanacaktır.
Kısa filmciliği sağlıklı ve kaliteli olan bir ülkenin, uzun metrajı da üst düzey olacaktır, bundan eminim.
M. Nedim Hazar
n.hazar@zaman.com.tr
http://twitter.com/nedimhazar
kaynak: zaman.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Düşüncelerinizi bizimle paylaşın