2 Aralık 2011 Cuma

BELGESEL FİLMDE BİÇİM VE TEKNİK


Belgesel senaryosu, öykülü film senaryosunun uygulama aşamasına benzemektedir.  Konunun içinde toplumsal referanslar bulunur.

Oluşum ve süreklilik konusu, amaç ve konu ile yönetilmelidir.  Felsefi ifadeler bir yöntem olarak yapı ve uygulamada önemli bir rol oynamaktadır.  Eisenstein Ekim (Oktiabr) filmine  bu tarihsel özdek şeklinde yaklaşmıştır.  Yaşasın Meksika (Qua Viva Mexico!)  filminde de benzer çizgiler görülmektedir.  Diğer Rus yönetmenlerinin çalışmalarının çoğu, aynı diyalektik temele bağlıdır fakat onların çoğu, daha önce gördüğümüz gibi, karşıt kuvvetlerin buluşturulması ile oluşturulan sentez temsilinde başarısız olmuşlardır.  Olgu, insan oluşumunun ifade sorunu ile yakından ilgilidir.  Eisenstein’ın Ekim filmi kitlenin diyalektiğidir;  Pudovkin’in St. Petersburg’un Sonu filmi kitlelerin bireysel ifadesinin diyalektiğidir;  Dovçenko’nun Earth filmi ise doğal güçlerin diyalektiğidir.

Geçmişte film terimleriyle diyalektik yönteminin tamamen başarılı bir şekilde uygulanması örneği  bulunmamaktadır.  Ancak belgesel yöntem içinde bu konuda gelişim gözlenmektedir.  Belgesel yaklaşımda ortaya koyduğumuz tüm ilkeler, toplumsal ve ekonomik ilişkiler, belgeselde denetleyici kuvvetler olarak karşımıza çıkmaktadır.  Konuda ortaya konan fikirler çok ender olarak gerçekler kadar önemlidir.  Yalnızca Doğalcılar’ın romantik geleneğinde ve Kıtasal Gerçekçiler’in yüzeysel ritimlerinde özdekçiliğin yerini idealizm alabilmiştir.  “Özdek yaşamındaki üretim kodu,  yaşamın toplumsal, politik ve ruhsal karakterini göstermektedir.” diye yazar Marx.  Belgeselcinin  diyalektik oluşum konusunda kendisini çok iyi yetiştirmesi gerekmektedir.  Diyalektik anlamlandırma, yönetmenin üzerinde çalıştığı konu-özdek ile değil, onun zihinsel tutumu ile ilintilidir.

Yaygın olarak bilindiği gibi, diyalektik, bir felsefi mantıksallaştırma yöntemidir.  Daha önceki çözümlemelerde açıklandığı gibi, 1) Bir önerme, 2) Önermeden kaynaklanan bir karşıtlık, ve 3) Her ikisinin uzlaşması, söz konusudur.  Bunlar, 1) Tez (sav), 2) Antitez (karşısav) ve 3) Sentez (bileşim) olarak özetlenebilir.  Bütün diyalektik kuram, bu formül üzerine kurulmuştur.  Çağdaş düşünürler, bu yöntemin modasının geçtiği iddiasında bulunabilirler.  Ancak film alanında konu ve teknik oluşuma yaklaşım açısından, bu yönteme başvurmak olanaklıdır.  Diyalektik dram olarak bir çatışmadır ve filmin yapısını belirlemek zorundadır.  Yapım sırasında bu üç olgu tekrar tekrar ortaya çıkar:  Film şeridinin temel kompozisyonunda (çerçeve ve çerçeve, çekim ve çekim, vb. arasındaki çatışma), senfonik hareketin oluşturulmasında (karşılaştırmalı ritimler), sesin düşsel kullanımında (üçüncü fikri oluşturmak için aynı anda ifade edilen iki motif), sekansların yapısında ve kısaca bir bütün olarak filmin yapısında.

Diyalektik yaklaşım, belgeseldeki hareket çözümlemesini yönetir.  Ele alınan her işte, balıkçı ağlarının çekilmesinde, perçin yapılmasında, karşıt kuvvetler vardır.  İkinci kuvvet, birincisinden ortaya çıkar ve onların çarpışması sonucunda sentez sağlanır.  Belgeselci, özdeğin bu yorumlanmasını karakterine göre, şiirsel düşsel öğelere, dramatik gerilim ve senfonik harekete göre oluşturur.  Ve tek bir sekanstan bütüne yayılabilecek bir yöntem ortaya çıkar.

Üretimin varolan koşulları altında, bu ister propaganda, isterse kar amaçlı olsun, her ikisinde de, doğruların sade ifadeleri biçiminde, diyalektik bir temel üzerinde belgeselin gelişme olanağı vardır.  İzleyici, bu doğrultudan yola çıkarak kendi yargılarına ulaşacaktır.  Propagandacı bakış açısından bakıldığında, insanlar arasında, gerçekte varolduğundan daha fazla toplumsal ve politik bilinçlilik öngörülmektedir.  Ancak diyalektik yaklaşım, kesin yargıları olmayan bir durumdur ve yönetmen açısından, olumlu yargılarda bulunulmasını talep etmez.  Bu nedenle, bilinen propaganda eğiliminin dışına düşer.  Örneğin Wright’ın Batı Yerlileri ile ilgili filmlerinde, zencilerin çalışma koşulları, muz taşıyıcılarının Batılı yöntemlerinin bilimsel mekanikliği ile keskin bir rahatlık içinde verilmiştir.  Onun Seylan Türküsü filminde geleneksel yapı, dinsel törenler ve gündelik yaşantının yerini, Batı’nın ticari yöntemlerinin talepleri ile kesişme içinde yer almaktadır.  Her iki durumda da, tutum doğruların tarafsız olarak ortaya konması ile ifade edilir.

Aynı zamanda tüm kuramsal çalışmaların yazılı senaryoya etkide bulunması gerekir.  Böylece çekim aşamasında karşılaşılabilecek sorunlar azalacaktır.  Eisenstein, Odesa Basamakları’nı görene kadar, o ünlü sekansını çekmeyi düşünmemişti.  Belgeselci de senaryoya bağlı olmasının yanı sıra düşünce özgürlüğü içinde olmalı ve çalışmalarını esnek bir tutumla sürdürmelidir.  Karşısına çıkabilecek olanakları değerlendirmesini bilmelidir.

BELGESEL FİLM TÜRLERİ
Simten Gündeş Öngören belgesel filmlerin sınıflandırılmasında tarihsel gelişim ve içerik açısından iki ana ayrımlama yapmıştır.  Gerek tarihsel gelişim açısından gerekse içerik açısından propaganda unsuru taşıyan belgesel filmler II. Bölüm'de detaylı olarak incelenecektir.

A.Tarihsel Gelişim Açısından Belgesel Türleri
a)Keşif Yöntemli Belgesel Film Türü
Keşif yöntemli belgesel film türü ya da kimi sinema kuramcılarının sınıflandırmasına göre öykü belgeselinin ilk örneği olarak kabul edebileceğimiz ilk film Robert Flaherty’nin Nanook of the North (Kuzeyli Nanook) filmidir.
Flaherty bu filmde geçmişle gelecek arasındaki romantik ilişkiyi göstermiş, ilkel insanın, içinde yaşadığı doğal çevreyle savaşını, uzlaşmasını ve varlığını göstermesini konu edinmiş, gerçekte var olanı sağlıklı bir biçimde görüntülemiştir.
Keşif yöntemli film türünün temel özellikler şunlardır:
-           Gerçek insanların yaşantıları günlük doğal çevreleri içinde incelenmelidir.
-           Gerçek insanların davranışlarındaki doğallığı korumak, alıcının ilk çekimde elde edeceği çekimlerle sağlanır.
-           Değişik kültürleri keşfetmek amacıyla yapılacak filmlerde önce bu ülkelerle ve kültürleriyle ilgili yazılı kaynak araştırması yapılmalıdır.
-           Önceden ayrıntılı plan yapmaktan kaçınılmalıdır, çünkü çekim sırasında daha önceden tasarlanamayacak sahneler ortaya çıkabilir.
-           Belgesel film, yapımcının konuya karşı duyduğu aşırı ilgi sonucunda doğar.
-           Filmciler önceden gözlemleme sırasında değil, çekim ve kurgu esnasında oluşturulur..
-           Alıcı çok önemlidir.  Yönetmen kendi gözü yerine alıcıdan yararlanmalı, böylece kendi gözüyle göremediklerini görmek için her şeyi kaydetme yoluna gitmelidir.
-           Çekilen filmler birkaç kez izlenerek keşif yoluna gidilmeli ve gerçeğin yeni görüntüsü çıkartılmaya çalışılmalıdır.
-           Alıcının görevi görsel notlar almaktır.
-           Filmde önceden gözlem, sonra seçme, ya da önce gözlem sonra sanat yapılmalıdır.
-           Yönetmen, her şeyden önce alıcıdandır, bunun için her şeyi alıcısıyla görüntülediği anda film yapmaya çalışmalı, kurgudan çok alıcıyı kullanmalıdır.  
Bu yöntemle çekilen Flaherty filmlerinden bazıları şunlardır:  Man of Aran, Lousiana Story, The Land.

b)Sinema Göz
Belgesel filmin gelişiminde en önemli ve en büyük akımlardan biri 1917 Sovyet Devrimi sırasında ve hemen sonra Dziga Vertov tarafından güncel film karelerinin kurgulanmasıyla elde edilen haber filmlerinin ortaya çıkmasıdır.
Sinema-Göz kuramı çerçevesinde meydana getirilen filmlerden bazıları:  Habersiz Yakalanan Yaşantı (Vertov-Kaufman), Dünyanın Altıda Biri (Vertov), Alıcılı Adam (Vertov), Lenin’in Üç Şarkısı (Vertov)
Sinema-Göz kuramının bazı özellikleri şunlardır:
-           Başkalarının çektikleri görüntüleri kurgulayarak, Sinema-Göz’ü uygulamadan da film yapılabilir.
-           Sinema-Göz, yaşantıyı habersiz yakalamayı yadsıyabilir.  Buradaki seçimin ve pasifliğin yerine yaşantının bir parçası  olarak bazı tepkilerin oluşmasını sağlayarak etkin bir işlem görebilir.
-           Sinema-Göz her zaman belirli sahneye koyma uygulamalarını reddetmez.  Bu tür sahneye koymalar, trükajlar (hileler), kurgu ile elde edilen etkiler, Alıcılı Adam filminde yer almaktadır.
-           Yaşantıyı habersiz yakalamak, kurguya başvurmadan da olasıdır.  Eğer insanın 8-10 dakikasını bir belge olması açısından yine 8-10 dakika vermek gerekiyorsa öyle yapılır.
-           Sinema-Göz ile Radyo-Kulak birleştirilmesi, seslerin görüntülerle birlikte alınmasını ve onlara uymasını gerektirmeyebilir, duruma göre sesler görüntülerin dışında olabilir.
Vertov’un Sinema Göz Akımı’nın ve buna dayanarak gelişen belgesel türün genel özellikleri şunlardır:
-           Temel amaç uluslar arası bir dil oluşturmaktır.
-           Sinemanın objektifi hareketliliği ile insan gözünden de daha iyi kullanılarak her yerde, her şeye yönelebilir.
-           Çevrede olup bitenler tıpkı bir haber filmi gibi çoğunlukla önceden hazırlık yapılmaksızın ve içine yorum katılmaksızın çekilmelidir.
-           Bu yöntemde kurgu çok önemli bir unsur olduğu için belgeselin asıl görevi burada odaklanmaktadır; Sinema-Göz ile haber filmlerinin ayrımı da buradadır.
-           Filmin bütünlüğünü sağlamak amacıyla; tamamıyla nesnel bir biçimde çekilen film parçaları kurgu sırasında uygun bağlantılarla birleştirilmelidir.
-           Bu yöntem, alıcı ve diğer gereçlerin, donanımın sağladığı teknik olanakların özgürce kullanılmasını sağlamaktadır.

c)İngiliz Belge Okulu ve Grierson’un Belgesel Film Yaklaşımı
Flaherty’nin Industrial Britain ve Man of Aran gibi belgesellerinden ve Sovyet filmlerinden etkilenen, temel ilkelerini Grierson’un 1932 tarihli Küçük Manifesto’sundan alan İngiliz Belge Okulu, çalışmalarında filmlerini bir yandan propaganda amacıyla kullanırken diğer yandan sanatsal niteliklerini de başarıyla koruyabilmişlerdir.
İngiliz Belge Sineması’nın örneklerinden bazıları:  Balıkçı Tekneleri (Grierson), Seylan Türküsü (Grierson), Gece Postası (Grierson), Yükselen Gelgit (Rotha), Adolf Hitler’in Yaşamı (Rotha), Yemek Saati (Anstey), Köy Kente Gidiyor (Wright)
Bu okulun temel ilkeleri şöyle özetlenebilir:
-           Belgesel tüm gerçekliğiyle yaşanan sahneleri ve yaşam öyküsünü görüntülemelidir.
-           Gerçek dünya görüntülenirken doğal oyuncular ve doğal sahne bir yol gösterici olarak kullanılmalıdır.
-           Belgeselin gereçleri ve öyküleri de yaşamın içinden ve gerçek olurlarsa yaratıcılık ortaya çıkar.

d)Kent Gerçekçiliği
1920’li yıllarda yapımcıların yakın çevreleri ile ilgili gerçekleri görüntüleyip dramatik bir yapı içinde sunmaları biçiminde ortaya çıkan bu belgesel türünün başlıca temsilcileri;  Haws Richter, Water Ruthmann, Alberto Cavalcanti, Jean Vigo, Henry Storck ve Joris Ivens’tir.
Bu filmlerin en belirgin özelliklerinden biri uyandırdığı senfonik etkidir.  Ruthmann’ın Şehir Senfonileri akımının ilk örneği Berlin filmidir.  Buradaki “Senfonik sözcüğü kendini tanımlayarak Ruthmann’ın ritme ve biçime verdiği ilgiyi simgelemektedir.  Ruthmann bu filmde doğrudan insanla ilgilenmeden Berlin kenti yaşamından bir günü Eisenstein’in kurgu tekniğinden yararlanarak  sergiliyordu.
Bu türe örnek teşkil edebilecek filmlerden bazıları arasında Yalnızca Saatler (Cavalcanti), Nis Konusunda (Kaufman-Vigo), Köprü (Ivens)
Kent gerçekçiliği, kent senfonileri ya da senfonik belgesel filmlerin genel özellikleri şunlardır:
-           Bu tür belgesel filmler, şehir yaşantısı ve yakın çevreyle ilgili gerçek olayları tüm yönleriyle sergilemeye çalışırlar.
-           İnsan,  önem kazanarak canlı bir biçimde kişisel yönleriyle ele alınır.
-           Kurgu senfonik görüntüyü sağlamakta büyük yer tutar.

e)Yeni Gerçekçi Akım
II. Dünya Savaşı sırasında savaş filmleriyle birlikte yaygınlaşan ve örnekleri çoğalan bu türe ait yapımlar savaş sonrasında önemli ölçüde azalmıştır.
Yeni Gerçekçilik Akımı, Fransız doğalcılığı, Sovyet Toplumcu Sineması, İngiliz Belge Okulu’nun deneyimlerinden beslenerek sinemadaki tüm gerçekçi akımların savaş sonrası toplumsal sorunlara uygulanmasıyla ortaya çıkmıştır.
Türe kuramsal anlamda en büyük katkıyı Cesaere Zavattini yapmıştır.  Roberto Rosellini, Vittorio de Sica, Luchino Visconti, Antonioni ve Frederico Fellini Yeni Gerçekçilik Akımı’nın başlıca yönetmenleridir.
Yeni Gerçekçilik Akımı’na ait filmlerden bazıları:  Paisa (Rosellini), Kaldırım Çocukları (Sica), Bisiklet Hırsızları (Sica), Yer Sarsılıyor (Visconti)
Nasyonal Sosyalizm’in baskı yönetimindeki yaşam, savaşa direnme eğilimi, karaborsa, işsizlik, gecekondu ve güneydeki toprak sorunu gibi konular ele alınmıştır.  Türün temel özelliklerini maddeleştirirsek;
-           Toplumsal sorunlar önem kazanır
-           Bu sorunlar kendi doğal çevrelerinde insancıl ve dürüst bir biçimde ele alınmaya çalışılır
-           Çoğunlukla aktör olmayan kişiler kullanılır
-           Bu tür filmlerde oyuncu kendi yaşamını özgünce canlandırmalı, söyleşileri kendi içinden geldiği gibi yapmalıdır
-           Siyah-beyaz film kullanımı tercih edilir
-           Bu tür filmlerde sinema hileleri kullanılmamaya çalışılır
-           Yaşamın kendi doğal akışı dramatik yapıya uydurularak verilir
-           Anlatım filmin doğal akışı içinde yalındır.

f) Çağdaş Akımlar
1.Sinema Gerçek
Taşınabilir alıcı, canlı yayın ve eşlemeli seslendirmenin kullanıldığı bir çevirim yöntemi olarak karşımıza çıkan türün oluşumundaki temel faktör teknolojidir.  Oyuncu yerine gerçek insanlar kullanılmış, tabii mekanlarda, kimi zaman önceden tasarlanmış bir senaryonun olmadığı çekimler yapılmıştır.  Dış etki ve yönlendirmeden mümkün mertebe uzak kalınmıştır.
1922-1924 yılları arasında Dziga Vertov’un çevidiği bir dizi filmde türün ilk örnekleri verilmeye başlandı.  Vertov’un yöntemi 1960’larda ortaya çıkacak Sinema Verite’nin temelindeki düşünceleri hazırlamıştır.
Başlıca özellikleri:
-           Doğrudan davranışı sergilediğinden söyleşilere önem verir.
-           Oynama eylemine tümüyle karşıdır.  Bu yüzden gerçek kişiler doğal davranışlarını sergiler, yönetmen tarafından seçilmiş roller yapmazlar.
-           Taşınabilir araç-gerecin yardımıyla denetim dışı, o anda gerçekleşen olaylar filme alınır.
-           Film yapımcısı teknik zorluklarla karşılaşmamalıdır. Bu yüzden her türlü çekimi yapabileceği araç-gereçle donanmalıdır.
-           Alıcının görevi diğer sinema türlerinde olduğundan başkadır.  İnsan alıcıya değil, alıcı insana yönelir.
-           Tüm bu özgür ortam içinde film yapımcısı, bir muhabirin yerini alabilir.
-           Olayların gerçekliklerini yitirmemeleri için film yapımcısı ayrıca kurgucu görevini de üstlenmelidir.  Böylece kurgu sonrası elde edilen film, olayın kendisiyle karşıtlık göstermez.
-           Kurgulama bir yeniden oluşturma süreci olduğuna göre, her şeye rağmen kurgu sonrası film gerçekle kimi ayrılıklar gösterecektir.  Yine de film yapımcısı ön varsayım ve sınırlamalara gitmeden, olabildiğince objektif davranmalıdır.
-           Müzik ve anlatı gibi izleyiciyi belli bir noktaya yönlendirecek olgulardan kaçınılır.
Türün yönetmenleri:  Rouch, Franju ve Marker.

2.Özgür Sinema
Başlıca özellikleri:
-           Bağımsız, ufak çevirim takımlarının, taşınabilir alıcılarının ve ses aygıtlarının kullanılması,
-           Günlük yaşamın kendi doğal akışı içinde kaydedilmesi, bunu yaparken de çevirim koşullarının önemsiz sayılması.
Türe ait ilk örnek Anderson’un Düş Ülkesi filmidir.  Diğer bazı örnekler: Birlikte (Lorenzo Mazzetti), Annem İzin Vermez (Reisz-Tony Richardson).

3.Dolaysız Sinema
Önceden tasarlanıp hazırlanmış öykü, stüdyo tekniği ve tanınmış oyuncu kullanımı yerine, gerçek öyküyü içeren, taşınabilir araç gereçle görüntülenebilen ve toplumsal belge biçiminde kurgulanan filmlerle, herkesin görebileceği bir yaşamdan parçalar sunuldu.
Özellikleri:
-           Güncel olayları kaydederken profesyonel tekniğin kullanılmasına izin verilmez. Önemli olan olayın gerçekleştiği andaki görüntüsünün ve sesinin kaydedilmesidir.
-           Olayın anında kaydedilmesi gerekliliği alıcı hareketlerinde ve ışık kullanımında düzensizliğe neden olmaktadır.
-           Çalışmanın büyük bir kısmı doğaçlama yapıldığından önceden tasarlanıp düzenlenmiş bir öykü, yani senaryo bulunmamaktadır.
-           Yönetmen ve alıcı yönetmenleri aynı kişilerdir.
-           Kurgu gerçek anlamında çok az kullanılır.  Yönetmen kurguyu çevirim sırasında oluşturmaya çalışır.

g)Propaganda Amaçlı Belgesel Filmler
1.Propaganda Amaçlı Tarihi Belgesel Filmler
Vertov’un etkisiyle Rus devriminden sonra propaganda amaçlı tarihi filmler, yeniden düzenleme yöntemiyle belgesel filmler içinde yeni bir  tür oluşturdu.
Devrimden sonra eksik film stoku ve araç-gereçle çalışmak zorunda kalan belgeselciler özellikle kurgu alanında yeni yöntemler bularak bu türü geliştirdiler.
Bu türün başlıca yönetmenleri: Vsevolod Pudovkin, Sergei Mihailoviç Eisenstein ve Lev Kuleshov’dur.

2.Savaş Belgeselleri
Savaş belgesellerinin genel amaçları üç madde altında toplanabilir:
-           Silahlı kuvvetler için eğitim ve moral verici film yapımı,
-           Savaş sırasında toplumun moralini yüksek tutmak ve ilerleyen savaşla ilgili olarak toplumu bilgilendirmek,
-           Bir ülkeyi diğer ülkelerin çabalarından haberdar ederek, savaşın kazanılmasına yönelik hareketi cesaretlendirmek.
Bu türün en çarpıcı ilk örnekleri, 1933 yılında Alman Propaganda Bakanı Goebbels’in çabalarıyla oluşturulan propaganda amaçlı belgesellerdir.
Hitler’in ideolojisine uygun bir yapının oluşturulmasında temel taşlardan biri şüphesiz Leni Riefenstahl’in “Azmin Zaferi” isimli filmidir.
Leni Riefenstahl, Azmin Zaferi’nden sonra 1936 yılında Olympia filmini çekti.  1936 Olimpiyatları’na ait coşkulu fon üzerinde Nazi ruhunun işlendiği film, görkemli görüntüler ve etkili bir kurguya sahipti.

B. Biçim ve İçerik Açısından Belgesel Türleri
Simten Gündeş Öngören’in biçim ve içerik bakımından yapmış olduğu sınırlandırmaya dahil olmayan Arkeoloji Belgeseli, Yaratıcı Çalışmaları Konu Alan Belgesel ve Spor Belgeseli bu çalışmada ayrı türler olarak incelenmiştir.

a) Gezi Belgeseli
Güncel olayların geçtiği veya genellikle dünya üzerindeki fazla bilinmeyen bölgelerin tanıtımını yapan filmler gezi belgeselidir.  Bahsi geçen bölgenin tam anlamıyla belgelenmesi ilkesine dayanır.  Bu nedenle konunun derinlemesine araştırılması ve göstermek yerine ne olduğunu anlatmak ilkesinin uygulanması gerekir.
Belgelerde yer alan unsurların anlatılması yerine ekibin bu bölgede yaşaması, gezmesi ve görmesi, değişik zamanlarda o bölgede bulunması ve belgelemesi gerekir.  Bu sayede zaman kavramını anlatmak ve değişik zamanlarda o bölgenin değişiminin gösterilmesi sağlanabilir.  Örnek olarak Bodrum ilçesinin belgeselinde, sadece kış mevsiminin işlenmesi o bölgeyi yanlış veya eksik tanıtmak demektir.
Tanıtım, bilgi vermek ve olayları yansıtmak amacıyla yapılırlar.  Tanıtılacak bölgenin en belirgin özellikleri vurgulanır.  Görüntü elemanlarına yardımcı olmak ve bir boyut kazandırmak amacıyla oyuncu öğesi kullanılabilir.  Bölgenin görüntülenmesi, ses ve doğru renk unsurları önemlidir.
            Günümüzde bu türde yapılan bazı belgesellerle ilgili olarak kişisel bir eleştiri de eklemek gerekirse; bana göre çekim ekibinin gereğinden fazla belgeselde yer almasına oldukça müsait yapımlar olduğunu söyleyebilirim.

b) Toplumsal Belgeseller
Toplum yaşamı ve geleceğiyle ilgili sorunları tam bir sorumluluk bilinci içinde, yorum yapmadan ortaya koyan belgesel film türüdür.  Toplumsal davranışların, eylemlerin ardındaki gerçekleri yasal sınırlar içerisinde araştırarak, bu araştırmaların sonuçlarını belgelerle anlatma şeklidir.
Yüzeysel veya bölgesel tepkiler konu olarak işlenirken, sanki bizim de veya sizin de başınıza gelebilir şeklinde düşsel bir etki katılabilir.  Karşılaştırma yapılabilir.
Toplumsal belgesel filmler insan ilişkilerindeki yüzeysel reaksiyonları ve büyüleyici görüşleri ilgi alanı dahiline almaktadır.

c) Araştırma Belgeselleri
Araştırmanın konusunu, araştırmacının ilgilendiği konuyu film aracılığıyla açık seçik bir yaklaşımla sergilemeye çalıştığı, sanatsal yönü önem taşımayan, yalın ve dolaysız belgesel film türüdür.
Bu belgesel film türünün en önde gelen özellikleri kurgunun kullanılması, renkli çekimin önem kazanması, yavaşlatılmış ve hızlandırılmış devinimlerin kullanılması ve alıcıyla elde edilecek görüntünün anlaşılır olmasıdır.
Toplumsal devinim hayallerinin ardındaki gerçeklere ışık tutan araştırma belgeselleri, belli bir örgütün, bir grubun, bir kesimin bir gerçeği ayrı bir yapıda sunması kuşkusundan da yola çıkarak, bu kuşkuları kanıtlamaya çalışabilir.
Belgesel filmin, pek sanat değeri taşımayan araştırma belgesi türünde aşağıdaki iki noktanın dikkate alınması gerekir:
1. Araştırma belgesellerinde görüntünün anlaşılır olması için alıcının araştırmayı en iyi biçimde yansıtacak bir noktaya ya da mekana yerleştirilmesi gerekmektedir.
2. Araştırma belgesellerinin kimilerinde konuyu ayrıntılarıyla saptamak, kaydetmek amacıyla mikroskop, teleskop, röntgen ve diğer teknik araç ve gereçler alıcıyla birlikte kullanılır.  Film bilgisayar animasyonlarıyla desteklenebilir.
Bu tür belgesellerde önce konu tanıtılıp kavramlar tanımlanır.  Daha sonra sırasıyla tüm yeni bilgiler işlenerek ortaya konulur.


d) Bilimsel Belgesel
Genellikle bilimsel araştırma ve bulguların sonuçlarını önceden tasarlanmış bir biçimde örneklendirerek anlaşılması kolay bir durumda ortaya koyan belgesel türüdür.
Kurgu ve kurgu yardımıyla açıklamanın önem kazanması, istenildiğinde çizgi ve canlandırmanın da kullanılabilmesi ve bazılarının sanat niteliği taşıması gibi özellikleri bulunan bilimsel belgeseller zaman zaman da eğitici nitelik taşırlar.  Açıklık ve bilgilendirme özelliği taşıyan bu belgesellerde belgeselcinin öğrenme ortamı yaratmak gibi bir sorumluluğu da bulunmaktadır.
Okul içi ve okul dışı eğitime yardımcı ders gereci işlevi de gördürülen ve bundan ötürü öğretici film adı altında bilinen bu tür filmlerde;
1.         Eğitimin ilkelerine uyularak yaş ve bilgi düzeyi önceden belirlenen ve bilinen izleyiciye uygun bir biçimde hazırlanır.
2.         Araştırma filmlerinin birçok özelliklerini kendinde taşır.
3.         İzleyicinin ilgisini çekmesi ve dikkatini canlı tutması gerekir.
4.         Açıklamalar görüntüler kadar önemlidir.

e) Haber Belgeseli
Haber niteliğindeki bir olayın, sade ve olayın gelişim safhalarının değiştirilmeden direk verildiği belgesellerdir.  Günlük olaylardan kaynaklanan belgelerin derlenerek derinlemesine bahsi geçen konunun araştırılması ve ilgili belgelerin kaynak olarak ispatlanmasından yola çıkılarak hazırlanır.  Sonuç seyirciye bırakılır, yorum yapılamaz.  Geleceğe yönelik varsayımlara da dikkat edilerek hazırlanır.
Gerçeklerin gizlemeden objektif bir bakış açısıyla gözler önüne serildiği belgesel türüdür.
Haber belgeselinin bir amacı da toplumu oluşturan bireyler arasında sosyal bağların güçlenmesi ve bozulan bağların yeniden kurulmasıdır.  Haber belgeseli güncel olayları en kısa zaman ve yoldan anlatan iletişim aracıdır.
Haber belgeselinin etkisi, kullanılan gerçek belgelerle orantılıdır.  Eğitici bir amaç da içeren haber belgeseli, zekaya seslenir.  Belki bu nedenden insanları yönlendiren tüm görüşleri ortaya koymak gerekir.
Haber belgeselinde karşı görüşler de ayrıntılı bir biçimde yer almalıdır.
Genelde teknik kalite ve sanatsal yorumlar aranmaz.  Bahsi geçen yerin veya kişinin tanınır olması, bilgi vermesi ve belge içermesi haber belgeselinde kullanılması için yeterlidir.

f) Tarih Belgeseli
Tarih belgeselinde tarih içerisindeki gerçeklerin doğruluğu ve anlamı önem kazanmaktadır.  Tarih belgesel filmlerinin amacı, tarihi gerçekleri doğruya uygun bir biçimde yansıtarak değişik toplumların dününü aydınlatarak bugün ve gelecek için alınması gereken kimi önlemlerle ilgili birtakım sonuçlar çıkarmaktadır.

g) Propaganda Belgeseli
Birey ya da toplulukların belli bir görüş ya da amaç doğrultusunda etkilenebilecekleri biçimde bilgilendirilmesi olarak niteleyebileceğimiz propaganda zamanla belgesel sinemanın temel amaçlarından biri olmuştur.
Genel olarak tanıtma, bilgilendirme, eğitim ve amaçlanan doğrultuda etkileme niteliklerini içeren propaganda belgeselleri, geçmişte de görüldüğü gibi günümüzde de belgesellerin önemli bir türü olmaktadır.
II. Dünya Savaşı ile büyük bir patlama yapan propaganda belgesel filmleri önceleri eğitim amacıyla kullanılırken daha sonraları içine hile ve saptırmaların katılmasıyla belgesel niteliğini kaybederek yozlaşmıştır.  Özellikle televizyon alıcısı ve teypleriyle istendiğinde gerçeği değiştirebilme yoluna gidilebildiği için bu tür filmler aracılığıyla değişik hileler kullanılarak oluşturulmaya çalışılan gerçek dışı gerçekler zamanla değerini yitirmiştir.
II. Dünya Savaşı’yla birlikte o zamana kadar görülmeyen bir biçimde yaygınlaşan propaganda belgeselleri genellikle;  silahlı kuvvetlere eğitici ve moral verici, halkın moralini pekiştirici ve savaşın ilerlemesi konusunda halkı bilgilendirmeyi,  hedeflere ulaşmak için bir kesimi cesaretlendirmeyi ve diğerlerinin de çabalarını haber vermeyi amaçlayan belgesel film türüdür.


h) Derleme Belgesel
Önceden yaşanmış olaylarla ilgili elde bulunan belge ve filmlerin kurgu yardımıyla yeniden düzenlenerek değişik bir anlayış içerisinde sunulmasıyla ortaya çıkan belgesel film türüdür.
Önceden çekilmiş belge filmlerinin ve kurgunun önem kazandığı derleme belgeselleri, belgesel filmcilerin kendi yaşadığı çağdan daha eski olayları, konu ve sorunları izleyicilere kendi anlayışıyla iletmek amacıyla ortaya çıkar.
Belgeselci işlemek istediği konu, sorun ve olayla ilgili daha önce çevrilmiş belgesel türdeki filmleri araştırıp, inceleyip ayırarak,seçtiği parçaları yeni bir bütün oluşturmak üzere bir araya getirir.
Çalışma alanı sınırlı olup belgeselci, ancak daha önce ortaya çıkmış gereçleri ve malzemeleri yeni bir anlayışla kullanarak istediklerini izleyiciye anlatmak zorundadır.
Belgeselci bu gereçleri istediğini anlatmak amacıyla kullanmak için kurgunun tüm olanaklarından yararlanır.
Derleme belgesel türüne birleştirilmiş belgesel ismi de verilir.

i) Arkeoloji Belgeseli
Bilimsel araştırma belgeseli konusuna giren ve arkeoloji konusu ele alan belgesel türüdür.  Günümüzde yaşamayan bir kültürden veya nesli tükenmiş bir canlıdan arta kalan belgelerden yararlanılarak, bilimsel araştırma belgeselinin kullandığı metotlara dayanarak hazırlanır.  Gerektiğinde animasyonlar kullanılır.
Arkeoloji belgesellerinin ayrı bir dal olarak ele alınmasının nedeni, dünya belgeselcileri tarafından böyle bir belgesel türünün benimsenmesinden kaynaklanmaktadır.

j) Yaratıcı Çalışmaları Konu Alan Belgeseller
Bu tür belgeseller çoğunlukla sanatsal etkinlikleri kapsayan yaratma süreçlerini ele alırlar.  Bu sözgelimi bir heykelin yapımı olabilir:  Burada yaratıcının malzeme seçiminden başlanarak, ürünü tasarlaması ve ortaya koyması süreci  takip edilir ve hikaye heykelin bir sergideki yerini alması ile noktalanabilir.  Bu tür belgesele örnek olarak Süha Arın’ın “Hüseyin Anka ile Sinan’ı Yeniden Yorumlamak” adlı çalışması verilebilir. İlginç bir çalışma da Michael Jackson’un “Thriller” parçası için hazırlanan video klipin yapım sürecini ele alan “The Making of Thriller” adlı belgeselidir.
         
k) Spor Belgeseli
Bir spor dalının belgelere dayanan tarihsel gelişimini konu alan filmlere spor belgeseli denebilir.  Bu belgesel türünde amaç spor dalının tanıtımını yaparken, kuralları, çeşitleri ve turnuvaların özellikleri hakkında bilgi vermeye kadar geniş bir yelpazeyi konu alır.
Bir sporcunun biyografisi spor belgeseli sayılmasa da, sporcunun bir turnuvaya hazırlık safhaları ve turnuva görüntüleri veya sporcu hakkında belgeler, röportajlar spor belgeselinin konusudur.
Dünyada yapılan olimpiyat, dünya şampiyonaları, turnuvaların baştan sona veya tarihsel gelişimini, hikayesini anlatan ve gerek belgelere, eski röportajlara dayanan, gerekse turnuva sonrası düşüncelerin yer aldığı röportajlara ve belgelere dayanan belgesel türüdür.


belgeselokulu.tr.gg
                                                                                                                                              Alıntıdır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın