Aşağılanmak, kimileri için zevktir
Aşağılanmaktan zevk alıp cinsel tatmin yaşayanların, kendi dünyalarında hangi duygu fırtınalarıyla boğuşmak zorunda olduklarını düşündünüz mü hiç? Ya da delilikle bastırılmış arzuların ilişkisini? Öyleyse, sıra dışı insanların düşünülse bile gözlemlenmeden anlaşılamayacak bu çelişkiler dünyasına cesur bir yaklaşım olan TEHLİKELİ İLİŞKİ filmindeki ‘iç ses’e kulak vermekte fayda var!
Zürih’teki bir akıl sağlığı kliniğinde başlayan öyküde 1904 yılından İkinci Dünya Savaşı sonrasına uzanan bir süreç işlenmekte. Küçük yaştan itibaren babasından dayak yiyen ve dayak sonrası el öpmek zorunda olan bir kadının histeri kriz durumunun gözlendiği sahnelerin devamında gelişen psikolojik analizler ve sapkın bir ilişki…
John Kerr’in1994 tarihli eseri ‘A Most Dangerous Method’dan uyarlanan TEHLİKELİ İLİŞKİ, yönetmenliğin ve oyunculuğun görkemli yansımasıyla karşımızda. Sinemanın Kafka’sı David Cronenberg’in huzursuzluk veren anlatım tarzına yakışır bir film olan TEHLİKELİ İLİŞKİ, insan bedeni ve ruhuyla bilimi birleştiren bir yapım. Yönetmenin diğer filmlerindeki gibi bu da, finalin ardından ‘düşündürme’ odaklı! ‘Şiddetin Tarihçesi’ filmindeki insan bedeninin şiddetle bütünleşme olgusuyla ‘M. Butterfly’daki marjinal aşkın değişik bir boyutunu harmanlayan Cronenberg, ortaya çıkardığı yeni yaklaşımını sükunetle birleştirip seyirciye durağan ama bir o kadar da derin analizlerle dolu bir öykü sunmakta.
Sigmund Freud ve Carl Gustav Jung'un psikanaliz konusundaki fikirlerini karşılaştıran ve uzun konuşmalarla seyirciye yansıtan TEHLİKELİ İLİŞKİ, deneysel tedavinin ve Freud’un sorgulandığı bir süreç. Her bozukluğun altında cinselliğin yattığı tezini savunan çok çocuklu Freud’un yer yer ahlak timsali gibi resmedilmesi abartısıyla göze batan yapımda, Gustav Jung da mazbut yaşamını önüne çıkan ilk fırsatta yıkan ve hastasıyla aynı çizgiye gelen bir kişilik olarak yansıtılmakta. Sabina Spielrein ise kendisini tedavi eden Gustav Jung sayesinde, aşağılanmayla ulaştığı cinsel doyumun suç olmadığını kabullenip ruhunu ve isteklerini özgürleştiren bir kadın. Daha sonra kendisi de çocukların ruhsal durumlarını tedavi eden bir psikanaliste dönüşen Sabina Spielrein’i canlandıran Keira Knightley'in oyunculuğu gerçekten takdire değer. Yer yer yüz ifadelerinde aşırıya kaçsa bile rolünün hakkını fazlasıyla vermekte.
Sapkınlığın iç sesini ‘melek’ olarak gösterip Almanca konuşturarak göndermede bulunan ve modern psikanalistlerin genelde Yahudi olduğunu vurgulayan ve araya Nazilerin soykırımını sıkıştıran öykü, Yahudi kökenli bilim adamlarına övgü mahiyetinde… Bu yüceltişle paralel doğrultudaki anlatım, ‘diğer’lerinin tutuculuğunu ve Freud’un tezlerine karşı çıkışlarındaki zavallılığı, ince ayrıntılarla saptamayı da ihmal etmiyor. Bunun için seçilen kurbansa, Gustav Jung! Yine Yahudi kökenli olan Sabina Spielrein ile Freud’u aynı çizgide buluşturan ve Gustav Jung’ı doğaüstü algılamalara inanan bir zavallı olarak gösteren senaryoda ‘psikolojiksorunlar’ve ‘tedavi’iç içe geçmiş durumda. Bu anlamda, normalle anormal kavramlarını yoruma açık bırakan bir film, TEHLİKELİ İLİŞKİ!
Anibal Güleroğlu http://www.sinematur.com
Milliyet.com.tr
Alıntıdır....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Düşüncelerinizi bizimle paylaşın