‘Harry Potter’, ‘Maymunlar Cehennemi’, ‘Transformers’, ‘X-Men’, ‘Hangover’, ‘Kung Fu Panda’ ve ‘Kolpaçino’ serilerinin son filmleri bir bir raflara giriyor. Tabi 15 ay önce dünya prömiyerinde izleyip kaleme aldığım, Türkiye’de vizyon şansı bulamayan bilimkurgu başyapıtı “Bunraku”nun yeni çıkan DVD’sini unutmayalım! Adeta sinefillere verilmiş bir hediye!
Yaz sezonunu ‘seri üretim’ çılgınlığıyla geçirdikten sonra kasım ve aralık ayları içinde o filmlerin ev videosuna girdiği görülebiliyor. Bu da gayet normal bir süreç. Sinema sektörünün kalkınırken dallarını ayakta tutması için ‘şart bir yol’ diyebiliriz. Zira üç aylık zaman diliminde ‘orijinal’ bir filmin öne çıktığını pek hatırlamıyoruz, stüdyolar nazarında. Bu doğrultuda da ‘Harry Potter’, ‘X-Men’, ‘Maymunlar Cehennemi’, ‘Transformers’, ‘Hangover’ ve ‘Kung Fu Panda’ serilerinin son halkaları sevenlerini DVD raflarında bekliyor.
Harry Potter şanına yaraşır sete sonunda kavuştu
Üstelik ‘Transformers’, ‘Kung Fu Panda’ ve ‘Hangover’ dışındakilerin tamamı da iki diskli versiyonlarıyla. Ancak tek bir fark var o da ‘Harry Potter’ın 16 disklik koleksiyonculara uygun bir ürün bulup bu ‘box set’ sayesinde ilk kez hayranlarını doyuracak olması. Son filmin devamında böylesi bir rahatlama yaşayabilirsiniz. Aynı zamanda bu mevcut set sayesinde yedinci filmin iki halkasını ard arda izleme şansınız da var.
Aslında sinemada artık ‘önbölüm’ modası ışığında ürünler verileceğinden bu toplamın içinde “X-Men: Birinci Sınıf”ın (“X-Men: First Class”, 2011) en kayda değer ve özgünü olduğunu eklemek şart. “Maymunlar Cehennemi: Başlangıç”ın (“Rise of the Apes”, 2011) ise fazlasıyla ‘arada kalmış bölüm’ duruşunu doldurduğunu görebiliyoruz. Projenin ağırlığını kaldırabilecek bir yönetmen sıkıntısı çektiği tartışmasız.
‘Yüzüklerin Efendisi’nin ekmeğinden yiyenler
Doğrusunu söylemek gerekirse ‘Harry Potter’ serisinin David Yates önderliğinde 10 senedir aynı sıkıntıyı belli aralarla açığa çıkardığı görülebiliyor. Ancak örneğin ‘Transformers’ın üç filmi de Michael Bay etiketiyle aynı kaliteyi aratmıyor. ‘Hangover’ için de benzer şeyler söylenebilir.
Ancak öyle ya da böyle, iyi yönetmen seç, memur yönetmen seç farketmiyor. Bu serilerin tamamı parayı cebine koyup yoluna emin adımlarla devam ediyor. Sırrı biraz fikir, metin ya da edebiyat eserinde yatıyor. Daha çok da ‘Yüzüklerin Efendisi’ (‘Lord of the Rings’) sonrası fantastiğin öne çıkıp tarihi-epik, macera ve aksiyonun 2000’ler şubesi olmasında elbette...
Kadın yönetmenler atakta mı?
Etraftaki Türk filmleri hakkında da birkaç kelam edelim hazır onların da DVD’leri çıkmışken. Kadın yönetmenler imzalı “Off Karadeniz” (2011), “Benim ve Roz’un Sonbaharı” (2009) ile “Bir Avuç Deniz”’in (2011) aslında son ikisi kayda değer işler. Ancak ilkinin ‘hikaye anlatma’, ‘film grameri’, ‘oyunculuk’, ‘senaryo’ gibi yedinci sanatın ana yetilerinden uzak, en fazla uzamış dizi mantığıyla ilerlediği kesin.
Handan Öztürk imzalı ikincisindeki ‘ilk yönetmenlik’in ise “Milano’da Mucize” (“Miracolo a Milano”, 1951) kıvamında masalsı bir sosyal gerçekçi öykü sunduğu görülebiliyor. El emeği göz nuru efektleriyle samimiyet de aşılayan filmin bu konuda işlev vermek isteyen birçok eserden (Bkz. “Ulak”, “Prensesin Uykusu”) yetkin olduğu şüphesiz.
Aynen “Bir Avuç Deniz”in yasak ilişki filmi alanında yaptıkları için de benzer şeyler söylenebilir. Bir cesaretle üreyen, burjuvaziyle ilgili keskin söylemleri olan bu eserin ‘gerilim’ ve ‘diyalog’ noktalarında dalga geçilirlik aşılasa da amacı konusunda ‘tutarlılık’ barındırdığı kesin.
Dünya prömiyerinde izleyip yazdıktan 15 ay sonra raflarda!
“Kolpaçino: Bomba” ise dolandırıculık filmi alanında sadece bir prodüksiyon kalitesi sunuyor. Serileşme yetisinde ise yeni karakter ve espriler ile yoluna emin adımlarla devam ediyor kabul edelim. Yukarıdaki serilerden sonra bunu ve Şafak Sezer’li kadroyu incelemek ilginç bir deneyim olabilir.
En son cümlemizi DVD’si yeni çıkan bilimkurgu başyapıtı “Bunraku”ya (2010) ayırmak elbette çok önemli. Zira kanımca tür alanında son 10 yılın en iyilerinden olan eseri 35. Toronto Film Festivali’nde izleyip yaklaşık 15 ay önce kaleme almıştım. ‘Metropolis’ten beri beklenen devrim’ başlıklı yazı için TIKLAYIN...
Kerem Akça’nın Önerdiği 15 DVD:
1-Teksas Katliamı (The Texas Chainsaw Massacre)
2-Bunraku
3-Ölümsüz (Z)
4-Rossellini Koleksiyoncu Set
5-Hanna
6-Çığlık 4 (Scream 4)
7-Fırtına (The Tempest)
8-The Molly Maguires
9-Şeytanı Gördüm (I Saw the Devil)
10-Tutku Suçları (Crimes of Passion)
11-Benim Adım Juani (Yo soy la Juani)
12-Frozen
13-X-Men: Birinci Sınıf
14-Londra Bulvarı
15-Transformers: Ay’ın Karanlık Yüzü
Kerem Akça
keremakca@haberturk.com
Habertürk.com
Alıntıdır....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Düşüncelerinizi bizimle paylaşın