Pages

4 Aralık 2011 Pazar

Topkapı filmi niye Prag’da çekilsin?


Truva filmi Türkiye’deki bürokratik hantallık yüzünden Çanakkale’deki Troya antik kentinde değil de Meksika’da çekildi. Troya’da güneş batıda deniz üzerinde batarken, filmde Meksika’nın doğuya bakan sahillerinde toprağın üzerinde batıyordu.

Bu gidişle başka filmlerin güneşleri de yanlış yönden batacak. Amerikan film şirketi MGM yeni çekilecek Topkapı filmini İstanbul yerine Prag’da çekmeye hazırlanıyor. Çek Cumhuriyeti Topkapı Sarayı’nın bir benzerini inşa etmek için hazır, yeter ki film onların ülkesine gelsin.

Ama hálá bir şansımız var. Hollywood filmlerinin afiş tasarımcısı Emrah Yücel’in kurucusu ve başkanı olduğu Türk Film Konseyi bu iş için canla başla çalışıyor. Los Angeles merkezli konsey, 25 üyeli bir sivil toplum kuruluşu. Yücel’in ofisinde iki oda ve iki personelle işleri yürütüyor. Konsey, bu yıl dünyadaki tüm film konseylerinin üye olduğu Uluslararası Film Komisyonları Derneği’nin (AFCI) düzenlediği, ülkelerin film çekim mekanlarnı tanıttığı Lokasyon Fuarı’na katıldı; başarılı sunumuyla ikincilik ödülü aldı. "Gönül Yarası" ve "Dondurmam Gaymak" filmlerinin Los Angeles tanıtımları için çalıştı.

En önemlisi, Türkiye’yi mekan olarak kullanacak filmlere vergi teşviki öngören bir yasa tasarısı hazırladı. Yasa şu anda Meclis’te bekliyor. Bu arada konsey, Türkiye’de çekilebilecek birkaç önemli filmi kaçırmamak için çabalıyor. Emrah Yücel, bize konseyin kuruluş hikayesini anlattı.

KITE RUNNER FİLMİ AFGANİSTAN’A GİDİNCE BİR ŞEY YAPMAK GEREKTİĞİNİ ANLADIM

ABD’nin önemli film şirketlerinden Dreamworks’ten bir arkadaşım "Kite Runner" filmine yer bakmak için Türkiye’ye gittiklerinde nerede kalacaklarını sordu. Döndüklerinde ise Türkiye’de şelale olmadığı için Afganistan’da karar kıldıklarını söyledi. Türkiye’de şelale bulunamaması mümkün müdür? İnsan saçını başını yolmak istiyor ama sorunun özü muhatap eksikliği. 2005’te Türk Film Konseyi kurulana kadar Hollywood gibi bir merkezde, Türkiye’nin sinema sektörü ile ilgili hiçbir muhatabı yoktu. Bir diğer sebep ise; aynı yıllarda pazarlama görselleri üzerinde çalıştığım Nicole Kidman’ın oynadığı "Soğuk Dağ" filminin Romanya’yla hiç bağlantısı olmamasına rağmen Romanya’da çekilmesiydi. Yeni Zelanda, Romanya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Fas’ın bile Los Angeles’ta film konseyi var. Benim ülkemin bunlardan ne eksiği var? Sadece örgütlenme ve yaratıcı düşünme eksik. Amacımız Türkiye’yi yabancı film yapımcıları tarafından kullanılan bir platform haline getirerek sinemayı geliştirmek, ülkemizin kültürel alanda tanınmasını sağlamak; çünkü şu andaki tek tanınırlığımız -ne yazık ki- "Geceyarısı Ekspresi" ile! Bu kaygılarımı Türkiye’deki sinemacı arkadaşlarım ile paylaştım. Karakter olarak da girişimci bir yapım olduğu için bu sivil toplum örgütünün ilk adımlarını attım. Çoğu kişiden "Boşuna paranı harcama, Türklerle iş yapılmaz!" gibi yorumlar duydum. Oysa ben bunu sosyal bir sorumluluk olarak algılıyorum.

YÜZÜKLERİN EFENDİSİ YENİ ZELANDA’YI FİLM PLATOSUNA DÖNÜŞTÜRDÜ

ABD’de her eyaletin bir film konseyi ya da komisyonu var, rekabet ediyorlar. Örneğin Hawaii eyaletinin beş adasının her birinin film komisyonu var. "Lost" dizisini paylaşmaya çalışıyorlar. Hawaii dediğinizde aklınıza gelen cennet ve tatil görüntüsünün arkasındaki tek sebep filmlerde görmüş olduklarınız. Kimse kalkıp Hawaii yerine Tahiti’ye gitmez; gitmiyor! Yeni Zelandalı yönetmen Peter Jackson’ın kişisel çabaları Yeni Zelanda Film Komisyonu’nun kurulmasında çok önemli. "Yüzüklerin Efendisi" filmiyle bu ülke kullanılmaya başlandı, "King Kong", eski "Narnia" ve yeni çekilen "Narnia" ile devam etti. Şu anda James Cameron, "Avatar" filmini orada yapıyor.


FAS KRALI FİLM PLATOSUNU BİZZAT ZİYARET ETTİ

Indiana Jones ile kullanılmaya başlanan ve Ridley Scott’un "Cennet Krallığı" ile tekrar gündeme gelen Fas bir başka örnek. Fas Kralı Muhammed ve geçmişte de babası, sinema konusunda meraklı ve teşvik verici oldular. Kralın yönetmen Ridley Scott ile dostluğu da bir etken. "Cennet Krallığı" filmi çekilirken kral seti ziyaret etti ve her türlü kolaylığı sağladı. Fas özellikle Irak Savaşı ya da Ortadoğu konulu pek çok filmde yer olarak fazlasıyla kullanılıyor. Türkiye de bu konulu filmler için ideal. Hatta şu anda bir Irak Savaşı filmi için son elemelerde Fas ve Türkiye kaldık.

HER ÜLKENİN YÖNETMENİ KENDİ OYUNCUSUNU YILDIZ YAPIYOR

Türk devleti ve yatırımcıları Türk kökenli projelere yatırım yapmalı. Bunun en güzel örneği "My Big Fat Greek Wedding" türünde yapımlardır. Bu tip senaryoları geliştirmek de Türk Film Konseyi’nin amaçları arasında. Geçmişte yapılanlara bakıldığında izlenecek yol gayet nettir: Meksikalı yönetmen Alejandro Innaritu sayesinde Gael Garcia Bernal, İspanyol yönetmen Pedro Almodovar sayesinde Penelope Cruz ya da Antonio Banderas meşhur oldu. Fransız yönetmen Jean Pierre Jeunet sayesinde Audrey Tautou, Tom Hanks ile başrol oynadı. Amerikan filmlerindeki Fransa gezileri sayesinde komiser rolüyle Jean Reno ile tanıştık ve onu "Pembe Panter"e kadar taşıdık. Bizim izlememiz gereken yollar da aynıdır.

TÜRKİYE’DE ÇEKİLECEK DÖRT PROJE VAR

Teşvik yasası seçimler nedeniyle hálá çıkmadı ama şu anda TFK’nın gündeminde 5 proje var. Bunlardan ilki, "Perfume" filminin yönetmeni Tom Twyker’in yöneteceği Clive Owen ve Naomi Watts’ın oynadığı "The International". Bu proje 3 ülkede geçen bir aksiyon filmi ve bunlardan biri Türkiye. 120 sayfalık senaryoda Türkiye’nin 17 sayfa yeri var. İkinci proje, 2008 şubatında çekilmesi planlanan "Fast Tracks". Snowboardcuların yer aldığı bir korku filmi. Üçüncü proje, şu anda gizliliğini koruyan bir Amerikan TV dizisi. Bu proje 300 kişilik kadrosu ile Kasım ayında Türkiye’de. 13 bölümü Türkiye’de çekilecek. Dördüncüsü Focus Features’ın çekeceği ve Irak’ta geçen bir savaş filmi. Bu projede Türkiye’yi Irak için çekim mekanı olarak kullanmak istiyoruz. Son proje, MGM’in yapımcısı olduğu "Thomas Crown Affair 2" yani "Topkapı" projesi. Bu proje Türkiye için yine "Troy" filmi benzeri bir hayal kırıklığı olabilir; çünkü şu anda hiçbir teşvik olmadığı ve Çekler de yüzde 20 teşvik önerdikleri için bu proje oraya gidecek. MGM çok iyi müşterim olduğu için yöneticileri ile iyi ilişkiler içindeyim. Bu konuyu görüşmek için Kültür Bakanlığı’ndan Ekim ayında bir randevu almaya çalışıyoruz. MGM’den Perry Stahman bu konuda Türkiye’ye gelmeye hazır. Bunlar kaçırılmaması gereken altın fırsatlar.

TEŞVİK YASASI NEW MEXICO’YUGÖZDE BİR FİLM MEKANI YAPTI

ABD’deki New Mexico eyaletini örnek alarak Türkiye için bir sinema teşvik yasa tasarısı oluşturduk. New Mexico Film Konseyi, yüzde 25’lik vergi iadesi sistemini bir yıldır uyguluyor. Daha önce New Mexico’da film çekilmezken, 2006’da yasanın yürürlüğe girmesiyle eyaletin film sektöründen gelen geliri 428 milyon dolara çıktı ve eyalet filmcilerin gözde mekanlarından biri oldu. Şu anda çıkacak teşvik yasası Türkiye’de sadece 20 milyon dolar ve üzeri çekim harcaması yapacak projeleri kapsıyor. Bu rakam New Mexico’da 2-3 milyon dolar civarında. Bu yüzden talep çok daha az olacak. Ama Los Angeles’taki TFK’nın ne sponsor ne de devlet desteği alan bir yapı olduğu göz önünde tutulursa 4-5 büyük proje bizim için fazlası ile büyük bir iş. Yerli sinemacılar da bu teşvik yasasından zarar görmeyecek çünkü onlar da benzer teşviklerle desteklenecek. Uluslararası piyasada başka ülkeleri de hedefleyen projeler yapılmalı. TFK bu tip senaryoları da takip ediyor. Türk izleyicisine benzer özellikler taşıyan, Kore, Mısır, Yunanistan, Balkan ülkeleri ve Rusya için üretilmiş ortak yapımları destekliyoruz.

HOLLYWOOD’DA TANITIM GECESİ

Projelerimizden biri, web sitemizde Türk yeteneklerini tanıtacak geniş bir bölüm oluşturmak. Oyuncular, film müziği bestecileri, kostüm tasarımcıları, art direktörler, grafik tasarımcıları, senaryo yazarları ve kameramanlar için bir arena yaratmak. Bu arenada Türk prodüksiyon firmalarının da web sayfalarına yer verilecek. İkinci projemiz ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile planladığımız, "Hollywood’da 300 Kilit Adam" yemekli tanıtım geceleri. Hollywood sinema endüstrisinin üst düzey isimleriyle birebir ilişkiler kurabilmek amacıyla, beş gece boyunca Los Angeles, Peninsula Oteli’nde yapılacak yemeklerde İstanbul’un film mekanı olarak tanıtımı yapılacak. Diger projemiz "Comet Awards" yani "Turk Sineması Ödül Töreni", Golden Globe törenlerinin her yıl yapıldığı Beverly Hilton Oteli’nde gerçekleştirilecek.

KITE RUNNER FİLMİ AFGANİSTAN’A GİDİNCE BİR ŞEY YAPMAK GEREKTİĞİNİ ANLADIM

ABD’nin önemli film şirketlerinden Dreamworks’ten bir arkadaşım "Kite Runner" filmine yer bakmak için Türkiye’ye gittiklerinde nerede kalacaklarını sordu. Döndüklerinde ise Türkiye’de şelale olmadığı için Afganistan’da karar kıldıklarını söyledi. Türkiye’de şelale bulunamaması mümkün müdür? İnsan saçını başını yolmak istiyor ama sorunun özü muhatap eksikliği. 2005’te Türk Film Konseyi kurulana kadar Hollywood gibi bir merkezde, Türkiye’nin sinema sektörü ile ilgili hiçbir muhatabı yoktu. Bir diğer sebep ise; aynı yıllarda pazarlama görselleri üzerinde çalıştığım Nicole Kidman’ın oynadığı "Soğuk Dağ" filminin Romanya’yla hiç bağlantısı olmamasına rağmen Romanya’da çekilmesiydi. Yeni Zelanda, Romanya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Fas’ın bile Los Angeles’ta film konseyi var. Benim ülkemin bunlardan ne eksiği var? Sadece örgütlenme ve yaratıcı düşünme eksik. Amacımız Türkiye’yi yabancı film yapımcıları tarafından kullanılan bir platform haline getirerek sinemayı geliştirmek, ülkemizin kültürel alanda tanınmasını sağlamak; çünkü şu andaki tek tanınırlığımız -ne yazık ki- "Geceyarısı Ekspresi" ile! Bu kaygılarımı Türkiye’deki sinemacı arkadaşlarım ile paylaştım. Karakter olarak da girişimci bir yapım olduğu için bu sivil toplum örgütünün ilk adımlarını attım. Çoğu kişiden "Boşuna paranı harcama, Türklerle iş yapılmaz!" gibi yorumlar duydum. Oysa ben bunu sosyal bir sorumluluk olarak algılıyorum.

YÜZÜKLERİN EFENDİSİ YENİ ZELANDA’YI FİLM PLATOSUNA DÖNÜŞTÜRDÜ

ABD’de her eyaletin bir film konseyi ya da komisyonu var, rekabet ediyorlar. Örneğin Hawaii eyaletinin beş adasının her birinin film komisyonu var. "Lost" dizisini paylaşmaya çalışıyorlar. Hawaii dediğinizde aklınıza gelen cennet ve tatil görüntüsünün arkasındaki tek sebep filmlerde görmüş olduklarınız. Kimse kalkıp Hawaii yerine Tahiti’ye gitmez; gitmiyor! Yeni Zelandalı yönetmen Peter Jackson’ın kişisel çabaları Yeni Zelanda Film Komisyonu’nun kurulmasında çok önemli. "Yüzüklerin Efendisi" filmiyle bu ülke kullanılmaya başlandı, "King Kong", eski "Narnia" ve yeni çekilen "Narnia" ile devam etti. Şu anda James Cameron, "Avatar" filmini orada yapıyor.

FAS KRALI FİLM PLATOSUNU BİZZAT ZİYARET ETTİ

Indiana Jones ile kullanılmaya başlanan ve Ridley Scott’un "Cennet Krallığı" ile tekrar gündeme gelen Fas bir başka örnek. Fas Kralı Muhammed ve geçmişte de babası, sinema konusunda meraklı ve teşvik verici oldular. Kralın yönetmen Ridley Scott ile dostluğu da bir etken. "Cennet Krallığı" filmi çekilirken kral seti ziyaret etti ve her türlü kolaylığı sağladı. Fas özellikle Irak Savaşı ya da Ortadoğu konulu pek çok filmde yer olarak fazlasıyla kullanılıyor. Türkiye de bu konulu filmler için ideal. Hatta şu anda bir Irak Savaşı filmi için son elemelerde Fas ve Türkiye kaldık.

HER ÜLKENİN YÖNETMENİ KENDİ OYUNCUSUNU YILDIZ YAPIYOR

Türk devleti ve yatırımcıları Türk kökenli projelere yatırım yapmalı. Bunun en güzel örneği "My Big Fat Greek Wedding" türünde yapımlardır. Bu tip senaryoları geliştirmek de Türk Film Konseyi’nin amaçları arasında. Geçmişte yapılanlara bakıldığında izlenecek yol gayet nettir: Meksikalı yönetmen Alejandro Innaritu sayesinde Gael Garcia Bernal, İspanyol yönetmen Pedro Almodovar sayesinde Penelope Cruz ya da Antonio Banderas meşhur oldu. Fransız yönetmen Jean Pierre Jeunet sayesinde Audrey Tautou, Tom Hanks ile başrol oynadı. Amerikan filmlerindeki Fransa gezileri sayesinde komiser rolüyle Jean Reno ile tanıştık ve onu "Pembe Panter"e kadar taşıdık. Bizim izlememiz gereken yollar da aynıdır.

TÜRKİYE’DE ÇEKİLECEK DÖRT PROJE VAR

Teşvik yasası seçimler nedeniyle hálá çıkmadı ama şu anda TFK’nın gündeminde 5 proje var. Bunlardan ilki, "Perfume" filminin yönetmeni Tom Twyker’in yöneteceği Clive Owen ve Naomi Watts’ın oynadığı "The International". Bu proje 3 ülkede geçen bir aksiyon filmi ve bunlardan biri Türkiye. 120 sayfalık senaryoda Türkiye’nin 17 sayfa yeri var. İkinci proje, 2008 şubatında çekilmesi planlanan "Fast Tracks". Snowboardcuların yer aldığı bir korku filmi. Üçüncü proje, şu anda gizliliğini koruyan bir Amerikan TV dizisi. Bu proje 300 kişilik kadrosu ile Kasım ayında Türkiye’de. 13 bölümü Türkiye’de çekilecek. Dördüncüsü Focus Features’ın çekeceği ve Irak’ta geçen bir savaş filmi. Bu projede Türkiye’yi Irak için çekim mekanı olarak kullanmak istiyoruz. Son proje, MGM’in yapımcısı olduğu "Thomas Crown Affair 2" yani "Topkapı" projesi. Bu proje Türkiye için yine "Troy" filmi benzeri bir hayal kırıklığı olabilir; çünkü şu anda hiçbir teşvik olmadığı ve Çekler de yüzde 20 teşvik önerdikleri için bu proje oraya gidecek. MGM çok iyi müşterim olduğu için yöneticileri ile iyi ilişkiler içindeyim. Bu konuyu görüşmek için Kültür Bakanlığı’ndan Ekim ayında bir randevu almaya çalışıyoruz. MGM’den Perry Stahman bu konuda Türkiye’ye gelmeye hazır. Bunlar kaçırılmaması gereken altın fırsatlar.

TEŞVİK YASASI NEW MEXICO’YUGÖZDE BİR FİLM MEKANI YAPTI

ABD’deki New Mexico eyaletini örnek alarak Türkiye için bir sinema teşvik yasa tasarısı oluşturduk. New Mexico Film Konseyi, yüzde 25’lik vergi iadesi sistemini bir yıldır uyguluyor. Daha önce New Mexico’da film çekilmezken, 2006’da yasanın yürürlüğe girmesiyle eyaletin film sektöründen gelen geliri 428 milyon dolara çıktı ve eyalet filmcilerin gözde mekanlarından biri oldu. Şu anda çıkacak teşvik yasası Türkiye’de sadece 20 milyon dolar ve üzeri çekim harcaması yapacak projeleri kapsıyor. Bu rakam New Mexico’da 2-3 milyon dolar civarında. Bu yüzden talep çok daha az olacak. Ama Los Angeles’taki TFK’nın ne sponsor ne de devlet desteği alan bir yapı olduğu göz önünde tutulursa 4-5 büyük proje bizim için fazlası ile büyük bir iş. Yerli sinemacılar da bu teşvik yasasından zarar görmeyecek çünkü onlar da benzer teşviklerle desteklenecek. Uluslararası piyasada başka ülkeleri de hedefleyen projeler yapılmalı. TFK bu tip senaryoları da takip ediyor. Türk izleyicisine benzer özellikler taşıyan, Kore, Mısır, Yunanistan, Balkan ülkeleri ve Rusya için üretilmiş ortak yapımları destekliyoruz.

HOLLYWOOD’DA TANITIM GECESİ

Projelerimizden biri, web sitemizde Türk yeteneklerini tanıtacak geniş bir bölüm oluşturmak. Oyuncular, film müziği bestecileri, kostüm tasarımcıları, art direktörler, grafik tasarımcıları, senaryo yazarları ve kameramanlar için bir arena yaratmak. Bu arenada Türk prodüksiyon firmalarının da web sayfalarına yer verilecek. İkinci projemiz ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile planladığımız, "Hollywood’da 300 Kilit Adam" yemekli tanıtım geceleri. Hollywood sinema endüstrisinin üst düzey isimleriyle birebir ilişkiler kurabilmek amacıyla, beş gece boyunca Los Angeles, Peninsula Oteli’nde yapılacak yemeklerde İstanbul’un film mekanı olarak tanıtımı yapılacak. Diger projemiz "Comet Awards" yani "Turk Sineması Ödül Töreni", Golden Globe törenlerinin her yıl yapıldığı Beverly Hilton Oteli’nde gerçekleştirilecek.

KONSEY TÜRK VE AMERİKALI SİNEMACILARDAN OLUŞUYOR

Türk Film Konseyi’nin 20’ye yakın kurucu üyesi var. Üyeler arasında Türk sinemacılar Ezel Akay, Ömer ve Mine Vargı, Osman Sınav, Egemen Bağış, Ömer Atay, Elif Dağdeviren, Erol Avcı, Şükrü Avşar, Yılmaz Erdoğan, Diloy Gülün, Kortan Çelikbilek var. Onursal üyeler ise Amerikalı Türkiyesevenlerden oluşuyor: Conan filmlerinin yazarı ve yönetmeni, "Apocalypse Now" filminin yazarı ve "Roma" dizisinin yapımcısı John Millius; MGM’in başkanı Rocky ve Kill Bill filmlerinin başarısının arkasındaki isim Perry Stahman; 20th Century Fox’ın Pazarlama Başkan Yardımcısı Peter Stougard, oyuncu ve yapımcı Cassandra Gava; Candy Walters ve Marilyn Hall...


Ayten SERİN
hurriyet.com.tr
                                                                                                                                       Alıntıdır...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın