Pages

4 Aralık 2011 Pazar

İzmir'de yeni bir sektör şahlanıyor : Film endüstrisi


Hem ekrana yansıyan doğal güzelliklerinden, hem de işin ekonomik açısından İzmir; dizi yapımcıları tarafından tercih ediliyor.
Şu sıralar İstanbul'da çekilse bile Kavak Yelleri ve Bitmeyen Şarkı, İzmir'de çekimlerine başlanan ve izleyici tarafından benimsenen diziler.
Geçen hafta Star Tv ekranlarında yayına giren İzmir Çetesi'de isminden de anlaşılacağı üzere İzmir'de çekiliyor.

Usta Oyuncu Kadir İnanir, Kenan Ece ve Mustafa Üstündağ'ın başrolünü oynadıkları dizi, Konak sahnesi çekimleri sırasında İzmir halkının da ilgi odağı olmuştu.
Günlük yayınlanan Arkası Yarın dizileri yapımcıları da, mekan olarak İzmir'i tercih etmişler.
Fox Tv'de geçen hafta yayınlanmaya başlayan Derin Sular dizisinin tamamı İzmir'de çekiliyor. Tıpkı yakın zamanda Star Tv'de başlayacak olan Cennetin Sırları dizisi gibi.
Anlaşılan o ki hem maliyet faktörü hem de çekim mekan çeşitliği açısından, şehrin sunduğu alternatifler İzmir'i dizi cenneti yapmaya yetiyor
 Yılda 70 milyon dolar

       Özen Film Genel Müdürü Mehmet Soyarslan, bu hasılat içinde yabancı ülkelere ödenen 9.5 milyon dolarlık sinema giderinin, köpek mamasına ödenen paradan daha az olduğunu söyledi.

Türkiye’de yılda yaklaşık 110 ile 150 arasında filmin vizyona girdiğini belirten Mehmet Soyarslan, Temmuz ayına kadar vizyona giren 116 filmin, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18 düşüş gösterdiğini kaydetti. Soyarslan, 1999-2000 sezonundaki 11 ayda 23 milyon 447 bin kişinin sinemaya gittiğini, bu sayının bir önceki sezona göre seyirci bazında yüzde 8’lik artışı ifade ettiğini belirtti.
     
SİNEMA ÜCRETİ ORTALAMA 3 DOLAR 
       Türkiye’de ortalama sinema ücretinin 3 dolara geldiğini ifade eden Soyarslan, 23 milyon 447 bin seyirci dikkate alındığında, Türk sinema sektörünün yerli ve yabancı filmler dahil olmak üzere yaklaşık 70 milyon dolar civarında bir hasılat yarattığının hesaplandığını kaydetti.
     
Türkiye’de sinema seyircisi sayısında yeterince artış kaydedilememesi yüzünden sinema sektöründe faaliyet gösteren yabancı sinema şirketlerinin temsilci firmaları, dağıtım firmaları ve sinema salonu sahiplerinin yeterince kar sağlayamadığını savunan Mehmet Soyarslan, şöyle konuştu: “70 milyon dolarlık hasılatın yüzde 17’si olan yaklaşık 12 milyon dolar belediyelere, kalan 58 milyon doların yarısı olan 29 milyon dolar sinema salonu sahiplerine giderken, diğer yarısı 29 milyon dolar ise yerli ve yabancı film yapım ve dağıtım şirketlerine kalıyor. Türkiye’de yaklaşık 600 sinema salonu var. 58 milyon doların yarısı olan 29 milyon doları 600 sinema salonuna bölersek, sinema salonu başına senede yaklaşık 48 bin dolar bir gelir getiriyor. Bunu 12 aya bölünce ayda yaklaşık 4 bin dolar kalır. Bu, çeşitli personel, elektrik, kira ve değişik harcamaları olan sinema salonu için büyük bir gelir değildir.”
     
YERLİ FİLME KALAN 2.4 MİLYON DOLAR
       Diğer 29 milyon dolara sahip olan film yapım ve dağıtımcılarının da işletme gideri, reklam harcamaları ve film kopyalama giderleri çıktığında, 12 milyon doların geride kaldığını anlatan Soyarslan, şöyle devam etti: “12 milyon doların yüzde 20’si olan 2 milyon 400 bin dolar yerli film sektörüne gidiyor. Kalan yaklaşık 9.5 milyon dolar ise yurtdışındaki sinema filmi yapımcı firmalarına ödeniyor. ABD başta olmak yabancı ülkelere ödenen sinema filmi gideri, Türkiye’nin yıllık toplam köpek mamasına ödediği döviz miktarı 10 milyon dolar olduğu dikkate alınırsa, çok azdır.”
     
 Mehmet Soyarslan, İspanya, İngiltere ve İtalya gibi ülkelerde sinema sayısının 4 bin ile 7 bin arasında değiştiği ve ortalama sinema fiyatının da Türkiye’ye göre daha yüksek olduğu göze alındığı takdirde, bu ülkelerde sinema sektörünün, Türkiye’de üretilen 70 milyon doların 10 ila 20 misli hasılat üretildiğinin görüleceğini kaydetti.
     
YUNANİSTAN’DAN BİLE GERİYİZ 
       Yunanistan’ın da sinema sektöründe Türkiye’den daha ileri noktada bulunduğunu belirten Soyarslan, yaklaşık 8 milyon civarında nüfusa sahip olan Yunanistan’da en çok seyredilen filmler arasında yer alan, örneğin Titanic filmini 600 bin kişi izlerken, Türkiye’de 65 milyondan nüfustan 1 milyon 300 bin kişinin bu filmi izlediğini söyledi. Soyarslan, nüfusa orantılandığı takdirde Türkiye’de toplam nüfusun ancak yüzde 1.8’i “en iyi filme” gidebilirken, Yunanistan’da bu oranın yüzde 7.5’e çıktığını vurguladı. ABD ile karşılaştırıldığında ise Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun daha da ciddi boyutlarda olduğunun görüldüğünü kaydeden Soyarslan, 300 milyon nüfusa sahip ABD’de Titanic, Star Wars gibi en iyi filmlerin her birini seyreden seyirci sayısının 60 milyona yaklaştığı ve bunun da nüfusun yüzde 20’sini oluşturduğunu belirtti. Soyarslan, Türkiye’de sinema sektörünün finansal boyutunun Avrupa ve Amerika ölçülerine doğru geliştirilebilmesi ve sektörün büyütülebilmesi için kişi başına düşen milli gelir oranının artırılması gerektiğini söyledi. Soyarslan, Türkiye’de devletin bir yerli film yapımcılarına en azından genel maliyetin yüzde 10’u oranında para yardımında bulunmasınının, yerli film sanayinin gelişmesini hızlandıracağını ifade etti. Mehmet Soyarslan, devletin kaçak video, CD, DVD’lerle mücadele ederek, Türk sinema sektörünü korumasını da istedi.

egeinternethaber.com
                                                                                                                                        Alıntıdır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın