Pages

6 Aralık 2011 Salı

50 - 55 yıl öncesinin Eskişehir sinemaları


1969 yılına kadar, yani televizyon ülkemize gelinceye kadar halkımızın tek eğlencesi sinema idi. Ben bu yazımda Eskişehir'de 50-55 yıl öncesinin sinemalarından bahsedeceğim. Evet o yıllar sinema çok revaçta idi. Renkli filmi ancak yabancı yapımlarda görebilirdiniz. Böyle Filmlerin afişlerinde de mutlaka büyükçe puntolarla '' RENKLİ TÜRKÇE '' ibaresi dikkati çekecek bir yerde bulunurdu.

Türk filmleri siyah beyazdı. Ve yılda 600'e yakın film çekilirdi. Sinemalar dolar boşalardı.

Gelelim Eskişehir sinemalarına. O dönemlerde Eskişehir, şehir merkezi 150 bin nüfusu ile Türkiye'nin altıncı büyük şehri idi. 6-7 kadar sinema salonu vardı. Ama ne salonlar !... Tüm koltuklar tahtadan. Salonun en öndeki 5-6 sıra koltuk '' ÖN MEVKİ '' idi. Bu bölüme ayrı bir giriş ve yolla ulaşılırdı. Harçlığı az çocukların yeri idi buralar. salonun diğer normal sıraları ise '' Parter '' veya '' Hususi '' olarak adlandırılırdı. Aşağı yukarı tüm Sinemalarda ''BALKON '' bulunurdu.

Gelelim ücretlere: Ön mevki 50-55 kuruş, parter ve balkon 65-75 kuruş.

Sinemların önünde mutlaka ay çiçek çekirdeği satan seyyar arabalı esnaf olurdu bir kaç tane. Birinden 100 gram çekirdeği 25 kuruşa alıp, cebinize doldurup, gişeden de bileti alıp girerdiniz sinemaya. Çekirdeği çıtıt çıtır çitlerdiniz. Kimse de rahatsız olmazdı çünkü herkes çıtır çıtır...

Çekirdeklerin kabukları?

Tabii ki yere... Bütün salonlarda önde, perde civarında '' Kabuklu yemiş yemek yasaktır '' yazılı uyarısı bulunur du. Ama belediyenin koyduğu bu yasağı ne seyirci, ne de sinema sahibi dikkate almazdı.

Kışın bir kaç sinemada ilk gösterim, yani birinci vizyon film gösterilirdi. Tek film olarak. Bu sinemaların dışındaki salonlarda çift film. Filmlerin bir veya ikisi de ikinci vizyon.

Yaz aylarında ise sinemalarda mutlaka çift film. Ve ikinci vizyon. Kış aylarında birinci vizyon olarak gösterilen filmler, yaz aylarında tekrar gelirdi, ikinci vizyon olarak.

Bir de yazlık sinemalar. Yaz aylarının süsü yazlık sinemalar...

Bilindiği gibi Eskişehir'i Porsuk nehrinin kolları sarmıştır. Şehrin Merkezinden geçen bölümü '' ADALAR '' diye adlandırılır. Yalaman Adası da denirdi eskiden. Adalar'ın bu günkü durumunu gösterir bir galerim var bloğumda. İşte bu nehrin bu bölümünde 400-500 metre uzunluğunda bir kısmı iki tarafında aile çay bahçeleri ve yazlık sinemalar bulunurdu. Sinema salonlarının çoğununda burada yazlık bahçesi vardı. Yaz aylarında evlerinde sıkılanların tek uğrak yeriydi burası. Baba, anne ve çocukları ellerinde çekirdek külahları, evlerinden yürüyerek buraya gelir, ya çay bahçelerine oturup çay, meşrubat içip etrafı seyrederlerdi. Ya da yazlık sinemalardan birine gidip film izlerlerdi. Çift film.

Yazlık sinemalarda da tahta sandalyeler bulunurdu. İsteyen satılan minderlerden kiralayarak, daha konforlu bir şekilde film izler çekirdeklerini çitlerdi... Haa bir de gazozu da unutmayalım. Aralarda bir de gazoz içmek, sinema keyfinin olmazsa olmazıydı...

İşte o zamanlar böyleydi Eskişehir sinemaları...

blog.milliyet.com.tr
                                                                                                                                            Alıntıdır....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın