Pages

18 Aralık 2012 Salı

ABD'yi ikiye bölen o film


Film vizyona girmeden tartışma başladı

ABD’nin El Kaide lideri Usame bin Ladin’i yakalanma sürecini anlatan ve ünlü yönetmen Kathryn Bigelow’un imzasını taşıyan “Zero Dark Thirty” filminde yer alan El Kaide militanlarına işkence sahneleri ülke kamuoyunu ikiye böldü.

İLK 45 DAKİKASI...

Filmde CIA’in El Kaide tutuklularına uyguladığı suda boğma gibi “ağırlaştırılmış sorgu” teknikleri gerçeğe ve resmi kayıtlara uyumlu bir biçimde yer alıyor. Filmin ilk gösterimlerini izleyen eleştirmenleri, gazeteciler ve aktivistleri asıl rahatsız eden şey ise filmin ilk 45 dakikasında yer alan bu işkence anlarının Bin Ladin’in bulunması için faydalı ipuçları sağlamış olma ihtimali.

Bu durumun ABD’nin çok uzun zaman önce yasadışı ilan ettiği metotları, 2002 yılında yeniden kullanmaya karar vererek kıyamet kopmasına neden olan Bush yönetimini ağır bir dille eleştirenler için kabul edilemez olduğu belirtiliyor.

İŞKENCE GEREKLİ MİYDİ

Ayrıca yanı sıra Senato İstihbarat Komitesi tarafından hazırlanan ve bugün onaya sunulması beklenen CIA sorgularıyla ilgili 6 bin sayfalık yeni bir raporda da kötü muamelenin Bin Ladin’in bulunması için “hayati bir önemi olmadığı” ifade ediliyor. Ancak raporun gizliliği sürüyor ve detaylarının kısa bir süre içinde de kamuoyuyla paylaşılması beklenmiyor.

Dahası istihbarat yetkililerine göre, çeşitli seviyelerde işkenceye maruz bırakılan tutukluların bazıları yalan söylemiş olsa da bazılarının tamamen doğru, bazılarının da kısmen doğru ifadeler verdiği biliniyor. Dolayısıyla filmi görenlerin işkence ile Bin Ladin’in yakalanması arasında doğrudan bir bağlantı varmış algısına kapılmasından endişe ediliyor.

GUANTANAMO'YA 'BİP'

Zero Dark Thirty filmi ile ilgili tartışmalar devam ederken, 11 Eylül saldırılarıyla ilgili olarak Guantanamo Körfezi Hapishanesi’nde tutulan beş kişinin önümüzdeki yıl başlayacak yargılama sürecindeki duruşmalarda ifadelerin sansürlenmesini onaylanması tansiyonu iyice yükseltti.

Askeri Yargıç Albay James Pohl’un kararına göre, tutukluların ifadeleri sırasındaki ses yayınında 40 saniyelik bir geciktirme uygulanacak ve sakıncalı görülen sözler ‘bip’lenebilecek.

Pohl, ulusal güvenliğin korunması adına bunun en zararsız yöntem olduğunu belirtti.

Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği ve medya kuruluşları bunun tarihin en büyük terör davalarından birinin basına kapatılması anlamına geleceğini belirterek karara tepki gösterdi.

ABD yönetimi ise ses geçirmez camın arkasından ya da bir başka odadan davayı takip eden seyircilere gizli bilgilerin sızmasını önlemek amacıyla böyle bir uygulama yapıldığını belirterek kararı savundu.

kaynak: gazetevatan.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın