![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzq6aEIyc1QqFDyCSuBvz3QeHrFZNOUH81WYzeVWlflrGBHJrYTTEn1epw95a0_qwa5_J1uV0aOseLBSuU4idaMPCoVajikYUQKUnwaIAlJwsDmdbvBkdLmOa_GF_m7tLNc6AzuUYsKtci/s280/5812-1.jpg)
DSLR fotoğraf makinelerinin video çekimlerinde sağladığı avantajlar bir bir ortaya çıkmaya başladıkça, internette yayınlanan amatör videoların bile optik zenginlikleri yeterince sinematografik bir hale gelmeye başladı. Kolay taşınma, fotoğrafik net alan derinliği, film çekerken dikkat çekmeme, yüksek çözünürlük ve sayısız objektif çeşitliliği DSLR akımını başlatan öğelerin başında geldi. Peki Digital Single Lens Reflex (DSLR) yani objektifi değiştirilebilen fotoğraf makineleri ile nasıl film çekilir? Hangi fotoğraf makinesi tercih edilmeli? Çekim yaparken dikkat edilmesi gereken hususlar neler? Hangi objektif kullanılmalı? Sizler için araştırdık ve DSLR'dan beyaz perdeye uzanan yolu anlattık...
DSLR ile sinema akımının nedenleri
DSLR ile film çekmeye kalktığımızda yıllardır alıştığımız bazı alışkanlıklar da değişime uğruyor. Öncelikle kamera seçimi konusunda birkaç konuya dikkat çekmekte yarar var. Bunu yaparken de piyasada en çok tercih edilen 3 DSLR'den bahsetmeliyiz. Bunlar Canon EOS 550D, 7D ve 5D Mark II. Neden aralarında Nikon yok diyebilirsiniz. Bu sorunun cevabı, Canon'un bu işe daha fazla önem vermesinde yatıyor. Fakat elinizde diğer markalara ait video çekebilen bir DSLR varsa, film çekememek için hiçbir sebebiniz yoktur.
DSLR’ların taşınabilirlik ve dikkat çekmeme özellikleri paha biçilemez bir durum olarak belirtilebilir. Çünkü etraftaki insanlar tarafından rahatsız edilmek istemiyorsanız DSLR’lar ile çalışmak tam size göre. Fotoğraf makinesi ile kimsenin giremediği yerlerde ve ortamlarda film çekebilmek paha biçilemez öğeler arasında. Geçmişe baktığımızda Leica'nın bu kadar meşhur olmasının altında yatan sebeplerden biri de dikkat çekmemesi değil miydi?
“5D Mark II'nin görüntüyü algılayan sensörü, 35 mm film formatı boyutuna denktir.”
DSLR sensör ve görüş alanı matematiği
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiThtS83cjM4_KMcru8b4ysk4x8YvqGi6e08m2Nx387QxQTqaCbLT5M2qOyBZBpJWLdyJFBJJLujSppu4RaI7XA9l_50X0FVKW8wJEgiZbCN0aBkxITubDK2_F8_kMQpjww2Jd813EKkPfQ/s280/5812-3.jpg)
Işık kuralları ve beyaz ayarı
DSLR ile video çekerken dikkat edilmesi gereken ışık kurallarının başında yapaya fazla kaçmamak geliyor. Loş ortamlarda yüksek diyafram açıklıkları kullanıldığından netliğe çok önem verilmesi, dijital zoom yaparak görüntünün büyütülüp netliğin ekrandan kontrol edilmesi ve hareketli net takiplerinde prova yapılması, oluşabilecek netlik hatalarını minimumda tutacak seviyeye taşır. Birçok yönetmen, düşük net alan derinliğine olan sevdasını tatmin etmek için, gün ışığında ve yüksek ışıklarda yapılan açık diyaframlı çekimlerde, ND filtre kullanmakta ya da shutter’ı aynı oranda hızlandırmaktadır.
Beyaz ayarı, fotoğrafçılıkta iyi bildiğimiz bir konu, fakat çekeceğimiz filmlerdeki sahnelerin, planlar arası beyaz ayarı devamlılığına da dikkat etmemiz gerek. Bunun için çekim yapılacak sahnenin beyaz ayarı manuel şekilde alınmalı ve sahnenin bütün planlarında bu beyaz ayarıyla devam edilmelidir. Eğer beyaz ayarı yapacak beyaz kâğıdınız yoksa, hazır şablonlu beyaz ayarları da sahneyi kurtarabilir, fakat beyaz ayarını otomatikte bırakırsanız, aynı mekândaki birçok kaydedilen görüntü farklı renk ve değerlerde gözükecektir.
Teknik eksiklikler
Ses Sorunları
Profesyonel sinema mikrofonlarını doğrudan DSLR’lara bağlayamadığınız gibi, girişi uyan mono mikrofonlar da özellikle Canon 7D’de sorun yaratabiliyor. Çünkü AGC denilen otomatik gürültü kontrolü özelliği 7D ve 550D gibi gövdelerde kapatılamıyor. Bu da mono bir mikrofon bağladığınızda, su sesi gibi gelen aşırı hassasiyet üzerine kurulmuş bir arka planı sese dâhil eder hale geliyor. Çözümleri teknik olarak mevcut fakat ergonomi konusunda bir takım sorunlar içeriyor. Örneğin, jak girişini çift başlık haline getiren bir aparat kullanabilirsiniz. Bu aparatın bir ucuna mikrofonu bağlayıp, diğer ucuna da bir MP3 çalar takabilir, MP3 çalarınıza AGC sorununu çözen bir ses frekansı yükleyerek frekansın, mevzubahis gürültülerin kayıda alınmasını engelleyebilirsiniz. Akabinde, bilgisayarda sağ kanalı (frekansın olduğu kanal) silip, sol kanalı (asıl seslerin olduğu kanal) sağ kanala kopyaladığınızda bu zahmetli ses kaydını tamamlamış oluyorsunuz.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8rSa4ulIqlMRf0NXIqYeJX93_4IP1uR8AWQ0eYuVNkhR814acLFGD3o4L4BauZbOfnl4PJlvapGrXvs2GbzgQm5bLqIP0uQ_goa6PwhjCpWlxP1_Ba3qBNCqlCZ3bRC4-mtwwEcQubxbY/s280/5812-4.jpg)
Bir başka pratik çözüm ise; ses kaydedicinin mikrofona bağlanıp, kurguda görüntü ve seslerin eşleştirilmesidir. Tek yapmanız gereken, video kaydına girdiğinizde mikrofonu kayda giren kişinin “Sahne 5, Çekim 4” gibi komutları biraz sesli şekilde söylemesi. Gerisi bilgisayardaki hızınızla ilgili.
Ekran handikapları ve çözüm önerileri
DSLR’ların üzerindeki ekranlar, genelde gövdeye sabit olur. Özellikle alt açı ve tepeden alınan görüntülerde bu durum sizi fazlasıyla zorlayabilir. Eğer kamerayı monitöre bağlayarak sorunu çözmek isterseniz, kabloyu taktığınız anda reflex vizör azizliği ile DSLR’ların çoğunun üzerindeki ekranın kapandığını ve sadece monitöre görüntü geldiğini göreceksiniz. Öte yandan vizörden bakarak filmi çekmeyi düşünüyorsanız, vizörün de video kadrajları için yeteri kadar küçük kaldığını unutmayın.
Moiré Sorunu ve çözümü
Çekilen görüntülerin içindeki ararda sıralanmış düz ve keskin çizgilerin arasında bir dalgalanma ve bir bozulma oluşur. Buna Moiré sorununu denmektedir. Örnek olarak, Dalton Kardeşlerin kostümlerini verebiliriz. Kardeşleri biraz uzaktan DSLR makinemiz ile çekmeye kalktığımızda kostümlerinin üzerindeki çizgiler birbirine girecek gibi gözükecektir. Bu etkinin sebebi yüksek çözünürlüklü sensörlerle video çekimi yapmaya kalktığımızda aradan yok olan (atlanan satırlar- line skipping) piksellerin oluşturduğu pattern’lerdir. Manzara ve doğa çekimleri yapacaksanız karşınıza çok fazla çıkacak bir sorun değildir fakat mimari, endüstriyel ve tekstil alanlarındaki çekimlerle uğraşacaksanız sık sık başınızı ağrıtacak bir sorun Moiré.
Fluluk veya keskin görüntü sorunları ve çözüm önerileri
DSLR’larda ISO değerini 320'nin üstüne çıkarmak, grenlerin gözle görülür bir hale gelmesi demektir. Fakat videolook etkisinden kurtulup filmlook tadına ulaşmak isteyenler 500 ISO, 1/48 shutter ve 24 kare sayısıyla istediklerine daha da yaklaşacaklardır. Shutter demişken video çekimlerdeki ana kurallardan biri kare sayınızın shutter hızının yarısı kadar olması gerekliliğidir. Yani 25 kare PAL çekim için 1/50 shutter, 30 kare için 1/60 shutter düzeyi.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiqUwjMyUJ_78dwcNaeUl5PZvqEgmzbmxrPr-NGkhi7s0ghDtVprWwS8UZ2qmKhr8f0ul6sKJJQkJ8Mu06fK2MRH2WtNJhcGHuqEccJ7O78mXYQ5tsqEED6pRIDV40k-LxspfQgOYVMm3JZ/s280/5812-5.jpg)
DSLR Rolling Shutter sorunu ve çözüm önerileri
Aktüel çekimleri çok mu seviyorsunuz? O zaman DSLR'lerin bu konuda
başarısız olduğunu söylemek gerek. Çünkü C-MOS taramalı sensörlerin
eldeki en hafif titremeyi bile hissettiğini ve görüntüyü birbirine geçiren kötü bir görsellik sonucu sergilediğini belirtmek gerekir. Buna Rolling Shutter sorunu deniyor.
Fizik kurallarına göre bir kamerayı tutarken 3 ayrı noktadan temas etmek gerek. Bu da sol ve sağ ellerimizin yeterli olmadığını gösteriyor. Türkiye'de başarılı bir şekilde üretilen DSLR omuz aparatları mevcut. Bu aparatlar sayesinde DSLR'nizi bir omuz kamerasının verdiği sağlam tutuşlu aktüel çekimlere olanak sağlayabiliyorsunuz.
Yazılımlar
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEii1wdTiQ7SJoRnGHeNS50T6lTPcXBKPSPV2ogUd5E8m7_D0Xni5NrPdMvof0AupLX4Y2etMMnI3ZNeqzSWzFO4LopJwnOculDuJWT7s_9hUNY16C_KS4X-5IdxC_mKdwE4ByzherRCpiGr/s280/5812-6.jpg)
Magic Lantern
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgiec_PqYLySzdpnOMEcGafCk0yENunh6hZpkG4e9yx0FYvwwJS-Xu7-VHCqYh3KZUQsMiGnJ2B1jap01tG5sdIuRqt9Fg0ba4kMHp-dbMjBVbhpkO3qChucRka_JfN3zOHBs_r_zmGVysZ/s280/5812-7.jpg)
Picture Style ayarları ve kontrast kontrolü
Yazılımsal olarak müdahale etmemiz gereken bir diğer husus, Picture Style ayarları. Saturation, Contrast, Sharpen gibi öğelerin düzeylerini belirlediğimiz alan. Bütün ayarları kişisel zevkinize göre belirleyebilirsiniz fakat kontrast seviyesini en düşükte tutmakta fayda var. Sebebi ise, yüksek kontrast ayarıyla çektiğiniz videoların kontastlarını sonradan azaltmak gibi geriye dönüşü mümkün olmayan bir engel karşımıza çıkıyor. Düşük kontastlı çekimde ise, renkleri ve dokuları daha belirgin kaydettiğiniz gibi, kurgu esnasında kontrasta müdahale etme şansına hala sahip oluyorsunuz. Kontrastı donanımsal olarak da düşürmek istiyorsanız, iyi bir matte box kullanmanızda fayda var. Matte box, parasoleylerin video kameralar için yeniden düzenlenmiş ve geliştirilmiş halleridir. Filtreler ile sonuca ulaşmak istiyorsanız mavi ve yeşil filtreler de kontrastı düşürmek için başvurulan donanımsal çözümlerden.
technotoday.com.tr
Alıntıdır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Düşüncelerinizi bizimle paylaşın