Pages

30 Kasım 2011 Çarşamba

Sinemayı mı yoksa filmleri mi seviyoruz?


Sinemayı çok seviyoruz. Ama gerçekten seviyor muyuz? Orası tartışılır işte. Biz filmciyiz, filmleri seviyoruz. Sinema ile film arasında ne fark var canım, ikisi de aynı şey diyebilirsiniz. Didaktik olacak ama kısa bir açıklama... Sinemaya 'film yaratma sanatı' dersek, bu sanatın ürün ya da yapıt haline film diyebiliriz. Her ne kadar dilimizde bir sinemasever kelimesi olsa da 'filmsever' bir millet olduğumuzu düşündürecek pek çok durumla karşılaşıyoruz. Türk sinemasının kurucu yönetmenlerinden Lütfi Akad'ı 19 Kasım'da kaybetmemizle bu durum bir kez daha su yüzüne çıktı. Malum birçok 'filmsever', Kanun Namına, Vesikalı Yarim, Hudutların Kanunu, Yaralı Kurt, Gelin, Düğün, Diyet gibi Akad imzalı yapıtları izlemiş ve hafızasının bir köşesine 'sevdiği filmlerden biri' olarak not etmiştir. Ama bu sevgi, seyirci olarak birçoğumuzun Akad'ı 'keşfetmesine' yetmemiş anlaşılan. Çünkü Akad'la ilgili yazılı ya da sosyal medyada çıkan birçok yazıda Lütfi Ömer Akad olan ismi birden Ömer Lütfi Akad'a dönüşmüştü. Küçük ama bir yönetmeni tanıma anlamında önemli ayrıntıydı. Ki bu ayrıntı atlanıyorsa zaten, Lütfi Akad'ın, babasının ismi olan Ömer adını kullanmayı bıraktığını bilinmesi zaten beklenemezdi. (Nereden biliyoruz? İş Kültür Yayınları'ndan çıkan ve sadece tek baskı (3000 adet) yapan Işıkla Karanlık Arasında kitabında Lütfi Akad ismini kullanmasından, hatta kitabını Lütfi Akad olarak imzalamasından.) Bir başka önemli yönetmenimiz Ertem Eğilmez'e geçelim. Yapımcısı ya da yönetmenliğini yaptığı filmlere karşı özel bir ilgimizin olduğu, Sinema dergisinin seyirci oylarıyla belirlenen 'Tüm Zamanların En İyi 100 Türk Filmi' soruşturmasında bir kez daha görüldü. Eğilmez ya da onun ekolünden gelen yönetmenlerin filmleri listede epey yer tutuyor.

EĞİLMEZ'İ BİR TANISAK
Türkiye'de ana akım sinemanın oluşmasını sağlayan Eğilmez'in aynı zamanda pek çok sinemacıya da ilham verdiği biliniyor. Kimdir, nasıl bir yaşam sürmüş, sinemayla ilgili düşünceleri neler, sevdiği yönetmenler kim? Bu sorulara cevap verecek durumda mıyız, şöyle böyle. Oysa bu sorulara doyurucu bir şekilde cevap veren, Cem Pekman'ın Agora Kitaplığı'ndan geçen yıl çıkan, belki de Eğilmez ile ilgili derli toplu tek kitap Filim Gibi Adam Ertem Eğilmez var elde. Ama nedense filmlerine gösterilen ilgi Eğilmez'in kitabına gösterilmedi. Kitap tek baskı yaptı. Yani 1500 tane basıldı. Bu kitapların hepsi satılmadı bile. Kıssadan hisse filmleri izleyip devamını getiremiyoruz. Orada kalıyoruz. Ne yönetmenini tanımak, ne filmlerin nasıl çekildiğini öğrenmek gibi niyetlerimiz yok... Hal böyle olunca, Türk filmleri arşivimiz de, müzemiz de istenildiği gibi olamıyor, sinema kültürümüz gelişemiyor... O zaman sinemasever yerine 'filmsever'i kullanmak daha doğru değil mi?

OLKAN ÖZYURT
sabah.com.tr
                                                                                                                                             Alıntıdır....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın