1800’ lü yıllarda fotoğrafın hızlı bir gelişme göstermesi sinemanın doğmasına ve gelişmesine katkıda bulunmuştur. İlk yıllarda kare kare çekilen fotoğraflar bir çark üzerine sıra ile yerleştiriliyor. Çark çevrildiğinde görüntüler ard arda birbirini takip ettiği için beynimizde birleşiyor ve “hareketliymiş” imajını uyandırıyordu.
Gelişmeler birbirini takip ederken Fransız fizyolog Etienne Jules Maney , 1882‘ de dizi fotoğraflar çekmeye yarayan fotoğraf tabancasını geliştirir. Fotoğraf tabancası her 70 saniyede bir kere görüntü alabiliyordu. Ardından ABD’ li George Eastman 1887’ de duyar katlı rulo filmi kullanmaya başlar.
Amerikalı mucit Thomas Alva Edison 1891’ de “Film çekme kamerası” ve “film gösterme projeksiyonu “ nu yapar. Edison ilk gösterisini 1894’ te Paris’ te düzenler. Bir eksiği vardır o da film büyük bir perde yerine mercek takılmış bir delikten bir kişinin kutu içine bakmasıyla yapılıyor . Bu gösteriyi izleyen Lovis Lumiere fotoğraf gereçleri sanayicisi olan babası ile “ film çekme kamerası” , “film baskı makinesi” ve “ film gösterme projeksiyonu “ gibi üç işlevli bir aygıt yaparlar. Bu cihaza “cinematographe” ismini verirler. Lumiere ailesi birkaç ön gösterimden sonra 1895’ te Paris’ te “Boulevard Copucines Grand Cafe “ de profesyonel bir gösteri düzenleyerek seyircilere ilk sinema gösterisini sunarlar. Amerika’ da edison’ nun gösterileri Fransa’ da Lumiere ailesinin gösterileri kısa sürede tüm dünyaya yayılır. Lumiere “ Cinematographe “ haklarını Fransız girişimci Charles Pathe’ ye verirler. Pathe, finans kuruluşlarının ve o dönemin en iyi yönetmeni olan, Ferdinand Zacce’ nin desteğini alarak film şirketi kurar. Artık Edison‘ la rakip olmuştur. 1900’ lü yılların başlarında sadece Fransa’ da değil tüm dünyada egemenlik kurmaya başlar. 1. Dünya Savaşı’ nın olumsuz sonuçları Pathe Filme’ de yansır. Özellikle Avrupa ülkelerindeki hâkimiyeti yavaş yavaş kaybolmaya başlar.
Teknik anlamda bu gelişmeler içerikte de yeni yeni yöntemler deneniyordu sinema ile ilgili teknikler bulunurken rastlantılarda etkili olmuyor değildi. Mesela kamera yoluyla elde edilebilecek hilelerin çoğunu keşfeden Melies’ e bu fırsatı veren rastlantı şuydu:
Melies çekim yaparken kamerası arızalanır yeniden çalıştırıncaya dek geçen sürede, hareketler, olaylar değişir. Çektiği filmi seyrettiğinde bir kadının aniden erkeğe dönüştüğünü görür. Böylece hareketli resim tekniğinin gerçekte var olmayan olayları yapabileceğini anlar.
Dünya’ da bu gelişmeler olurken Osmanlı Devletin’ de de gösteriler başlar. İlk olarak Romanya uyruklu olan Sigmund Weinberg Gösterileri düzenler 1. Dünya Savaşı’ na kadar sadece dışarıdan gelen filim göstermekle yetinirler. Film yapımına ise Osmanlı devleti’ nin 1. Dünya Savaşı’ na girmesiyle başlar. 1876 – 1877 Osmanlı – Rus savaşında Osmanlı’ nın yenilgiye uğramasıyla Ruslar vardıkları en ileri bölge olan Yeşilköy’ e bir anıt dikerler. Savaş bakını Enver Paşa Osmanlı Devleti’ nin 1. Dünya Savaşı’ na girmesiyle Rusların Yeşil Köy’ deki Ayestefenos anıtının yıkılmasını emreder. Bu anıtın yıkılmasının filme alınmasını ister. Film yapımının araç ve gereçleri Viyana’ dan temin edilir. Sinemacı yedek subay olan Fuat Özkınay 14 Kasım 1914’ te anıtın yıkılışını filme kaydeder 150 metre uzunluğundaki bu film ilk Türk Filmi olarak tarihe geçer. Enver Paşa’ nın Almanya’ yı ziyareti sırasında alman ordusunun sinema kolunun çektiği filmleri izler ve sinema dairesinin Osmanlı ordusunda da kurulmasını ister. 1915 yılında savaş bakanlığı ve Türk orduları yapısında “İç Merkez Ordu Sinema Dairesi” kurulur. Film yapımı ilk yıllarda cephelerde haber amaçlı kullanılır. Savaş sonrasında cihazlara el konulması tehlikesine karşılık film araç ve gereçleri sivil kuruluşlara devredilir. Almanya’ da tiyatro ve sinema eğitimi alan Muhsin Ertuğrul’ un bu sektöre girmesiyle sinema tamamen sivil insiyatifine geçer.
gonengontam.gen.tr
Alıntıdır....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Düşüncelerinizi bizimle paylaşın