Pages

23 Ekim 2011 Pazar

Robert Rodriguez’den 10 Dakikalık Film Okulu

Günaydın arkadaşlar!

Bir süre önce ünlü bir film yönetmeninin laflarına şahit oldum. Diyordu ki: “Film hakkında bilmeniz gereken her şeyi öğrenmeniz 1 haftanızı alacaktır.” Bence biraz cömert davranmış. Bütün hepsini 10 dakikada öğrenebilirsiniz!

Saatlerinizi kurun, 10 dakika sonra bu sınıftan çıkmış olacağız.

Pekala, birer yönetmen olmak istiyorsunuz, öyle mi?

(Sınıf toplu halde: EVET!)

Yanlış cevap. Çünkü siz birer yönetmensiniz. Yönetmen olmayı düşündüğünüz, aklınıza koyduğunuz anda zaten birer yönetmensinizdir. Kendi adınıza bir kart bastırın, altına yönetmen olduğunuzu yazın ve bütün arkadaşlarınıza dağıtın. Bu işi hallettikten sonra ve kendiniz yönetmen olduğunuza inandığınız anda bir yönetmensinizdir, artık bir yönetmen gibi düşünmeye başlarsınız. Sakın yönetmen olmayı hayal etmeyin, siz zaten yönetmensiniz! Şimdi dersimize geri dönelim.

Hadi filmi başlatalım!

İlk bilmeniz gereken, bu işte yaratıcı olmanın size yetmeyeceğidir, teknik olarak da donanımlı olmalısınız.Yaratıcı insanlar yaratıcı doğarlar- çok şanslısınız! Teknik beceriye sahip insanlar ise hiçbir zaman yaratıcı olamazlar, istedikleri kadar uğraşsınlar. Yaratıcılığı satın alamazsınız, bir yerde bulamazsınız, öğrenemezsiniz, ancak onunla doğarsınız! Bir sürü yaratıcı insan teknik detayları öğrenmek istemez, peki o zaman ne olur?

Teknik insanlara bağlı kalırlar. Teknik beceriler edinin, öğrenmek zor değil. Yaratıcılığınıza teknik becerilerinizi de eklediğiniz anda durdurulamazsınız.

Deneyim – Filmler konusunda her hangi bir deneyime sahip misiniz? Evet, sahipsiniz, film izliyorsunuz! Şimdi sizin gerçek bir tecrübeye ihtiyacınız var. Sadece film izleyerek bu tecrübeyi edinemezsiniz. Elinize kamerayı alın, istediğiniz her şeyi çekin, kendi filmlerinizi yapın, kendi hatalarınızı yapın. Unutmayın hatalar özneldir. Birinin hata olarak kabul ettiği bir durum, bir çekim, başka biri için sanatın ta kendisidir. Bu gerçeğin arkasına saklanın. Herkese yaptığınızın saf sanat olduğunu söyleyin, bu şekilde işin içinden çıkmanız çok kolaylaşır.

Bir senaryo ile başlayın! Aranızdan herhangi biri senaryo yazmayı biliyor mu? Hayır mı? Güzel! Sizin dışınızda herkes aynı tarzda yazıyor, siz kendi tarzınızı oluşturun. Tek olun. Yazmak üzerine dersler alabilirsiniz, ama sakın bir film okuluna gitmeyi düşünmeyin. Yoksa siz de diğerlerinin yaptıkları filmlerin aynılarını yaparsınız. İnsanlar size ait bir şey görmek istiyorlar, bunu unutmayın!

Nasıl bir senaryo yazmalı? - Herhalde çok paranız yoktur, yoksa bu sınıfta olmazdınız. Demek film yapmak istiyorsunuz ama çok fazla para harcamak istemiyorsunuz. Film çekmeye başladığınızda sette binlerce problemle karşılaşacaksınız. Bu problemleri aşmanın iki yolu vardır: Ya yaratıcılığınızı kullanırsınız, ya da paranızı. Paranız yoktu değil mi? O zaman siz de anne babanızın paralarını bitirmeden çekebileceğiniz bir senaryo yazın. Ucuz bir film yapın!

Ucuz film nasıl yapılır? - Etrafınıza bir bakın, nelere sahipsiniz? Sahip olduğunuz şeylerin bir listesini oluşturun. Babanızın likör dükkanı mı var, o zaman bir likör dükkanı hakkında bir film yapın. Köpeğiniz mi var, onun hakkında bir film yapın. Anneniz bir klinikte mi çalışıyor, gidin ve filminizi klinikte çekin. El Mariachi’yi yaptığımda elimde bir kaplumbağa, bir gitar çantası ve küçük bir kasaba vardı. Ben de bunların çevresinde dönen bir film yapmaya karar verdim.

Aklınızdakini nasıl görselleştirirsiniz? - Storyboard kullanabilirsiniz, hayal ettiklerinizi kağıda çizerek bir plan oluşturabilirsiniz. Ama aslında yapmanız gereken şey bomboş beyaz bir perde hayal edip, filminizi oraya yansıtmaktır. Gözünüzü kapatın ve bir perde hayal edin, kendi filminizi hayal edin. Her çekime, her sahneye odaklanın. Koltukta oturun ve etrafınızdaki herkesten, aklınızdaki filminiz dışındaki tüm düşüncelerden kurtulun ve filminizi izleyin. Çok mu yavaş, çok mu hızlı, eğlenceli mi olmuş, peki bir bütünlüğe sahip mi? Tüm izlediklerinizi, tüm gördüğünüz çekimleri not edin. Sonra gidip hepsini teker teker filme alın.

Neler lazım? – Şimdi araç gerece bir göz atalım. Ne kadar kötü aletlere sahipseniz o kadar iyi. Bu sizin ilk filminiz, en iyi şeylere ihtiyacınız yok, unutmayın daha Spielberg olmadınız! Bu kamerayı El Mariachi’yi çekerken kullandım, nerdeyse aynısını diyelim, çünkü bu bir 16S, bense bir 16M kullandım. Çok hafif bir kamera böylece istediğim gibi hareket edebildim, sesi de biraz çok çıkıyor, o yüzden ses kaydı konusunda problemler yaşadım, ama sadece 2000$. Sakın gidip de 2000$’ı bir anda bir kameraya yatırmayın. Kamerası olan birini bulun. Arkadaşım kamerasını kullanmıyordu ve ondan ödünç aldım, filmimi çektim. (Çok ağır gözüken üç bacağı göstererek)

Şuna bakın, ne kadar güzel bir üç bacak, çok sağlam bir üç bacak, ne olacağını tahmin edebiliyor musunuz? Kamera hareket etmeden o üç bacak üzerinde duracak, siz o kamerayı ordan almak istemeyeceksiniz, çünkü bileceksiniz ki bu sizin filminizin sıkı görünmesini sağlayacak. Alın o kamerayı elinize, bir tekerlekli sandalyeye oturun ve kendi etrafınızda dönün, bu filminize biraz enerji katar. İlk filmlerin en güzel yanı enerji dolu olmalarıdır, hayat dolu olmalarıdır. Büyük prodüksiyonların bu enerjiyi taklit etmeleri bile mümkün değildir. Çünkü ortada çok güzel ve sağlam bir üç bacak vardır, çok fazla teknik eleman vardır. Böylece herşey pasparlak ve aynı zamanda ölü görünür. Kurtulun şu pahalı şeyden ve filminizi canlandırın. Fazlasıyla iyi, fazlasıyla ağır- ellerinizi kullanın yeter!

Bu bir ışık ölçer. Bu da yeteri kadar pahalı bir şey. Tabi ki kullanbilirsiniz ama ihtiyacınız olanın sadece üzerinde bir algılayıcı ve bir gösterge olan bir ışık ölçerdir. Unutmayın bu alet sizin en yakın dostunuz. Çekeceğiniz objeye tutun, ışığı ölçün kaydedin. Kullanacağınız lensi seçin ve artık çekime hazırsınız!

Sakın fazla ışık kullanmayın. El Mariachi’yi çekerken sadece iki ışık kaynağım vardı, bildiğiniz sıradan ampüller. İç mekan çekimleri için dengeli kaynaklardı, işimi görürlerdi. Film bitince herkes bana çekimlerin çok tarz olduğunu çünkü ışığın çok az olduğundan bahsetti. İşte gördünüz, hatalarınız ve imkansızlıklarınız nasılda artistik öğelere dönüştü.

Son olarak postprodüksiyona geldik. Çekimleriniz bitti, şimdi ne yapmayı düşünüyorsunuz? (Bir video edit aletini göstererek) Bunlar sizin dostlarınızdır. Video editleme araçları, montaj yazılımları kolay kullanılırlar, ucuzdurlar ve anında tepki verirler. Sakın film şeritlerinizi kesip biçmeyin. Film şeritleri isizn düşmanınızdır. Çekimlerinizi film üzerine yapabilirsiniz, bu sorun değil; ama sakın film şeritlerinizi montaj için kullanmayın. Aranızda böyle bir şey düşünen varsa şimdi bu sınıfı terketsin. Gidip gerçek bir film okuluna 20000$ ödesin, sonra istediği gibi filmleri kesip biçebilir. Ama eline hiçbir şey geçmeyecektir, bir işi bile olmayacaktır, bana güvenin.

Bugün tüm kayıtlar ya bilgisayarda ya da video kasetlerde. Film yavaştır, film pahalıdır ve yaratıcı değildir- bir sürü zamanınızı çalar. Video bandlarını kesip biçin. Ben öyle yapıyorum. El Mariachi’yi çekmek için nerdeyse hiç para harcamadım. 3,5 inc. Lik bir master kaydım vardı, çok güzel görünüyordu çünkü direk band üzerine kaydedilmişti. Arada kopyalama süreçlerine girmediği için aynı bir 35 mm gibi temiz ve saf görünüyordu. Filmin VHS kopyalarını çıkardım ve bütün Hollywood’a yolladım. Bir tane bile film kopyasını çıkarmadım. Para kaybından başka bir şey değil. Uğraşırsın, karışırlar, bozulurlar, bir sürü para harcarsın. Ama en önemlisi onlar filminin kopyalarıdır. Filminizin kopyalarını istemezsiniz, negatiflerini istersiniz, band üzerine kaydedilmiş. Böylece insanlar ellerine geçeni izlerler ve çoğaltırlar. Filmin çekimleri bitti, montajı bitti. İnsanlar sizi beğendi, herkes size para ödemek için can atıyor. Peki şimdi ne yapacaksınız. Gidin ve kendinize bir menejer bulun. Hollywood çakallarla doludur. Size en iyi teklifleri bulurlar, en çok parayı kazandırırlar, en iyi filmleri çekmenize yardım ederler.

Burada öğrendiğiniz şey kimsenin bilmediği bir şey. Ucuza bir film nasıl çekilir. Hollywood’da bir kişi bile bu bilgilere sahip değil. Siz ucuza bir film çekebilirsiniz, siz daha iyi filmler çekebilirsiniz. Sistem içinde eriyip kaybolmayın, ayrıcalıklı pozisyonunuzun avantajını kullanın.

Ben hala çok düşük bütçeli filmler çekiyorum, ama yüksek bütçeli filmlerden farklı değiller. Çünkü artık sizin de öğrendiğiniz bu teknikleri kullanıyorum.

Artık gidip kendi filmlerimi çekmeye devam etmeliyim. Umarım size anlattıklarımdan bir şeyler öğrenmişsinizdir. Umarım hayallerinizi yazar, elinize kamerayı alıp çekersiniz.

Arzulamayı bırakın, yapmaya başlayın.

Hollywood’da görüşürüz, korkutucu olun!”

Robert Rodriguez

                                                                                                                                              Alıntı



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın