Pages

31 Ekim 2011 Pazartesi

Film Kurgusu ve çeşitleri




 Derleme Kurgu:  Farklı planların bağımsız olarak, devamlılık kuralına uyulması gerekmeden bağlanması ve öykünün anlatılabilmesi derleme kurgu ile gerçekleşir. Temel olarak belgeseller bu biçimde bağlanır. Derleme kurguda amaç, öyküyü belli bir mantık çerçevesinde anlatabilmektir. Planların birbirlerinin kesintisiz devamı olarak görülmeleri gerekmemektedir. Hareket sürekliliği de o kadar önemli değildir. Kimi video klipler ve deneysel filmler de bu yöntem ile kurgulanabilir.

Kesintisiz Kurgu: Bu kurgu yöntemi daha çok kurmaca sinema yapıtları için kullanılır. Farklı ölçeklerde çekilmiş ve sahneleri oluşturan planlar bu kurgu yöntemi aracılığı ile ardı ardına bağlanır ve birbirlerini izleyen saniyelermiş gibi görünürler. Bu biçimde seyirci filmi olaydan kopmadan, her görüntü birbirinin ardı sıra çekilmiş gibi algılamaktadır. Burada ışığa, hareketin devamlılığına, oyuncuların giysi ve tutarlılıklarına dikkat etmek gerekmektedir. Planlar arası geçişlerde oyuncu hareketleri, bakış açıları çok önemlidir. Aksi durumda devamlılık sağlanamaz. Kesintisiz kurguda planları ardı ardına değil bir hareket bütünü olarak algılamak gerekmektedir.

Almaşık Kurgu ( Cross Cutting): Zamansal gelişimi vurgulayabilmek için yapılan bir kurgu çeşitidir. Birbiriyle  bağlantılı çekim  parçaları art arda kurgulanarak çeşitli olguların parçaları iç içe geçer.

Anlıksal Kurgu ( Intellectuel Montage): "S.Eisenstein'ın ileri sürdüğü kurgu çeşitlerinden biri. Anlıksal çeşitten seslerin ve üsttitremlerin, kendilerine uygun düşen anlıksal duygulanmaların birbiriyle çatışacak biçimde yan yana getirilmesine dayanır. Eisenstein, bu kurgu aracılığıyla sinemada en soyut düşünceleri bile izleyiciye sunabilmeyi erekliyordu. Böylelikle sinema tıpkı dil gibi tüm soyut kavramları aktarabilecekti"

Bağlantılı Kurgu ( Relational Editing): Çekimleri arasında çağrışım oluşturacak biçimde düzenleyerek gerçekleştirilen kurgu.

Benzetmeli Kurgu ( Editing by Analogy): İki çekimin ortaya koyduğu kavramlar arasındaki herhangi bir andırıştan yararlanarak bir düşünceyi, daha iyi anlatmayı sağlayan kurgu.

Bireşimci Kurcu ( Synthetic Editing): Uzun çekimlerden oluşan kurgu.

Çözümleyici Kurgu ( Analythic Editing): Sahnenin çok kısa çekimlere bölünmesi.

Devingen Kurgu ( Dynamic Cutting): Giderek hızlanan, ritmi artan kurgu.

Durgun Kurgu ( Static Cutting): Gittikçe yavaşlayan, ritmi düşen kurgu.

Elektronik Kurgu ( Electronic Editing): Video veya sayısal ortamda yapılan kurgu.

Girişik Kurgu ( Non-Linear Editing): Videoda, değişmesi gereken kurgulanmış bir bölümü, diğer kurgulanmış bölümlere zarar vermeden değiştirilebilen kurgu yöntemi.

Görsel-İşitsel Kurgu ( Audio-Visual Montage): Ses ile görüntü arasında olması gereken eşlemeden ayrı olarak örgensel (çok sesli kurgu) bir bağın da gerçekleşmesi gerektiğini savunan S.Eisenstein'in kurgu yöntemlerinden biridir.

Hızlı Kurgu ( Fast Cutting): Çok kısa çekimlerin birbirini izlemesinden oluşan kurgudur.

Yavaş Kurgu ( Slow Cutting): Çok uzun çekimlerin birbirini izlemesinden oluşan kurgudur.

    Ayrıca İç Kurgu, Karşılaştırmalı Kurgu, Koşut Kurgu, Ölçümlü Kurgu, Tartımlı Kurgu, Titremsel Kurgu, Üsttitremsel Kurgu, Yinelemeli Kurgu gibi kavramlar da video ve film kurgusunda kullanılan çeşitli yöntemlerdendir.

Kurgu Nasıl Yapılır ?


    Kurguyu öğrenmek isteyen ve kurguya başlayacak kişiler, sinema filmlerini, televizyon dizilerini, reklam filmlerini ya da klipleri seyirci gözüyle izlemekten kurtulmalıdır. İzleyicinin rahat koltuğundan kalkıp çekilmiş yapıtları derinlemesine inceleyip bir başka değişle mutfağına geçmesi, onları bir bütün olarak değil de, oluşturulan parçalarıyla birlikte ayrı ayrı algılayabilmesi gerekmektedir. Bir filmi tasarlamak, çekebilmek ya da kurgulamak için filmi oluşturan ögelerin iyice tanınması ve kavranması söz konusudur. Çekilen bir yapıtı oluşturan üç temel öge bulunmaktadır : Plan, Sahne, Sekans.

    Plan: Film çekimlerimlerinde kameranın kayda başlaması ve kayıttan çıkışı arasında kaydettiği bölümdür. Başka deyişle kameranın kayıt tuşuna basıldığı ilk andan, kayıttan çıkmak için aynı tuşa basıldığı ana değin objektifin önündeki hareketli ya da durağan nesnelerin kaydıdır. Planları ayıran tek özellik, kameranın kesme yapması yani başlayıp bitmesidir. Planlar, çekildikleri kameranın açısına, çekildikleri kameranın hareketine ve çekimin ölçeğine göre adlandırılırlar. Örneğin " kısa plan ve hızlı kurgu sinemanın daha ilk dönemlerinde, Eisenstein'da, Vertov'da ve benzerlerinde yaratıcı ve filmin anlam dağarcığını genişletici bir üslupla kullanılmıştır."
   
Sahne: Filmlerde ya da çekilmiş diğer yapıtlarda mekan ve zaman bütünlüğü olan bölümlerdir. Temel noktası zamanın ya da mekanın hiçbir zaman değişmemesidir. Senaryonun ve filmin sahnelere bölünmesinin en temel amacı, sözkonusu yapıtların çekiminde ve özellikle kurgularında kolaylık sağlamaktır. Aynı mekanda geçen sahneler film çekimlerinde birbiri ardına birlikte çekilirler. Yapılacak işi programlarken hazırlanacak sahnenin mekanına ya da zamanına dikkat edilir. Sahnenin değişmesi demek, mekanın ya da zamanın değişmiş olması demektir. Bir başka deyişle sahneler, birbirleri ardına eklenmiş planlardan oluşmaktadırlar ve olaylar aynı mekan içinde aynı zaman diliminde geçmektedir. Oyuncuların giysileri bile değişmemektedir.
 
 Senaryoda sırasıyla sahne numarası, çekileceği mekan, iç ya da dış mekan oluşu ve gece ya da gündüz oluşu bir başka deyişle sahnenin zamanı yer alır. Örneğin Haydarpaşa limanında bir çekim yapılırken :

1. Haydarpaşa Limanı Tır Parkı                                                                                Dış/Gece
Sahne Numarası: 1- Mekan: Haydarpaşa Limanı Tır Parkı - Çekim Alanı: Dış Çekim - Zaman: Gece.

2. Liman Binası                                                                                                          İç/Gece
Mekan değiştiği için sahne atlar. 2. sahneye geçilir.

3. Liman Binası                                                                                                            İç/Gün
Zaman değiştiği için sahne atlar. 3. sahneye geçilir.

     Sekans: Filmin kendi içerisinde anlam bütünlüğü olan bölümlerine verilan addır. Sekanslar kendi içlerinde anlattıkları bir konuyu alıp bitirirler. Sekanslar filmin içerisinden çıkartılıp kendi başlarına izlenseler de anlamlı, kopukluk yaratmayan bölümlerdir. Bir film, giriş sekansı, final sekansı, gibi bölümlerden oluşur. Örneğin polisiye filmlerde takip sekansları vardır. Her sekansın başlama, gelişme ve bitiş noktaları bulunur. Her sekans kendi içinde bir dramatik yapı içermektedir.
   
Bir sekans tek bir sahneden oluşabileceği gibi bir çok sahnedende oluşabilir. Aynı biçimde sekans tek bir plandan da oluşabilir. bir çok plandan da... Tek bir planda başlayığ biten sekanslara Plan Sekans denir. Film içerisinde sekansları ayırmanın yolu, anlam bütünlüğü olan bölümleri birbirinden ayırmaktır. Sekansın ayırıcı yanı anlam bütünlüğüdür.
   
Kameranın birbiri ardına kaydettiği görüntüler, planlar, filmin sonunda oldukça fazla sayıda ve dağınık olarak karşımıza çıkar. Tek bir planın 6 kez yinelendiği varsıylırsa, 90 dakikalık bir film için 540 dakikalık film harcanmaktadır. Birbirleriyle pek de ilgili olmayan bu film parçaları ancak nitelikli bir kurgudan sonra anlamlı bir bütüne dönüşür. Çeşitli çekimler kurgu sonucu kendi içinde anlamlı bir filme dönüşür.
   
Oyuncu hataları, devamlılık hataları, teknik sorunlar ya da ışığın tutarsızlığı sonucu aynı planlar bir çok kez yinelenebilir. Bunun sonucu elde edilen fazlalıklar ancak kurgu aracılığıyla ayıklanabilmektedir.
 
 Çekimlerde planlar öykünün giriş-gelişme-sonucuna göre değil, zaman ve mekan açısından ortak planların sırasıyla çekilmesiyle gerçekleştirilmektedir. Bir başka deyişle çekimler öykünün akışıyla bire bir örtüşmemektedir. Söz gelimi ayrı ayrı günlerde yapılmış çekimler filmin içinde aynı gün içerisinde çekilmiş ve birbirini izlermiş gibi kurgulanmaktadır. Bu biçimde öyküye göre gerçekte olamayan bir zamanı yaratma işlemine Sinemasal Zaman denir. Örneğin sokak çocuklarıyla ilgili bir belgesel, bir çok cocuğun, farklı kış aylarında görüntülenmesi sonucu tek bir kış ayında geçiyormuş gibi kurgulanarak yaratılabilmektedir.
 
 Örneğin filmin yönetmeni senaryoda geçen hastane sekansını çekeceği hastaneyi şöyle tasarlamaktadır: Yüksek tavanlı, uzun koridoru olan, odaları geniş ve boğaz manzaralı, bahçesi geniş ve ağaçlık. Her mekanı çekilecek sahneler olarak düşünün. Böyle bir hastane bulmak olası değildir. Böyle durumlarda yönetmen planladığı her sahneyi farklı bir yerde çekerek ( Bir hastanede koridor çekimlerini yapıp, oda çekimlerini boğaza bakan bir otelin odasını hastane odası olarak düzenledikten sonra orada bitirip, bahçe olarak geniş bir parkı kullandıktan sonra) ve kurguda ışık ve oyuncu devamlılığına dikkat ederek, tek bir hastanede geçiyormuş gibi kurgulayabilir. Böylece film gerçekte olmayan, uzun koridorlu, odaları boğaza bakan geniş yeşillikli bir bahçeye sahip yeni bir haste yaratmıştır. Sinemasal Mekan yaratımı biçiminde adlandırılan da budur.
 
 Kurgucunun görevi eldeki malzemeden olabildiğince en iyi sonucu elde etmektir. İşini iyi bilen bir kurgucu elindeki hatalarla dolu filmleri çeşitli yöntemlerle en az hatalı düzeye indirir ve filmi baştan yaratır. Kurgunun en önemli işlevi sinemada anlam yaratabilmesidir. Bu anlam ise doğru cümleyi, doğru sözcüklerle aktararak geçekleşmektedir. “ Kurgu, konunun gelişmesinde bir kısa devre yaratmamıza yardım eder. Kurguyla yaratılan mozaik, konumuzun işleyişini güçlendirir; kahramanımızı çevresine oturtur., insanı nasıl çevresini ve çevrenin nasıl insanı değiştirdiğini gösterir. Kurgu hareket durumundaki gerçek güçleri, ulusların ekonomik ve toplumsal hayatını göstermelidir.”

Not: “Video ve Film Kurgusuna Giriş” adlı eserden alıntıdır.
                                                                                                                                     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bizimle paylaşın